Start up ekosistemine ilişkin görüşlerimi, bu sayfanın müdavimleri az çok biliyor. Türkiye’nin yeni büyüme modelinin start up’lar üzerine kurgulanması gerektiğini düşünen, inanan, savunan ve her platformda dile getiren bir kişiyim.
TALAT YEŞİLOĞLU
tyesil@ekonomist.com.tr
Dolayısıyla dijital dünyanın bir parçası olabilmek için Ekonomist olarak buna uygun kapak ve içerik sunmaya çalıştığımızı biliyorsunuz. Burcu’nun hazırladığı kapak haberimiz de bunun bir parçası.
Geçen hafta beni heyecanlandıran haberi sizlerle tekrar paylaşmak istiyorum. O da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı (İBB) görevine yeniden seçilen Ekrem İmamoğlu’nun MEF Üniversitesi’nin mezuniyet töreninde yaptığı konuşma oldu.
İmamoğlu, başka bir yere taşınacak olan Esenler Otogarı için “Bilim merkezi yapacağız” dedi. Bu söylemin sıkı bir takipçisi olacak ve her platformda anımsatacağım. Tabii ki, konumuz sadece bina veya merkez değil. En başka kenti yönetenlerin bilime, inovasyona, dijitalleşmeye, start up ekosistemine olan inançları.
Hürriyet gazetesinde sevgili Ahmet Can’ın geçen haftaki haberinde yer verdiği gibi, İstanbul, Türkiye’nin start up merkezi. Hem sayı olarak hem çektiği yatırım itibariyle… Ekonominin de kalbi olmasından ötürü, start up’lara mentor ve melek yatırımcı kadar fatura kesebilecekleri şirket zenginliği de sunabiliyor.
Çok sayıda üniversite ve özel kuluçka merkezi, teknokentler, bankaların merkezleri, artık liselere kadar yayılan dijital girişimciliği desteklemek için olanaklarını zorluyor. Bu dönüşümün iyi bir stratejiyle buluşması durumunda hala zengin bir yetenek ordusuna sahip İstanbul, dünyanın önde gelen inovasyon merkezlerinden birisi olabilir.
Her yıl merakla beklediğim bir araştırmadan bahsetmek istiyorum. Dünyanın en büyük denetim danışmanlık şirketi KPMG’nin her yıl dünyanın dört bir tarafındaki teknoloji liderleriyle yaptığı anketin sonuçları…
Bu araştırmada teknolojide öne çıkan eğilimlerin yanı sıra inovasyonda öne çıkan kentler de sıralanıyor. Listede İstanbul maalesef yer almıyor. İstanbul’un inovasyon, bilim, teknoloji merkezi olarak sayılan 15 kentten biri olmasının mümkün olduğuna inanıyorum.
Öğrenci olarak gittiği Almanya’da KOBİL’i kuran İsmet Koyun, İstanbul’u dünyanın en dijital kentlerinden birisi haline getirmenin mümkün olduğunu söylüyor. Üstelik, 16 milyonluk kentin bilgilerini başka ülkelere transfer etmeden…
Mümkün mü? Bence yanıt “Evet”tir. Yeter ki, kent yönetimi, insan kaynağındaki kaybımızı durduracak, genç yeteneklerimizi İstanbul’da tutabilecek stratejiler geliştirsin. En önemlisi, Ekrem İmamoğlu verdiği sözü tutsun. Gecikmeden bekliyoruz.
Start up ekosisteminin daha çok konuşulduğu bir hafta diliyorum…