‘Yeşil Ekonomi Zirvesi’ iş dünyasını buluşturdu

Ekonomist ve Capital dergilerinin düzenlediği ‘Yeşil Ekonomi ve Sürdürülebilirlik Zirvesi’ iş dünyasının liderlerini bir araya getirdi. Zirvede, liderler yeşil dönüşüm stratejileri, döngüsel ekonomi, yeşil finansman gibi konularda yeni dönem hedeflerini anlattı.

04 Haziran 2024 | 15:07

Yeşil ekonominin, sürdürülebilirliğin, yeşil finansmanın öneminin ve farkındalığının gittikçe arttığı günümüz dünyasında, şirketlerin odağında yeşil dönüşüme uyum stratejileri var. Bu dönüşüme ışık tutmayı hedefleyen Ekonomist ve Capital dergileri iş dünyasının önde gelen liderlerinin katılımıyla ‘Yeşil Ekonomi ve Sürdürülebilirlik Zirvesi’ni düzenledi. Ana sponsorluğunu sahibinden.com’un üstlendiği zirvenin, co-sponsoru Beko, destek sponsorları ise Biotrend, H&M ve Prometeon oldu.

Yeşil Ekonomi ve Sürdürülebilirlik Zirvesi, ilk olarak Ekonomist Dergisi Yayın Yönetmeni Talip Yılmaz’ın açılış konuşmasıyla başladı. Bu yıl ikincisi düzenlenen zirvede yeşil ekonomiye ilişkin birçok konunun masaya yatırıldığını söyleyen Talip Yılmaz, “Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Risk Raporu’na göre 10 yıl içinde dünyayı tehdit eden 10 başlıkta iklim değişikliği var. İklim değişikliği şirketler için en önemli gündem maddelerinden biri oldu. Zirvemizde iş dünyasının yeşil ekonomi, yeşil finansman gibi konulara ilişkin yeni dönem stratejilerini konuşacağız” dedi.

Sahibinden.com CMO’su Nazım Erdoğan ise yaptığı açılış konuşmasında iş modellerinin DNA’sında sürdürülebilirlik olduğunu belirtti. 24 yıllık bir teknoloji şirketi olduklarına dikkat çeken Erdoğan, “En temelde ikinci el ürünlerin kullanıcılar arasında yer değiştirmesini sağlayan bir iş modelimiz var. İkinci el alışverişle döngüsel ekonomiye katkı sağlıyoruz. İş modelimizin DNA’sı olan sürdürülebilirlik konusundaki bu zirveye sponsor olmaktan mutluyuz” diye konuştu. Son tüketicinin de gündeminde sürdürülebilirlik olduğuna dikkat çeken Erdoğan, Nielsen’in global bir araştırmasına dikkat çekti. Araştırmaya göre kullanıcıların yüzde 17’sinin ürün satın alırken sürdürülebilirlik konusuna önem verdiğini belirten Erdoğan, “Rekabette öne geçmek ve gezegene sahip çıkmak için bu konuda elimizi taşın altına koymalıyız” dedi.

DÖNÜŞÜM HIZLANDI

Yeşil Ekonomi ve Sürdürülebilirlik Zirvesi’nin ‘Yeşil Dönüşüm Liderleri’ başlıklı ilk paneli, SKD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin’in moderatörlüğünde gerçekleşti. Panelin konuşmacıları; Sahibinden.com CMO’su Nazım Erdoğan, Sütaş Yönetim Kurulu Üyesi Duygu Yılmaz, H&M CEO’su Müge Arpacıoğlu ve Biotrend Enerji CEO’su Özgür Umut Eroğlu yeşil ekonomi stratejilerini anlattı.

2000 yılında kurulmuş bir teknoloji şirketi olarak son 5 yıldır ikinci el ürün kategorisinde büyüdüklerini söyleyen sahibinden.com CMO’su Nazım Erdoğan, bu kategoride her yıl yüzde 15 büyüdüklerini belirtti. Döngüsel ve sürdürülebilir enerjiye katkının en temel iş modeli olduğunu ifade eden Erdoğan, geçen yıl sahibinden.com platformu üzerinden satılan ürünlerden 12,6 milyon karbon salınımını engellediklerine dikkat çekti. Bunun 202 milyar fincan çay üretimi için harcanan karbon miktarına eş değer olduğunu söyleyen Erdoğan “Başka bir deyişle bu 41 milyar adet kredi kartı üretimi için harcanan karbon salınımına tekabül ediyor” dedi. 2017 yılında ofis olarak yeşil sertifika alan ilk şirket olduklarını vurgulayan Erdoğan, “Benzinli ve dizel olan şirket araçlarımızı hibrite çevirdik. Bu işin en temel noktası çalışanlarımızdan başlıyor. Geçtiğimiz yıl Bursa’da orman dikimine gittik” diye konuştu.

Sütaş Yönetim Kurulu Üyesi Duygu Yılmaz da gıda sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin tarım ve doğaya bağımlığına dikkat çekti. 2050’de dünya nüfusunun 9,7 milyar kişiye ulaşacağını ifade eden Yılmaz, bununla birlikte gıda üretimine ihtiyacın yüzde 60 daha fazla artacağını belirtti. Tarımı dönüştürmenin en önemli yolunun sanayi ve üretici arasındaki iş birliğini arttırmak olduğunu kaydeden Yılmaz, “Tarımı dönüştürmek için gıda sanayinin üreticilerle el ele çalışmasına ihtiyaç var. Sütaş olarak entegre bir yapıya geçtik. Tüm organik atıkları biyogazdan enerjiye dönüştürüyoruz. Tüm tesislerimizin enerjisinin yüzde 88’ini buradan elde ediyoruz. Hedefimiz 2025’te bunun yüzde 100’e ulaştırmak” dedi.

TÜM ÜRÜNLER SÜRDÜRÜLEBİLİR OLACAK

H&M CEO’su Müge Arpacıoğlu ise, H&M olarak uzun yıllardır sürdürülebilirlik konusunda çalıştıklarını ifade etti. Tekstilde ilk olarak ürünlerin sürdürülebilirliğinin sağlanmasının önemine dikkat çeken Arpacıoğlu, şöyle devam etti: “Bizim gibi şirketlerin büyük taahhütler verip bunu paylaşıyor olması çok önemli. 2023 itibariyle ürettiğimiz tüm ürünlerin sürdürülebilir ya da geri dönüştürülmüş olanlardan olmasını hedefliyoruz. Şu anda ürünlerimizin yüzde 84’ü bu ürünlerden oluşuyor. Çeşitli kontrol ve denetimlerle çalıştığımız firmaları da sürdürülebilirlik konusunda sıkı takip ediyoruz. Sürdürülebilir olmak ucuz bir şey değil ama bu gezegende yaşıyorsak çocuklarımıza sürdürülebilir bir dünya bırakmalıyız. Bunun için sürdürülebilir bir döngüyü oluşturmalıyız. Sürdürülebilirliğin tüm alanlarda olduğu bir sistemi kurgulamalıyız.”

Biotrend Enerji CEO’su Özgür Umut Eroğlu da, sektörde genç bir şirket olduklarını, yaptıkları işin Türkiye’de ve dünyada yeni ve gelişen bir sektör olduğunu söyledi. Eroğlu, “Kendimizi gezegenin sürdürülebilirlik departmanı olarak konumlandırdık. Biz gezegene yaptığımız faaliyetlerle para kazanıyoruz çünkü yaptığımız her iş gezegene fayda sağlıyor. Halka açık bir şirketiz ve ortaklarımız arasında EBRD’de var” dedi. Sürdürülebilir yakıt, sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir enerji konularının ana odakları olduğuna dikkat çeken Eroğlu, “Evlerimizden attığınız her bir çöp torbası 17 tesisimize geliyor ve otomatik olarak ayrıştırılıyor ve geri dönüştürülüyor. Atıktan oluşturulmuş her yakıt başta çimento sektörü olmak üzere sanayiye sunuluyor. 9 çeşit plastik, organikten çıkan yakıt geri dönüştürülüyor” diye konuşu. Geçtiğimiz yıl 6 milyon ton karbonun emisyonunu engellediklerini belirten Eroğlu, atmosfere çok daha zararlı olan metan gazının atmosfere salımını da engellediklerini vurguladı.

HOLDİNGLERİN AJANDASI

Doğan Holding Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Başkan Yardımcısı Neslihan Sadıkoğlu’nun moderatörlüğünü yaptığı ‘Öncü Holdinglerin Sürdürülebilirlik Liderleri’ başlıklı ikinci panelde; Esas Holding Kurumsal İlişkiler Direktörü Berrak Kutsoy, Anadolu Grubu Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Müdürü Çiğdem Keskin, Tekfen Holding Sürdürülebilirlik Koordinatörü Mine İzmirli yeni dönem stratejilerini anlattı.

Tekfen Holding Sürdürülebilirlik Koordinatörü Mine İzmirli, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği yatırımlarının belirlenmesinin içinden geçmiş olduğumuz çoklu kriz ortamı ile örtüştüğünü söyledi. Bünyelerindeki tarımsal üretim faaliyetlerinin dünyadaki çoklu kriz ve savaş ortamından en fazla etkilenen alanlardın biri olduğuna dikkat çeken İzmirli, gıda ve mühendislik taahhüt grubu olarak sorumluluklarının bilincinde olduklarını vurguladı. Dünya Bankası’nın yayınlanan karbon emisyonlarıyla ilgili raporundan AB’de 75 ayrı emisyon sistemi olduğunu belirten İzmirli, şunları söyledi: “Tekfen yenilenebilir enerjiyi ve enerji verimliliğini bir kaldıraç olarak kullanıyor. Bir değer zinciri de sürdürülebilir stratejimizin temelini oluşturuluyor. Holding ve grup çalışmalarımızı da verimliliği ulusal stratejimizle uyumlamaya çalışıyoruz.”

Tekfen tarımla birlikte tarımsal üretim AR-GE’si yaptıklarını vurgulayan İzmirli, “Patates tarımında yer altı depoculuğu yapıyoruz. Doğanın bize vermiş olduğu eko sistem nimetlerini kullanıyoruz” dedi.

NET SIFIR HEDEFİ

Alternatif yatırımlar yapan bir yatırım holdingi olduklarını söyleyen Esas Holding Kurumsal İlişkiler Direktörü Berrak Kutsoy da, bu işi sürdürülebilir kılmak için Türkiye’nin en önemli üniversitelerinden biriyle birlikte bir merkez kurarak, nitelikli gençler yetiştireceklerini ifade etti. 2030 yılı için sıfır karbon taahhüdü bulunduğunun bilgisini veren Kutsoy, AVM’lerinin çatısı altında ya da yakınlarında tarlalar kurarak 4,5 ton karbon emisyonunu azalttıklarını belirtti. 2024 yılında 7 bin metreküp yağmur suyu hasadı yapacaklarını bildiren Kutsoy, “Güneş enerjisi santralleri kurarak ortak alanlarımızın yüzde 80 enerjisini bu santrallerden sağlıyoruz. Ayda 66 bin evin enerjisini karşılayabilecek kadar enerji ürettik” dedi.

Kurumların işlerinin sürdürülebilirliği için bir stratejik planlama yapması gerektiğini söyleyen Anadolu Grubu Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Müdürü Çiğdem Keskin ise, Anadolu Grubu’nun sürdürülebilirlik liderliğini ve gelişimi konularında çalışmalar yürüttüğünü belirtti. Türkiye’deki ve dünyadaki trendleri analiz ederek iklim değişikliği ve küresellik başlıklarının öne çıktığına dikkat çeken Keskin, ‘Yarın İçin Bugünü İyileştir’ vizyonuyla ‘Doğanın Yarını’, ‘İşin Yarını’ ve ‘İnsanın Yarını’ başlıklarıyla üç alana odaklanıyoruz” dedi. Bir sürdürülebilirlik komitesi kurduklarının bilgisini veren Kutsoy, “Grubumuzun sürdürülebilirlik performansını artırmayı, faaliyette olduğumuz tüm coğrafyalara katkı sağlamayı hedefliyoruz. Sürdürülebilirlik konusuna tüm şirket çalışanlarımızı dahil ediyoruz” şeklinde konuştu.

Doğan Holding olarak, gezegen, toplum ve gelecek olmak üzere üç başlıkta hedefler belirlediklerini belirten Doğan Holding Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Başkan Yardımcısı Neslihan Sadıkoğlu da, “2018’den beri dönüşüyoruz. Bir yatırım holdingi gibi çalışıyoruz. Büyüyoruz ama emisyonlarımızı da ayrıştırıyoruz. Karbon ayak izi olan sektörlerden çıktık. Geleceğin işlerine odaklanarak ilerliyoruz. Sürdürülebilirlik ilkelerini tüm yatırım proseslerinde uyguluyoruz” dedi. Taahhüt verilmediği sürece bu yolculukta ilerlemenin zor olduğuna dikkat çeken Sadıkoğlu, bu yolculuğun radikal bir iş birliği süreci olduğunu vurguladı. “Tüm sistemin dönüşümünden bahsediyoruz. Rakip olarak görmek değil birlikte hareket etmek önemli. Çünkü acil önlemlere ihtiyaç var” diyen Sadıkoğlu, bu noktada güveni tekrardan inşa etmenin çok kritik olduğunu belirtti.

DÖNGÜSEL EKONOMİNİN ÖNEMİ

Yeşil Ekonomi ve Sürdürülebilirlik Zirvesi’nin ‘Döngüsel Ekonomi İçin Örnek Uygulamalar’ başlıklı üçüncü paneli Ekonomist Dergisi Editörü Özlem Bay Yılmaz’ın moderatörlüğünde gerçekleşti. Panelin konuşmacıları; Prometeon Türkiye CEO’su Gökçe Şenocak, Bayer Türkiye CEO’su Serçin Giray, L’Oréal Türkiye CEO’su Sinem Sandıkçı Gökçen, Baymak Genel Müdürü Ülkü Özcan şirketlerinin döngüsel ekonomi hedeflerinden bahsetti.

Lastik sektöründe faaliyet gösteren Prometeon Türkiye’nin CEO’su Gökçe Şenocak, kalite ve performans için sürdürülebilirlik ve teknolojiyi harmanladıklarını belirtti. Türkiye’nin Almanya’nın iki katı büyüklüğünde premium bir lastik pazarı olduğunu söyleyen Şenocak, sözlerine şu şekilde devam etti: “Üretim süreçlerinde sürdürülebilirliği ana odağımıza aldık. Lojistik sektörünün ana paydaşıyız. Bir lojistik firmasının akaryakıttan sonraki en büyük gider kalemi lastik. 150 kamyonu olan bir firma kendi sürdürülebilir ürünlerimizle 10 milyon TL’lik akaryakıt verimliliği sağlıyor. 700 ton karbon salımını azaltıyor.”

Üretim süreçlerinde sürdürülebilirlik çalışmaları olduğunu söyleyen Şenocak, “Prometeon olarak zor bir sektördeyiz. Ama biz 2050 senesi için karbonda nötr olma sözünü verdik” dedi.

Sürdürülebilirliğin, ekonomik, çevresel ve sosyal boyutu olduğuna dikkat çeken Bayer Türkiye CEO’su Serçin Giray da, Bayer’in tüm iş alanlarında bu üç konuda aktif projeleri olduğunu vurguladı. “Bu kurumsal bir sorumluluk alanı değil iş süreçlerimize entegre ettiğimiz stratejimizin bir parçası” diyen Giray, sürdürülebilirlikte hem Türkiye hem global için hedefleri olduğunu söyledi. 2050’ye kadar net sıfır emisyona ulaşmayı planladıklarını belirten Giray, tesislerde 2030 yılına kadar elektrik enerji ihtiyacının tamamını yenilenebilir enerjiden tamamlamayı planladıklarını kaydetti. Çoklu krizler dünyasında yaşadığımıza dikkat çeken Giray, “Şirketimizin akıllı tarım ve dijital uygulamaları tüm dünya ve Türkiye için çok önemli” diye konuştu.

TEKNO GÜZELLİK ŞİRKETİ

Özellikle genç neslin, çevre dostu ürünler ve markalar konularında daha bilinçli olduğunu söyleyen L’Oréal Türkiye CEO’su Sinem Sandıkçı Gökçen ise, bugün tüm Garnier ürünlerinde Çevresel Etiketleme Sistemi’ne geçtiklerini belirtti. Gökçen, ‘Yeşil Eczane’ ve ‘Yeşil Kuaför’ uygulamalarına geçiş yaptıklarını ifade etti. Kendilerini ‘tekno güzellik’ şirketi olarak tanımladıklarını ifade eden Gökçen, akıllı bir duş başlığı geliştirdiklerini ve yüzde 70 oranında su tasarrufu sağladıklarını vurguladı. Dijital medya yatırımlarının ayak izini ölçmeye başladıklarını da aktaran Gökçen, karbon salınımlarını yüzde 40 azalttıklarını söyledi.

Baymak Genel Müdürü Ülkü Özcan da, iklimlendirme sektörünün, enerji krizinin tam ortasında yer alan bir sektör olduğunu dile getirdi. İklim krizinin bu kadar hızlı geleceğini dünyada hiç kimsenin tahmin etmediğine dikkat çeken Özcan, günümüzde artık hemen herkesin sürdürülebilirliğe çok önem verdiğini vurguladı. Doğalgaz yerine yenilenebilir elektrik kullanacak bir yatırım yaptıklarını belirten Özcan, “Karbon salımını azaltmaya yönelik ürünler ve çözümler şirket olarak önceliğimiz. Isı pompası, hidrojen kaynaklı kombiler, çevreci teknolojiler bizim önceliklerimiz arasında yerini alıyor” dedi.

YEŞİL FİNANSMANIN GELECEĞİ

‘Yeşil Ekonominin Finansmanı’ başlıklı son panel Capital Dergisi Editörü Tuba İlze’nin moderatörlüğünde gerçekleşti. Panelin konuşmacıları; Dünya Bankası Program Lideri Etkin Özen, EBRD Ankara Ofis Direktörü ve Türkiye Başkan Vekili Mehmet Uvez, QNB Finansleasing Genel Müdürü Osman Taş ve Kredi Kayıt Bürosu (KKB) Ürün Geliştirme ve Pazarlama Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Serkan Siyasal yeşil finansman konusundaki bilgilerini paylaştı.

EBRD’nin 2023 yılında Türkiye’ye 2,48 milyar Euro destek sağladığını söyleyen EBRD Ankara Ofis Direktörü ve Türkiye Başkan Vekili Mehmet Uvez, “Geldiğimiz noktada bütün bunları GEF çerçevesin adı altında tek programa oturttuk. Yaklaşık 750 milyon Euro’luk kaynağı, kaynak ve enerji verimliliği konularında Türk özel sektörümüzün kullanımına sunuyoruz” dedi. Geçen sene bölgedeki tüm zorluklara rağmen sürdürülebilirlik hedeflerine oldukça yakın durduklarını belirten Uvez, geçen sene 337 adet yeşil yatırım finanse ettiklerini belirtti. Özel sektör yatırımlarını teşvik etmek adına inovatif programları Türkiye’ye getirmeye çalıştıklarını belirten Uvez, diğer taraftan 5 milyar Euro tutarında yeşil şehir projesini başlattıklarını ve beş şehri bu programa dahil ettiklerini belirtti.

Dünya Bankası’nın aktif olarak 2023 sonunda 17 milyar dolarlık aktif portföyü olduğunu belirten Dünya Bankası Program Lideri Etkin Özen, bunun yüzde 94’ünün iklim değişikliğiyle ilgili olduğunu vurguladı. Eskiden bu rakamın yüzde 40-58 civarında olduğunu belirten Özen, “2022’de yeşil dönüşümün çerçevesinin oluşturulması için önemli çalışmalar yaptık. Düzenlemelerin değişmesi ve bu alana finansmanın akması için çalışmalar yapıyoruz. SPK’yla yeşil tahvil üzerinde çalışmalarımız sürüyor” dedi. Eximbank’la ‘yeşil ihracat garantisi’ projesini hayata geçirdiklerini belirten özen sözlerine şu şekilde devam etti: “Eximbank’la birlikte yeşil ürün ihraç eden firmaların finansman ihtiyacını karşılamak istiyoruz. 1 milyar Euro’luk kaynak var. Biz bu kaynağa yüzde 60 garantör olduk. Özel sermaye fonu oluşturduk. Yeşil dönüşümü amaçlayan KOBİ ve daha üst segment firmaları desteklemeyi amaçlıyoruz.”

Uzun zamandır finans sektöründeki yeşil dönüşümün desteklenmesi üzerine çalıştıklarını söyleyen Kredi Kayıt Bürosu (KKB) Ürün Geliştirme ve Pazarlama Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Serkan Siyasal, faaliyete geçirdikleri elektronik teminat mektubu ürününün reel sektörün kamu ile işlerinde etkin bir araç olduğunu belirtti. Büyük ölçüde yeşil enerjiyle çalışan KKB’ye ait veri merkezinin bir futbol sahası büyüklüğünde olduğunu ifade eden Siyasal, bu merkezin tamamen yenilenebilir enerjiyle çalışmasını hedeflediklerini sözlerine ekledi.

QNB Finansleasing Genel Müdürü Osman Taş ise, Türkiye’de 20 leasing şirketi olduğunu ve tamamının finansal kiralama yapmakla beraber, aralarından bazılarının da operasyonel kiralama yaptığını söyledi. 

Son 4 yılda leasing endüstrisinde yaklaşık 20 milyar dolar leasing işlemi yapıldığını, bunun yüzde 70’e yakın kısmının iş ve inşaat, tekstil makineleri, CNC metal işleme tezgahları ve binek araçlardan oluştuğunu kaydeden Taş, şöyle konuştu:

"Öz tüketime yönelik de yaklaşık 830 milyon dolar GES ve RES yatırım yapıldı. Özellikle KOBİ’lerin öz tüketim ihtiyaçlarını karşılayarak bu alanda liderlik ettik. Öz tüketim hacminin daha çok artması en büyük hedefimiz. Türkiye’de yeşil dönüşüme imza atacaksak, yeşil dönüşüme hitap eden GES ve RES yatırımlarına ek olarak da enerji verimliliği projelerine de odaklanmalıyız. Çünkü sanayi kuruluşlarının elektrik tüketimlerini tesislerinde yapacakları değişiklik ile azaltması mümkün olacaktır. Atık su konusu en önemli gündem maddelerimizden bir tanesi. Dünya Bankası da Organzie Sanayi Bölgelerinin atık su tesislerini çok uygun ve uzun vadeli kredilerle fonlamaktadır. QNB Finansleasing olarak Organize Sanayilerimizdeki fabrikaların arıtma tesislerinin finansmanına öncelik vereceğiz.”