Ayşegül Sakarya Pehlivan
asakarya@ekonomist.com.tr
Figopara, 2016 yılında Türkiye'nin öncü finansal teknoloji şirketlerinden Foriba'nın çatısı altında, Foriba'nın kurucuları olan Koray Gültekin Bahar ve Ahmet Bilgen tarafından kuruldu. Sovos'un Foriba'yı satın almasının ardından ayrı bir şirket olarak yoluna devam eden Figopara, firmaların ihtiyacı olan işletme sermayesini genişletmek amacıyla kurulmuş bir tedarikçi finansmanı platformu.
Şirketlerin nakit akışı ve işletme sermayesini yönetmelerine aracılık eden Figopara, hali hazırda Türkiye'nin önde gelen on üç bankası ile çalışıyor. Figopara'nın yatırımcıları arasında Revo Capital, Dünya Bankası'nın kardeş kuruluşu IFC, Endeavor Catalyst, Fibabanka iştiraki Finberg, Eczacıbaşı Momentum, Lima Ventures gibi önemli kuruluşlar da bulunuyor.
7 Mayıs 2020'de 1 milyon dolar, 30 Aralık 2020'de ise 4,6 milyon dolar yatırım alan şirket, toplam 5,6 milyon dolarlık yatırımı KOBİ'lere sağlanacak finansmana aracılık etmek üzere yeni teknolojiler geliştirmek için kullanmayı planlıyor. Figopara Kurucu Ortak ve CEO'su Koray Gültekin Bahar'la şirketin yeni dönem hedeflerini konuştuk.
Nasıl bir fikirle yola çıktınız?
Figopara'yı 2016 yılında Foriba'nın bir iştiraki olarak kurduk. Birçok kurumsal firmanın fatura, defter gibi bilgilerini işliyoruz. Finans ve IT ekipleri ile çok yakın çalışıyoruz. Müşteri odaklı bir kültürümüz var. Müşterilerimize: ‘Sizin için neler yapabiliriz? Fatura sürecinden sonra neyi dijitalleştirmeye ihtiyacınız var?
Bizim elimizdeki fatura bilgileri ile size nasıl katma değerler verebiliriz?' diye sorduk. Birçok farklı dikeye baktık. En sonunda da tedarik zincirindeki finansmanı konusu bizim müşteri kitlemize uygun olduğunu gördük. Bu hızlı bir şekilde hayata geçireceğimiz bir ürün fikri olarak ortaya çıktı. Biz bu süreçte Figopa-ra'yı Foriba'nın bir iştiraki olarak kurduk ve 2018 yılında ilk işlemlerimizi gerçekleştirmeye başladık.
Figopara olarak ne kadarlık bir iş hacmine aracılık ettiniz? 2021 hedefiniz nedir?
Özellikle pandemi süreci, şirketlerin daha fazla nakde ihtiyaç duyduğu bir dönem oldu. Bu sebeple mart itibarıyla platformumuza olan ilgi arttı. 2020 yılı başında aylık 25-30 milyon TL'lik bir hacimle ilerlerken pandemiyle birlikte aylık 90 milyon TL'lik bir işlem hacmine ulaştık.
Kısa sürede işlem hacmimizdeki artış oranımız 2-3 kat büyüdü. Figopara'nın sunduğu sistemin doğrudan ihtiyaca cevap olması ve kısa sürede bu kadar ilgi görmesi yatırımcıların dikkatini çekmesi açısından önemli bir etken. 2020 yılında işlem hacminde 1,2 milyar TL'ye ulaştık. Aralarında Sabancı, Eczacıbaşı gibi markaların yer aldığı 10'u aşkın büyük alıcı firmanın ve bu firmaların binlerce tedarikçisinin faturasını 13 banka üzerinden finanse ettik. 4 binin üzerinde tedarikçiye ulaştık.
Önümüzdeki dönem 50 binden fazla şirketin burada işlem yapmasını istiyoruz. 2021 yılında hacim olarak üç kattan fazla büyüme öngörüyoruz. Üç ana konuda büyüme hedefliyoruz. İlk olarak önümüzdeki yıl 2 milyar TL'den fazla işlem yapan şirket haline geleceğiz. Kritik hedeflerimizden biri bu. İkinci olarak Figopara bir ülkede daha çalışır hale gelecek. Son olarak da 2021'in başında çıkaracağımız Figoskor'un kendini ispat etmesiyle büyümemize önemli katkı sağlayacak.
Sektörünüzde nasıl bir farklılık yaratıyorsunuz?
Sektörde yaratacağımız en önemli farklardan biri Figoskor. Finans alanında KOBİ'ler ile bankalar arasında temel sorun olan; kredi-teminat ilişkisine yoğun AR-GE çalışmalarımız sonucunda geliştirdiğimiz Figoskor hizmetimizle çözüm sağlıyoruz. Kasım ve aralık ayında kapalı devre deneme süreçlerini yaptığımız Figoskor'u Ocak 2021 itibarıyla devreye alıyoruz. Fi-goskor'un üzerine çok fazla yatırım yaptık.
Figoskor, e-fatura ve elektronik defter kullanan KOBİ'nin aylık ciro, müşteri sayısı, ticari ömrü, ödemelerde vade ilişkisi gibi ticari performanslarını, anlık durumunu dahi tespit etmeyi sağlıyor. Bankaların elinde ise bu bilgiler bulunmuyor; dört ay önceki veriler ışığında kredi sağlamaya çalışıyorlar. Bu teknolojinin en önemli artısı ise pandemi döneminde önemi daha da artan, KOBİ'nin finans akışını anlık görebilmesini sağlaması.
Figoskor'un oluşmasında e-fatura uygulaması önemli bir dönüşüm. Şu anda 300 binden fazla şirket elektronik fatura kullanıyor ve bu şirketler GSYİH'nın yüzde 70'ini oluşturuyor. Bu şirketlerin bilgilerine anlık ulaşabiliyoruz. Figopara olarak bunu dört yıl önce yapamazdık. Ama artık ciddi bir veri var elimizde. Figopara olarak en büyük 10 entegratör firma ile çalışıyoruz.
Kısa bir süre yeni bir yatırım aldınız. Nasıl bir katkısı olacak büyümenize bu yatırımın?
Oldukça zorlu geçen 2020 yılında ilki 7 Mayıs'ta 1 milyon dolar, ikincisi ise 30 Aralık'ta 4,6 milyon dolar olmak üzere iki turda toplamda 5,6 milyon dolar yatırım aldık. Yatırım turuna hali hazırdaki yatırımcılarımız Dünya Bankası kuruluşu IFC, Revo Capital, Endeavur Catalyst, Ahmet Bilgen, Koray Bahar, Arman Eker, Hasan Davcı, Ayhan Boyacıoğlu'nun dışında Fibabanka iştiraki Finberg, Eczacıbaşı Momentum, Lima Ventures, Yasemin Şengir ve Kerim Şengir de katıldı. Yaptığımız işe inanıyorum.
Sadece ülkemizde değil dünyanın her noktasında KOBİ'lerin finansmana ulaşımı sıkıntılı. Figopara olarak bu sorunu çözebiliriz. Yatırımla elde edilen kaynağı
AR-GE ve Figoskor modelinin gelişimine kullanarak, daha fazla KOBİ'nin finansmana ulaşmasını hedefliyoruz.
Önümüzdeki iki yılda yeni yatırım planınız var mı?
2020 yılında toplamda aldığımız 5,6 milyon dolar yatırımı önümüzdeki dönemde AR-GE ve Figoskor modelinin gelişimine kullanmayı planlıyoruz. Gelecekteki yatırım turu çalışmalarımıza şimdiden başlamış durumdayız. Ayrıca stratejik gördüğümüz bir iki iş kolu için potansiyel satın alma fırsatlarına bakıyoruz.
Açık bankacılık alanındaki fırsatlar radarımızda. İlgi alanımıza giren şirketleri eğer ön gördüğümüz değerlemelere getirebilirsek satın alma yapabiliriz. 2021'de daha çok yurtdışına açılmaya odaklanacağız. E-fa-turanın zorunlu olduğu en az bir ülkeye açılım yapmayı planlıyoruz. Bu da İtalya olacak. Özetle, 2021 yılında üç önemli konumuz Figoskor'un kullanımının yaygınlaştırılması, yurtdışına açılım ve stratejik olarak gördüğümüz alanda satın alma ya da ürün geliştirerek büyüme olacak.
"Beş yıl içinde Asya Pasifik'e açılacağız"
“2021’in ilk çeyreğinde veya ikinci çeyreğinde hizmet ihracatında ilk faturayı kesmek istiyoruz. 2021’de minimum bir ülkede faaliyetlere başlayacağız. İlk aşamada İtalya sonra da Yunanistan’a açılmayı planlıyoruz. Beş yıl içinde ise Asya Pasifik’te; Endonezya, Vietnam ve Hindistan radarımızda olan ülkeler.
Ülkeleri incelerken iki noktaya odaklanıyoruz; ilki o ülkede mutlaka elektronik fatura zorunluluğu olmalı, ikincisi ise finansa erişim problemi yaşanmalı. Bu ülkeleri belirlerken ortağımız olan Dünya Bankası’nın tecrübeleri bize önemli bir katkı sağlıyor.”