Altı sektörde üretime geri dönüşün yol haritası

Deprem felaketinin ardından normalleşme adımlarının hızlandığı 11 ilde, bölge ekonomisinin can damarı altı sektörde çarklar yeniden dönmeye başladı.

26 Mart 2023

Deprem felaketinin ardından normalleşme adımlarının hızlandığı 11 ilde, bölge ekonomisinin can damarı alti sektörde çarklar yeniden dönmeye başladı. Türkiye'nin önemli tesislerine ev sahipliği yapan bölge yeniden ayağa kalkmaya çalışıyor.

Not: 05-18 Mart 2023 tarihli sayıdan

Türkiye'yi yasa boğan deprem felaketinin ardından geçen bir aylık süreçte enkaz kaldırma çalışmaları sürüyor. Afetten etkilenen 11 ilde hala barınma en büyük sorun olmaya devam ederken, iş gücü kaybının önüne geçmek isteyen tesislerde ise üretim kaldığı yerden başladı. Bölgede yer alan 4 binin üzerindeki sanayi tesisinde çarkların yeniden dönmesi için çalışmalar başladı.

TEŞVİK BEKLENİYOR

Depremden etkilenen 11 il özellikle altı sektörde Türkiye'nin en önemli işletmelerine ev sahipliği yapıyor. Demirçelik, tekstil, turizm, tarım, hayvancılık ve halı sektörlerindeki üretim kapasitesiyle Türkiye ekonomisinin sac ayağı olan afet bölgesinde yeniden ayağa kalkmanın yolu devletin vereceği desteklerle ancak mümkün olacak. 

Bölgenin en önemli üretim gücü-demir çelik sektöründe Türkiye'nin yüzde 32'sini tek başına karşılayan bölgede İsdemir, Tosçelik, Yazıcı, MMK, Baştuğ Metalürji, Ekinciler, Koç Metalürji olmak üzere yedi tesis faaliyet gösteriyor. Bu yedi tesisin kapasitesi ise toplam 12 milyon ton. 

Depremin ardından ark ocaklı tesisler devreye girerken entegre bir tesis olan İsdemir'de ise fırınların tekrar çalışması zaman alacak. Sadece bir aylık kayıp 1 milyon ton civarında.

Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, sektörün Türkiye genelinde 26 milyon ton kapasiteye sahip olduğunu ve bunun önemli bir kısmını ihraç ettiğini kaydediyor. 

Bölgenin yeniden inşasında ise gerekli olan 4 milyon tonluk talebin ise yine içeriden rahatlıkla karşılanabileceğini aktaran Yayan, bazı tüccarların fırsatçılık yaptığı duyumları karşısında ise sektörden tedarik için 1 Şubat'ta geçerli olan fiyatların baz alınması ve sadece geçen süreçteki döviz artışının fiyatlara yansıtılmasının doğru olduğunu iletiyor.

Yayan, "Sektörümüz böyle bir süreçte kârlılık değil maliyetine tedarikçisi olacaktır. Bu işi tüccara bırakırsanız en ucuz kütüğü bulup bölgeye verecektir. 

Depremin yarasını sarmaya çalışırken riskli çelik ürünlerinin bölgeye sunulmaması için devletin ürünün kalitesini ciddi bir şekilde denetlenmesi gerekir" uyarısında bulunuyor.

TEKSTİLCİ 23 ALIM OFİSİYLE GÖRÜŞTÜ

Yüksek iş gücüyle bölgenin kalkınmasında en önemli görevi üstlenen tekstil sektörü ise nitelikli iş gücü ve hassas makineleri tekrar üretime döndürme çabasında. 

Depremden etkilenen 11 ilde 3 bine yakın hazır giyim ve tekstil işletmesinde yer alıyor ve bu işletmelerde yaklaşık 350 bin kişi istihdam ediliyordu. Tekstil ihracatının yüzde 32,2'si, hazır giyim ihracatının ise yüzde 2,55'i bu illerden yapılıyor, tezgahlarda üretim hiç durmuyordu. 

Fakat depremle birlikte barınma, sosyal hayatın normale dönmesinin zaman alacak olması ve yaşanan göç hareketi işletmeleri tedirgin ediyor. Mart sonuna kadar fiziki hasarların onarılması beklenirken, istihdamda yaşanan kaybın telafisi ise zaman alacak. 

Öte yandan deprem öncesi alınan bazı siparişler ise aksaklık olmaması için başka bölgelere kaydırıldı. Hatta Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) önderliğinde aralarında Inditex, H&M, Tommy Hilfiger, Calvin Klein gibi isimlerin yer aldığı 23 alım ofisinden temsilcilerin katıldığı çevrimiçi toplantıda gelişmeler bütün boyutlarıyla ele alındı. 

Bu toplantıda Avrupalı satın alma temsilcileri Türkiye'den alım yapmaya devam edecekleri mesajı verdiklerini kaydeden TGSD Başkanı Ramazan Kaya, bölgede üretimin deprem öncesi düzeye gelmesinin 3-4 ayı bulabileceğini anlatıyor.

SİPARİŞLER AKSAMAZ

Bu nedenle doğabilecek aksaklıklar karşısında sektörde kapasite fazlası olan tesislere kaydırmalar yapılabileceğini dile getiren Kaya, dolayısıyla siparişlerde sorun olmayacağını belirtiyor. 

Yeterli kapasite olduğunu ve bu sorunun altından kalkacak durumda olduğunu anlatan Kaya, "Avrupalı iş ortaklarımızla 50 yıla yaklaşan köklü bir ticari ilişkimiz bulunuyor. Müşterilerimiz deprem sonrası bizimle tam bir dayanışma ve iş birliği içinde oldular" diyor. 

TGSD olarak sektör ihracatının yüzde 70-80'ini yapan alım ofislerinin temsilcileriyle bir toplantı yaptıklarını kaydeden Kaya, şunları söylüyor:

"Siparişlerle ilgili taahhütlerimizi yerine getirip getiremeyeceğimiz konusunda endişeleri vardı. İplik, denim ve dokuma yönünden önemli bir merkez olan Kahramanmaraş'taki siparişlerin bir kısmının başka illere aktardık. Geçici bir süre terminlerde yaşanan gecikmeleri anlayışla karşılıyorlar. 

Deprem öncesi verdikleri siparişleri Türkiye'den alma konusunda kararlı olduklarını bildirdiler. Yeni iş verme konusunda desteklerini ilettiler. Türkiye ile ilgili negatif algılarının olmadığı ve satın almaya devam edeceklerini ilettiler."

GIDA ENFLASYONU KAPIDA

Deprem bölgesindeki köylerin tamamına henüz ulaşılamadığı için bölgede tarım ve hayvancılık konusundaki hasarın tespiti bakımından henüz net bir envanter çıkarılamadı. Ancak gelen bilgiler çiftçilerin suiistimalci alıcılar tarafından hayvanlarını onda bir fiyatına satmaya zorlandıkları yönünde.

Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Hasan Murat Kapıkıran, 30 bin TL'lik bir ineğin 3-5 bin TL'ye suistimalci alıcılar tarafından satın alınıp çiftçilerin mağdur edildiklerini, devletin bu konuda önlem alıp çiftçilerin kayıplarının telafi edilmesi gerektiğini vurguluyor.

Kapıkıran, "Bölgede çok sayıda telef olan hayvan bulunuyor. Bunların kireçlenip hastalık riski ortadan kaldırılmalı. Ağır yaralı hayvanlar bir an evvel Et Balık Kurumu'nca satın alınmalı. Hafif yaralıların da tedavisi yapılmalı" diyor.

Son 20 yılda ülkemizdeki 27,5 milyon hektar tarım arazisinin 23 milyon hektara gerilediğine dikkat çeken Kapkıran, mera ve orman arazilerini imara açan Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin bu düşüşü hızlandıracağını bu kararın mera ve tarım arazilerini korumak için geri çekilmesi gerektiğini vurguluyor. 

Bölge, verimlilik yıllarına göre değişmekle birlikte hububattan baklagile, sebzeden meyveye kadar Türkiye tarım üretiminin yüzde 15-20'sini karşılamasıyla tarımsal üretimde önemli bir yere sahip.

Büyük kentlere göç eden köylülerin yeniden köylerine dönüp üretim yapmaları için barınma ve üretim konusunda cazip paketler hazırlanması gerektiğine de vurgu yapılıyor.

23 OTEL YIKILDI

Gastronomi ve kültür turlarına da ev sahipliği yapan bölge, deprem sonrasında yaralarını sarmaya çalışıyor. Depremden yoğun olarak etkilenen Hatay, Adıyaman, Malatya, Kahramanmaraş ve Gaziantep'te toplam 23 otel yıkıldı. 

Bölgeye yakın konumdaki Urfa ve Gaziantep'teki oteller bölgede arama kurtarma çalışmaları yapan sivil toplum örgütlerine ev sahipliği yapıyor. Güneydoğu Anadolu Turistik Otelciler ve İşletmeciler Derneği (GATOD) Başkanı Mete Akcan, bölgede yakın zamanda turizm hareketliliği öngörmediklerini söylüyor.

Akcan, "Şu anda önceliğimiz halk olarak yaralarımızı sarmak. Önümüzdeki dönemde Ramazan ayı da geliyor. Turizmde eylül ayına kadar bir hareket olacağını düşünmüyorum. 

Maddi, manevi çok büyük kaybımız var. Bu olanlardan ders çıkarıp hızlı bir şekilde toparlanıp ayakta kalmamız, insanlarımızı normal hayatlarına döndürmemiz gerekiyor" diyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı da bölgedeki tarihi eserlerin korunması için de çalışmalar başlattı. Bölgenin tarihi dokusunun bölgenin hafızası insanların destekleriyle yeniden ayağa kaldırılması konusunda çalışmalar yapılması da planlanıyor.

HALIDA ÜRETİM BAŞLADI

Türkiye'de halı üretiminin merkezi yaklaşık 180 tesisin olduğu Gaziantep dersek yanlış olmaz. Dünya dokuma halısının ise yüzde 30'u Gaziantep'te üretilirken, Türkiye'de ise halı üretiminin yüzde 95'i buradan sağlanıyor. 

Depremde Nurdağ ve İslahiye ilçeleriyle ciddi hasar alan Gaziantep geçen yıl 2 milyar 754 milyon 757 bin dolar halı ihracatının önemli bir kısmını tek başına üstlenmişti.

Gaziantep'te önemli üreticilerden biri olan Koza Halı'nın Genel Müdürü İbrahim Cingisiz ise "Koza Halı olarak tam kapasite üretimimize devam ediyoruz. Bugün artık büyük tesislerin çoğu tam kapasite çalışıyor. 

Tesislerimizde depremden bir etkilenme olmadı ancak elbette çalışanlarımız ve aileleri için birkaç hafta süresince üretimi durdurduk. Sektörün ise bu bir aylık duraksama sebebiyle bir finan-sal destek ihtiyacı olabilir" diye konuşuyor.


SELAHATTİN KAPLAN / GÜNEYDOĞU ANADOLU HALI İHRACATÇILARI BİRLİĞİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ “EN BÜYÜK SIKINTI LİMANLARDA”

“Deprem nedeniyle aksayan üretim büyük ölçüde kaldığı yerden başladı. Şu ara en büyük sıkıntını limanlarda yaşanıyor. Üretimde sıkıntılar büyük ölçüde aşıldı. Fakat İskenderun Limanı’nın kapalı olması nedeniyle Mersin Limanı’na kayan talepler nedeniyle yaşanan yoğunluk ve bekleme süreleri sektörün ihracatını zorluyor. Bu konuda bir adım atılmasını bekliyoruz.”


HASAN MURAT KAPIKIRAN ZIRAAT MÜHENDISLERIODASI İSTANBUL ŞUBE BAŞKANI “TARIMDA EKİM ZAMANI GELDİ”

“Yazlık tarım ürünlerinin ekim zamanı geldi. Tarım beklemez. Bir an evvel depremden zarar gören çiftçilere gübre, tohum, ilaç gibi girdiler ayni destek şeklinde verilmeli ve üretim sağlanmalı. Aksi halde önümüzdeki dönemde ciddi bir gıda enflasyonu kaçınılmaz olacaktır. Ayrıca çiftçilerin haksız sözleşmeli tarım kıskacına düşürülmemesi lazım.”