BİST-100’de teknik olarak 1.350 bölgesini dip, 1.500-1510 seviyelerini hedef olarak gören Solmaz’a göre; dolar/TL’de ise 8,50 seviyesi altına geçilmedikçe yukarı yönlü güç kazanımı sürecek. FED’den tahvil azaltımı programına ilişkin erken bir takvim açıklamaması durumunda ons altında yukarı alanda 1.800’lere doğru toparlanma bekleyen Akın Solmaz, aksi durumda 1.675-1.700 bölgesine doğru beklenti oluşabileceği görüşünde. Solmaz; doların mevcut yüksek seviyeleri dikkate alındığında önümüzdeki dönemlerde ons altında da toparlanmanın başlaması durumunda gram altında 500-505 TL seviyelerinin görülebileceğini tahmin ediyor. Akın Solmaz, bu süreçte yatırımcılara; “Piyasaların yüksek volatil olduğu dönemlerde nakit ve pozisyon dengesi korumalı. Yatırım yapılan herhangi bir ürünün dip noktasını tespit etmek zor ama iskonto arttıkça ve fırsat oldukça kademeli pozisyon alınabilir” önerisinde bulunuyor.
Dünya borsaları geçen hafta mayın dolu bir araziden neredeyse hasarsız çıkmayı başardı. ABD Merkez Bankası FED’in varlık alımını azaltma sinyali ve Evergrande borç krizi nedeniyle ABD, Avrupa ve Japonya borsalarında oluşan kayıplar, dip seviyelerden gelen tepki alışlarıyla büyük ölçüde geri alındı. 2015 yılında Çin konut sektörü ve mali sisteme yönelik endişeler risk iştahını bozarak gelişmekte olan piyasalarda sert ve kalıcı bir satış dalgasına yol açmıştı. Bu kez gerek döviz gerekse hisse senedi piyasalarındaki etki daha sınırlı oldu. Şimdilik Evergrande ile ilgili belirsizliklerin devam etmesine rağmen risk iştahında kalıcı bir bozulma öngörüsü bulunmuyor.
Türkiye varlıkları ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) zamanından önce faiz indirecek endişesi ile eylül başından beri dünyadan negatif ayrışıyordu. Geçen haftaki sürpriz faiz indirim kararı sonrası sertleşen satışlarla MSCI Türkiye aybaşından 24 Eylül’e kadarki süreçte dolar bazında yüzde 13’ten fazla değer kaybederek en kötü gelişmekte olan ülke borsası, TL ise yüzde 6’yi aşan kayıpla ayın en zayıf para birimi oldu.
Bu hafta dünya piyasalarındaki pozitif hava ve gelişmekte olan ülke paralarındaki değer artışına rağmen Türkiye varlıklarında sınırlı bir toparlanma görülüyor. Ancak tepki alışının kalıcılığının şüpheli olduğunu söyleyen İş Yatırım ekonomistleri, ekonomi politikaları ve dış politikaya yönelik belirsizliklerin piyasayı baskılamaya devam edebileceği uyarısında bulunuyor. İş Yatırım; her ne kadar borsada kısmi bir toparlanma yaşansa da tepki alışına yabancı katılımının sınırlı olması nedeniyle yükselişin devam etmesinin zor olduğunu da kaydediyor.
Piyasalar kritik bir süreçten geçerken ALB Forex Araştırma Uzmanı Akın Solmaz ile piyasalardaki mevcut görünümü değerlendirdik ve gelecek dönem beklentilerini masaya yatırdık. Solmaz’ın yatırımcılarına önerilerine de yer verdik.
Küresel piyasalardaki son görünümü değerlendirir misiniz?
Küresel borsalar artan enflasyon ve büyüme endişeleriyle üçüncü çeyrekte dalgalı seyir izledi. Temmuz ayında ABD’de tarım dışı istihdam verisinin 1 milyonun üzerinde bir rakam gelmesi ve enflasyonun yıllık bazda yüzde 5,4’e ulaşması küresel piyasalarda endişe yarattı. Yüksek enflasyon ve istihdamda toparlanma FED’den hamle beklentisi oluşturdu. 2021 yılının başlarından bu yana konuşulan tapering artık gündeme gelmeye başlamıştı. Bu durumun oluşturduğu risk küresel borsalara zaman zaman satış getirdi. Jackson Hole toplantısında FED başkanı Powell’ın piyasalara verdiği mesajların güvercin tonda algılanması ile Ağustos ayını borsalar pozitif görünüm ile tamamladı.
FED’in aksiyon alması açısından önemli iki unsur istihdam ve enflasyon verileridir. Enflasyon yükseliyor, istihdam toparlanıyor gibi görünüyorken ağustos ayında 200 bin civarında düşük gelen istihdam verisi bu durumu tersine çevirdi. Ağustosta ABD’de yıllık bazda 0,1 puan manşet enflasyon ve 0,3 puan çekirdek enflasyon gerileme gösterdi. ABD’de pandemi öncesine göre istihdamın açığı 5-6 milyon civarı görülüyor. Aylık 1 milyon civarı bir istihdam gelmedikçe FED’in rahat hareket etmesi zor görülüyor. Eylül ayını bitirirken Çin devi Evergrande şirketinin belirsizliği de küresel borsaları tedirgin etti. 300 milyar dolar civarında borç yükü bulunan şirketin iflas beklentileri ve hisse fiyatındaki sert düşüş Asya borsalarında satışları tetikledi ve piyasalarda bir satış zemini oluşturdu.
Borsada ekim ayı sonuna kadarki süreç için beklentileriniz nasıl şekilleniyor?
Borsa İstanbul’da geçtiğimiz ay beklentiden iyi gelen bankacılık ve sanayi şirketlerinin bilançolarının ardından 1.485 seviyesine doğru yükseliş yaşandı. Bu bölgelerdeki düzeltmenin ardından TCMB faiz indirimi beklentileriyle satış baskısı hız kazandı. Eylül ayı sonlarında küresel risk algılarının ve FED beklentilerinin belirsizliği etkileriyle yaşanan küresel satış da BİST endeksinde negatif görünümü arttırdı. Eylül ayını tamamlarken FED ve TCMB risklerinin geçmesini ardından ikinci çeyrek gibi güçlü beklenen üçüncü çeyrek bilançolarının ekim ayına girerken fiyatlamalarını görmeye başlayabiliriz.
Eylül ayı içerisinde gelişmekte olan ülkelere görece BİST-100 Endeksi dolar bazında negatif ayrışma gösterdi. Teknik olarak bakacak olursak 1.350 bölgesini dip olarak, yukarı alanda ise 1.500-1510 seviyelerini hedef olarak görüyorum. Genel olarak değerlendirecek olursak bu durumda yukarı yön beklentime etkenlerde iskontolu görünüm ön planda. MSCI Gelişmekte Olan Piyasalar Endeksi ile Türkiye Endeksi F/K rasyosuna baktığımızda beş yıllık ortalama bandının 0,50-0,65 olduğunu görüyoruz. 2020 sonrasındaki negatif ayrışma görünümü rasyo bandını 0,35-0,45 aralığına çekmiş durumunda. F/K rasyosu ise 0,40 oranlarında. Tarihsel oranlarını baz alarak (0,60) yüzde 50 iskonto görülüyor. Risklerin azalması ile ekim ayı sonrasında iskontonun bir miktar kapanacağını öngörüyorum.
Ons altında tarafında önümüzdeki 1 ayda neler öngörüyorsunuz?
Ons altında yükselen enflasyonun ve dolar endeksindeki düşüşün etkileriyle 1.835 bölgesine doğru bir hareket yaşanmıştı. Bu bölgede beklenen tapering etkisiyle güçlenen dolara karşı yenik düşen değerli metalde 1.740 seviyeleri test edildi. FED’den tahvil azaltımı programına ilişkin erken bir takvim açıklamaması durumunda yukarı alanda 1.800 seviyelerine doğru toparlanma başlayabilir.
Bu duruma ek olarak Amerikan Kongresi’nde 3,5 trilyon dolarlık sosyal altyapı paketi, 1 trilyon dolarlık altyapı paketi ve borçlanma tavanının arttırılması gibi başlıklar piyasaların dikkatine olacak. Olumlu gelişmeler ons altında yukarı yönlü hareketi destekleyebilir. FED’den erken bir tapering takvimi ise ons altında 1.675-1.700 bölgesine doğru bir beklenti oluşturabilir. Küresel çapta artan enflasyon altına pozitif etki etse de FED’in fiyatlamaların ön planda olduğunu belirtmek gerekiyor.
Gram altın için görüşleriniz neler?
Gram altın ons altındaki gerilemeden etkilenmedi. Önümüzdeki dönemlerde ons altında toparlanmanın başlaması durumunda gram altında 500-505 TL seviyeleri görülebilir. Dolar/TL’de ise 8,50 seviyesi önemli. Bu bölge altına geçilmedikçe yukarı yönlü güç kazanımı devam edecek. Dolar/TL’de olası bir geri çekilme ve ons altında değer kaybı durumunda ise gram altında 475-480 TL seviyelerinde denge arayışı görülebilir.
Ekim ayı sonuna kadarki süreç için Euro/dolar paritesinde nasıl hareketler bekliyorsunuz?
Euro/dolar paritesinde 1,1660-1,1900 bölgesinde hareketler devam ediyor. Euro bölgesindeaAğustos ayında enflasyon yüzde 3,0 seviyesine ulaştı. Ülke bazlı bakacak olursak Almanya’da yüzde 3,9 seviyelerine ulaşan bir enflasyon görülüyor. Avrupa Merkez Bankası’ndan (ECB) yükselen enflasyona karşı bir beklenti oluş da FED tarafından bir hamle gelmedikçe ECB erken bir aksiyon alamayacaktır. Bu duruma Euro Bölgesi’nde tabana yayılan bir ekonomik toparlanmanın henüz sinyal vermemiş olması etki ediyor. Bu iki taraflı belirsiz FED ve ECB beklentileri pariteyi yatay görünüme geçirmiş durumda. 1,1660 bölgesi altında hareketler pariteye 1,1600 seviyesine doğru satış getirebilir. Yukarı alanda ise 1,1800 ilk ara direnç olarak izlenebilir. 1,1900 ana direnç seviyesi üzerinde hareket görülmedikçe paritede güç kazanımları sınırlı kalacak
İskonto arttıkça ve fırsat oldukça kademeli poziyon alınabilir
Yatırımcıların piyasaların yüksek volatil olduğu dönemlerde nakit ve poziyon dengesini korumasını tavsiye ediyoruz. Yatırım yapılan herhangi bir ürünün dip noktasını tespit etmek zor ama iskonto arttıkça ve fırsat oldukça kademeli poziyon almalarını öneriyoruz. Negatif piyasada hızlı aksiyon alarak yüklü pozisyona girmenin riskli bir durum olduğunu belirtmek gerekiyor. Portföyün çeşitlendilmesini öneriyorum. Burada iskonto oranı emsallerine göre artan şirket paylarında, temel beklentilerini baz alarak düşen piyasada kademeli alım yapılabilir. Şirket hisse senedi yatırımında sektör seçimi ve sektör içersinde emsal kıyaslamalarına dikkat edilmeli. Bir diğer taraftan artan enflayon endişeleriyle altın tercih edilebilir. Yüksek faizin devam ettiği bu dönemde düşüş riskli olarak tahvil tercih edilebilir. Portföy içerisinde potansiyel oluşan tarafa geçişler dönemsel olarak yapılmalı.
ALB Forex’in portföy dağılım önerisi
Hisse ( %35)
Dolar (%15)
Euro (%0)
TL Mevduat (% 20)
Tahvil-bono (%20)
Öst fonu ( %10)