ÖZLEM BAY YILMAZ
obay@ekonomist.com.tr
Pandemide bazı sektörler öne çıktı. Eğitim de onlardan biri. Sektörün önemli kurumlarından Bahçeşehir Eğitim Kurumları (BUEK), uzaktan eğitim sistemiyle salgın sürecinde kesintisiz eğitim vermeyi sürdürüyor. Türkiye'nin çoğu ilinde hizmet veren kuruluş, önümüzdeki dönemde kademeli olarak büyümeyi hedefliyor.
BUEK'nun öncelikli amacıeğitimde fırsat eşitliğini sağlamak, Türkiye'nin tüm illerinde öğrencileri kaliteli eğitimle buluşturmak. BAU Global Başkanı ve BUEK Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel, 2021 ajandalarında; dezavantajlı bölgelere yatırımlarını artırarak okullar açmanın ve teknolojik araç kullanımını artırmanın yer aldığını vurguluyor.
Enver Yücel, sorularımızı şöyle yanıtladı:
Geçtiğimiz 30 yıllık süreçte Türkiye ekonomisinin kat ettiği mesafeyi değerlendirir misiniz?
Öncelikle Endüstri 4.0 ve etkilerini, dijital dönüşüm ve onun yarattığı ihtiyaçlar ve tabii ki küreselleşme kavramlarını konuşmamız gerekli. Bunlardan bağımsız hareket etmek mümkün değil. Bu anlamda Türkiye ekonomisinin yeni dünyaya uyum sağlama hızı daha önemli.
Bundan 20-30 yıl önceki doğrularla bugünkü doğrular aynı değil. Artık ekonomide katma değeri yüksek mal üretimi ve buna pazar yaratma kavramları önem kazanıyor. Bu açıdan katma değeri yüksek ürün üretimi ve bunun inovasyonu öncelikli konularımız olmalı.
Peki Türkiye'nin hedeflerine ulaşabilmesi için atması gereken adımlar neler sizce?
Türkiye bu dönemde dünyada büyük bir fırsat yakalamış durumda. Sanayi 4.0'a uyum hızımız aslında 2030'lu yıllarda bölgesel ve dünyanın öncü ekonomisi olmamız açısından çok önemli. Bütün dünyada gördüğüm takip ettiğim tek gerçek; eğitimin bu yeni ekonomide temel aktör olduğu gerçeği.
Bu açıdan eğitime daha fazla önem vermemiz ve çalışmamız geleceğimiz açısından çok önemli. Ekonomide gerek günümüz için gerekse geleceğimiz için sorunlar yaşadığımız bir gerçek. Ancak Türkiye'nin kaybedecek zamanı yok. Eğitimi merkeze koyarak katma değeri yüksek üretim yapacak nesil yetiştirmek sorunlarımızın çözümü için çok önemli. Girişimcilik, inovasyon, start up kültürüne önem vermemiz gerekiyor.
Sektörünüzde 30 yıllık süreçte hangi dönüm noktaları yaşandı?
30 yıllık süreçte bir çok paradigma değişimi oldu. Bu değişim, gelişen teknoloji, iletişim hızının artması ile birlikte yalnızca ülkemizde değil bütün dünyada yaşandı. Eğitim sektöründeki bütün statükoculuğa rağmen biz grup olarak yenilikçi olmayı kendimize şiar edindiğimiz için bu değişikliklere daha hızlı ve etkili entegre olduğumuzu söyleyebilirim.
Elbette ki bu entegrasyon özellikle son 10 yıldır eğitim teknolojilerine ve dijital eğitime yapmış olduğumuz AR-GE ve zenginleştirme yatırımları sayesinde oldu. Örneğin; pandeminin en başlarında bütün dünya dijital eğitime geçişte ciddi sancılar ve sorunlar yaşarken biz, birkaç hafta süren entegrasyon ve uygulama sorunlarında sonra dünyaya örnek olabilecek online eğitim verdik.
Eğitim sektöründe önümüzdeki dönemde büyümenin ana unsurları neler olacak?
Türkiye genç nüfusa sahip bir ülke ve 18 milyon öğrencimiz var. Dünya yaşlanmaya yüz tutmuşken, Türkiye'nin bu noktada üretim temelli bir eğitim anlayışı uygulaması lazım. Uygulamalı eğitimi gerçekleştirebilirsek, mezun olan gençlerimiz iş aramaktansa, kendi işlerini kurma fırsatı yakalayabilirler.
Bugün itibarıyla bünyenizde kaç okul var, 2021'de kaç yeni okul planlıyorsunuz?
Ülkemizin her ilinde, her bölgesinde hizmet veriyoruz. Hatta biz 124 farklı ülkeden öğrenci ve mezunları olan çok büyük bir eğitim kurumuyuz. Avrupa'nın en büyük, dünyanın sayılı eğitim kurumu haline geldik. Bahçeşehir Koleji olarak; 63 ilde 134 kampüs, 5 bin 500 derslik, 80 bin öğrenci, Uğur Okulları olarak ise 51 ilde 109 okulumuz, 75 bin öğrencimiz bulunuyor.
Lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde akademik programları içinde barındıran BAU Global eğitim ağında ise 10 ülkede, dokuz üniversite ve dört dil okulu ile İstanbul, Washington DC, Berlin, Londra, Toronto, Batum ve Kıbrıs'ta eğitim veriyoruz.
İstanbul'daki öğrenci sayımız uluslararası öğrencilerimiz ile birlikte 27 bin 77. BUEK olarak eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak, ülkemizin tüm illerinde öğrencilerimizi kaliteli eğitimle buluşturmak önceliğimiz. Gelişerek kademeli olarak büyümeyi, Türkiye'nin her yerinde öğrencileri kaliteli ve nitelikli eğitimle buluşturmayı amaçlıyoruz.
2021 AJANDASININ BEŞ GÜNDEM MADDESİ
1- Eğitim ağımızı genişletmek istiyoruz.
2- Dezavantajlı bölgelere yatırımlarımızı artırarak, okullar açmayı amaçlıyoruz.
3- Teknolojik araçların kullanımı öncelikli olacak.
4- Türk girişimcilerin projelerinin uluslararası pazarda yer almasını sağlayacağız.
5- Dijital eğitim çalışmalarımıza hız kazandırmayı planlıyoruz.
"ÇEVRİMİÇİ DERS ARACILIĞIYLA BİLGİYE ULAŞILIYOR"
"Pandemi nedeniyle hayatımıza tam anlamıyla giren online eğitimi, virüs öncesinde de kurum olarak başarılı bir şekilde uyguluyorduk. Pandemi süreciyle birlikte günde 16 bin öğrencinin kullanabildiği ve haftalık 2 bin 500 dersin verildiği BAU Uzaktan Eğitim Merkezi'miz ile birlikte derslerimize yeni dönemde de aralıksız devam ediyoruz.
Uzaktan eğitimin salgın gibi durumların dışında da önümüzdeki dönemde daha önemli hale geleceğini düşünüyorum. Tüm dünyada eğitimin önemi daha fazla anlaşıldı. Eğitim, geçirilen süreçten etkilendi ve zorunlu bir teknolojik altyapıyla verilmeye başlandı. Günümüz dünyasının her şeyi bilen, bildiklerini pratikte de kullanabilen gençlere ihtiyacı var.
Dolayısıyla birey artık ihtiyaç duyduğu bilgiye hızlı bir şekilde MOOC'lar (Kitlesel açık çevrimiçi ders) aracılığıyla ulaşabiliyor. Bu durum bize şunu gösteriyor, çevrimiçi öğrenme ortamları en az yüz yüze öğrenme ortamları kadar önemli hale gelecek. Türkiye'de hatta dünyada artık fabrikasyon eğitim olmayacak."