Cumhuriyet Gazetesi'nden Şehriban Kıraç'a konuşan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, enflasyonla yoğun mücadele edilen bir dönemden geçildiği kaydederek, "Bu politikamızı kararlılıkla sürdürmeliyiz. Dolayısıyla yerel seçimler öncesinde de bu politikadan sapmamak gerekiyor ki ilerleyen dönemde enflasyonla mücadelemiz yeniden riske girmesin. Bu anlamda maliye politikasının da sıkı para politikasına verdiği ve vereceği desteğin önemi ortada. Her iki politikanın da seçim öncesi ve sonrasında eşgüdümle devam etmesi gerektiğini düşünüyorum." dedi.
"Yılın ilk yarısının, ikinci yarısına kıyasla biraz daha zor geçecek"
Reel sektörün her dönem olduğu gibi bu dönemde de kaynak ihtiyacı olduğuna işaret eden Turan, şöyle devam etti:
"Tasarrufları yeterli bir ekonomi değiliz. Dolayısıyla ister büyüme ister yatırımlar olsun kaynak ihtiyacı ortada ve üretimi sürdürmek için elzem. Geçtiğimiz dönemlerde doğru makro adımlar atmakta çok zaman kaybettik. Bugün bunun maliyetini yaşıyoruz ve bu bir süre daha devam edecek. Çünkü enflasyonla mücadelenin başka bir yolu maalesef mevcut değil. Bugün bu adımlardan vazgeçip yeniden ucuz kaynak verelim dense ilerleyen dönemde çok daha derin bir enflasyon problemiyle karşılaşacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Enflasyonu ne zaman kontrol altına alırsak o zaman rahatlayacağımızı düşünüyorum. Buradaki beklentimiz de yılın ilk yarısının, ikinci yarısına kıyasla biraz daha zor geçeceği şeklinde."
"Mayıs-Haziran 2024’ten itibaren enflasyonda düşüşün başlamasını bekliyoruz"
Reel kesimin maruz kaldığı problemlerin temelinde yüksek enflasyonun yattığını belirten Turan, "Geride bıraktığımız 6 aydır net ve kararlı bir mücadele başlamış durumda. Ve Mayıs-Haziran 2024’ten itibaren enflasyonda düşüşün başlamasını bekliyoruz." dedi.
Enflasyonun sadece Türkiye için değil tüm küresel ekonomi için çok mühim bir konu olduğunun altını çizen Turan, "Yüksek enflasyonun yarattığı sonuçlar ana sorun. Elbette ki sadece iş dünyası değil her kesim yüksek enflasyonun yarattığı sonuçlardan mutsuz. Maliyet artışlarını bir tarafa koyun oldukça mutsuz bir gençlik var ve istihdam tarafında da sorun yaşanıyor. Beyin göçü de yoğun. Teknik personel, ki ben ana eleman diyorum, tarafında da keza eksiklik malum. Odak noktanız bu konular olunca da verimlilik artışı gibi stratejik konulara yoğunlaşmanız zorlaşıyor. Gün sonunda kalkınma tarafında ciddi sorunlar ortaya çıkıyor. Özetle mikro taraftan başlayan ve makro alana giden bir problemli süreç söz konusu. Umuyorum ki kısa vadede bunları geride bırakıp aslında esas yoğunlaşıp kafa yormamız gereken üretkenlik artışı, eğitim, nitelikli işgücü gibi çok daha mühim konular üzerine eğilebileceğiz." ifadelerini kullandı.
"Ekonomi yüzde 2-3 yavaşlayabilir"
Turan şöyle devam etti:
"2024 yılında enflasyonun yılın ikinci yarısından itibaren düşmesini bekliyoruz. Halen aşırı bir tüketim mevcut. Bunun normalleşmesi gerekiyor ki enflasyonu kontrol edebilelim. Merkez Bankası’nın sıkı duruşuna devam etmesini bekliyoruz. Bu sıkı duruş içinde elbette yatırım ve ihracat kredileri için hali hazırda açılmış olan alanın genişlemesi de olası. İhracat tarafında önümüzdeki yıl hızlı bir toparlanma çok olası değil. Fakat ithalatımız da yavaşlayacaktır. Dolayısıyla döviz ihtiyacı tarafında çok sorun yaşamayı beklemiyoruz, bu anlamda 2024 rahat geçebilir. TL’de zaten oluşmuş bir ortak görüş mevcut, reel anlamda değer kazancı olası. Faiz bir müddet daha yüksek kalacaktır ve Merkez Bankası rezerv biriktirmeye devam edecektir diye düşünüyorum. Gördüğümüz en önemli risk ise, şu an son derece kararlı devam eden enflasyonla mücadele programının sekteye uğraması. Burada kararlılıkla devam edersek ekonomi bir müddet muhtemelen %2-3 bandına yavaşlayacaktır fakat ardından daha sağlıklı bir büyüme patikasına oturacağımızı tahmin ediyorum."