Karahan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna, TCMB Kanunu gereğince Bankanın faaliyetlerine ilişkin sunum yaptı. Küresel ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Karahan, küresel büyümede sınırlı toparlanma eğilimi devam ederken hizmetler sektöründe olumlu ayrışmanın sürdüğünü söyledi.
Türkiye'nin dış talep görünümünde 2025'te daha belirgin toparlanma beklendiğini vurgulayan Karahan, küresel manşet ve çekirdek enflasyondaki düşüşün devam ettiğini dile getirdi.
Karahan, yılın ikinci çeyreğinde, yurt içi talebin yıllık bazda büyümeye katkısı belirgin olarak azalırken net ihracatın büyümeye verdiği pozitif katkının sürdüğünü vurgulayarak, "Bu dönemde yurt içi talep büyümeye 1,2 puan katkı verirken, net ihracatın katkısı 1,3 puan olarak gerçekleşti. Böylelikle, harcama yönünden büyümenin kompozisyonunda daha dengeli bir talep görünümü izlendi." diye konuştu.
Yakın döneme ilişkin göstergelerin yurt içi talebin yavaşlamaya devam ederek enflasyonist etkisinin azaldığını teyit ettiğini bildiren Karahan, farklı yöntemlerle hesapladıkları göstergelerin ikinci çeyrekte çıktı açığının gerilediğini gösterdiğini, bu gerilemenin üçüncü çeyrekte de devam ettiğini tahmin ettiklerini ifade etti.
"Sıkı para politikamız sonucunda iç talepteki dengelenme devam edecek"
Karahan, sıkı para politikası sonucunda iç talepteki dengelenmenin devam edeceğini vurgulayarak, yılın geri kalanında negatif düzeylere düşecek olan çıktı açığının, dezenflasyon sürecinin önemli bileşeni olacağına dikkati çekti.
İç talepteki dengelenmeyle uyumlu olarak dış ticaret dengesindeki iyileşmenin sürdüğüne işaret eden Karahan, üçüncü çeyrekte yıllıklandırılmış cari açığın azalışını sürdürerek milli gelire oranının yüzde 1,5 civarına gerileyeceğini tahmin ettiklerini söyledi.
"Yıllık enflasyondaki gerileme aylık fiyat artışlarının daha düşük seyretmesinden kaynaklandı"
Mayısta yüzde 75,5 ile tepe noktasına ulaşan yıllık enflasyonun, takip eden 3 aylık dönemde düştüğünü ve eylül ayı itibarıyla yüzde 49,4 olduğunu belirten Karahan, "Eylül itibarıyla yıllık enflasyona en belirgin katkı yaklaşık 20,7 puan ile hizmetler sektöründen geldi. Bu grubu 11 ve 8,9 puanlık katkılarla gıda ve temel mal grupları takip ediyor." dedi.
Karahan, yıllık enflasyondaki gerilemenin sadece baz etkisinden değil, aynı zamanda aylık fiyat artışlarının daha düşük seyretmesinden de kaynaklandığını dile getirdi.
Çeşitli göstergelerin yakın dönem seyrine değinen Karahan, şunları kaydetti:
"Enflasyonun ana eğilimindeki ılımlı seyrin, yılın üçüncü çeyreğinde gerçekleşen yönetilen ve yönlendirilen fiyat ayarlamalarındaki artışlara ve bunların dolaylı etkilerine rağmen sürdüğünü görüyoruz. Son 12 ayda ortalama yüzde 3,1 olan ana eğilim, son 6 ayda yüzde 2,7'ye, son 3 aylık dönemde ise yüzde 2,6'ya geriledi."
"Önümüzdeki aylarda kira enflasyonu zayıflayabilir"
Karahan, hizmet enflasyonunun yavaşlamaya devam ettiğini belirterek, "Bu gruptaki fiyat artışları, diğer bir çekirdek grup olan temel mallara kıyasla güçlü seyrediyor ve manşet enflasyonu yukarıya çekiyor. Hizmet sektöründe daha yaygın olan zamana bağlı ve geriye dönük fiyatlama davranışları, hizmet enflasyonundaki zayıflamanın gecikmeli ve daha yavaş gerçekleşmesine neden oluyor." değerlendirmesinde bulundu.
Hizmet sektörü enflasyonunda ataleti besleyen en önemli grubun kira olduğunu bildiren Karahan, yıllık kira enflasyonunun eylül itibarıyla yüzde 117 ile yıllık hizmet enflasyonunun yaklaşık 45 puan üzerinde seyrettiğini ifade etti.
Karahan, öncü göstergelerin bir süredir aşağı yönlü harekete işaret ettiğini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
"Gerek çevrim içi kaynaklardan izlediğimiz ilan fiyatları gerekse konut kredisi değerleme raporlarına dayanan göstergelerimiz azalış eğilimlerini sürdürmekte. Perakende Ödeme Sistemi verilerinden elde edilen yeni ve yenilenen sözleşmelerdeki kira artış oranları gerek konut piyasasında süregelen normalleşme gerekse de manşet enflasyondaki düşüşü takiben TÜFE'deki mevcut kira enflasyonunun altında değer almakta. Yılın son çeyreğinde, taşınma ve sözleşme yenileme oranlarında gerçekleşecek düşüşü de dikkate aldığımızda, bu durum önümüzdeki aylarda kira enflasyonunun zayıflayacağını ima ediyor."
"Manşet enflasyondaki düşüşle tüm sektörlerin beklentilerin gerileyeceğini öngörüyoruz"
Dezenflasyon dönemlerinde, temel mal enflasyonunun daha hızlı ve daha belirgin şekilde yavaşladığına dikkati çeken Karahan, parasal sıkılaşma dönemlerinde döviz kurunda sağlanan istikrar ve talepteki dengelenmenin bu olgunun temel nedenlerinden olduğunu belirtti.
Karahan, bu dönemde, söz konusu faktörlerin desteğiyle, dayanıklı mallar öncülüğünde temel mal grubunda fiyat artışlarının sınırlı gerçekleştiğini ifade ederek, haziranda firma ve hane halkı enflasyon beklentilerini kamuoyu ile paylaşmaya başladıklarını anımsattı.
Karahan, şunları kaydetti:
"Enflasyon beklentilerini incelediğimizde, firmaların ve özellikle tüketicilerin beklentilerinin piyasa katılımcılarına göre yüksek seyri göze çarpıyor. Bu durum enflasyonun düşük olduğu dönemlerde dahi gözleniyor. Tüketiciler beklentilerini şekillendirirken temel ihtiyaç maddelerine daha büyük önem atfediyorlar. Örneğin, temmuz ve ağustos aylarında yönetilen ve yönlendirilen enerji kalemlerinde yapılan tarife güncellemelerini takiben tüketici beklentilerinin söz konusu aylarda diğer ekonomik birimlerden farklılaşan bir dinamik sergilediğini gözledik. Manşet enflasyondaki düşüşün devamıyla birlikte, tüm sektörlerin beklentilerinin gerileyeceğini öngörüyoruz. Nitekim eylül ayı verileri tüm birimlerin enflasyon beklentilerinin aşağı yönlü güncellendiğine işaret ediyor."
"Enflasyon beklentilerinin tahmin aralığına yakınsaması dezenflasyon açısından kritik"
Karahan, enflasyon beklentilerinin tahmin aralığına yakınsamasının, dezenflasyon açısından kritik önemde olduğuna dikkati çekerek, yakın dönem enflasyon görünümünün de etkisiyle, piyasa katılımcıları beklentilerinin her vadede aşağı yönde hareket etmeye devam ettiğini anlattı.
Karahan, 12 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentilerindeki dağılımın iyileşme eğiliminin sürdüğünü gösterdiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Ayrıca, beklenti dağılımında çoklu zirve yapısının da ortadan kalkmakta olduğunu gözlüyoruz. Beklentilerde gerileme gerçekleşmesine rağmen piyasa katılımcılarının 2024 yıl sonu enflasyon beklentisi son Enflasyon Raporu'nda sunulan tahmin aralığının üst noktasının bir miktar üzerinde değer alıyor ve hedeflerimize birkaç ay gecikmeyle ulaşacağımızı ima ediyor. Sıkı para politikası duruşumuzla, beklentilerin dezenflasyon sürecine katkı verecek şekilde oluşmasını sağlamakta kararlıyız."
"Makro ihtiyati politikaları uygulamaya devam ediyoruz"
Karahan, geçen yıl haziran ayında sıkılaşma döngüsünü başlattıklarını ve politika faizini yüzde 50'ye çıkardıklarını anımsatarak, ekonomik birimlerin beklentilerindeki ayrışma ve olası oynaklıklara karşı, parasal aktarımın etkinliğini artırmak amacıyla, makro ihtiyati politikaları uygulamaya devam ettiklerini bildirdi.
Sıkı parasal duruşlarını desteklemek üzere kullandıkları makro ihtiyati tedbirleri 3 ana grupta özetleyen Karahan, şunları kaydetti:
"Bunlardan ilki mevduata yönelik düzenlemeler. Bu kapsamda programımızın temel unsurlarından olan bankacılık sektöründe TL mevduatın payını artırmak ve (KKM'yi de (kur korumalı mevduat) kademeli olarak azaltmak amacıyla uyguladığımız tedbirler bulunuyor. İkinci olarak kredilere yönelik düzenlemeler. TL ve yabancı para kredilere aylık büyüme sınırı getirerek finansal koşullardaki sıkılığı artırıp, kredi talebindeki dalgalanmaların önüne geçtik. Kredi piyasasında sağlıklı fiyat oluşumunu desteklemek amacıyla da ticari kredi azami erken ödeme ücretlerini güncelledik. Son olarak likidite yönetimi kapsamında zorunlu karşılıklar ve TL depo ihaleleri gibi likidite araçlarını etkin olarak kullanıyoruz. Bu araçlar ile parasal aktarım mekanizmasını güçlendiriyor ve finansal istikrarı gözetiyoruz."
Karahan, geçen aylarda likidite fazlasının etkin sterilizasyonunu sağlamak amacıyla araç setlerini çeşitlendirdiklerini anlatarak, "Dönemsel olarak ortaya çıkan likidite fazlasını zorunlu karşılıklar ve mevcut araç setimizi kullanarak sterilize ediyoruz. Likidite koşullarını, muhtemel gelişmeleri göz önünde bulundurarak yakından izliyoruz. Sterilizasyon araçlarını etkili şekilde kullanmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
"Mevduat faizleri yataya yakın hareket ediyor"
Karahan, ticari kredi faizlerinin yüzde 55, mevduat faizinin bileşikte yüzde 60 ve tüketici kredilerinin ise yüzde 68 civarında fiyatlandığını bildirdi.
Mevduat faizlerinde, politika faizi, piyasadaki likidite ve makro ihtiyati politikaların yanı sıra enflasyon ve kur beklentilerinin de belirleyici olduğunu ifade eden Karahan, şu değerlendirmede bulundu:
"Uyguladığımız politikaların bir sonucu olarak, likidite koşullarındaki değişimlere rağmen son dönemde mevduat faizleri yataya yakın hareket ediyor. Para politikası duruşumuz ve makro ihtiyati çerçevemiz, mevduat faizlerinin, Türk lirasına geçişi sürdürecek ve tasarrufları artıracak seviyelerde kalmasını sağlayacak. Beklentilerdeki iyileşmenin devam etmesi, fiyatlama davranışını dezenflasyon patikamız ile uyumlu hale getiriyor."
Karahan, dezenflasyon beklentilerinin güçlenmesiyle özellikle uzun vadeli Türk lirası finansman maliyetlerinin de azalmaya başladığını son aylarda gözlemlediklerini söyledi.
Beklentilerdeki iyileşmenin devam etmesiyle bu eğilimin önümüzdeki dönemde de artarak devam edebileceğine dikkati çeken Karahan, tüketici kredilerinin, iç talepteki dengelenmeyi tesis edecek bir hızda seyretmesinin kritik önemde olduğunu bildirdi.
Karahan, bu yılın ilk çeyreğinde kredi talebinin hızlanmasının tüketici kredi büyümesinin kredi kartı ve ihtiyaç kredisi kaynaklı artmasına neden olduğunu kaydetti.
"Türk lirası mevduatın payı yüzde 54 seviyesine ulaştı"
Alınan makro ihtiyati önlemler ve sıkı para politikası duruşlarıyla takip eden 2 çeyreklik dönemde tüketici kredilerinde büyümenin zayıfladığını ifade eden Karahan, sözlerine şöyle devam etti:
"Son 2 çeyrekte tüketici kredisi büyümesi ılımlı bir patikada hareket ediyor. Türk lirası ticari kredi büyümesinde mart ayında daha bağlayıcı hale getirdiğimiz aylık büyüme sınırları oldukça etkili olmuştu. Yabancı para cinsi kredilere mayıs ayında getirdiğimiz aylık büyüme sınırını, temmuz ayında daha da düşürmüştük. Bu sınırlamaların etkisiyle yabancı para kredilerdeki büyüme, hedeflerle uyumlu bir patikada seyretmekte. Ticari kredilerde aylık büyüme gerçekleşmeleri enflasyon beklentilerindeki iyileşme ile uyumlu. Kararlılıkla sürdürdüğümüz sıkı parasal duruşumuz ve KKM bakiyesinin azaltılmasına yönelik uygulamaların etkisiyle Türk lirası varlıklara olan ilginin arttığı görülüyor. Mevduat gelişmeleri, Türk lirasına güvenin yeniden inşa edilmekte olduğunu teyit ediyor. Türk lirası mevduatın payı yükselerek yüzde 50'yi de aştı ve son verilere göre yüzde 54 seviyesine ulaştı. Kur korumalı mevduatın payı yüzde 8'li seviyelere geriledi."
"KKM'nin bakiyesi 45 milyar doların altına geriledi"
Karahan, KKM hesaplarının toplamının 2023 Ağustos'ta 140 milyar doların üzerine yükseldiğini anımsattı. Şu anda KKM'nin bakiyesinin 45 milyar doların altına gerilediğini ifade eden Karahan, bakiyenin azalmasının parasal aktarım mekanizmasını güçlendirdiğini kaydetti.
Karahan, TL mevduat payındaki kademeli ve istikrarlı artışın dezenflasyon patikasının önemli unsuru olmaya devam edeceğini öngördüklerini bildirdi. Mevcut politikaların ülkenin risk priminin düşüş sürecini desteklediğini vurgulayan Karahan, uyguladıkları politikalara olan güvenin arttığını ve rezerv görünümünün iyileştiğini söyledi.
Karahan, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının not artırımlarının da dış finansman görünümünü desteklediğini dile getirdi.
Son dönemde Türkiye'ye yönelik sermaye hareketlerinin ılımlı seyrettiğinin gözlemlendiğini ifade eden Karahan, gelecek dönemde sermaye girişlerinin jeopolitik gelişmelere bağlı oynaklık gösterebileceğini bildirdi.
Karahan, son dönemde, yurt içi ve dışı yerleşiklerin Türk lirasına olan güveninin arttığını ve bu durumun rezervlere olumlu yansıdığını belirtti.
"TCMB taraflı swap bakiyesini sıfıra indirdik"
Karahan, 31 Temmuz itibarıyla TCMB taraflı swap bakiyesini sıfıra indirdiklerine işaret ederek, sonrasında, sterilizasyon amaçlı ters yönde swap işlemlerine başladıklarını ifade etti.
22 Mart ile 27 Eylül tarihlerinde, brüt rezervlerin 33,5 milyar dolar artış gösterdiğini bildiren Karahan, swap hariç net döviz pozisyonunun da 97,4 milyar dolar iyileştiğini belirtti. Karahan, 27 Eylül itibarıyla brüt rezervin 157 milyar doların üzerine çıktığını dile getirerek, swap hariç net rezervlerin 32,9 milyar dolara ulaştığını söyledi.
Para politikasındaki kararlı duruş, yurt içi talepteki dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerindeki düzelme ile aylık enflasyonun ana eğilimin düşmeye devam edeceğini anlatan Karahan, şunları söyledi:
"Para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesiyle, enflasyonun yılın kalanında da istikrarlı olarak gerileyeceğini öngörüyoruz. Finansal koşullardaki sıkılaşmayla beraber talep koşullarında görülen dengelenmenin önümüzdeki dönemde daha da belirginleşeceğini tahmin ediyoruz. Sıkı parasal duruşun sürdürülmesi ve hizmet enflasyonundaki katılığın zayıflamasıyla, enflasyonun ana eğiliminde gerileme 2025 yılında da devam edecek. Para ve maliye politikalarının eş güdümü de bu sürece katkı sağlayacak. Para politikasındaki sıkı duruşumuzu fiyat istikrarı sağlanana kadar kararlılıkla sürdüreceğiz."
"Dezenflasyon sürecinde ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz"
Karahan, para politikasında sıkılığı korumaya devam edeceklerini belirterek, "Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası araçlarımızı etkili şekilde kullanacağız." dedi. Karahan, fiyat istikrarının sürdürülebilir büyüme ve toplumsal refah artışı için ön koşul olduğunun altını çizdi.
Karahan, haziranda başlayan dezenflasyon sürecinde, enflasyonu belirledikleri ara hedeflerle uyumlu olacak şekilde düşürmek için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.