GÖZDE YENİOVA CEREN ORAL
gyeniova@ekonomist.com.tr coral@ekonomist.com.tr
Demirtaş’a göre, bunun için sermaye girişinin hızlanması şart.Yaz başından bu yana siyasi dalgalanmalar ve FED’in faiz adımları ile şekillenen piyasalar, son olarak İngiltere’nin Brexit referandumuyla ‘AB’den çıkma’ kararı vermesiyle dalgalandı.
Görsellere tıklayın
Ata Yatırım araştırma ekibi ile bir araya gelerek genel müdür yardımcısı Cemal Demirtaş’a piyasa beklentilerini ve yatırımcının bu süreçte nasıl hareket etmesi gerektiğini sorduk.
Yıl bazında piyasalar için iyimser olan Cemal Demirtaş, bunu temel makroe-konomi göstergelerindeki iyileşmeye bağlıyor. Borsada bir yıllık hedef olarak 94.000 puan ve yüzde 21 prim potansiyeli öngören Demirtaş, sermaye girişinin hızlanmasının şart olduğunu da ekliyor. Cemal Demirtaş, sorularımızı aşağıdaki gibi yanıtladı.
Piyasaları önümüzdeki süreçte nasıl bir dönem bekliyor?
Yurtiçi ve yurtdışı risklere rağmen, yılın ilk altı ayında makroekonomide-ki dengeler düzgün gidiyor. Temelde baktığımız üç gösterge, enflasyon, büyüme ve cari açık. Geçen yıl ekonomide yüzde 2,5’lik beklentilerin üzerinde yüzde 4’lük büyüme görüldü. Bu yıl için yüzde 3,8’lik büyüme beklentimiz var. Enflasyon beklentimiz, daha aşağı da gidebileceği öngörümüzle yüzde 7,5. Bunda gıda enflasyonundaki düşüşün etkisi olduğunu ve asgari ücret artışının sindirildiğini söyleyebiliriz. Enerji maliyetlerinin düştüğünü ve cari açığın 4,4 milyar dolar ile dengeli olduğunu görüyoruz.
Bu yıl için endekste ve kurda beklentileriniz neler?
Borsa için bir yıllık hedef olarak 94.000 puan ve yüzde 21 prim potansiyeli öngörüyor, şirketlerin kârlılık oranlarında yüzde 17’lik artış bekliyoruz. Bankaların kârlılıklarında toparlanma olacağını düşünüyoruz. Dolar/ TL’de 3,07, Euro/dolar paritesinde 1,10’lar, Euro/TL için 3,38, uzun vadeli TL faizler için yüzde 9,75 tahmin ediyoruz. Faizlerin enflasyonla aşağı inme potansiyeli var.
Borsada bu seviyelerden alım öneriyor musunuz?
Hisse senedi piyasası için değerleme yaparken şirket bazında hareket ediyoruz ve o noktada 8,5’lik bir F/K oranımız bulunuyor. Bu da diğer ülkelere göre yüzde 27 iskontoya işaret ediyor. Seçici olmak kaydıyla piyasada değer görüyor, temeli sağlam şirketlerde potansiyel olduğunu ve bu seviyelerden alım yapılabileceğini düşünüyoruz. Yurtiçinde politik istikrarın sağlanması, yurtdışında ise global gölgelemenin ortadan kalkması gerekiyor. İyimseriz ama risk faktörlerinin de farkındayız.
Brexit’in piyasalar üzerinde nasıl bir etkisi olur?
Brexit’in negatif risk faktörü olduğu ve uzun vadeli etkileri olacağı görünüyor. Birebir değerlemelere etkisi zaman içinde yansıyacak. Ancak Avrupa’daki büyüme açısından negatif olacağı ortada. İhraç pazarımızın bu durumdan etkilenmesi bize de yansıyacak. Euro/dolar paritesinde hareketler, Euro aleyhine olduğunda bizi de negatif etkiliyor. Brexit’in Türkiye açısından nispeten pozitif tarafı ise FED başta olmak üzere merkez bankalarının faizleri artırma ihtimalini zayıflatması olarak gösterilebilir.
Türkiye açısından risklere rağmen nasıl olumlu bir tablo oluşabilir?
Birçok olumsuz gelişmenin fiyatlandığını düşünüyoruz. Ekonominin büyümesi ile Türkiye’ye para girişi arasında önemli bağ var. Türkiye, sermaye bağımlılığı nedeniyle yurtdışındaki hareketlerden kolayca etkileniyor. Yurtdışında global gölgelemenin ortadan kalkması, yurtiçinde politik istikrarın sağlanması şart. Yapısal reformlar bir an önce yapılmalı. Bu yıl kredi büyüme hızının yükselmesi ekonomiyi büyüten unsurdu. Diğer önemli katalizör kredilerin yeniden büyümesi olur.
Yabancı yatırımcılar nasıl bir pozisyonda bulunuyor?
Brexit, yabancı yatırımcılarda ve Türkiye’deki yabancı fonlarda tedirginlik yaratıyor. Türkiye ekonomisi yabancı yatırımcılara göre getirinin zor olduğu, öne çıkabilecek özelliklerin azaldığı bir dönemde bulunuyor. Dinamik genç nüfus yabancılar için önemli bir faktör olsa da riskler ve negatif unsurlar daha fazla. Türkiye’nin yeni dinamiğe ihtiyacı var. Düşük enflasyonu ve olumlu giden büyümeyi dinamikler arasında gösterebiliriz. Ancak sermaye girişinin hızlanması şart.
Yatırımcılara portföy öneriniz nedir?
Portföy öneri listemizde ilk sırada yüzde 40’lık ağırlıkla serbest fon var. Onu yüzde 35 ile özel sektör tahvilleri, yüzde 20 ile hisse, yüzde 5 ile tahvil/ bono izliyor. Serbest fon içinde hissenin de bulunduğunu belirtelim. Böyle-ce hisse ağırlığı yüzde 35’lere geliyor. Altın, öneri listemizde yer almıyor.