SİBEL ATİK
satik@ekonomist.com.tr
Çelik, lojistik, otomotiv, iş makinesi ve enerji sektörlerinde önemli adımlar atan Borusan Grubu, bu yıl ciroda önemli bir artışa imza atacak. 13 milyar TL olan cirosunu bu yılın sonunda 15,6 milyar TL’ye taşımayı hedefleyen grup, kârlılıkta ise rekor bir noktaya geldi. Zorlu geçen 2016 yılını 1,2 milyar TL kârlılıkla kapattıklarını dile getiren Borusan Holding CEO’su Agah Uğur, bu yıl da yüzde 20 artış hedefiyle çalışmalara yön verdiklerini söylüyor.
Lüks otomotiv satışlarındaki düşüşe karşılık bu yıl önemli bir sıçrama planlayan grubun, boru ve yassı çelikte önemli çıkışlar yakalayacağını ifade eden Uğur, enerji sektöründe ise dev bir yatırıma hazırlandıklarını kaydediyor. Merakla izlenen ve temmuz ayında ihaleye çıkacak rüzgar santralinde bin megavatlık YEKA projesine çok sıkı hazırlandıklarını belirten Uğur ile bu yatırımı ve holdingin yeni dönem hedeflerini konuştuk.
Çelik sektöründe önemli ağırlığı olan Borusan için dövizde çok hareketli geçen süreci nasıl yönettiniz? Bilançolarınızda döviz etkisi ne oldu?
Denetlenmiş mali tablomuzu yani bilançolarımızı dolar olarak çıkarıyoruz. TL’nin önemini güçlendirmek için şirketlerde de bir sorumluluk oluştu. O nedenle artık biz de TL konuşuyoruz. Tabii yüksek devalüasyon ortamlarında büyüyüp büyümediğinizi tam anlayamıyorsunuz. Fakat 2016’da yüzde 9,9 büyüme ile ciromuzu 13 milyar TL’ye çıkardık. Enflasyon oranında bir büyüme yaşadık. Dolar olarak da kendimizi koruduk. Tabii bunun birçok nedeni var. Bunlardan biri de kur riski yönetimimiz oldu. Biz 10 ülkede faaliyet gösteriyoruz ve cironun aşağı yukarı 3 milyar TL’si bu ülkelerden geliyor. Kazakistan, Kırgızistan, Rusya, Azerbaycan gibi ülkeler. Bu rakam ekonomileri çok kırılgan ve para birimleri çok değişken ülkelerden geliyor. Ama olağanüstü bir risk yönetimimiz var. Bu 2016’da öne çıkan bir konu oldu.
Riski nasıl yönettiniz? Aldığınız ek önlemler nedir?
Bütün grup bazında 6-7 milyon TL’lik bir kur farkı yazdı. Şunu net söyleyebilirim ki, grubumuz bankalardaki kur riski standardında yönetiliyor. Neticede bütün işlerimiz dolar bazında ilerliyor. Türkiye’de bile demir çeliği dolar üzerinden alıp satıyoruz. Bu noktada risk almama, iyi yönetme, hedge politikalarımız etkili oldu. Gelir ve giderin aynı birimlerde olması önemli. Bir de hedge yapamadıklarımızda kur riski almamak adına TL ile kredi kullanıyoruz. Tabii sadece kur riski değil, holdingin ana işlerinden biri olan çelik fiyatlarındaki inişler çıkışlar da iş hacmimizi etkiliyor.
Grubun faal olduğu işlere bakıldığında nasıl bir performans söz konusu? Bu yıl için cirosal anlamda büyüme hedefiniz nedir?
Geçen yıl Amerika’daki boru üretimi dışında her işimiz büyüdü. Yassı çelikte 1,5 milyon tonla rekor kırdık. İş makinelerinde pazar büyümese de biz pazar kazandığımız için en fazla iş makinesi sattığımız yıl oldu. Fakat asıl önemli gelişme kârlılıkta yaşandı. Aldığımız risk yönetimleriyle 13 milyar TL ciro ve 1,2 milyar TL faaliyet kârı elde ettik. 2015’te bu rakam 900 milyon TL idi. Kârlılıkta 2016 tarihi bir rekor ile kapandı. Bu yıl da kârlı büyümeyi kalıcı kılmak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
2017 büyüme tahmininiz nedir?
Bu yıl yüzde 20 büyümeyle 15,6 milyar TL ciro hedefliyoruz. Otomotiv pazarındaki daralmaya göre böyle bir hedefimiz var. Türkiye güçlü ve dinamik bir ülke. Politik risklerden arınmış bir ülkeyiz. Hassasiyetlerimiz farklı. Büyük riskler görmedikçe Türk insanı yaşam trendini devam ettiriyor. Kalıcı büyüme için tabii ki reformlar gerekiyor. Hiçbir şey yapmadan büyüme devam edecek diye bir durum yok. Fakat uzun vadeli büyümeyi ayırırsak bugünkü çark dönüyor. Geçen yıl olağanüstü durumlara rağmen yüzde 3 büyüme oldu.
Grupta büyümenin ana dinamosu ne olacak?
Otomotivdeki küçülmeye karşılık yassı çelik sektöründeki hacimsel artışlar büyümemizi etkiler. ABD’deki çıkış da büyümemizde önemli olacak.
Trump’la birlikte korumacı bir ekonominin benimsendiği Amerika’daki boru fabrikanızda süreç nasıl işliyor? Bu yılki büyüme beklentiniz neye dayanıyor?
Amerika’daki boru üretim faaliyetimiz hacim olarak bir yıl önceye göre küçüldü. Bunun nedeni petrol fiyatlarındaki düşüş. Petrol fiyatının 100 dolarlardan aşağı indiği 2014 yılında kaya gazı çıkaracak bin 900 aktif sondaj makinesi varken, Mayıs 2016’da bu rakam 432’ye indi. Petrol fiyatı düşünce ve kaya gazını çıkarmak verimli olmayınca böyle bir süreç yaşandı. Araplar ve Ruslar gibi rakipleri batıracak deniyordu. Fakat öyle olmadı ve hepsi dayandı. Petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle kaya gazı yerine ithale yönelim tercih edilmişti. Fakat şimdi ise her hafta bir artış var. Toplam çalışan sondaj makinesi 800’ü geçti. Tabii henüz bin 900’ün yarısına da gelmedi. O nedenle buradaki iş hacminde artış bekliyoruz.
Grubun yatırım vizyonuna bakıldığında son yıllarda enerji önemli bir ağırlığa sahip. Bu yıl nasıl bir yatırım bütçesiyle ilerliyorsunuz?
Geçen yıl ağırlıklı olarak enerji alanında olmak üzere toplam 627 milyon TL yatırım gerçekleştirdik. Bu rakam son 6-7 yılın en düşük yatırımı oldu. Özellikle enerjide bazı izinlerin çıkmasını beklememiz nedeniyle böyle oldu. 2015'e kadar dört yılda 1 milyar dolarlık yatırım yaptık. Lojistikte satın alma yaptık, Amerika’da fabrika kurduk, limanı üç katı büyüklüğe taşıdık, otomotivde network büyümesi sağladık. Fakat bu yıl 1 milyar 370 milyon TL yatırım planlıyoruz. Bunun 745 milyon TL’si enerjide olacak. Tabii yakından izlediğimiz Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihalesi buna dahil değil.
Enerji sektöründe toplam kurulu güç nedir?
Enerjide 374 megavatlık kurulu gücümüz var. Bunun 324 megavatı rüzgarda. Elimizdeki devam eden bütün projeler bittiğinde 700 megavat olacak. YEKA ile daha da yükselecek tabii. Enerjiye, risklerimizi dağıtan bir iş kolu olarak gördüğümüz için girdik. Hammaddede ithale bağımlı bir yapı oluşturmama adına da sadece yenilenebilir enerjide olmak istedik. Rüzgarda da iddialıyız. Hedefimiz beş yılda rüzgar ağırlıklı bir portföy yaratmak.
Grubun etkin olduğu bir diğer iş alanı da otomotiv. Lüks otomotiv satışlarındaki düşüşün size yansımaları nasıl olur?
BMW ve Land Rover Türkiye distribütörü olarak sekiz yıl önce 6-7 bin araç satarken 2015’te bu rakamı 31 binlere çıkardık. Geçen yıl satışlar 28 bin oldu. Bu yıl biraz daha altında olabilir. Bu yılın ilk üç aylık sonuçlarında lüks segment zaten yüzde 30 daraldı. Hem kurlar hem de vergiler satın alma eğilimini etkiledi. Hedef aynı satışlarda kalmak. Şunu da söylemek gerekir ki, otomotivdeki olası küçülmeye rağmen biz grup olarak belirlediğimiz yüzde 20 büyümeye ulaşacağız.
Grubun lojistikte yaptığı satın alma süreci devam eder mi? İnorganik büyüme konusunda ne düşünüyorsunuz?
Şu an üzerinde çalıştığımız bir proje yok. Ama inorganik büyümeye inanıyoruz. Çünkü hızlı büyümeyi tetikleyen bir şey. Avrupa’daki networkümüzün güçlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Oradaki gücümüzü artırmak gerekiyor. Bunu da satın alma ile yapabiliriz. Büyük bir yatırım olmasa bile acente alma niyetimiz var.
Grubun yeni işlere girme hedefi var mı?
Bulunduğumuz sektörlerde yatırımların önemli bir kısmını tamamladık. Dolayısıyla sıçrama yapacak yatırıma ihtiyacımız yok. Bulunduğumuz alanlarda pazar gücümüzü koruyacak çalışmalar yürütüyoruz. Radarımızdaki en somut hedef bu. Bu doğrultuda 2019 sonuna kadar yeni işlere girmeme kararımız var. 2019 sonuna geldiğimizde, yeni bir iş koluna gireceksek buna hazır olmak üzere bize uygun işleri aramaya devam edeceğiz. Ama aramakla kalacağız, aktif bir hamle olmayacak. Mevcut işlerde zaten yapılacak yatırımları yaptık. Yepyeni iş alanlarına girmiyoruz ama mevcut işlerde inovasyon ve AR-GE yoluyla yeni iş modelleri geliştiriyoruz. Bu noktada da kuluçka şirketlerimiz artıyor.