10 milyon dolarla filmleri fonlayacağız

14 Temmuz 2016
Efe Çakerel’in Silikon Vadisi’nde kurduğu ve 125 milyon dolar değerlemeye ulaşan online film platformu MUBI, sonbaharda 10 milyon dolarlık yeni yatırım alacak. Efe Çakarel, en çok yaptıkları işbirlikleriyle büyüdüklerini söylüyor. Çakarel, “Artık sinema filmleri için fon oluşturup onlara yatırım yapacağız. Burası da bizim için ayrı gelir getiren bir kanal ve önemli bir strateji olacak” diyor.

GÖZDE YENİOVA
gyeniova@ekonomist.com.tr

Silikon Vadisi’nde online film platformu MUBI’yi kuran Efe Çakarel, bu girişimini 125 milyon doları bulan bir değerlemeye ulaştırdı. Bugüne kadar toplamda 20 milyon dolarlık yatırım alan şirket, sonbaharda 10 milyon dolarlık yeni bir yatırım daha alacak. Sony ile joint venture (ortak girişim) ve Samsung ile global bir anlaşma yapan MUBI, dünyadaki birçok yatırımcıdan aldığı yatırımla yeni ülkelere yayılıyor.

Şimdi New York’ta yeni ofis açan ve Çin pazarına da giriş yapacak MUBI’nin online platformu 200 ülkede aktif olarak kullanılıyor. Efe Çakarel ile yeni yatırım planlarını ve gelecek hedeflerini konuştuk.

MUBI yatırımlar alarak büyüyor. Son dönemde ne gibi gelişmeler oldu?
Son iki yıldır her yıl ciro ve üyeliği ikiye katlayarak gidiyoruz. Bize her ay ücret ödeyen 100 bin üyemiz var. İki yıl önce bu sayı 20 bindi. O yüzden ivme yüksek ama hala yolun başındayız. 100 milyon dolarlık şirket olma hedefimizi bu dönemde gerçekleştirdik. Yatırım yapılırken değerlememiz 125 milyon dolar olarak hesaplandı. Hedefimiz sonbaharda 10 milyon dolarlık daha sermaye almak. MUBİ hala kâr eden bir şirket değil, henüz büyümemize yatırım yapıyoruz. Hedefimiz gelecek 10 milyon dolar ile iki yıl içinde kârlı bir şirket haline gelmek. Bu da çıtayı çok daha yüksek bir yere getirecek.

10 milyon dolarlık yatırım kimden gelecek ve nasıl kullanılacak?
10 milyon dolar çeşitli yatırımcılardan gelecek. Bu aşamada hala stratejik yatırımcılardan yatırım alıyoruz. Geçen yıl aldığımız yatırımda, Avrupa’nın en büyük prodüksiyon şirketinin başındaki Eric Fendler, Apple eski Avrupa CEO’su Pascal Cagni, önemli yatırım bankalarından Silver Lake’in Avrupa sorumlusu da bize yatırım yapan isimler oldu. Sonbahardaki yatırım da yine stratejik ve büyümemize yardımcı olacak yatırımcılardan gelecek. Bir sonraki adım da private equity ve venture capital şirketlerinden yatırım almak olacak.

Bugüne kadar kaç şirketten, ne kadar yatırım aldınız? Türkiye’den ilgi nasıl?
Şu ana kadar 20 milyon dolar yatırım aldık. Kullanıcı olarak Türkiye pazarı bizim yaptığımız iş açısından çok büyük bir pazar değil ama yatırımcı olarak ilgi var. İnternette film seyretme alışkanlığı Türkiye’de henüz yolun çok başında.

En çok potansiyeli olan ülkeler hangileri?
En çok İngiltere pazarında potansiyel var. Altı ay kadar önce New York’ta ofis kurduk ve o pazarda da potansiyel çok. Çin pazarına giriş yapacağız ama oraya uzun vadeli olarak bakıyoruz. Çünkü regülasyon süreci zor. Londra ve San Francisco ise diğer merkez ofislerimiz. Onun dışında Fransa ile Almanya çok önemli pazarlar arasında. Gelişmekte olan ülkelerde ise Hindistan, Brezilya ve Meksika öne çıkıyor. Toplamda 200 ülkede aktif olarak kullanılıyoruz. Artık her ülkede farklı filmler sunuyoruz. Hangi ülkeden alabiliyorsak o ülkeden filmin hakkını alıyoruz. Şu anda her ülkeden en az 700-1000 filmin hakkı var. Günün filmini seçen algoritmamız var. Kullanıcı sayımız 8 milyona ulaştı.

Pazarda giderek büyüyorsunuz ama rekabette durum nasıl gidiyor? Stratejinizi ne şekilde gelişiyorsunuz?
Bizim rekabete bakış açımız çok enteresan. Amazon ve Netflix gibi iki rakibimizi rakip olarak görmüyoruz, onların eksik olduğu yerlere oynuyoruz. Bence bu iki devin olduğu pazarda kazanmanın tek yolu, kullanıcının gözünde net bir farklılığın olması. Bizim farklılığımız, öncelikle kullanıcı için seçim yapıp öneri sunmamız, ikincisi ise sadece sinema sunmamız. Netflix ve Amazon seçim yapma şansı tanımazken ve TV dizilerine doğru kayarken bizim odağımızda sadece sinema ve kullanıcıya seçim önerileri var.

Son dönemde Amazon ve Netflix kendi yapımlarımı yapmaya başladılar. Sizin de bu yönde bir girişimimiz olacak mı?
Sinema tarafında var. Burada ayrı bir fon yaratıp sinema filmlerine yatırım almak ve yapmak gibi bir projemiz var. Ondan sonra tüm kanallarda o filmi göstermek istiyoruz. Biz hangi filmin hangi prodüksiyondan ne zaman geldiğini çok iyi takip ediyoruz. O yüzden bu bilgimizi filmlere yatırım yapmak için kullanacağız. Ayrıca MUBI’de çok daha önceden özel gösterim ile filmleri sunma şansımız da olacak. Burası da bizim için ayrı bir gelir getiren kanal olacak. Bu önemli bir strateji olacak. Filmlere yatırım yapıp satın alacağız. Bunun ilk adımını birkaç hafta önce Cannes film festivalinde attık. Satın aldığımız The Happiest Day in the Life of Oli Maki filmi, festivalde Certain Regard kategorisinde en iyi film seçildi. Filmin sahibi biziz ve galasını biz yapacağız. Böylece ilk adımları başlamış olduk. Bunu yapmaya devam edeceğiz.

Bundan sonrası için planlar nedir?
Yeni gelecek sermaye ile bir yılda 12 film satın almak istiyorum. Bu filmleri satın alarak özel MUBI üyele-rine gösterim yapmayı hedefliyorum. Pazar önümüzdeki dönemde daha da büyüyecek. Genç nüfus çok ilgili ve mobil tarafa kayış önemli. Mobil tarafta çok güçlüyüz. Mobil kullananlar yüzde 50 daha fazla film seyrediyor ve yüzde 30-40’ı daha fazla MU-Bl’de kalıyor. Bu rakamlar çok büyük ve bizim için önemli.
"GİRİŞİMCİLERİN BİR GÖZÜ DIŞARIDA OLMALI"
Sizin yaptığınız gibi bir işin online yapılıyor olması, global şirket olma yolunda daha fazla önünün açık olmasını sağlıyor. Bu yolda yürümek isteyen girişimcilere ne tavsiye edersiniz?

Türkiye'den dünya çapında internet şirketinin çıkmamasının yapısal nedenleri var. Çünkü burada ekosistem yok. Bugün Silikon Vadisi'nde inanılmaz bir yetenek havuzu ve hukuksal altyapı var. Orada danışmanlık şirketleri start up'lara ‘Şirketini kurmanda sana danışmanlık yapacağız, sen ilk raundda para kazandığın zaman bize ödeme yapabilirsin' şeklinde anlaşma yapıyor. Bu bir iş modeli. Şimdi Türkiye'de bunu danışmanlık şirketine sor, ne derler? Orada senin hayaline ve fikrine yatırım yapacak insanlar var.

Burada bir şirkete 20 milyon dolar yatırma kapasitesi varsa orada 2 milyar dolar var. Bu sadece Türkiye için geçerli değil, İtalya ya da İspanya'dan da böyle şirket çıkması zor. Her şeyin istisnası vardır. Burada da şirketlere yatırım yapmak isteyen yatırımcılar var. Sen konunda güçlüysen ve azimliysen mutlaka başarırsın. Ama bir gözün dışarıda olmalı. Çünkü ne yaparsan yap Türkiye küçük bir pazar. Ben de yatırım yaparken ekibe bakıyorum. O nedenle girişimcinin tutkusu önemli. ‘Ben hafta içi çalışıyorum, hafta sonları bu işle ilgileniyorum' gibi bir iş modeli yok. Girişimci, ‘Ben işi bıraktım, ne olursa olsun pahasına bu işe girdim' demeli.