Ramazan Bayramı tatilini değerlendirmek isteyenler, Ege ve Akdeniz bölgelerindeki destinasyonlar ile KKTC'ye, İstanbul'dan çok uzaklaşmayıp doğa tatili yapmayı düşünenler Sapanca, Şile, Ağva'ya yoğun ilgi gösterirken, tatilciler yurt içinde kültür ve gastronomi turlarını, yurt dışında ise Balkanlar, Orta Avrupa, İtalya ve İspanya turlarını tercih ediyor.
Turizm Haftası dolayısıyla sektördeki gelişmelere ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulunan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, sektör olarak 2022 yılına yükseliş beklentileriyle giriş yaptıklarını belirtti.
Bağlıkaya, 2022 yılına başlarken salgının etkisinin azalması ve uluslararası seyahatlerin önündeki engellerin kaldırılacağı perspektifinden hareketle 40 milyonu yabancı, 5 milyonu da yurt dışında yaşayan vatandaşlardan oluşmak üzere toplam 45 milyon ziyaretçi sayısı ve 35 milyar doların üzerinde turizm geliri hedefi belirlediklerini hatırlattı.
Türkiye’ye en çok ziyaretçi gönderen ülkeler arasında ilk sırada yer alan Rusya ile en çok misafir ağırlanan üçüncü ülke konumundaki Ukrayna arasında şubat ayında başlayan savaş nedeniyle 2022 yılına ilişkin beklenti ve öngörülerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ifade eden Bağlıkaya, "Bu iki pazarda 2022 yılı itibarıyla kayıp yaşanması kaçınılmaz olacaktır. Her şeye rağmen umutlu girdiğimiz sezona ilişkin hedef sayı ifade etmek savaşın devam ettiği koşullarda henüz erken olmakla birlikte, özellikle Rusya pazarında kayıpların aza indirilmesi noktasındaki çaba ve girişimler bu anlamda belirleyici olacaktır." diye konuştu.
Bağlıkaya, Rusya pazarında hava yolu ulaşımı konusunda yaşanan sıkıntıların aşılması durumunda kısmen de olsa bir hareketlilik beklendiğini anlatarak, "Tur operatörlerinin tarifeli sefer yapan hava yolu şirketleriyle garanti koltuk anlaşması yapmaları ve charter uçuş olanakları konusundaki çalışmaları Rusya’dan gelecek ziyaretçi sayısını belirleyecek temel unsurlar arasında yer alıyor. Genel olarak bakıldığında savaş nedeniyle ülke olarak pazar kaybı yaşayacağız ancak turizmcilerimiz bu kaybı en aza indirecek şekilde çalışmalarına devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Almanya ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa ülkelerinden ciddi talep alıyoruz"
Bağlıkaya, bu yılın genelinde deniz-kum-güneş tatiline olan ilginin devam edeceğini aktararak, bununla birlikte alternatif turizm türlerine talebin kitle turizminden çok daha hızlı bir şekilde büyümeye devam edeceğini öngördüklerini söyledi.
Yurt dışı pazarlar açısından bakıldığında Türkiye'nin 4 saatlik uçuş mesafesinde 1,6 milyar kişinin kolaylıkla ulaşabildiği konumu ve hizmet kalitesi/fiyat dengesi açısından birçok rakip destinasyona göre avantajlı olduğuna işaret eden Bağlıkaya, şunları kaydetti:
"Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın ilk günlerinde yaşanan tedirginlik nedeniyle Avrupa’daki rezervasyonlarda durgunluk yaşanmıştı. Ancak savaşın ilk günlerinde tüketicilerde baş gösteren 'bekle-gör' yaklaşımının giderek etkisini kaybettiği ve rezervasyon taleplerinin yeniden hareketlendiği görülüyor. Almanya ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa ülkelerinden ciddi bir talep alıyoruz.
Gelen rezervasyonlar bu iki pazar özelinde 2019 yılı verilerine yakın düzeyde bir ziyaretçi sayısına ulaşılacağına işaret ediyor. Hollanda, Fransa, Polonya, Romanya, Moldova ve Litvanya gibi Avrupa ülkeleri de 2022 yılı için umut veren ülkeler arasında yer alıyor. Salgın öncesi dönemde toplam 2 milyona yakın ziyaretçi ağırladığımız Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan gibi pazarlar ile Orta Doğu ülkeleri ve İran pazarlarının yükseliş trendinde olduğunu gözlemliyoruz."
Bağlıkaya, TÜRSAB olarak seyahat acentelerinin katılımı ile erken rezervasyon kampanyasını 19 Kasım 2021'de Antalya'da TÜRSAB Turizm Kongresi başlattıklarını anımsatarak, "2022 yılı için iç pazarın da bu yıl yükseleceğini, otellerimizin iç pazara ayıracağı kontenjanın artıracağını öngörüyoruz. İç pazarın önemi bundan sonra da artmaya devam edecektir." dedi.
"Ramazan Bayramı için tatil talepleri geçen yılın üzerinde seyrediyor"
Firuz Bağlıkaya, seyahat acentelerinin Ramazan Bayramı'na yönelik rezervasyonları almaya devam ettiğini, bu sene 2-4 Mayıs tarihleri arasına denk gelen ve hafta sonuyla birlikte 5 gün sürecek Ramazan Bayramı için tatil taleplerinin geçen yılın üzerinde seyrettiğini ve bayram tatilinde yurt içine yönelik taleplerin yurt dışına göre daha yoğun olduğunu dile getirdi.
Ramazan Bayramına girilecek son hafta içinde popüler destinasyon ve otellerde dolulukların ciddi oranda yükselmesini beklediklerini vurgulayan Bağlıkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Acentelerimizden aldığımız bilgilere göre, bayram döneminde, özellikle sanatçılı organizasyon yapan otellere talep söz konusu. Talepler Ege ve Akdeniz bölgelerindeki destinasyonlar ile Kıbrıs’a yoğunlaşıyor. Alanya, Belek, Bodrum, Çeşme, Kemer, Marmaris, Kuşadası öne çıkan bölgelerimiz arasında yer alıyor.
Bunların dışında şehirden çok uzaklaşmayıp bayramda doğa tatili yapmayı düşünenlerin Sapanca, Şile, Ağva gibi lokasyonları tercih ettiğini görüyoruz. Yurt içi kültür ve gastronomi turlarına ciddi bir talep söz konusu. Bu kapsamda Ege bölgesi, İç Anadolu, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Batı Karadeniz bölgeleri öne çıkıyor. GAP Turları, Kapadokya ve Karadeniz Turları’na ilgi çok yoğun. Yurt dışı turlarda ise Balkanlar, Orta Avrupa, İtalya ve İspanya turları öne çıkıyor."
"Sektörümüzün desteklenmesi hayati önem taşıyor"
Turizm Haftası'na değinen Bağlıkaya, yeni bir sezona girmenin heyecanını taşıdıkları Turizm Haftası'nda, yaşadıkları tüm zorluklara rağmen iyi bir yıl geçirecekleri beklentisiyle sezona başladıklarını söyledi.
Bağlıkaya, turizmciler olarak, Türkiye'yi turizmde daha üst seviyelere taşıma misyonuyla çıktıkları bu yolculukta, Türkiye'nin tarihi ve turistik bölgelerini korumak, sürdürülebilir turizmi hâkim kılmak için çaba gösterdiklerini ifade ederek, kültürel mirası ve turistik değerleri gelecek kuşaklara taşımak ve daha çok insanı turizmden gelir elde etmesini sağlamak için bundan sonra da çalışmaya devam edeceklerini dile getirdi.
Turizmin, 50’nin üzerinde sektöre doğrudan ve dolaylı katkı sağlayan, katma değer ve istihdam yaratan ve Türkiye'ye döviz kazandırarak dış ticaret açığının kapatılmasına büyük katkı sağlayan stratejik bir sektör olduğuna işaret eden Bağlıkaya, salgın koşulları sona ermeden savaş gerçeğiyle yüz yüze kalan sektörün desteklenmesinin hayati önem taşıdığını bildirdi.