SİBEL ATİK
satik@ekonomist.com.tr
Son beş yılda hayata geçirdiği 2,8 milyar dolarlık yatırımla enerjide en büyük yatırımcılardan biri olan Eren Holding, 2018 yılında enerji sektöründeki ek vergi ve talepteki daralmayla yaşanan sıkıntıya rağmen yüzde 10 büyüme elde etti.
2018 yılını 2,7 milyar dolar ciro ile kapatan holding, belirlediği 4 milyar dolarlık ciro hedefini ise ekonomideki yavaşlama nedeniyle 2023 yılına erteledi. Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren, bu yıl mevcudu korumak istediklerini anlatıyor.
Bu koşullarda enerjide yeni bir yatırım planlamadıklarını, kağıt ve çimento işinde ise yatırım için fizibilite çalışması yaptıklarını aktaran Ahmet Eren ile grubun yeni dönem hedeflerini konuştuk.
Zorlu geçen 2018'in ardından 2019 yılına hangi hedeflerle girdiniz?
2018 bizim için fena geçmedi, 2017'ye nazaran daha olumlu geçti. Dolar bazında yüzde 10 büyüyerek 2,7 milyar dolarlık ciro elde ettik. 2019 yılında ise mevcudu korumak istiyoruz. Ekonomistlere ve verilere bakılırsa ikinci yarının daha zor olması bekleniyor. Dolayısıyla belki de ikinci yarıda bu tahminlerimizi yeniden revize etmek durumunda kalabiliriz.
Tam olarak ikinci yarı beklentiniz nedir?
2019 yılında Türkiye'nin ekonomik durumunu tayin edecek olan başlık, dış politika tercihlerimiz-dir. Öyle görünüyor ki, Türkiye Avrupa Birliği (AB) ile yakınlaşma sağlarsa işler daha yoluna girer. Ancak Batı ile zıtlaşma veya kopma Türkiye'yi olumsuz etkileyebilir. Türkiye'ye gelen portföy ve doğrudan yatırımların kaynağı bildiğiniz gibi Batı kaynaklıdır. Çin'den gelen kaynak ihmal edilecek düzeyde düşüktür. Körfez ve Rusya'dan gelenler
de öyle. Dolayısıyla 2019 yılında AB konusunda izlenecek yol önemli.
Holding olarak faal olduğunuz sektörlerde nasıl büyüyeceksiniz?
Gelirlerimizde enerjinin yüzde 40, kağıt ve ambalaj grubunun yüzde 35, tekstil perakendenin yüzde 15, çimentonun yüzde 10 payı var. Grubumuz çimento sektöründe yüzde 80 ihracat yapıyor. Fakat kalan yüzde 20'yi iç pazarda satarken sıkıntı çekiliyor. İnşaattaki sıkıntının üç yıl süreceğini düşünüyorum. Fakat daha uzun sürmez. Artan nüfus ve depreme dayanıklı konut ihtiyacı buradaki talebi etkileyecektir.
Enerji işine gelecek olursak, Türkiye'de özel sektörün en büyük elektrik üreticisi Eren Enerji'dir. Termik santrallerimizle 2 bin 800 megavatlık üretim gücümüz var. Türkiye'nin tükettiği elektriğin yüzde 7,5'ini biz karşılıyoruz. Enerjide en büyük yatırımcıyız fakat sıkıntılarımız var.
Zonguldak Çatalağzı'ndaki termik santral yatırımımızın devreye girmesinin ardından ithal kömüre yüzde 30 vergi geldi. Yatırım yaptıktan sonra böyle bir vergi getirilmesi doğru değil. Yalnız bizi sıkıntıya sokmakla kalmadı yabancı yatırımcıya da bir mesaj verdi.
Ne mesajı verdi?
Biz bunu başbakanlık düzeyinde gündeme getirdik ve üç yıl oldu düzelmedi. Burada ifade etmek istediğim, yatırım ortamını iyileştirmeyi isterken ek vergi yükü getirmek yabancı yatırımcı için önemli bir göstergedir. Yabancılarda bir yatırım yaparsam buna bir devlet müdahalesi gelebilir algısı oluştu. Bununla mücadele ediyoruz.
Enerji sektöründe toplam borçluluk oranı nedir?
Enerji sektöründe sadece üretici değil dağıtıcılar da rahat değiller. Hükümetin telkinleriyle bankalar daha toleranslı. Buna çare bulmak üzere yöneticiler gayret gösteriyorlar. Bankalar da daha hoşgörülü davranıyorlar ki şirketler daha fazla yara almasınlar. Burada mesele borcu ötelemek değil azaltmak.
Bunun yolu da kârlı çalışmaktan geçiyor. Aksi halde işletmeler zarar ettikleri sürece bu borçlarını ödeyemez ve bankaları da sıkıntıya sokar. Enerji büyük bir sektör ve bankalara 50 milyar dolar borcu var. Bunu ödeyebilmek için de kârlı çalışması gerekiyor.
Borcun ne kadarı yerli bankalardandır? Şirketler doğacak sıkıntıyı neden öngöremediler?
Genellikle yerli bankalarfinanse ettiler. Tabii o zaman fizibiliteler farklı şeyler söylüyordu. Yani kabul edelim ki, Türkiye'de yerli kaynaklara dayalı enerji üretimi hızla gelişti. Özellikle rüzgar ve HES'lerin payı arttı. Böyle olunca arz fazlası oluştu ve hemen hemen hepimiz sıkıntıya düştük. Özetle enerji işinde kimsenin tuzu kuru değil.
"İYİLEŞMENİN YOLU BATI'DAN GEÇİYOR"
Ekonomide yaşanan sıkıntı ne kadar sürer? Ekonomik anlamda düzlüğe çıkmanın yolu nedir?
Sanayi üretiminin tekrar canlanması gerekiyor. Krizler konusunda deneyimli bir patron olarak söyleyebilirim ki dış politikada bir barış sağlanırsa Türkiye ekonomide daha iyi bir kanala girer. Irak, Suriye, Libya, Mısır ile çok iyi ilişkilerimiz vardı. Denizli'den Suriye'ye çimento ihraç ediyorduk.
Suriye Türkiye'nin vilayeti konumuna gelmişti. Batı bu coğrafyayı dengesizleştirmek istedi, biz de bunun farkına varamadık. Öngörüm şu ki, Batı ile iyi ilişkiler neticesinde Türkiye eski haline gelir. İki kutuplu çatışmanın bir tarafı olursak zarar görürüz.
Bu ekonomik koşullarda Eren Holding'in yeni yatırım gündemi var mı?
Türkiye'de artık enerji sektörüne yatırım yapılacağını zannetmiyorum. Ne zamana kadar derseniz, sanayide üretimin canlanması ve tüketimin artması gerekiyor. Dolayısıyla bizde enerjide bir yatırım planlamıyoruz. Çimento ve kağıt işinde ise ihracat odaklı yatırım için çalışmalar yürütüyoruz.
Özellikle çimento yatırımında kapasiteyi ikiye çıkarmayı planlıyoruz. Mevcut fabrikamızın yanına ikinci hattı kuracağız. Mersin'deki tesisimiz ihracat odaklı olduğu için ciddi bir döviz katkısı olacak. Kamerun ve Tunus'ta çimento değirmenlerimiz var. Afrika ve Amerika'ya çimento satışlarımız artarak devam edecek. Ancak yeni yatırımın finansmanı pahalı ve kolay değil. Öyle görünüyor ki, birkaç yıl finansman konusundaki gelişmeleri bekleyeceğiz.
Kağıt işinde nasıl bir yatırım planınız var?
Kâğıt ambalaj alanında ikinci yatırım için yer arıyoruz. Bunun için Balıkesir ve Bandırma'da araştırmalarımız sürüyor. 500 milyon dolarlık bir yatırım olacak ve bunun için yer bulduktan sonra hızla ilerleyeceğiz. Mevcut kağıt tesisimizde sıfır atıkla çalışıyoruz.
Grubu beş yıl sonra nerede görüyorsunuz?
Eren Grubu yatırımla büyüyen bir grup. Beş yıllık süreçte de böyle devam edeceğiz. Türkiye çapında bir holding olarak hep kazandığımızla yatırım yapıp büyümeyi istedik. Biz 2018 yılında 4 milyar dolarlık ciroya ulaşmayı öngörüyorduk. Fakat öyle sanıyorum ki bu 4 milyar dolarlık hedefe 2023 yılında ulaşacağız. Bu süreçte yeni bir iş alanına girme hevesimiz yok. Tamamen bulunduğumuz işlere yatırım yaparak organik büyümek bize yetecektir.