ÖZLEM BAY YILMAZ
obay@ekonomist.com.tr
2009 yılında yapılan Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu Projesi'nin ihalesini Nurol-Özaltın-Makyol-Astaldi-Yüksel-Göçay Grubu kazanmıştı. 405 kilometrelik otoyol projesinin ilk etabı olan Osmangazi Köprüsü dahil Bursa'ya kadar olan kısmı şu anda işletmede. Bu yol üzerinde halen 11 hizmet noktası var ve inşaat tamamlandığında bunların sayısı 33'e çıkacak.
Bu noktalar yapımcı konsorsiyumun kurduğu Otoyol İşletme ve Bakım AŞ tarafından 'Oksijen' markası altında işletiliyor. Bu konseptin başında da perakende sektörünün deneyimli ismi Alp Gürdil var.
Oksijen hizmet noktalarının hepsinin merkezden yönetildiğini belirten Otoyol İşletme ve Bakım AŞ Genel Müdürü Alp Gürdil, ekim ayında otoyol inşaatının bitmesiyle birlikte tüm tesislerin hizmete girmesini hedeflediklerini belirtiyor. Gürdil, sorularımızı şöyle yanıtlıyor:
Yerel markaların yanında alışık olduğumuz markaları da içine alan 'Oksijen' konsepti ne zaman başladı?
Porje yaklaşık dört yıl önce başladı. Bu yolun tamamı Otoyol İşletme ve Yatırım AŞ tarafından yapılıyor. Dolayısıyla bu yolun üzerindeki ticari alanların işletmeleri de tek bir elden yönetiliyor. Bu alanın üzerinde, otoyolu kullanan herkesin ihtiyacını karşılayacak bir zincir kurduk. Seyahat edenlerin ihtiyaç duyacağından fazlasını bulabilecekleri bir konsept oluşturduk. Sadece seyahat edenlere değil, yol güzergahı üzerindeki bölge halkına da tesisleri açtık.
Oksijen markalı tesislerinizi diğer alışveriş konseptlerinden ayıran özellikler neler?
Otoyol İşletme ve Bakım AŞ'nin altında 33 tane hizmet bölgesi var. Mevcut yolun uzunluğu bağlantı yolları ile birlikte toplam 446 km. Otoyolumuz üzerindeki tesisleri aslında biz ticari olarak bir pasaj gibi düşündük. Dünyanın en büyük pasajını ya da caddesini bir anlamda ticari alanlara dönüştürüyoruz. Dünyada bir örneği yok. 24 saat açık olmamız ve merkezden yönetilen yapımız bizi diğer alışveriş konseptlerinden ayırıyor. Ayrıca kendi içimizde de farklı konseptlerimiz var.
Nedir bu Oksijen konseptleri?
Üç temel müşteri grubumuz var. Bunlardan birincisi özellikle İstanbul-Bursa arasında çok ciddi bir kitleyi içine alan iş peşindekiler, yani iş için seyahat ederken otoyolu kullananlar. Bursa, İstanbul'un bir parçası oldu. Dolayısıyla tesisler iş için seyahat edenlere birebir hitap ediyor. Beyaz yakalıların tamamı, satıcılar, temsilciler, aklınıza gelebilecek herkesin hem toplantılarını yapabileceği hem de iyi zaman geçirebileceği alanlar oluşturalım dedik. İkincisi bölge halkı. Üçüncüsü ise tatilciler. Bu grupların istedikleri her şeyi bulabilecekleri 'full' konseptimizle iddialıyız. Hedef kitlemiz tesislere uğradıklarında, geniş yelpazede, her gelir grubuna hitap edecek ürün gruplarını bulabiliyorlar.
Diğer konseptleriniz neler?
Diğer bir konseptimiz 'fenomenler'. Yol üzerinde daha önce deneyimlediğimiz, belirli bir yiyecek kalitesi olan markaların yer aldığı tesislerimiz. Üçüncüsü ise klasik servisler. İçinde hem yiyecek ve içeceğin hem de market ürünlerinin olduğu, yöresel ürünlerin satıldığı mağaza karmasından oluşan tesisimiz. Yani bütün yol boyunca Oksijen'in farklı konseptlerini görmeniz mümkün.
Şu anda kaç tesis hizmete açılmış durumda?
Proje tamamlandığında 33 adet tesisin hizmet vereceği otoyolda şimdiye kadar 11 tesis faaliyete geçti. Bu yılın ekim ayında otoyolun tamamının açılmasıyla birlikte tüm tesislerin faaliyete başlaması hedefleniyor.
Bu tesislere ne kadarlık yatırım yapıldı?
100 milyon doların üzerinde bir yatırım bütçesi var. 33 hizmet merkezinin altyapısı ve bir bu kadar da tesis yatırımları var. Sürekli geliştirmeler, küçük eklemeler de yapıyoruz.
Devam eden projeler var mı?
Evet. Hedef kitlemizden biri de bölge halkı. Buna yönelik iki tesis yaptık. Bölge halkını içine alabilecek şekilde tasarladık. Gebze-Dilovası ve Orhangazi'de inşa ettik ve faaliyete geçti. Üçün-cüsü de Balıkesir'e yakın olarak bölge halkına hitap edecek. Balıkesir yolu açıldıktan sonra faaliyete geçecek.
Araçların ne kadarı tesislerinize uğruyor?
Yoldan geçenlerin neredeyse yüzde 20'si tesislere uğruyor. Bu yüzde 9'larla başladı ve şu anda yüzde 20'lere geldi. Bu oranın daha da yukarılara çıkacağını tahmin ediyorum. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir büyüme oranı yok gibi görünüyor. İnsanların aldıkları hizmetten memnun kaldıkları için geldiklerini düşünüyoruz. 2018 ilk 10 aylık verilere göre günlük araç ortalamamız 41 bin araç. Bazı özel günlerde ise 84 bin araca kadar çıkıyoruz.
Bünyenizde kaç marka var?
Şu anda bünyemizde Migros'tan Günaydın'a, Simit Sarayı'ndan Burger King'e kadar uzanan 48 marka var. 54 ila 3 bin metrekare arasında değişen 70 tane mağazamız bulunuyor. Proje tamamlandığında marka sayısı 104'e, mağaza sayısı da 125'e çıkacak. Günaydın, Mado ve Starbucks zincirlerinin Oksijen 3'teki mağazaları ciro açısından, bu markaların Türkiye genelindeki en önde gelen mağazaları arasında yer alıyor.
Tesisler ne kadarlık bir perakende hacmi yaratıyor?
Bugün için bir rakam söyleyemeyiz. Tamamlanmayan kısımlar var. Ancak proje tamamlandıktan sonra burada yıllık 350 ile 500 milyon dolar arasında bir toplam perakende hacmine ulaşılacağını düşünüyoruz. Böylece Türkiye'nin önemli perakende organizasyonlarından biri olacağız.
Oksijen tesisleri kurulduğu bölgelerde istihdama nasıl bir katkı sağladı?
Öncelikle, uluslararası ve ulusal markaların gelmesiyle birlikte çevredeki eğitim ve kültür gelişmeye başladı. Çünkü zincir mağazaların burada çalışacak elemanlar için birtakım eğitim programları var. Çalışan sayısı aileleriyle birlikte şu anda 10 bin kişilik ekonomik güç oluşturuyor.
Yeni projeleriniz neler?
Zorlu Enerji ile birlikte yaptığımız bir anlaşma var. Yol üzerindeki tüm tesislerimizde elektrikli araçlara şarj cihazları oluşturduk. Arabalarını bırakıp şarj ediyorlar, tesislerde dolaşıyor, yemek yiyorlar, araçları dolunca alıp gidiyorlar.
"TESİS SAYISI AYNI KALACAK"
"Bu yatırım sonucu otoyolun uzun yıllar kullanılacağı tabiidir. Ancak otoyolda karşılıklı olarak 33 adet planlanan tesislerin sayısında bir değişiklik düşünülmüyor. Dolayısıyla istatistiklere göre her yıl artan trafikle birlikte tesislerdeki satışların misliyle artacağını düşünüyoruz."