2024 için yüzde 10 büyüme hedefi koyduk

Yüksek maliyetler, finansmana erişimde zorluklar gibi sorunlar nedeniyle kan kaybeden ihracatçılar, 2024 için yüzde 10 büyüme hedefi koydu.

07 Ocak 2024

Yüksek maliyetler, finansmana erişimde zorluklar gibi sorunlar nedeniyle kan kaybeden ihracatçılar, 2024 için yüzde 10 büyüme hedefi koydu. TİM Başkanı Mustafa Gültepe, ikinci yüzyılda Türkiye'yi ihracatta ilk 10 ülke arasına çıkarma hedefi ile 2024'e girdiklerini söylüyor.

24 Aralık 2023 - 06 Ocak 2024 tarihli sayıdan

Türkiye'nin ana pazarları olan Avrupa Birliği (AB) ve ABD ekonomilerindeki yavaşlama, yüksek maliyetler, finansmana erişmede zorluklar nedeniyle 2023, özellikle hazır giyim, tekstil ve çelik başta olmak üzere emek yoğun sektörler açısından zor bir yıl oldu. Toplam ihracatın yüzde 53'ünü oluşturan 12 sektör 2023'te pazar kaybetti. İhracatçılar bu olumsuz tabloya rağmen 2024 yılında ihracatta en az yüzde 10 büyüme hedefi koydu. 

Atılan adımlar sayesinde finansmana erişimin büyük ölçüde sorun olmaktan çıkmakla birlikte maliyetlerin hâlâ çok yüksek olduğunu söyleyen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, "Yüksek maliyetler de doğal olarak yatırım iştahını kaçırıyor. 

2024'ün en azından ikinci yarısından itibaren enflasyona paralel olarak finansman maliyetlerinin de düşeceğine inanıyoruz" diyor. İkinci yüzyıla Türkiye'yi ihracatta ilk 10 ülke arasına çıkarma hedefi ile başladıklarını vurgulayan Gültepe, 2023 yılını değerlendirirken ihracatçıların yeni dönem ajandasını anlattı.

2023 yılına ihracatçılar bazı sorunlarla girdi. Yıl sonuna geldiğimizde ihracatçı açısından döviz kuru, enflasyon gibi kalemleri dikkate aldığımızda nasıl bir yatırım ve büyüme ortamı var?

Yüksek maliyetler nedeniyle özellikle hazır giyim, tekstil ve çelik başta olmak üzere emek yoğun sektörlerimiz açısından 2023 zor bir yıl oldu. Toplam ihracatımızın yüzde 53'ünü oluşturan 12 sektörümüz 2023'te pazar kaybetti. Sadece hazır giyim ve tekstilde 200 bin kişilik istihdam kaybımız var. Yüksek enflasyona rağmen mayıs ayındaki seçimlerden önce kur uzun süre baskılanmasaydı hasar bu kadar büyük olmazdı. Örneğin enflasyon yüzde 3 artıyorsa, kur da o kadar artsın. Aksi takdirde fiyat tutturamadığımız için rekabetçiliğimiz zarar görüyor.

Türkiye ihracatta 2023 yılını ne kadarlık bir büyümeyle kapatıyor? 2024 yılı büyüme hedefi nedir ihracatta?

2023'ün ocak-kasım dönemini 232,9 milyar dolarla geçen yıla göre yüzde 0,7 artıda kapattık. Yılı da 255 milyar dolar civarında bir ihracatla tamamlayacağımızı öngörüyoruz. Hedeflerimizin uzağında kalmakla birlikte zor geçen bir yılı sınırlı da olsa artıda kapatmanın önemli olduğunu söyleyebilirim. 2024'e de ihracatımızı en az yüzde 10 büyütme hedefi ile başlayacağız. 

Ancak küresel pazarlarda önümüzdeki yılın ilk yarısı için de çok iyimser bir tablo görünmüyor. Örneğin OECD'nin son raporunda küresel büyümenin 2024'te yüzde 2,7'ye gerileyeceği tahmin ediliyor. Ukrayna'nın ardından Gazze'de başlayan savaş da yakın coğrafyamızdaki belirsizlikleri artırıyor. Koşullar çok elverişli olmamakla birlikte biz elimizden gelenin en iyisini yaparak 2024'ü mümkün olan en yüksek performansla tamamlamak için var gücümüzle çalışacağız.

Hizmet ihracatında da 100 milyar dolarla bugüne kadarki en yüksek değere ulaşılması bekleniyor. Hizmet ihracatında hedefler nelerdir?

2022'de 90 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan hizmet ihracatı ülkemize net 50 milyar dolar döviz kazandırdı. Turizm, seyahat ve yolcu taşımacılığı ülkemiz hizmet ihracatında en önemli kalemleri oluşturuyor. Öte yandan sağlık ve eğitim alanında da giderek yükselen bir grafiğimiz var. Bu yıl inşallah 100 milyar dolara ulaşacağız. 12'inci Kalkınma Planı'nda da yer aldığı gibi hizmet ihracatımızı 2028 yılında 200 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz.

İhracatçıların en büyük sorunlarından biri finansmana ulaşmaktı. 2023 yılında bu konuda adımlar atıldı. Bunlar yeterli mi, 2024 yılı için beklentileriniz nelerdir?

İhracatçılarımızın finansmana erişimini kolaylaştırmak için 2023'te çok önemli bir adım attık. Türkiye'nin 'milli sermayeli ilk özel bankası' unvanını elinde bulunduran Türk Ticaret Bankası'nı İGE A.Ş aracılığıyla ihracatçılarımıza kazandırdık. Elbette ihracatçımızın kısa vadeli kredi ihtiyaçlarını da karşılamamız gerekiyor. Finansmana erişim, hazirana kadar ihracatçı firmalarımız için büyük bir sorun oluşturuyordu. Seçimden sonra
iş başı yapan ekonomi yönetimi bu alanda önemli iyileştirmelere imza attı. 

Eximbank'ın kredi hacminin artırılmasının ardından reeskont kredilerinde günlük limit 300 milyon TL'den 3 milyar TL'ye çıkarıldı. TİM olarak ağustos ayında kamu ve özel 11 bankamızla ihracatçı firmalarımız için toplam 1 milyar dolarlık bir kredi protokolü imzaladık. Öngördüğümüz hedef kısa sürede aşıldı. Protokol çerçevesinde 5 bine yakın firmamızın kullandığı kredi miktarı toplamda 1,7 milyar dolara yaklaştı. 

Cumhuriyetin ikinci yüzyılına Türkiye'yi ihracatta ilk 10 ülke arasına çıkarma hedefi ile başladık. Hedefe halen 1,5 dolar düzeyinde bulunan ortalama kilogram ihracat birim fiyatımızı 3 dolar seviyesinin üzerine taşıyarak ulaşabiliriz. 2024'ün en azından ikinci yarısından itibaren enflasyona paralel olarak finansman maliyetlerinin de düşeceğine inanıyoruz.

Bu dönemde gördüğünüz riskler ve fırsatlar nelerdir?

Ana pazarımız konumundaki Avrupa Birliği (AB) ve ABD ekonomilerindeki yavaşlamanın 2024'ün ilk yarısında da devam etmesini bekliyoruz. Dolayısıyla bu durumun ihracatımıza olumsuz yansımaları sürecek. İşçilik başta olmak üzere yılbaşında olası yüksek oranlı maliyet artışları da hem rekabetçiliğimize hem de enflasyonla mücadeleye zarar verebilir.

“İhracat uzun soluklu bir koşu”

“Cumhuriyetimizin kurulduğu 1923'te sadece 50,8 milyon dolar olan ihracatımızı 100 yılda 255 milyar dolara çıkardık. İkinci yüzyıla da Türkiye'yi ihracatta ilk 10 ülke arasına çıkarma hedefi ile başladık. Dolayısıyla biz ihracatı uzun soluklu bir koşu olarak değerlendiriyoruz. Dönemsel dalgalanmalarla moralimizi bozmak yerine bizi adım adım hedefe götürecek yolun taşlarını döşüyoruz. 

Hedefe ancak yüksek teknolojinin, inovasyonun, tasarımın ve markalaşmanın kaldıraç etkisini kullanarak ulaşabileceğimizi biliyoruz. Bir taraftan da ülkemizin yeşil üretim ve döngüsel ekonomi potansiyelini güçlendirecek projeler yürütüyoruz. Kısa vadede ise geçen yıl olduğu gibi pazar çeşitliliğimizi artırmak için çalışmalarımıza yoğun bir şekilde devam