2023 için net tablo çizmek kolay değil

TİM Başkanı Mustafa Gültepe, “2023 performansında küresel pazarlardaki yavaşlamanın boyutu da belirleyici” diyor.

27 Aralık 2022

İhracatçılar, talep daralmasına bağlı sipariş kayıpları ve parite etkisiyle 2022'nin son aylarına kan kaybederek girdi. 250 milyar dolarlık hedeften de şaşmadı. TİM Başkanı Mustafa Gültepe, "2023 performansında küresel pazarlardaki yavaşlamanın boyutu da belirleyici" diyor.

25 Aralık 2022 - 07 Ocak 2023 tarihli sayıdan

2022 yılına güçlü giren ihracatçılar, yılın son aylarında ise resesyon ve talep daralmasına bağlı sipariş kayıpları ve parite etkisiyle kan kaybetmeye başladı. İhracatçıların 11 ayda parite kaynaklı kaybı 13 milyar dolara yaklaştı. 

Olumsuz tabloya rağmen hedeflendiği gibi yılı 250 milyar doların üzerinde ihracatla kapatmaya hazırlandıklarını söyleyen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, 2023 yılında ise belirsizliğin hakim olduğuna dikkat çekiyor. 

2022 yılını değerlendiren Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, ihracatçıların 2023 stratejilerini ve hedeflerini anlattı.

2023'e girerken ihracat ailesi olarak kendinize nasıl bir hedef koyuyorsunuz?

Küresel ticaret önce COVID-19 salgını, ardından Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle ciddi sarsıntılar geçirdi. Bu süreçte enerji ve emtia fiyatlarında ciddi artış yaşanırken, yakından tedarik önem kazandı. Böyle bir atmosferde şirketler, üretimlerini sürdürebilmek ve ticarete devam edebilmek için güvenilir partner arayışını hızlandırdı. 

Türkiye bu fırsatı iyi değerlendirdi ve güvenilir bir partner olarak son iki yılda ihracatını önemli ölçüde artırdı. Diğer taraftan ülkemizde yatırımı, üretimi, istihdamı ve ihracatı önceleyen bir ekonomik model benimsendi. TİM olarak biz de ihracatımızı iki yılda 300 milyar doların üzerine taşımayı hedefliyoruz. 

Uzun vadede ise Türkiye'yi ihracatta ilk 10 ülke arasına sokma vizyonu ile çalışıyoruz. Bu hedef için firmalarımızın kurumsal kapasitelerinin güçlendirilmesi, inovasyon, tasarım, AR-GE çalışmalarına önem verilmesi ve markalaşmaya yönelik çalışmaların hızlandırılması gerekiyor.

Bu dönemde gördüğünüz riskler ve fırsatlar nelerdir?

Avrupa ve ABD başta olmak üzere dünyanın gündeminde küresel resesyona ilişkin endişeler mevcut. Dolayısıyla resesyon ve talep daralmasına bağlı sipariş kayıpları ihracatçılarımızın önündeki en büyük risk olarak görünüyor. Diğer taraftan parite etkisi ihracatçılarımız için önemli bir sorun. 11 ayda parite kaynaklı kaybımız 13 milyar dolara yaklaştı. Paritenin ihracatımıza negatif etkisi 2023'te de devam edebilir. 

Dolayısıyla kısa vadede küresel resesyona bağlı talep daralması ve kur dengesi ihracatçılarımız için bir risk oluşturuyor. İhracatçılarımızın bu süreçte maliyet unsurlarına dikkat etmeleri ve olası risklere göre bütçelerini şimdiden planlamaları gerekiyor. Süreç aslında ihracatçılarımızın marka değerlerini güçlendirmeleri ve AR-GE çalışmalarını artırmaları için de önemli bir fırsat. Bu kapsamda ihracatçılarımızın inovasyon, tasarım ve markalaşma ile katma değeri yüksek ürün ihracatına yönelmesi son derece önemli.

Son dönemde ihracat artış hızında bir yavaşlama var. Bu yavaşlama devam edecek mi? Önüne geçmek için önerileriniz nelerdir?

İhracat artış hızımızdaki gerileme küresel pazarlardaki resesyon endişelerinden kaynaklanıyor. Her şeye rağmen bizim 2022 için belirlediğimiz 250 milyar dolarlık hedef bakımından bir sorun gözükmüyor. Parite etkisi ve resesyon endişesine bağlı talep daralmasına rağmen ihracatçılarımız son derece gayretli bir performans sergiliyor. 

İhracattaki yavaşlama 2023'ün ilk yarısında da devam edebilir ancak şimdiden net bir tablo ortaya koymak zor. Bu süreci pazarımızı ve müşteri çeşitliliğimizi geliştirerek en az kayıpla atlatacağımıza inanıyorum.

Türkiye ihracatta 2022 yılını ne kadarlık bir büyümeyle kapatacak? 2023 yılı büyüme hedefi nedir ihracatta?

Bu yılın 11 ayında ihracatımızı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,9 artırarak 231,2 milyar dolara çıkardık. Son veriler ışığında yıl sonunda 250 milyar doları geçeceğimiz görülüyor. Parite kaybı ve ikinci altı ayda
resesyon kaynaklı sipariş kayıpları olmasaydı bu yıl 270 milyar dolara ulaşabilirdik. Her şeye rağmen ihracatımızı yüzde 10'un üzerinde artırmamızı büyük bir başarı olarak değerlendiriyorum. 

Bizim hedeflerimize ulaşabilmemiz için ihracatımızı her yıl yüzde en az 10 artırmamız gerekiyor. 2023'e de bu hedefle başlayacağız. Ancak küresel ticaretteki belirsizlikler nedeniyle özellikle 2023'ün ilk çeyreği ile net bir tablo çizmek kolay değil. Dolayısıyla önümüzdeki yıl göstereceğimiz performansta küresel pazarlardaki yavaşlamanın boyutu da belirleyici olacak.

2023 yılında ihracatta hangi ülkeler öne çıkacak?

Talep daralması ve durgunluk beklense de Avrupa ve ABD önümüzdeki yıl da en büyük pazarlarımız olmaya devam edecek. Ortadoğu ve Kuzey Afrika'ya olan ihracatımız da son derece önemli. 

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail ve Mısır ile siyasi ilişkilerin normalleşme sürecine girmesinin bu ülkelere ihracatımıza pozitif yansıyacağını öngörüyoruz. Diğer taraftan Uzak Ülkeler Stratejisi kapsamında yer alan ülkelere olan ihracatımızda artış görebiliriz.

2022 başında özellikle bazı sektörlerde ciddi talep artışı ve kapasite doygunluğundan bahsediyorduk. Yıl sonuna geldiğimizde ihracatçı açısından döviz kuru, enflasyon gibi kalemleri dikkate aldığımızda nasıl bir yatırım ve büyüme ortamı var?

Özellikle enerji maliyetlerindeki artış ve uluslararası krizler küresel ekonomilerde enflasyonu yükseltti. Enflasyonu baskılamak için faizlerin artırılması üretimde bir miktar yavaşlamaya neden oldu. Bu da tüm dünyada önemli bir talep daralması olarak karşımıza çıktı. 

Türkiye üretim ve ihracatı önceleyerek süreci fırsata çeviren bir yaklaşım geliştirdi. İhracatçılarımızın finansmana erişim konusundaki sıkıntılarını giderecek adımlarla bu yaklaşımın desteklenmesi gerekiyor. Öte yandan kurların mevcut seviyesi ihracatçımıza destek olmuyor. Rekabetçiliğimizi koruyabilmemiz için döviz kurlarının da enflasyon oranında artması büyük önem arz ediyor.
 

“YEŞİL FİNANSMAN OLANAKLARI ÖNEMLİ"

“TİM olarak Yeşil Mutabakat'a uyum için çalışmalarımız bütün hızıyla devam ediyor. 12 ana hedeften oluşan Sürdürülebilirlik Eylem Planımızı 1,5 yıl önce açıkladık. Eylem planımız doğrultusunda Sürdürülebilirlik Bilim Komitesi'ni oluşturduk. TİM'in ardından Tekstil Tarım ve Hayvancılık Sektörel Eylem Planları birliklerimiz tarafından açıklandı. 

Otomotiv sektörümüzün planı için çalışmalara devam ediyoruz. İhracatçı birliklerimize yol göstermesi için sektörel sürdürülebilirlik eylem planı kılavuz çalışması hazırladık. Ticaret Bakanlığımızın Avrupa Yeşil Mutabakatı İhtisas Çalışma Grubu'nda yer alıyoruz, çalışmalara aktif olarak katkı sağlıyoruz. Dönüşümün, yeterli finansman kaynağı sağlanmadan gerçeklemesi çok zor. 

Karbon nötr ekonomi modeli için finans sektörü önemli bir aktör. Bu nedenle finans sektörü ile de diyalog halindeyiz. TİM olarak ihracatçılarımızın yeşil finansman olanaklarından azami ölçüde faydalanmalarını amaçlıyoruz. 

Büyük ölçekli şirketlerimizin büyük bölümünde sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm konusunda üst düzey bir bilinç oluştu. Bizim özellikle KOBİ'lere odaklanarak farkındalığı artırmamız gerekiyor. Bu kapsamda ihracatçılarımızın yeşil dönüşüm konusunda ihtiyaç duyduğu destekleri sağlamak için çalışmalarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz.”