100 yılda tarımdan sanayi ve hizmetlere geçiş

100 yıl önce bir tarım toplumu olan Türkiye'de, artık iş gücünün yüzde 80'den fazlası sanayi ve hizmet sektöründe yer alıyor. İşsizlik sorunu kronik bir hal almış olsa da, tarım dışı sektörlerde insan kaynakları politikaları adeta devrim geçirdi.

12 Kasım 2023

100 yıl önce bir tarım toplumu olan Türkiye'de, artık iş gücünün yüzde 80'den fazlası sanayi ve hizmet sektöründe yer alıyor. İşsizlik sorunu kronik bir hal almış olsa da, tarım dışı sektörlerde insan kaynakları politikaları adeta devrim geçirdi.

29 Ekim -11 Kasım 2023 tarihli sayıdan

Dünyada çalışma hayatına dair ilk düzenlemeler 1920'li yıllarda başladı. Türkiye'de ise bu konudaki adımlar Atatürk'ün öncülüğünde 1928 İzmir İktisat Kongresi'nde atıldı. 

1950'lerin başında 'personel yönetimi' kavramı Türkiye'nin gündemine taşınırken, 'personel yönetimi'nin ayrı bir disiplin halini alması 70'li yılları buldu. 1971 yılında '1475 sayılı İş Kanunu' yürürlüğe girdi. Bu süreçte Türkiye'de istihdamda tarım sektörü öne çıktı. 

1923 yılında tarımın istihdamdaki payı yüzde 89,95 iken, bu oran 1980'li yıllarda yüzde 53'lere kadar geriledi. Bu dönemde sanayinin payı yüzde 15'lere ulaşırken, hizmet sektörü yüzde 32'leri buldu.

İŞSİZLİK SORUNU DEVAM EDİYOR

Kentleşme sanayinin gelişimi gibi değişiklikler işsizlik sorununun da gündeme gelmesine neden oluyor. 1980'lere kadar işsizlik sorunun çözümü için doğru makroekonomik kararların alınması yeterli görülürken, bu dönemden sonra işsizlik, ayrıca önlem alınması gereken bir sorun olarak kabul görmeye başlıyor.

1980 sonrası kalkınma planlarında ise neo-liberal iktisat politikalarına uygun işgücü piyasası önlemleri ve uygulamaları hayata sokuluyor. Bu doğrultuda, 1990'lı yıllarda İŞKUR sorunun çözümü amacıyla kuruluyor. 

Bu süreçten günümüzde pek çok politika hayata geçirilse de işsizlik sorunu hala Türkiye'nin önünde önemli bir sorun olarak duruyor. 2023 yılı rakamlarına göre Türkiye'de işsizlik oranı 9,7'lere ulaşmış durumda.

STRATEJİK ÖNEM ARTTI

iş gücüne katılım konusunda sorunlar devam etse de sanayinin büyümesi, teknolojinin gelişimiyle çalışma hayatında yepyeni bir döneme girdiğimizi söylemek mümkün. 

1990'larda Türkiye ekonomisinde yaşanan sorunlarla birlikte büyük holdingler, insan kaynakları yönetimi faaliyetlerini stratejik değişim programlarına odaklandı.

'Personel yönetimi'nden 'insan kaynakları yönetimi'ne evrilen süreç, 'insan odağı'nın daha da güçlenmesiyle insanı ve onun kurumsal hayatta aradığı 'anlamı' güçlendirmek üzere gelişimine devam ediyor. 

Özellikle son 10 yılda küresel gelişmeler, dijitalleşmenin hızla artması, krizler, pandemi derken insan kaynakları sektörü uzmanları çok daha zengin ve kapsamlı sorumluklara sahip oldu. 

İnsan kaynakları fonksiyonları da artık kurumların idari fonksiyonları olmaktan çıkarak, stratejinin destekleyicisi ve hatta mimarı olduğu kritik bir noktada yer alıyor.

EBRU TASCIFİRUZBAY TÜRKİYE İNSAN YÖNETİMİ DERNEĞİ (PERYÖN) YKB
“İNSAN HER ZAMAN ODAKTA OLACAK”
“DijitaMeşmenin hızla arttığı; kurumların, liderlerin ve tüm profesyonellerin her daim değişime, dönüşüme ayak uydurmak zorunda olduğu önümüzdeki dönem için sektörümüz adına insanın her zaman odakta olduğu, teknoloji, yapay zeka ve insan dengesinin sağlandığı, gençlerin eğitim ve iş dünyasında kendilerini geliştirmeleri için fırsatlara eşit erişebildiği, kadın istihdamı, eşit işe eşit ücret gibi konuları artık çözmüş olduğumuz için gündeme bile getirme ihtiyacı hissetmediğimiz bir dönem olmasını hedefliyoruz.”