DR. ORHAN KARACA
okaraca@ekonomist.com.tr
Bu da ekim ayında tavana vuran yıllık enflasyonu biraz daha geriye çekti. Ancak önceki aylarda yaşanan yükseliş nedeniyle yine de 2018 yılı enflasyonun neredeyse ikiye katlanmasıyla kapandı.
2018'DE NELER OLDU?
Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) enflasyonu aralık ayında yüzde -0,40 olarak gerçekleşti. Tüketici enflasyonu kasım ayında da negatif ve yüzde -1,44 olmuştu. Oysa 2017'nin kasım ayında yüzde 1,49'luk ve aralık ayında ise yüzde 0,69'luk tüketici enflasyonu vardı.
Bu pozitif oranların yerine negatif oranların girmesi, ekim ayında yüzde 25,24'e çıkmış olan yıllık tüketici enflasyonunu kasım ayında yüzde 21,62'ye çekmişti. Bu düşüş aralık ayında da devam etti ve yıllık tüketici enflasyonu yüzde 20,30'a kadar indi.
Son iki aydaki düşüş sevindirici ama 2018 yılı sonundaki enflasyon 2017 yılı sonundaki düzeyinin neredeyse iki katını buluyor. Yıllık tüketici enflasyonu 2017 yılının sonunda yüzde 11,92 düzeyindeydi. Üstelik yıllık tüketici enflasyonu 2018 yılına düşüş eğilimiyle girmiş ve mart ayında yüzde 10,23'e kadar gerilemişti.
Ancak önce bahar aylarında erken seçim kararının alınması ve sonra da yaz aylarında ABD ile ilişkilerin gerginleşmesiyle döviz kurlarında yaşanan yükseliş enflasyonu hızla yükseltti. Neyse ki sonbahar aylarında Merkez Bankası'nın faiz artışı ve ABD ile ilişkilerin yumuşamasıyla döviz kurları gerilemeye başladı.
Bunun üzerine Enflasyonla Topyekün Mücadele Programı kapsamındaki fiyat indirimleri ve hükümetin bazı ürünlerin vergilerini düşürmesi gibi faktörler de eklenince yılın son iki ayında enflasyonda düşüş yaşandı.
Ancak bu düşüş 2018 yılının para politikasında 2002 yılında uygulanmaya başlayan enflasyon hedeflemesi sisteminin en kötü yılı olmasını engelleyemedi. 2018 yılı yüzde 5'lik orta vadeli hedefin tam 4 katı enflasyonla kapandı.
Enflasyon hedeflemesinde bugüne kadar hedeften hiç bu kadar büyük sapma olmamıştı. Enflasyon hedeflemesi sisteminin "örtük" olarak uygulandığı 20022005 döneminde gerçekleşmeler hep hedeflerin altında olmuştu. 2006-2010 arasındaki açık hedefleme dönemi kötü başlamış ama son iki yılında iyi sonuçlar alınmıştı.
2011'de başlayan esnek hedefleme döneminde ise durum uzun bir süre idare edilse de 2017'den itibaren işler karışmaya başladı. Fiyatlar genel seviyesinde artış çift haneye yükselmesine rağmen Merkez Bankası'nın para politikasını yeterince sıkmaktan kaçınması, herhangi bir dış şokta enflasyonun kontrolden kaçabileceği endişelerine yol açmıştı. Maalesef 2018 yılında bu endişeler gerçekleşti.
2019'DA NE OLUR?
2019'un enflasyon hedefi yine yüzde 5. Ancak Merkez Bankası'nın 2019 yıl sonu tahmini yüzde 15,2 seviyesinde. Hükümet, 2018'in son gününde, kasım ve aralık aylarındaki vergi indirimlerini mart ayı sonuna kadar uzatma kararı aldı.
Bu da enflasyonda 2018'in son iki ayında yaşanan düşüşün 2019'un ilk aylarında da sürebileceği beklentisini yarattı. Ancak bunun gerçekleşmesi biraz zor görünüyor. Çünkü vergi indirimlerinin devam ediyor olması fiyatlarda yeni düşüşlerin olacağı anlamına gelmiyor. Öte yandan yılbaşında devreye giren ücret artışları maliyetlerde yeni bir artışa yol açacak ve bu fiyatlara yansıyabilir.
Yeni yıla döviz kurlarında yeni bir artışla girmemiz de bu açıdan pek umut vermiyor. 2019'da enflasyonla savaşa destek verecek tek gelişme iç talepteki zayıflık olacağa benziyor. Bu nedenlerle 2019'da enflasyonda ciddi bir düşüş yaşanmasını zor görüyoruz.
YOKSULUN ENFLASYONU
TÜİK, tüketici enflasyonunu toplumun tümünü temsil ettiğini kabul ettiği bir harcama kalıbına göre hesaplıyor. Tabii gerçekte herkesin harcama kalıbı farklı olduğu için bu enflasyon kimseye tam olarak uymuyor.
Elbette tek tek herkesin enflasyonunu hesaplama imkanı yok. Fakat toplumdaki bazı kesimler için bunu yapma olanağı var. Yandaki tabloda sonuçlarını gördüğünüz Ekonomist Özel Tanımlı Enflasyon Göstergeleri, 10 farklı kesim için bunu yapıyor. Bu hesapları nasıl yaptığımıza ilişkin bilgi ise tablonun altında yer alıyor.
Yaptığımız hesaplara göre, 2018'de tüketici enflasyonu, gelir piramidinin en tepesindeki yüzde 20'lik kesimin yani zenginlerin enflasyonuna çok yakın çıktı. 2018'de zenginlerin enflasyonu yüzde 20,28 oldu.
Diğer gelir gruplarının enflasyonu ise daha yüksek gerçekleşti. Özellikle gelir piramidinin en altında yer alan yüzde 20'lik kesimin yani yoksulların enflasyonunun genel enflasyonun 1,52 puan üzerinde ve yüzde 21,82 olması dikkati çekiyor.
Aradaki fark özellikle son iki ayda açıldı. Bu da vergi indirimlerinin daha çok zenginlerin tüketim kalıbında yer alan ürünlerin fiyatlarında düşüşe yol açmasından kaynaklandı. Bu indirimler yoksul kesimin enflasyonunu zenginlere kıyasla daha az aşağı çekti.
Öte yandan hanehalkının temel gelir kaynağına göre bakıldığında ise genel tüketici enflasyonunun daha çok müteşebbis ve ücretlilerin enflasyonuna yakın olduğu, muhtaç kesimin enflasyonun ise yüzde 21,95'i bulduğu görülüyor. Bu da yukarıda bahsettiğimiz nedenden kaynaklanıyor.