Brexit hesapları

10 Temmuz 2016
Brexit kararı sonrası piyasalarda hesaplar yeniden yapılmaya başladı. Alman kararın başta FED'in faiz artırım süreci olmak üzere global piyasalara etkisi tartışılıyor. Rusya, İsrail ve Mısır'la ilgili gelişmeler ve terör saldırıları da iç piyasada yakından izleniyor.

TALİP YILMAZ                                GÖZDE YENİOVA
tyilmaz@ekonomist.com.tr        gyeniova@ekonomist.com.tr

İşte böyle bir ortamda sonbahara kadar piyasanın yeni rotasını finans sektöründen 73 CEO ile analiz ettik, yeni dönemin portföy önerilerini şekillendirdik. Uzmanlar, piyasalarda artan risklerle birlikte dolar ve altın gibi güvenli limanlara dikkat çekiyor. Faizdeki düşüş eğilimi Hazine kağıtlarını öne çıkarıyor. Borsada ise değerlemesi uygun ve hikayesi olan hisselerin geri çekilmelerde alınabileceği ifade ediliyor.

Tabloları görmek için görsellere tıklayın.
550
551 552 553 554Piyasalar bayram tatiline yoğun bir haber trafiği sonrasında girmişti. Bayram tatili sonrası piyasalar açısından en kritik konu Brexit’in etkileri olacak. Hatırlanacağı gibi 23 Haziran’da Birleşik Krallık’ta yapılan referandumdan Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma kararı çıkmıştı. Bu karar sonrasında AB’nin bütünlüğü tartışmaya açılırken, bunun Türkiye ve dünya piyasalarına olası yansımaları analiz ediliyor.

Brexit’in küresel ekonomilerde yavaşlatıcı etkisi olacağı ifade ediliyor. Yine başta İtalya olmak üzere Avrupa bankacılık sisteminde endişeler artıyor. Bunun yanında bayram öncesinde Rusya, İsrail ve Mısır’la yaşanan ılımlı gelişmeler ‘piyasalara moral oldu’ derken, bu kez de İstanbul Atatürk Havalimanı’nda yaşanan terör saldırısı gündeme oturmuştu. İşte böyle kritik bir süreçte Ramazan Bayramı tatilinden dönüyoruz.

Özellikle Brexit sonrası piyasaların yeni yol haritasını finans şirketlerinin CEO’lanna analiz ettirdik. Piyasalarda sonbahara kadar hangi seviyelerde yeni dengelerin olacağını sorduk ve model portföy önerilerini aldık.

Yaptığımız çalışmanın detaylarını haberimizde bulacaksanız. Ancak şunu söyleyebiliriz. Yaz aylan o kadar da kolay geçmeyecek. Rusya ve İsrail ile yaşanan yumuşama sürecinin şirketler bazında bazı olumlu etkileri olabilir. Ancak İngiltere’deki referandumdan çıkan Brexit karan, piyasalar açısından ana belirleyici konumunda. Atatürk Havalimanı’ndaki patlama da Türkiye turizmi için Rusya ve İsrail gelişmelerine rağmen, ağır bir darbe olarak nitelendirilebilir.

PİYASA BEKLENTİLERİ NASIL?
İşte bu piyasa şartlannda konuştuğumuz flnansçı CEO’lar borsada 70.000’in altını öngörmüyor. 70.000’li seviyelere gerileme olmadan da hisse senedi piyasasında alım tavsiyesini sınırlı tutuyor.

Aşağı ve yukan yönlü tahminler de olmakla birlikte, dolar/TL’de yeni dengenin 2,90-3,00 bandında olacağını söyleyebiliriz.

Gösterge faizde Merkez Bankası politikalan ve yine ABD’nin merkez bankası olan FED’in nasıl bir yol haritası izleyeceği önemli olacak. Dünyada düşük faiz ortamının devam edeceği yönünde beklentiler öne çıktığı için gösterge faizde çift haneler çok öngörülmüyor.

Altın, güvenli liman algısıyla yükselişini sürdürüyor. Ons bazında 1,400 dolar seviyelerini telaffuz eden uzmanlar var. Gram/TL bazında ise dengenin 120-130 bandında oluşacağını söyleyebiliriz.

YAZ PORTFÖYÜ ÖNERİLERİ
12 CEO’dan aldığımız portföy dağılımı da bu ortamda şekillendi. Yaptığımız çalışmaya göre, hisse senedi yüzde 28,8’lik oranla portföylerde en çok önerilen yatınm aracı olarak öne çıkıyor. Ancak burada şunu ifade etmek gerekiyor. Endeksin 74.000’in altında 72.000 ve 70.000 desteğine doğru hareketlerinde hisse alımı yapılmalı. Bunun ardından en çok dikkat çeken yatınm aracı yüzde 16,3 payla dolar.

Daha önce Euro da önerilerde öne çıkarken Brexit karan sonrasında dövizde doların öne çıkacağını söyleyebiliriz. TL faiz tarafında düşük faiz politikası ile birlikte tahvil bono, mevduat önerilerinin yerine geçmeye başladı. Çünkü politika faizindeki düşüş mevduat faizinin de aşağı gelmesine neden oluyor. Yine önerilerde öne çıkmaya başlayan bir diğer yatırım aracı da altın. 12 CEO’nun sekizi portföyde altın önerisinde bulunuyor.

Sonuçta ortaya çıkan veriler, CEO’ların güvenli liman olarak dolar ve altını gördüğünü gösteriyor. Bunun yanında endeksin uygun seviyelere gelmesi ve iskontoların artmasıyla birlikte hisse senedi de yatırımcıların tercihlerinde olabilir.

DOLAR VE ALTIN YÜKSELİŞTE
Portföyde yüzde 40 hisse, yüzde 30 dolar, yüzde 30 mevduat önerisinde bulunan Prim Menkul Yönetim Kurulu Üyesi Tunç Kertmen, iyi bilanço ile büyüyen ihracatı olan şirketlerde pozisyonların korunmasını söylüyor. Jeopolitik ve siyasi riskleri önceden tahmin etmenin zor olduğunu kaydeden Kertmen, bu ortamda doların tercih edilebileceğini anlatıyor.

Hisse önerilerinde 70.000 seviyelerine dikkat çekiliyor. Bu seviyelerin kısa ve orta vadeli trade amaçlı fırsat sunduğu değerlendirmesini yapan Gedik Yatırım Genel Müdürü Metin Ayışık şunları söylüyor: “Toplam portföyün yüzde 30’unu geçmeyecek şekilde hisse alınabilir. Aşağı yönlü potansiyelin azaldığını düşündüğümüz dolarda ise olası bir panik ortamında sigorta görevi de görecek olması nedeniyle en azından hisse ağırlığı kadar pozisyon alınabilir. Geri kalan kısmın ise mevduat ve tah vil-bonoya eşit şekilde dağıtımı yapılabilir.”

TL'NİN AĞIRLIĞI
Dolar kurunun 2,90 seviyesinin üzerine çıktığını hatırlatan Saxo Capital Ülke Başkanı Savaş Divanlıoğlu, bu seviyenin üzerinde TL varlıkların artırılması gerektiği yönünde görüş bildiriyor. TL’nin yeterince değer kaybettiği kanaatinde olan Divanlıoğ-lu, bu seviyelerde TL faizin reel getiri imkanı tanıdığını ifade ediyor. Divanlıoğlu’nagöre, 2,90 altı tekrar dolar varlıklara dönmek için uygun seviyeler.

Son dönemde Rusya ve İsrail’le yaşanan olumlu politik gelişmeler de borsacıların takibinde. Bunun olumlu yansımalarının olması durumunda hisse ağırlığının artırılmasını öneren Savaş Divanlıoğlu, özellikle turizm alanındaki sıkıntıların hafifleyeceği kanaatinde. Divanlıoğlu, bu durumda da hisse ağırlığının artırılabileceği yönünde görüş bildiriyor.

DOLAR VE ALTIN ÖNERİLERİ
KapitalFX Genel Müdürü Gökalp İçer, TL’ye dikkat çeken uzmanlar arasında. İçer, “Ağırlığı risksiz ve sabit getirili araçlarda artırmak daha akılcı. Bu nedenle mevduata yüzde 40 ağırlık veriyoruz” diyor. Gökalp İçer, korumacı pozisyon almak veya defansif kalmak şartıyla hissede uzun vadeli alımlara devam edebileceğini de söylüyor. Hissede yeni alım veya ağırlık artırmayı ise bu piyasa koşullarında riskli görüyor. İçer, yine yükseliş eğilimi sergileyen dolar ve altına dikkat çekiyor.

Destek Menkul Genel Müdürü Tuna Yılmaz da İngiltere’nin ' AB’den ayrılma kararının ardından portföyü korumak amacıyla dolar ve altında yüzde 50 pay öneriyor. Önümüzdeki üç ayda BİST-100 de belirli sektörlerin yükseliş potansiyelinin bulunması nedeniyle hisse ağırlığını yüzde 25’te tutan Yılmaz, yine küresel piyasalarda risk iştahının yeniden azalması sonrası tahvil piyasasından getiri elde edilebileceği kanaatinde.

70.000-80.000 BANDI
Portföy tarafında öneriler böyley-ken hisse senedi piyasasında finansçı CEO’ların beklentilerine bakıldığında 70.000-80.000 bandında bir hareket öngörüsü öne çıkıyor. Brexit gerçekleşmeseydi uzmanlar ilk etapta 82.500-85.000 aralığına doğru hareket bekliyordu. Ancak negatif senaryo gerçekleştiği için bu sefer 71.500-70.000’e doğru bir baskının olabileceği söyleniyor.

Ancak son dönemde dış politikada sorun yaşanan ülkeler olan İsrail ve Rusya ile ilişkilerde yumuşama belirtileri görülmesi kısa vadede katalizör olabilir. Bu da en azından kısa vade için riskleri dengeliyor. Yine de aşağı yönlü risklerin bir adım daha önde olduğunu belirtmek gerekiyor. Bu da zaten uzmanların endeks beklentilerine yansımış durumda.

İYİMSERLER DE VAR
IKON Menkul Genel Müdürü Engin Kuru ise daha olumlu bir görüşe sahip. Kuru, Brexit’in ardından piyasada kısa vadeli riskler mümkün olmakla birlikte merkez bankalarından piyasalara yeni müdahalelerin gelebileceği görüşünde. Engin Kuru, “Bu müdahaleler genişlemeci yönde olacağı için piyasalarda toparlanma görebiliriz. Önümüzdeki dönemlerde artık FED’in faizleri arttıramayacağını da unutmamak gerekir” diyor. Kuru, Rusya ve İsrail konusunda ise gelişmeler somutlaştıkça piyasalara olumlu yansımasının olacağını söylüyor.

Ancak genel olarak piyasada beklentiler yataya yakın. Brexit sonrası Avrupa’nın diğer bölgelerinde de siyasi risklerin ortaya çıkması oldukça muhtemel. Bu da piyasa uzmanlarını rahatsız ediyor. Alnus Capital Genel Müdürü Egemen Kaya, “İngiltere’de erken seçim olasılığının oluşması, İrlanda, İskoçya, ispanya, Danimarka gibi ülkelerde de ayrılıkçı kesimin güçlenmesinin önü açılabilir” diyor. Kaya, bu durumda risk sınıfında olan hisse ağırlığı yerine, koruma amaçlı nakit-nakit benzeri fonlar ve altın ağırlığının daha iyi getiri potansiyeli sağlayacağı kanaatinde.

DOLAR DEĞER KAZANIYOR
Brexit kararı piyasalarda dalgalanma yaratsa da bu durumun dolarındeğer kazanması için uygun bir atmosfer oluşturduğu düşünülüyor. Uzmanlar, buradaki yükseliş potansiyelinin yanında olası bir küresel panikte sigorta görevi de göreceği düşünüldüğü için portföylerde en azından hisse ağırlığı kadar dolar pozisyonu bulundurmanın faydalı olacağı kanaatinde. Üç aylık süreçte uzmanlar dolar/TL kurunda 2,85-3,05 arasında seyir bekliyor.

Yatırım Finansman Koordinatörü Hakan Tezcan, referandum oylamasının dolar/TL kuru üzerindeki etkisinin daha çok Euro/dolar paritesi üzerinden gerçekleştiğine dikkat çekiyor. Tezcan, “Euro, dolar karşısında sert bir değer kaybı yaşadı ancak sepet kur ilk şoku atlattı. Buradan hareketle parite kaynaklı zayıflığın bir müddet daha devam edebileceğini düşünüyoruz” diyor.

Ancak piyasa fiyatlamalarına bakılacak olursa FED’den gelecek bir faiz artışının artık 2017 yılına ötelendiğini söyleyen Tezcan, bu durumun gelişmekte olan ülke varlıkları için beklenenden daha uzun bir fırsat penceresi sunacağını ifade ediyor. Buradan hareketle de önümüzdeki üç ayın sonunda dolar kurunun tekrar 2,90 seviyesinin altına inmesini bekliyor.

TL OLUMSUZ ETKİLENEBİLİR
Saxo Capital’den Savaş Divanlıoğlu’nun dolar/TL beklentisi ise 3 seviyesi. Divanlıoğlu, dolar/TL’de iki önemli etki olacağını belirterek şunları söylüyor: “Turizmdeki olumsuz etki daha iyi anlaşılacak. Avrupa’daki ticaretteki sıkıntılar mutlaka bize de yansıyacak. Avrupa ve İngiltere’deki bankacılık sektör sıkıntısı likiditeyi daraltacak ama diğer tarafta FED artık biraz zor faiz arttırır. İngiltere, Japonya ve Avrupa daha genişlemeci tavırlar takınacak. O yüzden bu iki etkinin dengesinde bir piyasa bekliyorum."

Destek Yatırım’dan Tuna Yılmaz, İngiltere'nin AB'den ayrılması sonrası merkez bankalarının uygulayacağı politikaların önem kazanacağını söylüyor. Yılmaz, “TL'nin de bu süreçten olumsuz etkilenmesini bekleyebiliriz. Ancak Brexit'in FED'in faiz artış sürecini olumsuz etkilemesi ve Türkiye’nin Rusya ve İsrail ile normalleşen ilişkileri TL’nin 2,95-3,00 bant aralığına yerleşmesine neden olabilir” diyor.

FAİZDE FEDVETCMB ETKİSİ
Faiz cephesinde Brexit sonrası piyasa fiyatlamalarına bakılırsa, FED'den 2016 yılında faiz artışı beklenmiyor. Ancak ECB ve BoE tarafından piyasa-ya bir süre için ek likidite pompalanabilir. Öte yandan TCMB’nin ortodoks para politikası uygulamalarına geri dönme sürecinde, küresel şartlar müsait olduğu takdirde, faiz indirimlerine devam etmesi bekleniyor.

Yatırım Finansman Koordinatörü Hakan Tezcan, bu ortamda getiri eğrisinin görece kısa tarafında faizlerin gerilemesini mümkün görmüyor. Bu nedenle de TL cinsi tahvillerin önümüzdeki dönem alım göreceğini ve yüzde 9’un altına ineceğini tahmin ediyor.

Gedik Yatırım’dan Metin Ayışık ise faiz cephesinde yukarı hareket bekleyen uzmanlardan. Ayışık’a göre, Bre-xit süreci kısa vadede AB’nin sorunlu ekonomi ve bankalarından bazılarının pozisyonları nedeniyle zora düşmesine neden olmazsa, faiz yatırımcılar için yeniden cazip olabilir. Aksi durumda ise yani enflasyon beklentilerinde bozulmaya neden olacak kur hareketleri ve güvenli liman arayışı artarsa, kurlarla birlikte piyasa faizlerinde de TCMB’yi de zora sokacak hareketler görebiliriz.

ALTIN GÜVENLİ LİMAN
Altın tarafına bakıldığında Brexit sonrası altının ons bazında kuvvetlendiği görülüyor. Bunun yanı sıra FED’in de bu dönemde faiz artırımı yapmasının mümkün görülmemesinin de altın fiyatını destekleyebileceği uzmanlarca ifade ediliyor. Gram altın fiyatlarını incelerken hem TL’yi hem ons altın fiyatlarını birlikte değerlendirmek gerekiyor.

İngiltere’nin bölgeden ayrılması sonrası güvenli varlık olan görülen altın fiyatları yükselişlerini sürdürebilir. Merkez bankalarının Brexit sonrası yeniden varlık alım programlarına başlama ihtimali yükseldi.

Bu da altın talebini yükseltebilir. Aynı zamanda TL’nin yeniden zayıflamasıyla gram altın fiyatları önümüzdeki üç aylık süreçte 130 TL üzerini test edebilir. Gram altın fiyatları için analistler 120130 TL arasında bir seyir bekliyor. Ons bazında ise 1.300 dolar seviyesi gösteriliyor. Hatta bazı isimler 1.400 dolar/ons ve üzerini telaffuz ediyor.

Gedik Yatırım’dan Metin Ayışık, altının ons fiyatının güvenli liman talebi nedeniyle yaptığı yükselişin, eğer kriz daha da derinleşmezse, kalıcı olmayacağını düşünüyor. Ayışık, dolar/TL tarafında ise hafif yükseliş beklentileri paralelinde altının gram fiyatının mevcut seviyelerine yakın dalgalı bir seyir izlemesini bekliyor.

FED ETKİSİ
Altının 1.260 ons direncini kırarken, riskli varlıklardan kaçınma ve FED’in haziran ayında faiz artırım olasılığının olmamasını baz aldığına dikkat çeken Turkish Yatırım Genel Müdürü Berra Doğaner, bu durum Brexit gerginliğiyle birleşince ons fiyatın 1.350 doların üzerine çıktığını söylüyor.

Doğaner, “Altın, riskten kaçınmak isteyen ama tahvil faizlerinden de memnun olmayan yatırımcıların gözdesi olmuştu. Fiyatlardaki her geri çekilmeyi alım fırsatı olarak değerlendiren borsa yatırım fonlarının elindeki altın pozisyonunun 6 Haziran itibarıyla 1.860 ton seviyesine yükseldiğini gözlemlerken, vadeli piyasalardaki pozisyon artışının fiziksel piyasadan da destek bulduğunu gördük” diyor.

KapitalFX’ten Gökalp İçer de gerek güvenli varlık ihtiyacının artmasından dolayı altının ons fiyatındaki yükseliş gerekse de dolar endeksi hareketi ve TL üzerinde oluşabilecek uzun vadeli baskılardan dolayı gram altında yukarı hareket olabileceğini ifade ediyor.