TALAT YEŞİLOĞLU
tyesil@ekonomist.com.tr
Daha önce bu köşede birkaç kez tekrarladım. Yeniden paylaşayım. Yazı işleri müdürümüz, doktoralı iktisatçı Orhan’ın yaptığı bilimsel hesaba göre, ekonomide işsizliği sabit tutabilmek için ekonominin en az yüzde 4,2 oranında büyümesi gerekiyor.
TÜİK’in büyümeye ilişkin yaptığı yeni hesaplama ve geçmişe yönelik revizyonun çeliştiği en önemli gösterge de istihdam. İstihdam yaratmayan bir büyümenin sürekli olarak sorgulanacağını unutmamak gerektiğini düşünüyorum.
Var olan işsizlerin yanında her yıl iş gücüne yaklaşık 900 bin kişi katılıyor. Doğal olarak işsizlerin yanı sıra yeni katılımcılara da iş alanları açmak gerekiyor. Burada da franchise sektörü ciddi bir potansiyel taşıyor.
Fakat, burada biraz duralım. Sektör ardı ardına yaşanan terör eylemlerinden başlayarak müşteri kaybı, döviz kurlarının yükselişi nedeniyle de kira giderlerinde ciddi bir faturayla karşı karşıya kaldı. Yıllık olarak 200 bin civarında yeni istihdam sağlama olanağına sahip bir sektöre farklı bir gözle bakmak gerekmez mi?
“Ne öneriyorsun?” sorusu hemen akla gelebilir. Teşvik, ama nasıl bir teşvik? Deneyimin, eğitimin olmadığı bir yerde finans desteği yeterli olur mu? Bir kere, zincir mağazalardaki hizmet kalitesine ilişkin ciddi eleştiriler var.
Haklı da olabilir. Sürekli büyüyen bir sektörde çalışan dönüşümünün yüksek olması normal. Birçok kuruluş, kurduğu akademilerle, hizmet kalitesini standartlaştırmaya çalışıyor. Kapanan bazı franchise’larda en büyük sorunun hizmet kalitesi olduğu bir gerçek.
Ayşegül ve Burcu’nun hazırladığı araştırma gösteriyor ki, ekonomideki sorunlara rağmen büyüme hedefinden vazgeçilmiş değil. 2 bin 550 girişimci aranıyor, her bir girişimcinin yaratacağı istihdam sayısını düşünelim lütfen.
Kredi, finansman desteğini önemsiyorum ama işletmecilik, yönetim, nakit akışı, bütçe yönetimi, pazarlama, müşteri ilişkileri, hizmet kalitesini artırmaya yönelik eğitim ve desteklerin daha çok katkı yapacağına inanıyorum. Araştırmada sıraladığımız zincirler, 2 bin 550 bin girişimci arıyor.
Var olanların yanı sıra yeni girişimcilerin, iş yaşantısında yeni bir heyecan peşinde olan beyaz yakalılara rol modeli olabileceğini unutmamak gerekiyor.
Sonuçta, ekonomi emir komutayla değil, realiteyle çalışıyor. Global ve yerel rekabetin büyüklüğü, iletişim ve sosyal medya kanalları, her gün bizi yeni gerçeklerle tanıştırıyor. Oyunda kalalım ve yeni dünyanın kurallarını ıskalamayalım...
Yeni işleri konuştuğumuz bir hafta olsun...