Yaralar sarıldı mı?

İş dünyası temsilcileri, özellikle deprem sonrasında kaybedilen iş gücünü tekrar bölgeye çekmek ve üretimi özendirmek için yeni hibe ve teşvik politikalarına ihtiyaç olduğu görüşünde.

04 Şubat 2024 | 02:08
Son Güncellenme: 19 Şubat 2024 | 00:13

6 Şubat 2023'te Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde dokuz saat arayla yaşanan 7.7 ve 7.6 büyüklüklerindeki depremler ve sonrasındaki artçı depremler, 15 milyona yakın nüfusun yaşadığı 11 ilimizde büyük bir yıkıma ve can kaybına yol açtı. Depremin ardından geçen bir yılda, deprem bölgesinde yaraları sarmak için tüm ülke seferber oldu.

04-17 Şubat 2024 tarihli sayıdan

Ancak gerek bölgedeki kalıcı konutların tamamlanması gerekse üretim ve ihracatta deprem öncesine dönmek için gerekli desteklerin verilmesi konusunda sorunlar devam ediyor. İş dünyası temsilcileri, özellikle deprem sonrasında kaybedilen iş gücünü tekrar bölgeye çekmek ve üretimi özendirmek için yeni hibe ve teşvik politikalarına ihtiyaç olduğu görüşünde.

Cumhuriyet tarihinin en ağır felaketiyle karşı karşıya kaldığımız 6 Şubat depremleri, bugüne kadar yaşadığımız pek çok büyük depreme karşın hala deprem riski bulunan şehirlerde ne kurumların ne de vatandaşların depreme hazır olduğunu acı bir bilançoyla ortaya koymuş oldu. Oldukça geniş bir coğrafyayı etkileyen depremlerde resmi açıklamalara göre 50 bin 783 kişi hayatını kaybederken, 107 bin 204 kişi ise yaralandı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın verilerine göre Hatay'da 13 bin 883, Kahramanmaraş'ta 7 bin 295, Adıyaman'da 5 bin 826,Malatya'da 4 bin 197, Gaziantep'te ise 3 bin 805 olmak üzere bölgede 36 bin 932 bina deprem anında yıkıldı. Toplam 872 bin bağımsız bölümden oluşan 311 bin bina ise aldıkları hasarlar nedeniyle kullanılamaz hale geldi.

KONUT YAPIMI SÜRÜYOR

Ekonomist Dergisi, olarak 6 Şubat deprem felaketinin hemen ardından hazırladığımız özel sayımızda 'Yaraları Sarma Zamanı' demiş ve 11 kentte depremin yarattığı yıkımın ardından yeniden canlanmanın sağlanması için yapılması gerekenleri ele almıştık. Şimdi, deprem felaketinin birinci yıldönümünde, yine gözlerimizi deprem bölgesine çevirdik. 

Depremin vurduğu 11 şehirde son bir yılda neler yapıldığını, nelerin eksik kaldığını, bundan sonrası için atılması gereken adımları ortaya koyduk. Ayrıca bölge iş dünyasının öneri ve taleplerini madde madde ele aldık.

Öncelikle Kahramanmaraş depremlerinden etkilenen 11 kentin imarı için yürütülen çalışmalara bakmak gerekiyor. TOKİ ve Emlak Konut Genel Müdürlüğü eliyle toplam 600 bin 41 adet konut üretilmesi hedefleniyor. 

Bugün itibarıyla rezerv alanlarda 207 bin bağımsız bölümün yapımını sürdürdüğü, şehir merkezlerinde 50 bin konut, köylerde ise 50 bin çelik köy evi olmak üzere 307 bin konutun yapımı devam ediyor. Yaklaşan yerel seçimler öncesinde inşa edilen depremzede konutlarından yaklaşık 40 bin adet konutun şubat ayı içerisinde sahiplerine teslim edilmesi bekleniyor. Tüm inşaat süreçlerinin ise iki yılda tamamlanması planlanıyor.

Bununla birlikte, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın yürüttüğü Türkiye Deprem Sonrası İyileşme ve Yeniden İmar Projesi çerçevesinde, 2024'te yaklaşık 6 milyar TL'lik yatırım yapılması hedefleniyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nca bölgedeki 11 ilde çelik yapılı okul inşası için 7,5 milyar TL'lik yatırımın hayata geçirilmesi bekleniyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın deprem bölgesindeki kültürel varlıkların bakımı, onarımı, çevre düzenlemesini içeren projelerine ise, 1,4 milyar TL ayrıldı.

HATAY

NÜFUSUN ÜÇTE BİRİ GÖÇTÜ

Depremde en çok zarar gören kentlerin başında gelen Hatay, 15 ilçesi ve yüzlerce köyü ile bir yıldır yaralarını sarmaya çalışıyor. Başta Antakya olmak üzere Arsun, Defne, Samandağ, İskenderun, Kırıkhan kentin afetten en çok zarar gören ilçeleri olurken; Yayladağı, Reyhanlı ve Altınözü'nde çok fazla yıkım yaşanmadı. 

Payas, Erzin ve Dörtyol ise depreme uygun binaları sayesinde hiç depremden hiç yıkımın yaşanmadığı ilçeler olarak dikkat çekti. Hatay, valilik verilerine göre deprem öncesi, 1 milyon 686 bin 43 nüfuslu bir şehirdi.

Depremin kentte 27 bin can kaybına neden olduğu tahmin ediliyor. Deprem sonrası AFAD verilerine göre 560 bin kişi Hatay'dan ayrılıp başka illerde yaşamaya başlamış bulunuyor. Yani Hatay nüfusunun yaklaşık üçte biri artık şehir dışında yaşıyor.

Şehrin Organize Sanayi Bölgesi ve Mobilya İhtisas Sanayi Bölgesi her ne kadar büyük hasar almamış olsa da buralarda istihdam edilen personelin zarar görmeleri ya da temel ihtiyaçların kısıtlılığı nedeniyle şehirden ayrılmalarının önüne geçilemediği belirtiliyor. 

Yetişmiş ve göç eden iş gücünün geri dönmesi için daha fazla sayıda geçici barınma alanlarına yetişmiş ve göç eden iş gücünün geri dönmesi için daha fazla sayıda, geçici barınma alanlarına, ivedilikle ihtiyaç bulunuyor. Bölgeyi besleyen Amik Ovası'ndaki 2 bin 500 kuyunun 2 binin hasarlı olması, susuzluk sorunu yaşanmasına neden oluyor.

GİRİŞİMCİLERE DESTEK TALEBİ

Depremde en çok etkilenen işletmelerin, mikro ve küçük ölçekli işletmeler olduğu vurgulanıyor. Depremde, müşterilerini kaybeden girişimciler, büyük gelir kaybı yaşamış, bu durum istihdamı da olumsuz etkilemiş bulunuyor. Girişimcilerin cirolarında, yüzde 40- 95 aralığında düşüş yaşandığı görülüyor. 

Kentte akut ihtiyaçların ne yazık ki hala bitmediğini söyleyen Hatay Kadın Girişimciler Derneği Başkanı Çiğdem Kıral, altyapının tamamen zarar görmesi sebebiyle yaş meyve-sebze ihracatı yapan yaklaşık 380 firmanın Mersin'e gittiğini belirtiyor. Kıral, şöyle devam ediyor: "Şehrimizin ayağa kalkabilmesi ekonomi çarkının hızla dönmesiyle mümkün olacaktır. 

Altyapının tamamen yok olması diğer süreçleri olumsuz yönde etkilemekte. KOSGEB destek sunmaya başladı ki bu hem KOBİ'ler hem de esnaf için çok kıymetli oldu. Biz iş insanlarının istihdam yaratabilmesi gidenlerin tekrar şehrimize dönmesi için umut olacak."

KAHRAMANMARAŞ

ÜRETİM YÜZDE 30 DÜŞTÜ

6 Şubat depremlerinin merkezi konumundaki Kahramanmaraş, son bir yılda barınma sorunundan sanayide istihdam sıkıntısına kadar pek çok alanda yaşanan olumsuzluklar kentin üretim ve ihracatında yüzde 30 kayba neden oldu. Altı tane OSB'nin yer aldığı Kahramanmaraş'ta, kayıt dışı ile yaklaşık 300 binleri bulan istihdam oranı son rakamlara göre 160 bin civarında. 

Kahramanmaraşlı Kipaş'ın patronu ve İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, Kahramanmaraş'ta depremin yaralarının hala tam olarak sarılamadığını aktarıyor. Herkesin son bir yılda büyük bir fedakârlık örneği gösterdiğini anlatan Öksüz, dayanışmayla üretimin büyük bir kısmının yeniden devreye alındığını fakat yine de yüzde 30 kayıp olduğunu belirtiyor.

"İŞ GÜCÜ ÇEKEMİYORUZ"

Kahramanmaraş merkezli BLC Group Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Balcıoğlu ise büyük yıkıma rağmen firmaların hızla ayağa kalkarak ve üretime başlamasa bile üretimlerini başka yerlerde fason yaptırarak döngüyü bozmamaya gayret ettiğini söylüyor. 

"Bir anlamda kendi göbeğimizi kendimiz kestik" diyen Balcıoğlu, üretimde kapasitelerin global talebin daralması, maliyetlerin artması ve depremin etkilerden dolayı yüzde 50-60 civarında olduğunu anlatıyor. Üreticilerin kalifiye personel bulmakta zorluk yaşadıklarını kaydeden Balcıoğlu, konut, hastane, okul ve sosyal imkanlar eksik oldukça başka şehirlerden iş gücü çekilmediğini, istihdamın olması gerekenden en az yüzde 20-25 daha az seyrettiğini iletiyor.

ADIYAMAN

BARINMA HALA BÜYÜK SORUN

Adıyaman, 6 Şubat deprem felaketinden en ağır darbeyi alan şehirlerden bir diğeri. Sanayi işletmelerinin büyük bir çoğunluğu il merkezinde yer alan Adıyaman tarımın yanında, başta tekstil ve gıda olmak üzere mermer, mutfak araçları gibi alanlarda önemli üretim merkezlerinden biriydi. Deprem öncesinde 260 bin civarında olan nüfus deprem sonrasında 200 binlerin altına indi. 

Şehirde depremin en ağır etkiledi OSB'ler ise Adıyaman ve Gölbaşı OSB oldu. Adıyaman OSB Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Çelenk, deprem felaketi öncesinde 202 işletme ve 22 bin çalışanla faaliyet gösterdiklerini anlatıyor. Depremde 27 tesisin ağır hasar aldığını veya yıkıldığındı anlatan Çelenk,

"Bu tesislerin bir kısmı yeniden yapılıyor. Çalışan sayımız ise 13-14 bin civarında. Maalesef barınma hala büyük sorun. Konteyner kentlerde yaşıyoruz. TOKİ tarafında hızla çalışmalar devam ediyor. Ancak yerinde dönüşüm konusunda da hızlanılması gerekiyor. Barınma olmadan istihdam sağlam zor" diyor.

FİNANSMAN TALEBİ VAR

Adıyamanlı olan Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Başkanı Talha Özger, aynı zamanda Adıyaman Gölbaşı OSB'de de tesisleri olan OMS Paslanmaz Mutfak Araçları şirketinin yönetim kurulu üyesi. Gölbaşı tesislerinin zarar görmesi sonucu 30 milyon TL'nin üzerinde yeni yatırım yaptıklarını söyleyen Özger, insan kaynağı tarafında yaşanan zorluklara dikkat çektikten sonra üzerinde durduğu bir diğer konu da uygun vadeli ve uzun dönemli kredi imkanı. Özger, "Sanayimizin yeniden toparlanması için olmazsa olmazımız finansmana ulaşım" diyor. 

Depremde hayatını kaybeden Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı (ATSO) İrfan Torunoğlu'nun ardından bu göreve İrfan Torunoğlu'nun oğlu Mehmet Torunoğlu seçildi. Adıyaman'da deprem öncesine göre istihdam ve üretimde yüzde 40'a varan kayıp olduğunu söyleyen Mehmet Torunoğlu, "Deprem illerinin süper teşvik bölgesi ilan edilmesini talep ediyoruz. Çünkü destek ve teşvik olmadan tekrar eskiye dönmemiz zor görünüyor" diyor.

GAZİANTEP

LİMAN SIKINTISI SÜRÜYOR

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin lokomotifi ve halı, hububat ve tekstil başta olmak üzere birçok sektörde 10 milyar dolarlık ihracat imza atan Gaziantep, diğer illere göre depremden bir nebze daha az etkilendi. Nurdağ ve İslahiye en çok etkilenen iki ilçe olurken, Gaziantep tüm zorluklara rağmen küresel krizin de etkisiyle üretim ihracatta yok denecek kadar küçük bir gerileme yaşadı. 

Bölge sanayisini etkileyen en önemli konu ise nitelikli iş gücü ve limanlardaki sorunlar oldu. Bin 500 işletmesi ve 250 bin çalışanıyla Türkiye'nin en büyük ve en fazla istihdama sahip organize sanayi bölgesine sahip olan Gaziantep'te 5 bin 200'ün üzerinde imalatçı var. Türkiye'nin 1000 ihracatçı listesinde ise Gaziantep'ten 63 şirketin yer aldığını söyleyen Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Başkanı Adnan Ünverdi, deprem nedeniyle yaşanan göçün nitelikli iş gücünü etkilediğini ve ciddi iş kayıpları olduğunu ifade ediyor. 

Depremin ardından İskenderun Limanı'ndaki yangın sonrası Mersin Limanı'nda yaşanan yoğunluğun devam ettiğini kaydeden Ünverdi, "Bu bölgemizin dış ticaretinde çok büyük aksamalara neden oluyor. Bölgemizin toparlanabilmesi için gerek finansman konusu gerekse teşvik ve desteklerin devam etmesi gerekiyor" diyor.

"ALIM HEYETLERİ GELSİN"

Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Başkanı Adnan Ünverdi, deprem sonrası üretim kapasitelerinde düşüşlere de dikkat çekiyor. Bu noktada üretimin desteklenmesi, vergi yükünün azaltılması ve kaybedilen iş gücünün telafisi için istihdamın teşvik edilmesi gerektiğini aktaran Ünverdi, alıcı kanalların aracılığı ile yurt dışından gelen alım heyetlerinin de bu bölgeye yönlendirilerek firmalar ile bir araya getirilmesinin bölge ekonomisinin canlanmasına önemli katkıda bulunacağını anlatıyor. 

Kentin en önde gelen sanayici gruplarından olan ve deprem bölgesinde üç ilde tesisleri bulunan Sanko Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, 2024'ün çok zor olacağını fakat sanayicilerin bundan daha zor günler gördüğünü söylüyor. Deprem sonrası üretimde tekrar toparlanma sürecine girdiklerini söyleyen Konukoğlu, fedakarlığı hep birlikte yaptıklarını anlatıyor. Konukoğlu, rekabetçiliği korumak adına şimdi ise sanayide sürdürülebilirliği, yeşil dönüşümü ortaya koymak gerektiğini belirtiyor.

ŞANLIURFA

900 İŞLETME ZARAR GÖRDÜ

Şanlıurfa 6 Şubat depremlerinden sonra büyük bir sel felaketine de maruz kaldı. Art arda gelen her iki doğal afet, kente büyük bir mali yük getirdi. Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası'na (ŞUTSO) kayıtlı 900 civarında işletme zarar gördü ve yaralarını sarmaya, zararlarını telafi etmeye çalışıyor. 

UNDP iş birliğiyle "Depremden Etkilenen Küçük İşletmelerin Desteklenmesi Hibe Programı" kapsamında depremden etkilenen 180'den fazla firmaya 10 milyon 305 bin TL destek sunuldu. KOSGEB tarafından "Deprem Sonrası Mikro, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Canlanması Projesi" kapsamında da yaklaşık 5 bin firmaya toplamda 2 milyar TL civarında destek verildi. Aynı şekilde şu an devam eden 450 milyon dolarlık "Türkiye Yeşil Sanayi Projesi" var.

İHRACATI ARTIRAN TEK İL

TÜİK'in en son açıkladığı verilerine göre, Şanlıurfa deprem ve sel gibi iki doğal afet yaşamasına rağmen tüm deprem illeri içerisinde ihracatını artıran tek il olmayı başardı. Ancak kentte bir İhtisas Vergi Dairesi'nin olmaması, birçok firmanın KDV iadesinin etkin ve hızlı bir şekilde sağlanması için işlemlerini komşu il Gaziantep üzerinden yapmasına neden oluyor. 

Bu da ihracat rakamlarına olumsuz yansıyor. Kentte istihdam oranı yüzde 38'lerde seyrederken, işsizlik oranı ise yüzde 11-12'lik oranla Türkiye ortalamasının üstünde kalıyor. Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası (ŞUTSO) Başkanı Mehmet Yetim, kentte istihdamı artırmak ve nitelikli çalışan açığını kapatmak adına çalışma yürüttüklerini belirterek, "Bu kapsamda çalışmalara yürüten Odamıza bağlı Şanlıurfa Teknoloji Geliştirme ve Eğitim Merkezi (ŞUTGEM) var. 

Burada ayakkabıcılık, kaynakçılık, tekstil ve hazır giyim, plastik enjeksiyon ve bilişim gibi alanlarda verilen eğitimlerle iş dünyamızın ihtiyaç duyduğu kalifiyeli personel yetiştirip istihdam ediyoruz" diyor.

MALATYA

136 BİN KİŞİ KONTEYNIRDA

Depremden bina yıkımı bakımından en çok etkilenen ikinci kent olan Malatya'dan deprem sonrasındaki altı aylık süreçte 338 bin kişi başka kentlere göç etmişti. Ancak bunların yaklaşık 60 bininin kente geri döndüğü tahmin ediliyor. Devlet, millet ve iş adamlarının depremzedelerin yaralarını sarmaya çalıştığı kent hala tamamen normalleşememiş durumda. 

Kurulan aşevleri, koyteyner kentler, kütüphaneler, rehabilitasyon merkezleri ile depremzedelerin ihtiyaçları giderilmeye çalışılıyor. Malatyalı İşadamları Derneği (MİAD) Başkanı Yunus Akdaş, Malatya'da evleri hasar görenleri çadırlardan alıp konteynırlara yerleştirdiklerini vurguluyor.

"TOPARLANMA 10 YIL SÜRER"

Halihazırda 34 bin konteynırda yaklaşık 136 bin kişi yaşıyor. Kentteki fabrikalar deprem sonrası iki ay boyunca çalışmalarına ara vermek zorunda kalırken, hala kaybettikleri iş gücünü tamamen toparlayamamış durumdalar. Akdaş, Malatya'da deprem sonrası fabrikalarda yüzde 25'lik kapasite düşüşü yaşandığını söylüyor. 

Akdaş, Malatyalı iş adamlarının fabrikalarının bir kısmının İstanbul'da yer almasının ihracat düşüşünü frenlediğini vurguluyor. Kentten deprem sonrası başka şehirlere göç edenlerden hayatını yeniden kurgulayabilenlerin geri döndüklerine dikkat çeken Akdaş, "Şu anda enkaz halinde olan kenti görenlerin morali bozuluyor, artçı sarsıntılar insanımızı korkutuyor ama yine de ayakta kalmaya gayret ediyorlar. 

Şehrimiz beş yılda yol alır 10 yılda toparlanır diye düşünüyorum" diyor. Akdaş, deprem bölgesinde üretim yapanlara vergi indirimi, asgari ücretten SGK priminin alınmaması gibi çeşitli teşvikler verilmesi halinde iş adamlarının bölgeye yatırım iştahının artırılıp bu kentlerden kaçan nüfusun geri getirilip yaraların hızla sarılmasının sağlanabileceğini vurguluyor.

DİYARBAKIR

YÜZDE 20 İŞ GÜCÜ KAYBI

Bölgenin büyük kentlerinden olan Diyarbakır'da deprem nedeniyle yıkılan fabrika olmadı. Ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığın yaptığı çalışmalarda Diyarbakır'da yaklaşık 26 bin işyeri ağır hasar gördü. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası başkanı Mehmet Kaya, "Sadece ağır hasarlı veya yıkılacak olan binaların altındaki işyerlerimiz vardı. OSB'lerimizde ya da büyük işletmelerimizde sorun yok" diyor. 

Son bir yılda tüm işletmelerin faaliyete geçtiğine işaret eden Kaya, "Ancak şu anda bürokratik ve fiziki anlamda üretilenin ihraç edilmesi ve piyasaya sunulması ile ilgili sorunlar devam ediyor. Kentte faaliyete geçen işletmelerde yüzde 20 iş gücü kaybı olduğuna da işaret eden Mehmet Kaya, "Deprem nedeni ile oluşan korku ve göçten kaynaklı. Bunların aşılması gerekiyor. 

Ayrıca mal tedariki sorunu var. Çeşitli destekler ile bunlar hızla çözülebilir. İş-Kur bölgede yaşanacak iş gücü göçünün önüne geçebilir. Bir diğeri ise İşletmelere faizsiz kredi desteği sağlanması gerekiyor" diyor.

ELAZIĞ

SONRADAN AFET BÖLGESİNE ALINDI

Elazığ, depremden yaklaşık bir hafta sonra, 15 Şubat'ta depremden etkilenmesi bakımından 11'inci il olarak afet bölgesi olarak değerlendirilmeye alındı. 2020'de Sivrice merkezli meydana gelen 6,8 büyüklüğündeki depremden üç yıl geçmesine rağmen halen yapılaşma çalışmaları bitmemişken, son depremlerde de bin 30'a yakın binanın ağır hasar aldığı açıklandı. 

Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı İdris Alan, deprem bölgesindeki işletmelerin finansa erişim sıkıntısının bugün en büyük sorun olduğunu vurguluyor.

Kredi imkânlarının daraldığı bu dönemde depremzede işletmelerin alternatif kaynak arayışları, vergi indirimi beklentileri, istihdamı teşvik edici destekler gibi hayati önem arz eden beklentileri olduğunu kaydeden Alan, "İçerisinden geçmekte olduğumuz ekonomik daralma ortamında, işletmelerimizin ayakta kalabilmesi için bir dizi yapısal önlemlerin alınması kaçınılmazdır. 

Şu anki mevcut durumda kamu otoritesi desteği olmaksızın özellikle depremden etkilenen illerdeki işletmelerimizin bu konularda sağlıklı süreç yönetimini gerçekleştiremeyeceği ortadadır" diye konuşuyor. Alan, deprem bölgelerine özel fon payı oluşturulması talebinde bulunduklarını da sözlerine ekliyor.

KİLİS

YATIRIM TEŞVİKİ GEREKİYOR

Kilis, diğer kentlere göre en az hasar alan bölgelerden biriydi. Depremden sonra lojistik ve iletişim üssü olarak kullanılan Kilis, organize sanayi bölgesiyle de (OSB), Adıyaman ve Kahramanmaraş için gıda yardım merkezi olarak rol aldı. Kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri Kilis'te GSYİH içinde yüzde 27,5 paya sahip. 

Sanayi sektörünün payı yüzde 9,6 ve hizmetler sektörünün payı ise yüzde 12. Ağırlıklı olarak tarım, ormancılık ve balıkçılığın ön plana çıktığı Kilis, 2020 yılında kurulan OSB ile sanayi konusunda da atağa geçmişti. Ancak yaşanan felaket sonrası kentte adeta yatırımlar bıçak gibi kesildi. Kilis OSB Başkanı Mehmet Algın, bölgede TOKİ'nin konut çalışmalarına başladığını ancak kentin asıl ihtiyacının yeni iş sahalarının açılması olduğuna dikkat çekiyor. 

Algın, "Yeni yatırımların gelmesi için ulaşım altyapısının geliştirilmesi gerekiyor. Aynı zamanda gastronomi ve turizmin geliştirilmesi açısında da kentin tanıtıma ihtiyacı var" diyor.

"2024 PLANI YAPAMADIK"

Depremin ardından yaşanan yüksek enflasyonun da etkisiyle Kilis OSB'de bin kişiye istihdam sağlayan bir firmanın iflas ettiğini, iki firmanın da konkordato ilan ettiğini belirten Algın, bölgede 2024 planlarını henüz hiçbir şirketin yapamadığını vurguluyor. Deprem bölgesi için verilen yatırım teşvik belgesinden Kilis'in tam anlamıyla yararlanamadığını ifade eden Algın, "Bu teşvikten bizim de tam olarak yararlanmamız gerekiyor. 

OSB'de 92 parselimiz var 83'ü çalışır durumda. OSB'de 8 bin kişiye istihdam sağlıyoruz. Yatırım talepleri vardı ancak durdu. Bunun için yatırımın tekrar canlandırılması gerekiyor. Kalifiye eleman sıkıntısı yaşıyoruz. Bunun için OSB'de 6 bin m2'lik alanda mesleki okulu kurulması için başvurduk" diye konuşuyor.

ADANA

ZARAR GÖREN İŞLETME YOK

Depremin etkilediği illerden biri olan Adana'da depremden herhangi bir işletme zarar görmedi. Firmalar, üretimlerine 10-15 gün ara verdikten sonra kaldıkları yerden çalışmalarına devam etti. Depremin ardından hızla üretime başlayan Adana, 2023 yılında 2 milyar 901 milyon dolar ihracat gerçekleştirerek, bu performans ile iller yıllık ihracat sıralamasında 13'üncü sırada yer aldı. 

2023 yılında üç defa aylık 250 milyon dolar seviyesini aşan Adana ihracatı, Kasım 2023'te 290,6 milyon dolar ile tarihinin en yüksek aylık ihracat seviyesine ulaştı.

İhracat rakamlarını Adana için yeterli bulmadıklarını söyleyen Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, "2024 yılı itibarı ile gelecek beş yıl içinde ülkemiz endüstrisinin ilk nefesini aldığı, tarımdan sanayiye geçişin doğduğu şehir Adana'nın önemi giderek artacaktır. 

Adana, Türkiye'nin ikinci yüzyılında yeni yatırım alanları ve mevcut üretim kapasitesi ile ülkemizin gelişimine en büyük katkı sağlayan lider şehirlerin başında geliyor" diyor. 

Kıvanç, ''Yeni organize sanayi bölgesi ve birçok küçük sanayi sitesinin kurulmasıyla birlikte ülkemiz ekonomisine daha fazla katkı sağlayacak bir merkez olmayı hedefliyoruz. İhracat rakamlarını kentimizdeki yeni yatırım alanlarıyla daha üst seviyelere taşıyacağız” diyor.

OSMANİYE

OSB'DE ZARAR AZ

Osmaniye'de 6 Şubat depremlerinde resmi rakamlara göre bin 10 kişi hayatını kaybetti. Nisan ayında tamamlanan hasar tespit çalışmalarına göre; kent merkezi ve ilçelerde toplam 687 bina yıkılırken, 800 bina için acil yıkım kararı alındı, 8 bin 809 binanın ise ağır hasarlı olduğu belirlendi. Osmaniye OSB ise depremlerde çok hasar almadı. 

Osmaniye OSB Müdürü Musa Gönül; afet sonrası iş gücü eksiliği nedeniyle ilk üç gün üretimin gerçekleşmediği Osmaniye OSB'de depremin üçüncü gününden sonra asgari düzeyde üretime geçildiğini, firmaların tam kapasiteyle çalışmaya başladığı açıkladı. 

Osmaniye OSB'de başta demir-çelik olmak üzere tekstil, filtre imalatı gibi toplam 75 firmanın aktif şekilde çalışmalarını sürdürdüğün söyleyen Gönül, deprem sonrasında herhangi bir fabrikanın ve altyapının zarar görmediğini de kaydediyor.

Ekim 2023'te ise Osmaniye OSB, sanayicileri tarafından kurulan Güneş Enerji Santralleri (GES) kapasitesinin 208 megawatt'a ulaşmasıyla organize sanayi bölgeleri içinde ikinci sıraya yerleşti. Yenilenebilir enerji yatırımları yapan Osmaniye OSB; hem enerji maliyetlerini düşüren hem de çevre dostu yeşil enerji modelinin oluşturularak doğal kaynakların korunması, dünyada ve ülkemizde yaşanan iklim değişikliğinin önlenmesi konularında 'Yeşil OSB' hedefiyle hareket ediyor.


AHMET ÖKSÜZ / İTHİB YÖNETİM KURULU BAŞKANI

“Daha fazla teşvike ihtiyaç var”

“Sektörümüzün tüm alt ürün gruplarında güçlü üretim ve ihracat ağına sahibiz. Dünyanın en büyük beşinci, Avrupa'nın ise ikinci tekstil tedarikçiyiz. Ancak rakiplerimize karşı rekabet avantajımızı koruyabilmek için bu yıl destek ve teşviklere daha çok ihtiyaç duyacağımız bir sene olacak. Özellikle ithalat kaynaklı haksız rekabeti frenliyor olmamız lazım. 

Bu dönemde küresel piyasalarda birçok ülke daha milli bir politika izliyor. Bizim de bu konuda daha dikkatli olmamız gerekiyor. Ülke şapkamızı takıp, ülke menfaatine olan politikaları uygulamamız gerektiğini düşünüyorum. Bu kapsamda başta Ticaret Bakanlığı olmak üzere tüm bakanlıklarımızla büyük bir iş birliği içerisinde çalışıyoruz.”

ŞAHİN BALCIOĞLU / BLC GROUP YÖNETİM KURULU BAŞKANI

“Nitelikli iş gücü için destek şart”

“Öncelikle bölgedeki orta hasarlı binalar gibi belirsiz konuların bir an önce çözüme kavuşması gerekiyor. Sigorta şirketleri yıllardır aldıkları primlerin karşılığında ödeme yapmamak için her türlü olumsuzluğu karşımıza çıkarıyor. Nitelikli iş gücünün bölgeye çekilmesi için teşvik edici uygulamalar bekliyoruz. 

Ödediğimiz SGK primlerini işveren olarak yine ödeyelim fakat bu çalışanlarımıza doğrudan ödensin. Emin olun burada devletin bir zararı olmaz. Bölgenin ayağa kalkması ancak ve ancak bizim çalışmamız ve üretmemizle sağlanır. Bunun için bürokrasiye boğulmadan işlerimizin hızlı bir şekilde halledilmesi gerekiyor.”

ABDULKADİR ÇELENK / ADIYAMAN OSB BAŞKANI

“Uygun krediye ulaşmamız gerekiyor”

“Deprem felaketi öncesinde 202 işletme ve 22 bin çalışanla faaliyet gösteriyorduk. Depremde 27 tesis ağır hasar aldı ve yıkıldı. Çalışan sayımız ise 13-14 bine düştü. Maalesef barınma hala büyük sorun. Konteyner kentlerde yaşıyoruz. TOKİ tarafında hızla çalışmalar devam ediyor. Ancak yerinde dönüşüm konusunda da hızlanılması gerekiyor. Barınma olmadan istihdam zor.

Uzun vadeli ve uygun faizli krediye ulaşmamız gerekiyor. Tesislerin yeniden devreye alınması, hasarların giderilmesi için bu çok önemli. Biz bedava bir şey talep etmiyoruz. Ancak deprem mağduruyuz ve işlerimizi yeniden canlandırmamız için uygun faizli ve uzun vadeli finansmana erişim önemli.”

MEHMET YETİM / ŞANLIURFA TİCARET VE SANAYİ ODASI BŞK.

“İhtisas Vergi Dairesi kurulmalı”

“Organize Sanayi Bölgemizin büyütülmesi, büyük bir güneş enerjisi potansiyeline sahip ilimizde enilebilir GES ihtisas Endüstri Bölgesi’nin kurulma çalışmalarının desteklenmesi ve hızlandırılması gerekiyor. 

Aynı şekilde Göbeklitepe gibi tarihsel ve kültürel bir mirası barındıran Şanlıurfa’mızda turizm sektörüne yönelik yatırımların artırılması, yine tarım kenti olan ilimizde tarıma dayalı ve yaşadığımız dönemin ruhuna uygun olarak dijitalleşmeye dayalı sanayinin gelişmesi adına gerekli hibe, teşvik ve destek programlarının sunulması ve bu tür programlardan yararlanma şartlarının kolaylaştırılması, ihracat potansiyelimizin hak ettiği seviyeye gelmesi adına İhtisas Vergi Dairesi'nin ilimizde kurulması gibi temel beklenti ve ihtiyaçlarımız olduğunu söyleyebilirim.”

ZEKİ KIVANÇ / ADANA SANAYİ ODASI BAŞKANI

“Yeni OSB’ler katkı verecek”

"2024 yılı itibarıyla gelecek beş yıl içinde ülkemiz endüstrisinin ilk nefesini aldığı, tarımdan sanayiye geçişin doğduğu şehir Adana'nın önemi giderek artacaktır. Adana, Türkiye'nin ikinci yüzyılında yeni yatırım alanları ve mevcut üretim kapasitesi ile ülkemizin gelişimine en büyük katkı sağlayan lider şehirlerin başında geliyor. 

Yeni organize sanayi bölgesi ve birçok küçük sanayi sitesinin kurulmasıyla birlikte ülkemiz ekonomisine daha fazla katkı sağlayacak bir merkez olmayı hedefliyoruz. İhracat rakamlarını kentimizdeki yeni yatırım alanlarıyla daha üst seviyelere taşıyacağız.”

MEHMET ALGIN / KİLİS OSB BAŞKANI

“Ulaşım altyapısı güçlendirilmeli”

"Bölgede TOKİ konut çalışmalarına başladı ancak kentin asıl ihtiyacı yeni iş sahalarının açılması. Yeni yatırımların gelmesi için ulaşım altyapısının geliştirilmesi gerekiyor. Aynı zamanda gastronomi ve turizmin geliştirilmesi açısında da kentin tanıtıma ihtiyacı var. Deprem bölgesi için verilen yatırım teşvik belgesinden Kilis tam anlamıyla yararlanamıyor. 

Bu teşvikten bizim de tam olarak yararlanmamız gerekiyor. OSB'de 92 parselimiz var 83'ü çalışır durumda. OSB'de 8 bin kişiye istihdam sağlıyoruz. Yatırım talepleri vardı ancak durdu. Bunun için yatırımın tekrar canlandırılması gerekiyor. Kalifiye eleman sıkıntısı yaşıyoruz. Bunun için OSB'de 6 bin m2'lik alanda mesleki okulun kurulması için başvurduk.”

MEHMET KAYA / DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI BŞK.

“Küçük işletmeler yardım bekliyor”

"Özellikle depremden etkilenen küçük işletmelerin yeniden ayağa kalkıp rekabete girecek şekilde desteklenmesi gerekiyor. Kentimizde özellikle küçük işletmelere yönelik yeniden böyle bir desteğin artırılarak hatta biraz sektörel ayrım ve sektöre göre, ayakta kalmaya çalışma gibi bir hibe desteğinin özellikle olması oldukça önemli. İşletmelerimizin bir şekilde ayağa kalkmasına katkı sağlayacaktır. Diyarbakır'ımız gerek istihdam sayısı gerek verdiği vergi oranıyla Türkiye'de kendi kendine yeten ender kentlerinden biridir.”

Turizmde tesis sorunu var

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nca hazırlanan rapora göre, Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin bölgedeki turizm tesislerine hasarının yaklaşık 2,2 milyar TL olduğu tespit edilmişti. Rapora göre, depremlerin etkilediği bölge illerde Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan işletme belgeli toplam 74 bin 352 yatak kapasiteli bin 030 tesis ile yapım aşamasında toplam 10 bin 686 yatak kapasiteli 39 tesis bulunuyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın deprem bölgesindeki kültürel varlıkların bakımı, onarımı, çevre düzenlemesini içeren projeleri için bu yıl 1,4 milyar TL ayrıldı. 

Bu kapsamda Adıyaman, Diyarbakır, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya, Gaziantep, Şanlıurfa ve Adana’daki hasarlı müzeler onarılacak. Türkiye Turizm Tanıtma ve Geliştirme Ajansı (TGA) Yönetim Kurulu Üyesi, Doğu Anadolu Bölgesi Temsilcisi Emel Elik Bezaroğlu, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın özellikle Hatay ve Antakya’ya öncelik vererek deprem bölgesindeki tarihi alanlarla ilgili projelendirme yaptığını söylüyor. 

TGA ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın deprem bölgesindeki 11 kenti önceliklendirdiğine dikkat çeken Bezaroğlu, bölgenin yerli-yabancı turistlerin ilgisini çektiğini ancak oraya gidecek turistleri ağırlayacak yeterli tesis olmaması nedeniyle turizm hareketliliğinin gerçekleşmediğini vurguluyor. Bezaroğlu, bölgenin yeniden yapılanması ile birlikte özellikle gastronomi ve kültür turizminde hak ettiği yere gelmesinin de beklendiğini belirtiyor.