İklim değişikliği artık şirketleri aşıp, bireylere de yaptırımlar getiren bir noktaya evriliyor. Meclise gelmesi beklenen İklim Yasası'nın neleri kapsayacağı merak edilirken, Yaşar Üniversitesi iklim değişikliği sorununa yenilikçi çözümlerle yeni bir bakış açısı sundu.
Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, “Ortak geleceğimizi iyileştirmek ise bizlerin elinde. İşte tam da bu noktada önleyici yenilikçi teknolojiler devreye giriyor. Teknolojiyi sorunun bir parçası olarak değil, çözümün bir aracı olarak görüyoruz” diyor.
İklim Değişikliği ve Önleyici Yenilikçi Teknolojiler panelinde konuşan Selçuk Yaşar Ödülü Sahibi Kaliforniya Üniversitesi Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mihri Özkan ise atmosfere salınan ve iklim değişikliğinin en önemli nedeni olan karbon emisyonlarının azaltılması için kullanılan, karbondioksitin doğrudan havadan yakalanması (DAC) teknolojisini anlattı.
Mihri Özkan, “DAC, iklim değişikliğiyle mücadelede çok önemlidir. Ulaşım ve orman yangınları gibi dağıtılmış kaynakların yanı sıra doğal gaz işleme, çimento üretimi, demir ve çelik üretimi, amonyak ve üre üretimi, biyoyakıt kullanımı gibi endüstriyel süreçler, kaçınılması zor olan karbon emisyonlarının azaltılmasına katkıda bulunur” dedi.
Bununla birlikte, mevcut üretim teknolojileri kullanılarak kabul edilebilir bir şekilde önlenemeyen, yılda yaklaşık 1,9 milyar ton endüstriyel karbondioksit emisyonuna tekabül eden bu emisyonları dengelemek için DAC teknolojisinden yararlanılabileceğini vurgulayan Özkan, “Ulusal Enerji Ajansı'na göre bugüne kadar dünya çapında 27'si devreye alınmış ve 18'i tamamlanmış 130 DAC tesisi geliştirilme aşamasındadır.
Bunların hepsi, yıllık yaklaşık 11 bin tonluk mevcut kolektif karbondioksit giderme kapasitesine sahip küçük ölçekli tesislerdir” diye konuştu.