Alkollü içecek üreticisi Pernod Ricard'ın Ortadoğu Kuzey Afrika ve Türkiye Genel Müdürü Selçuk Tümay, yüksek enflasyon ile birlikte artan fiyatların satışları olumsuz etkilediğini söylüyor. Tümay, "Altı ayda bir yapılan otomatik ÖTV artışından vazgeçilmeli" diyor.
10 – 23 Temmuz 2022 tarihli sayıdan
Dünyanın en büyük alkollü içecek üreticilerinden biri olan Pernod Ricard, Türkiye'de ithal alkollü içkiler kategorisinde son beş yıldır pazar lideri konumunda bulunuyor.
Küresel ölçekte 19 bin çalışana sahip olan ve 50 milyar Euro'luk piyasa değeri bulunan şirketin Ortadoğu Kuzey Afrika ve Türkiye Genel Müdürü Selçuk Tümay ile yüksek enflasyon sürecinde alkollü içki pazarındaki son durumu ve gelecek planlarını konuştuk. Sorularımız ve aldığımız yanıtlar şöyle:
Pernod Ricard dünya çapında 80'den fazla ülkede faaliyet gösteriyor. 2021 sonu itibarıyla şirketin küresel ölçekteki cirosu ve çalışan sayısı nedir?
Şirketimiz Paris borsasına kote ve 50 milyar Euro piyasa değeri ile Fransa'nın en büyük 40 şirketi arasında yer alıyor, global ciromuz 10 milyar Euro. Yaklaşık 19 bin çalışana sahibiz.
Bu yıl hem Pernod Ricard Türkiye'nin 20'inci yılı, hem de sizin şirketteki 20'inci yılınız. Pernod Ricard'ın Türkiye pazarında son 20 yılda kat ettiği mesafeyi anlatır mısınız? Bugün itibarıyla pazardaki yeriniz nedir?
Şirketimizin gelişimini üç ana evreye ayırıyorum. İlk beş yılımız; çok küçük bir marka portföyü ile işe başladığımız ve bir gümrük problemi nedeniyle yaşadığımız mücadele yıllarımızdı. Tekel'in özelleştirilmesi, ekonomik büyüme gibi birçok olumlu gelişmeye rağmen ilk yıllarımız zorlu oldu.
Sonrasında şirketimizin genel merkezinin Türkiye'nin potansiyeline ve Türkiye'deki ekibe güvenmesi neticesinde çok hızlı bir yatırım dönemi söz konusu oldu.
Bu yüksek oranlı yatırımlar neticesinde de son beş yıldır ithal alkollü
içkiler ve viski kategorinde lider olduk, aynı zamanda Türkiye'deki üstün başarılarımız ile dünyada da bazı markalarımızda lider pazar olmayı başardık.
Birçok öncü proje ile dünyada örnek ülke olarak gösteriliyoruz. Türkiye'den yetişen yetenekler dünyada birçok ülkede başarı ile ülkemizi temsil ediyor.
Türkiye'de Mart 2020'de başlayan ve etkileri iki yıla yayılan pan-demi süreci satışlarınızı ve iş yapış biçiminizi nasıl etkiledi? Pernod Ricard olarak 2021 sonu cironuz ve 2022 sonu büyüme hedefiniz nedir?
Pandemi sürecinin başında satışlarımız olumsuz etkilendi, ev dışı tüketimin durması ile beraber biz de bir duraklama dönemi yaşadık ancak daha sonra Türk tüketicisi evde tüketime ağırlık verdi. Bu kategoriye ayrılan bütçelerin artması ile beraber hacimlerimizde artış gözlemledik.
Markalarımızın "ulaşılabilir lüks" kategorisinde olması insanların bu zor dönemde kendilerini iyi hissetmelerine yardımcı oldu. Keza ultra premium markalarımıza olan talepte de ciddi bir artış oldu.
Hacimlerimizde yıllık yüzde 35'e varan artışlar söz konusu oldu, önümüzdeki yıl için artan vergiler ve fiyatlar neticesinde bir yavaşlama bekliyoruz, hacim artışlarımızın yüzde 10-15 civarında olmasını tahmin ediyoruz.
Aralık 2021'den itibaren ciddi bir kur artışı ile birlikte yüksek enflasyon sürecine giren ekonomi, hem sektörünüzün hem de şirketinizin 2022 ve sonrası için planlarınızı nasıl etkiledi? Bu dönemde ürünlerinize ne kadar zam yaptınız? Yakın dönemde yeni zamlar söz konusu mu?
Alkollü içkilere kanun gereği her altı ayda bir ÜFE oranında otomatik olarak zam geliyor. ÜFE'nin yıllık yüzde 130 düzeyinden olduğunu düşünürsek, tüketicilerimizin gelir artışının çok üstünde bir vergi artışı söz konusu oluyor. Bu yıl ocak ayında yüzde 50, haziran ayında yüzde 25 ÖTV artışı söz konusu oldu.
Ayrıca dünyada da enflasyon ciddi oranda arttı, bizim Euro bazında ürün ithalat maliyetlerimiz yüzde 15 arttı, bunun üzerine bir de yüzde 100'e varan kur artışlarını eklersek bu maliyetlerin tamamını tüketicilerimize yansıtmamız mümkün değil. Doğal olarak kâr marjlarımızdan fedakarlık etmek zorunda kalıyoruz.
Özellike yabancı sermayeli bir şirket olarak Euro bazlı kârlılığımız ciddi oranda düştü. Ülkemizdeki yüksek oranlı ÜFE enflasyonuna bağlı olarak önümüzdeki dönemde yüksek ÖTV ve fiyat artışları bekliyoruz.
Türkiye'de tüketicilerin alkollü içeceklere ilişkin en önemli şikayetlerinden biri, hatta belki de ilki, ürünlerden alınan yüksek vergiler nedeniyle fiyatların çok pahalı olması...
Siz alkollü içecek sektörünün en önemli temsilcilerinden biri olarak, düzenleyici otoriteden sektörün gelişimi açısından neler talep ediyorsunuz?
Bizim en büyük beklentimiz altı ayda bir ÜFE bazlı yapılan otomatik ÖTV artışı sisteminin terk edilmesi. Bu artışlar neticesinde hacimlerimizde ciddi gerileme olması kaçınılmaz, bu da devletimiz için vergi kaybı anlamına geliyor.
Ayrıca yüksek vergiler zaman içinde vergisi ödenmeyen ve yasal olmayan tüketimi teşvik ediyor, hem vergi kaybına sebep oluyor hem de halk sağlığı için çok ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Özellikle pandemiden sonra, sürdürülebilirlik iş dünyasının en önemli motto'su haline geldi. Siz şirket olarak bu alanda ne gibi adımlar atıyorsunuz, atacaksanız?
Gloabalde ve Türkiye'de birçok projemizi aynı anda hayata geçiriyoruz. Bunlardan en önemlisi The Bar World of Tomorrow/Geleceğin Bar Dünyası projemiz. Bu proje kapsamında barmenlerin ve mekan sahiplerinin sürdürülebirlik ile ilgili farkındalıklarının artırılmasını ve harekete geçmelerini hedefliyoruz.
Türkiye'nin ilk ve tek sürdürülebilir kokteyl yarışmasını iki yıldır düzenliyoruz. Mekanlara su, buz, enerji tüketiminin azaltılması, sıfır atık gibi konularda yerinde eğitimler veriyoruz. Plastik pipetlerin hayatımızdan çıkarılması hedefimize bu yıl itibarıyla ulaştık.
KALORİSİ DÜŞÜK ÜRÜNLER TALEP GÖRÜYOR”
“Gerek dünyada gerekse Türkiye'de kokteyl ve aperatif tüketiminde ciddi bir artış var. Ayrıca tüketicilerin gündeminde sağlıklı beslenme olduğu için kalorisi düşük ürünler ve içerikler talep görüyor. Keza düşük alkol oranına sahip ürünlere olan talepte bir artış gözlemliyoruz.
Miksoloji alanındaki gelişmeler ve yenilikler kokteyl tüketimi üzerinde olumlu bir etki yaratıyor. Bir başka trend de premium olan ürünlere olan talep artışı, daha az ve daha kaliteli tüketim trendi yayılıyor. Zaten başlamış olan bu trend pandemi döneminde daha da hızlandı.”
“DÜNYANIN EN ÇOK BARMEN EĞİTEN ŞİRKETİYİZ”
“Özellikle yeme içme sektöründeki eleman ihtiyacı ile arz arasındaki fark çok büyük. Pandemi döneminde sektörden ayrılmak zorunda olan çalışanların büyük bir kısmı pandemi sonrasında muhtelif sebeplerden sektöre geri dönmedi.
Biz de şirket olarak barmen eğitimleri ile sektörün nitelikli eleman ihtiyacının karşılanması için bize düşen görevi yapıyoruz. Pandemi döneminde açtığımız online eğitimlere 250 barmen katıldı. Bu alanda Pernod Ricard’ın dünyada en çok barmen eğiten şirketi olmayı başardık.