Piyasalarda hareketlilik devam ederken Borsa İstanbul dünyadan pozitif ayrışmayı sürdürüyor.
Bankalar geçen hafta yaşanan kâr realizasyonunun ardından son üç işlem gününde güçlü yükseliş yaşayarak BİST-100’ü 2.500 üzerine taşıdı. BİST-100’ün güçlü gelmesi beklenen ilk çeyrek finansalları ı fiyatlamaya başladığı görülüyor. Buna ek olarak yabancı yatırımcının istikrarlı olarak satmasına rağmen BİST’in yükselişinde finansal baskılamadan kaçıp servetini korumak isteyen yerleşik yatırımcının hisse senedine yönelmesi de etkili oluyor.
Dolar/TL 14,60-14,66 aralığındaki hareketini sürdürürken TCMB’nin son makro ihtiyati tedbirlere rağmen kurun yeniden kısa vadeli ortalamalarının üzerine çıkması, kur üzerinde satış baskısının kırıldığı şeklinde yorumlanıyor. Ancak teknik göstergelerin kurun 14,50 altına inmediği müddetçe olası geri çekilmelerin sınırlı kalabileceğini, diğer yandan 15,50 seviyesinin aşılması durumunda ise yükseliş eğiliminin hız kazanabileceğini işaret ettiği de aktarılıyor. Euro/dolar paritesi ise düşüş kanalı içerisinde hareket etmeye devam ediyor.
Altın tarafında da hareketlilik var. Dün gün içi hareketlerde 1.998 dolar seviyesine kadar yükselen ve yaklaşık son bir ayın zirvesini test eden ons altın, akşam saatlerine doğru kazançlarının bir kısmını sildi ve 18 Nisan seans kapanışında 1.978 dolara geriledi. Bugün de 1.970 doların altında hareketler var. Gram altın da benzer şekilde 941 TL’yi test etti ve mevcutta 925 TL’nin üzerinde seyrediyor.
Piyasalarda son fiyatlamalar böyleyken önümüzdeki sürece dair beklentileri ALB Yatırım Araştırma Müdürü Emre Çayırlı ile konuştuk. Çayırlı’dan yatırımcılara önerilerini de aldık.
Borsa 2.500 sınırını geçti. Bu yükselişi hangi unsurlar tetikledi? Önümüzdeki süreçte endeks nerede olur?
Enflasyonist ortamın zemin hazırladığı fiyat artışlarının desteklediği Borsa İstanbul’da yükseliş, 2.500 puanın da üzerinin test edilmesiyle devam ediyor. Genel olarak sanayi tarafından alınan destekle yükselişe geçen Borsa İstanbul’da, BİST Bankacılık Endeksi yıl başından bu yana yüzde 35’e yakın bir artış yaşamış olsa da bunun önemli bir bölümü nisan ayından sonra yaşandı. Nisan ayından sonra yüzde 40 artan BİST Ulaştırma Endeksi ise petrol fiyatlarında yaşanan artışın etkisiyle hızla değer kazanmaya başladı. Benzer bir tablo gıda fiyatlarının yükselmesiyle son iki ayda yüzde 20’ye değer kazanan gıda sektöründe de görülüyor. Bundan sonraki süreçte psikolojik direnç seviyesi konumunda bulunan 2.500 puan üzerinde kalınması önemli olacak. Enflasyonist ortamın devam etmesi ve yatırımcıların getiri arayışlarının çeşitlendirmek için Borsa İstanbul’a yönelmeyi sürdürmesi halinde yükselişin devam ettiği görebiliriz.
Dolarda 14,80’lerdeki seyrin ardından 14,60’lara gerileme var. Bu son geri çekilmeyi nasıl değerlendirmek gerekir? Düşüşün devamı gelir mi?
Dolar tarafında oldukça hareketli günler geçiriyoruz. Dolar Endeksi 100 seviyesinin üzerine gerçek 101 bölgesine doğru gitmeye devam ederken dolar/TL’de yatay seyir devam ediyor. Burada özellikle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) gerçekleştirmiş olduğu toplantı sonrasında faiz oranını değiştirmemesinin de etkili olduğunu belirtmek gerekiyor. Dolar/TL paritesinin bundan sonraki seyrinde; yurtiçinde uygulanacak makro ihtiyati ekonomik tedbirler belirleyici olmalı. Yeni maliye ürünleri ile TL tarafında değer kazancı devam edebilir.
Bununla beraber piyasadaki sığlığa bağlı olmak üzere dolar/TL paritesinde ilerleyen süreçte yatay hareketin devam ettiğini i görme ihtimalimiz biraz daha ağırlık kazanıyor. Teknik anlamda 15 TL seviyesi psikolojik direnç bölgesi oluşturmuş durumda. Bu bölgenin üzerine geçilmediği sürece dolar/TL paritesindeki hareketlerde yatay bandın korunduğunu görme ihtimalimiz daha yüksek. Önümüzdeki ayın başında yapılacak olan FED toplantısında faiz artışı yapılması durumunda Dolar Endeksi 101 seviyesini de geçerse o zaman dolar/TL kurunda 15 TL bölgesi üzerinde hareketler görebiliriz.
Ons altında yükseliş sürer mi?
Ons altın, jeopolitik risklerdeki artışla beraber yükselişe devam ediyor. Son dönemde özellikle resesyon endişesinin artmış olması piyasalarda güvenli liman varlıklara olan talebi desteklemeye devam ediyor. Ons altın fiyatı için 1.900 dolar seviyesinden başlayan yükseliş trendi üzerindeki hareketin sürdüğünü gözlemliyoruz. Yukarı alanda 1.980 dolar seviyesi direnç konumuna bulunuyor. Ons altın fiyatında 1.960 dolar bölgesi üzerinde kalındığı müddetçe yükselişin devam ettiğini görme ihtimalimiz var. Diğer yandan ETF pozisyonlarında da hem gümüş hem de ons tarafında pozisyon artışlarının devam ettiği de gözlemleniyor.
ABD tahvil faizleri, dolar endeksi ve ons altının beraber yükseliyor olması ise piyasadaki dengesizliği net göstergesi. Buna benzer ekonomik durgunluk zamanlarında enflasyondan koruma aracı olarak da kullanılan ons altına yatırım ilerleyen süreçte yükseliş eğilimi sürdürebilir. Teknik anlamda 1.900- 1.960 dolar arasında oluşan ikili dip formasyonun üzerinde kalındığı müddetçe ons altının yukarı alanda 2.020 dolar seviyesine doğru yükseliş eğilimi içerisine girdiğini gözlemleyebiliriz. Jeopolitik risklerde azalma olmazsa para politikalarındaki yol haritasının belirlenmesi ve piyasaların buna ekstra bir aksiyon vermesi durumunda ise ons altın fiyatında geri çekilme yaşanabilir.
Gram altın için nasıl bir tablo oluşabilir?
Gram altın tarafı için 930 TL seviyesi ilk direnç bölgesini, 938 TL seviyesi bir sonraki direnç bölgesini oluşturmuş durumda. İlerleyen süreçte ons altındaki değer kazancının devam etmesi yahut Dolar Endeksi’nin kuvvetlenmesiyle dolar/TL paritesinde yükseliş yaşanması durumunda; gram altın fiyatında da yeni zirveler görme ihtimalimiz bulunuyor. Ons altına benzer bir şekilde jeopolitik riskler ve resesyon algısında bir azalma meydana gelirse gram altın fiyatlarında da satış baskısının ön plana geçmeye başladığını görebiliriz.
Euro/dolar paritesinde ciddi bir düşüş görülüyor, bu düşüşün nedenleri neler? Paritede nasıl hareketler bekliyorsunuz?
Euro/dolar paritesi Avrupa Birliği Bölgesi’nde yaşanan ekonomik sıkıntıyla beraber değer kaybetmeye devam ediyor. Dolar Endeksinin kuvvetli olması Euro/dolar paritesini aşağı yönde baskılıyor olsa da esas etken enerji fiyatlarındaki artış olarak gözlemleniyor. En son yapılan Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplantısının akabinde başkan Lagarde’dan gelen açıklamalar ilerleyen süreçte sıkı para politikasına geçilmesi konusunda aceleci davranılmayacağı yönünde. ECB faiz arttırma ve parasal genişlemenin sonlanması için üçüncü çeyreği işaret etti. Sıkılaşma ilerleyen bir zamana kalacak gibi gözüküyor.
Avrupa’da yaşanan enerji krizinde dolayı Euro/dolar paritesinde de aşağı yönde hareketlerinin devam ettiğini gözlemleyebiliriz. Teknik anlamda 1,0650-1,0800 bölgesi destek seviyesi konumunu korurken bu bölgenin aşağıdan geçilmesi durumunda 1,0600 seviyesinde doğru geri çekilme devam edebilir. Yükseliş eğilimi üzerinden destek bulunması durumunda ise yukarı alanda 1,1100 bölgesi direnç olarak takip edebileceğimizi bölgeyi oluşturuyor. Özellikle Rusya-Ukrayna arasındaki geriliminin ne kadar daha devam edeceği, Euro/dolar paritesinin seyri açısından oldukça önemli olacak. Enerji krizinin derinleşmesi durumunda Euro Bölgesi’nde ortaya çıkabilecek ekonomik durgunluk Euro da daha fazla değer kaybı meydana getirebilir.
“YÜKSELEN ENFLASYONA YENİLMEYECEK YATIRIM ENSTRÜMANLARI TERCİH EDİLMELİ”
Bu kritik dönemde yatırımcılar portföy oluştururken nelere dikkat etsinler? Yatırımcılar, bu dönemde nasıl bir yatırım stratejisiyle hareket etmeli?
HİSSE VE ALTIN: Yatırımcıların bulunduğumuz dönemde dikkat etmesi gereken en önemli husus; yükselen enflasyona yenilmeyecek yatırım enstrümanlarını tercih etmek olabilir. Enflasyonist ortamda doğru yatırım enstrümanı bulmanın en kolay yolu ise yükselen fiyatlar arasında fiyatı geride kalmış, yani enflasyonist ortamın fiyatlamalarını henüz gerçekleştirmemiş olan enstrümanlar olabilir. Bu enstrümanlar arasında hisse ve altın, en ucuz kaldığını düşündüğümüz enstrümanlar arasında yer alıyor.
YERLİ İLGİSİ SÜRÜYOR: Yabancı takas oranının tarihi diplerde olduğu bu dönemde BİST-100 Endeksi’nin yerli para cinsinden rekor kırması ve dolar bazında yılbaşından itibaren yüksek getiri getirmesi yatırımcıların borsaya ilgili olduğunu gösteriyor. Bu nedenle ucuz kalan borsanın değerlendirilmesi gerektiğini ve Rusya-Ukrayna arasındaki gergin ortamın ve ülkemizin jeopolitik konumundan dolayı oluşabilecek hikâyelerin bu durumu destekleyebileceğini düşünüyoruz.
SEPET NASIL ÇEŞİTLENDİRİLMELİ? Altın tarafında olumlu bakışımızın nedeni ise güvenli liman olarak bilinen altındaki arzın dünya üzerindeki enflasyonun yükselmesiyle daha da artacağını öngörmemizden kaynaklanıyor. Altın ETF tarafına artan ilgi ve para girişlerine baktığımız zaman ise bu görüşümüzü destekleyen veriler elde ediyoruz. Yatırım riskini en aza indirmek için altın ve hissenin yanı sıra çeşitlilik açısından tahvil ve döviz de sepette bulunmalı. Dövize alternatif olarak hem nemalama açısından hem de kur riskini ortadan kaldırılmasından dolayı Kur Korumalı Mevduat sistemi de değerlendirilebilir.
ALB Yatırım’ın portföy dağılım önerileri:
- Hisse: %50
- Dolar: %7,5
- Euro: %7,5
- Tahvil-bono: %5
- Öst, fonu: %5
- Altın: %25