CEO'lardan 10 mesaj

27 Ekim 2022 | 08:40
15 Temmuzda Cumhuriyet tarihinin en kritik günlerinden birini yaşadık. Akşam saatlerinde başlayan askeri darbe girişimi ancak sabaha doğru kontrol altına alınabildi. Böylece Türkiye bir uçurumun kıyısından döndü. Bu darbe girişiminden sonra devlet kurumlarında büyük bir temizlik başladı ve üç ay süreyle de Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edildi. Şimdi herkes bu gelişmelerin ekonomiye nasıl yansıyacağını merak ediyor.

Biz de aynı merak içinde önümüzdeki dönemin neler getirebileceğini CEO Club üyelerine sorduk. Anketimize katılan 84 CEO'dan 10 kritik mesaj aldık. CEO'ların üçte ikiye yakını 15 Temmuz öncesine göre endişeli olduğunu söylüyor. Yarıya yakını OHAL uygulamasının ekonomiyi olumsuz etkileyeceğini düşünüyor. Darbe girişimi sonrasında hükümetten öncelikle güven ortamını yeniden sağlaması bekleniyor.

Önümüzdeki döneme ilişkin en büyük risk olarak kredi notumuzun 'yatırım yapılabilir' seviyenin altına düşürülmesi görülüyor. CEO'ların yüzde 84,1'lik ezici çoğunluğu da kredi notunda böyle bir düşüşün gelebileceğini öngörüyor. CEO'lar, yaşanan gelişmelerden sonra bütçe hedeflerini henüz değiştirmediklerini ve beklemede olduklarını söylüyor. Yüzde 60'a yakını yatırım takviminde bir değişiklik olmadığını belirtiyor.

Yıl sonu dolar kuruna ilişkin tahminler artık 3 TL'nin altının pek olası görülmediğini ifade ediyor. CEO'ların yarıya yakını bu yıl büyümenin yüzde 34 arasında kalacağını tahmin ediyor. CEO'ların büyük kısmının tahminlerine göre yıl sonunda enflasyon ise yüzde 7'nin üzerinde olacak.

1- CEO'ların gelecekten endişesi var
115 Temmuz'da yaşadığımız askeri darbe girişimi hepimizi derinden etkiledi. Bir süredir böyle bir şey yaşanabileceğine ilişkin söylentiler olsa da çoğumuz buna ihtimal vermiyorduk. Yakın tarihimizde daha önce de askeri müdahaleler olmuştu ama bu çağda artık buna imkan olmadığını düşünüyorduk. Oysa Türkiye'de daha önce yaşananlardan da kanlı bir darbe girişimine şahit olduk. Eldeki son verilere göre 200'ün üzerinde can kaybı ve yüzlerce de yaralı var. Neyse ki darbe

girişimi bastırıldı ama bu gelişmeler sonrasında sıkıntılı bir sürece girdiğimiz de çok açık. İşte bu yüzden pek çoğumuz geleceğe endişeyle bakıyor. Anketimize verdikleri yanıtlara bakılırsa, Türkiye'nin dev şirketlerinin CEO'ları da bizden çok farklı durumda değil. Anketimizi yanıtlayan CEO'ların yüzde 68'i yani üçte ikisinden fazlası 15 Temmuz öncesine göre endişeli bir ruh hali içinde olduğunu söylüyor.

Yüzde 2,6'sı da umutsuz olduğunu ifade ediyor. Yani kötümser olanların oranı yüzde 70'i de aşıyor. Buna karşılık '15 Temmuz öncesine göre daha olumluyum'diyen yüzde 18,7'lik bir kitle de var. Yüzde 10,7'lik bir kitle de 15 Temmuz öncesine göre endişelerinin azaldığını ifade ediyor.

2- OHAL ekonomiyi nasıl etkileyecek?
15Temmuz'da yaşanan askeri darbe girişiminden sonra devlet kumullarında büyük bir temizlik başladı. Bu temizliğin daha hızlı yapılabilmesi amacıyla da geçen hafta üç ay süreyle Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edildi.

Her ne kadar hükümetten bazı yetkililer OHAL'in üç ay dolmadan sona erebileceğini söylese de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu süre bittikten sonra üç ay daha uzatılabileceğini ifade ediyor.

Bu sürenin daha da uzaması ihtimal dahilinde. Mesela, dergimizin 30-31 'inci sayfalarında okuyabileceğiniz gibi, Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süheyl Donay, OHAL'in üç ayla sınırlı kalmasının zor olduğu görüşünde. Donay OHAL'in yargılamalar nedeniyle bir yıl sürebileceğini söylüyor. Doğal olarak da bu sürecin ekonomiyi nasıl etkileyeceği merak ediliyor.

OHAL'ın ekonomiyi nasıl etkileyeceği sorumuza, CEO'ların yarıya yakını "Olumsuz etkiler" yanıtını verdi. Bu yanıtı verenlerin oranı yüzde 45,1' buluyor. Fakat CEO'ların yüzde 36,6'sı OHAL'in ekonomiye bir etkisi olmayacağı görüşünde. CEO'ların yüzde 18,3'ü ise OHAL'in ekonomiyi olumlu etkileyeceğini düşünüyor.

3- Hükümetten önce güveni sağlaması bekleniyor
Hükümet şu anda harıl harıl kamu kurumlarını temizlemeye uğraşıyor. Ancak sadece bununla uğraşması yeterli değil, hükümetten siyasi ve ekonomik alanlarda da pek çok şey bekleniyor. Bu çerçevede biz de CEO'lara hükümetten öncelikli beklentilerinin neler olduğunu sorduk.

Birden fazla şıkkın işaretlenebildiği bu soruda en çok yanıt'güven ortamının yeniden sağlanması' şıkkına geldi. Buna göre, yüzde 42'lik oranla en öncelikli beklentiyi bu oluşturuyor. İkinci sırada yüzde 23,9 ile ekonomideki reform sürecinin öne çekilmesi yer alıyor. AB ve ABD ile gerilen ilişkilerin yumuşatılması, yüzde 17,6 ile üçüncü sırada.

Dördüncü sırada yüzde 11,2'lik oranla İsrail ve Rusya ile başlatılan dış ilişkilerdeki yumuşama sürecinin devam ettirilmesi bulunuyor. Beşinci sırada ise yüzde 5,3 ile turizm gibi olumsuz etkilenen sektörlere yeni teşvikler sağlanması beklentisi var.

4- En büyük risk kredi notumuzun düşmesi
Askeri darbe girişimi ve ardından OHAL uygulamasına geçilmesi, kuşkusuz ki Türkiye'de son yıllarda zaten yoğun olan belirsizliği iyice yükseltti. Öte yandan dünyada da pek olumlu gelişmeler yaşanmıyor. Bu ortamda birçok risk unsuruyla karşı karşıya bulunuyoruz. CEO'lara önümüzdeki dönemde oluşabilecek en büyük riskin ne olduğunu sorduk.

Aldığımız yanıtlar, şu anda en büyük risk unsuru olarak kredi notumuzun yatırım yapılabilir seviyenin altına düşürülmesinin görüldüğünü ifade ediyor. CEO'ların yüzde 25,6'sı, en büyük risk unsuru olarak bunu gösteriyor. İkinci sırada yüzde 18,3 ile başkanlık sistemi tartışmalarının yeniden başlaması yer alıyor.

Muhtemelen bunun siyasi gerginliği yeniden arttırmasından korkuluyor. Üçüncü sırada yüzde 15,9 ile partiler arasında darbe girişimi sırasında görülen uzlaşma ortamının ortadan kalkması bulunuyor. Dördüncü sırada yüzde 14,6 ile AB ve ABD ile ilişkilerin daha da gerginleşmesi var. Dolar kurunun hızla yükselmesi, yüzde 13,4'lük oranla beşinci sırada yer alıyor.

5- CEO'lara göre kredi notumuz düşecek
Önceki soruda CEO'ların önümüzdeki dönemde oluşabilecek en büyük risk olarak kredi notumuzun yatırım yapılabilir seviyenin altına düşmesini gösterdiklerini söylemiştik. CEO'lara ayrıca bu riskin gerçekleşme olasılığını da sorduk.

Verilen yanıtlara bakılırsa, CEO'lar bu riskin gerçekleşmesine neredeyse kesin gözüyle bakıyorlar. CEO'ların yüzde 84,1 gibi çok ağırlıklı bir bölümü, önümüzdeki dönemde Moody's ve Fitch'in Türkiye'nin kredi notunu düşürmesini bekliyor.

Bu kuruluşların kredi notumuzu düşürmesini beklemeyenlerin oranı sadece yüzde 15,9'da kalıyor. Burada bu iki kuruluşun notlarında halihazırdaki yerimizin kredi yapılabilir seviyenin hemen üzeri olduğunu belirtelim. Yani aşağı yönlü bir indirim bizi hemen bu kritik seviyenin altına çekecek. Bunun etkisi ekonomiyi biraz sarsabilir.

Çünkü bazı uluslararası fonlar bir ülkeye yatırım yapmak için en az iki kurumun notunun yatırım yapılabilir seviyenin üzerinde olmasını şart koşuyor. Geçen hafta S&P'nin yaptığı not indirimi bile, bu kuruluşun notlarında yatırım yapılabilir seviyenin altında olduğumuz halde, döviz kurlarında bir miktar yükselişe yol açtı.

6- Bütçede değişiklik için beklemedeler
Türkiye'nin dev şirketlerinin CEO'larına, yaşanan son gelişmelerden sonra bütçe hedeflerinde bir değişiklik yapıp yapmadıklarını da sorduk.

Bu soruya aldığımız yanıtlar, şirketlerin yarısından biraz fazlasının şu anda beklemede olduğunu ve gelişmeleri izlemekle yetindiğini gösteriyor.

Anketimizi yanıtlayan CEO'ların yüzde 51,9'luk bölümü, bu konudaki sorumuza "Beklemedeyiz" yanıtını verdi. Ancak bu konuda kararını vermiş olanlar da bulunuyor.

CEO'ların yüzde 30,9'u bütçe hedeflerinde bir değişiklik yapmayı düşünmediklerini beyan etti. CEO'ların yüzde 17,2'lik bölümü ise "Evet, bütçe hedeflerimizde değişiklik yapacağız" diyor.

7- Şirketler arasında yatırımları erteleyenler var
Askeri darbe girişimi ve OHAL ilanından sonra ekonominin ne yöne doğru gideceği merakla bekleniyor. Bu açıdan en çok önem taşıyan faktörlerden birini ise özel sektör yatırımları oluşturuyor.

Bu nedenle CEO'lara son gelişmelerin yatırım kararlarında bir değişikliğe yol açıp açmadığı sorusunu da yönelttik. CEO'ların yüzde 59,3'lük büyük kısmı, bu soruya "Hayır"yanıtını verdi. Ancak yatırımları ileri bir tarihe ertelediklerini söyleyen yüzde 35,8'lik bir kitle de var. CEO'ların yüzde 4,9'luk bölümü de yatırımları rafa kaldırdığını ifade ediyor.

Bu durum ekonominin geleceği açısından pek de hoş bir duruma işaret etmiyor. Zaten son beş yıldır yatırımlar yerinde sayıyor ve bu yüzden ekonomi de yüzde 5'lik potansiyelinin çok altında büyüyor. Darbe girişiminden sonra bu konuda işimiz biraz daha zorlaşacağa benziyor.


8- Dolar kuru 3 TL'nin üzerinde kalacak
Geçen yılı çok dalgalı geçiren döviz piyasası bu yılın ilk yarısında nispeten sakinleşmiş gibiydi. Ancak darbe girişimi, OHAl ilanı ve S&P'nin not indiriminden sonra döviz piyasası yeniden hareketlendi ve dolar kuru 3 TL'nin üzerine çıktı.

Bir ara 3,10 TL'nin bile üzerine çıkan dolar kuru, biz bu yazıyı yazdığımız sırada 3,07 TL civarındaydı. CEO'ların büyük bölümü, dolar kurunun yeniden 3 TL'nin altına inmesini mümkün görmüyor. Anketimize yanıt veren CEO'ların yüzde 85,2'si, 2016 yılı sonunda dolar kurunun 3 TL'nin üzerinde olacağını öngörüyor.

CEO'ların yüzde 6,2'si 3,30 TL'nin üzerinde, yüzde 25,9'u 3,20-3,30 TL arasında, yüzde 25,9'u 3,10-3,20 TL arasında, yüzde 27,2'si ise yüzde 3,00-3,10 TL arasında dolar kuru tahmini yapıyor. CEO'ların yüzde 13,6'sı yıl sonunda dolar kurunun 2,90-3,00 TL arasında olmasını bekliyor. Yıl sonunda dolar kurunun 2,90 TL'nin altında olmasını bekleyenlerin oranı ise sadece yüzde 1,2'de kalıyor.

9- Büyüme yüzde 3-4 arasında olacak
Türkiye ekonomisi son beş yıldır yüzde 5'lik potansiyelinin çok altında büyüyor. Geçen yılın sonlarına doğru bir toparlanma yaşanır gibi olmuştu ama bu yılın ilk yarısında ekonominin yeniden yavaşladığına ilişkin sinyaller geliyor. İşte darbe girişimi tam da bunun üzerine geldi.

Şimdi bu gelişmelerin de etkisiyle büyümenin daha da yavaşlaması olasılığı var. Anketimize yanıt veren CEO'ların yüzde 45,1'lik büyük kısmı bu yılki büyümenin yüzde 3-4 arasında olmasını bekliyor. Yüzde 34,1'lik bir başka önemli kitle de yüzde 2-3 arasında büyüme tahmini yapıyor.

CEO'ların yüzde 14,6'sı yüzde 0-2 arasında büyüme öngörüyor. Bu yıl ekonominin küçülmesini bekleyen yüzde 3,7'lik bir kitle de var. CEO'ların yüzde 2,4'ü ise yüzde 4-5 arasında büyüme beklerken, yüzde 5'in üzerinde büyüme bekleyen kimse yok.

10- Enflasyonun yüzde 7'yi aşması bekleniyor
Enflasyonda yüzde 5'lik hedefi sürekli ıskalıyoruz. Geçen yıl enflasyon bu hedefin etrafındaki 2'şer puanlık belirsizlik aralığını bile çok aşmış ve yüzde 8,8 olmuştu. Bu yıl da işler pek iyi gitmiyor. Ocak ayında yüzde 9,6'yı bulan enflasyon daha sonra hızla düşerek nisan ayında yüzde 6,6'ya kadar inmişti.

Ancak mayıs ayında yerinde saydıktan sonra haziran ayında yeniden yükseldi ve yüzde 7,6'ya çıktı. Son gelişmelerle döviz kurlarının yeniden yükselişe geçmesi enflasyonun üzerine benzin dökecek gibi görünüyor. Bu nedenle CEO'lar da yıl sonu için olumlu bir enflasyon tahmini yapmıyor. CEO'ların yüzde 39'luk bölümü, yıl sonunda enflasyonun yüzde 8-9 arasında olmasını bekliyor.

Yüzde 28'lik bölümü de yüzde 7-8 arasında enflasyon tahmini yapıyor. Yüzde 15,9'luk bir kitle daha da kötümser ve yıl sonunda enflasyonun yüzde 9-10 arasında olacağını tahmin ediyor. Yıl sonunda enflasyonun yüzde 10'u aşmasını bekleyen yüzde 4,9'luk aşırı kötümser bir kitle de var.

Enflasyon konusunda iyimserler ise çok azınlıkta kalıyor. CEO'ların yüzde 9,8'i yıl sonunda enflasyonun yüzde 6-7 arasında olacağını öngörüyor. Yıl sonunda yüzde 5-6 arasında enflasyon tahmini yapanların oranı yüzde 1,2'de, yüzde 5'in altında enflasyon bekleyenlerin oranı de yine yüzde 1,2'de kalıyor.