İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın ikinci duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Seçil Erzan, Kasım 2011'de Denizbank'ın Florya Şubesi'nde çalışmaya başladığını, Temmuz 2010 ile Kasım 2011 tarihleri arasında bir kişinin kendisine teslim ettiği 1 milyon lirayı kaybettiğini belirterek sözlerine başladı.
Florya Şubesi'nde işe başladığında kaybettiği parayı yerine koyması gerektiğini, Çorlu'da bulunan arsasında inşaat işiyle uğraşan Metin Taş isimli ustanın çalıştığı şubeye kredi çekmek amacıyla geldiğini, durumu ona anlattığını, Taş'ın da kendisine "faktoring" ile yardımcı olabileceğini söylediğini anlatan Erzan, şöyle devam etti:
"Sistem, 100 bin liralık çek karşılığında 70 bin lirayı Usta, 30 bin lirayı ise benim almamla devam etti. Maliyetini bana ödettiriyordu. 'Bana faktöring yap' demedim, öyle bir talebim olmadı. Birkaç kez yaptı, daha sonra kötü niyetli olduğunu anladım. Erkek kardeşim adına kredi çektim. Babaannemden kalma Florya'da ev vardı, onu sattım. Kredinin taksitlerini ödedim. O kredi kullandı, ben onun ödemelerini yaptım. Bu yöntemle sistem içerisinde ben zarar ettim. Florya Şubesi'nde çalıştığım sırada mağdur olduğum için tanıştığım Atilla Baltaş'tan yardım istedim. Zararımın bir kısmını kurtarabildim ancak ana parayı geri alamadım. Sonra 2013'e kadar herhangi bir sorun yaşamadım."
Söz konusu işlemlerin tamamının banka sistemi içerisinde olduğunu da savunan Erzan, 2013'te müştekilerden kuzeni Tanın Yılmaz'ın Yalova'da 200 bin liralık gayrimenkulünü satıp vadeli mevduata yatırdığını, sonra bu 200 bin lirayı eşine alarak tekrar verdiğini, eşinin parayı ticari faaliyetinde kullandığını ve sonra bu 200 bin liranın 93 bin avro olarak kuzeninin eşinin yurt dışındaki şirketinden kendi hesabına geldiğini dile getirdi.
"MASAK herkesin hesabını incelesin" talebi
Erzan, şu beyanda bulundu:
"Bu yasal bir şeydi. Bu parayı Tanın o dönemde biriktirmek istiyordu, ben de değerlendiriyordum. Sistem içerisinde halka arzlara giriliyordu. Tanın zaman zaman o hesaptan para çekiyordu. Parayı bana verirken, normal mevduatın çok üzerinde kazanırken seviniyordum. Eşi Merve Yılmaz, 93 bin avronun üstüne para çekip verdi. Annesi ve babasının da üzerine para çekip verdi. Merve’nin amacı hem kazanmak hem de para biriktirmekti. 200 bin lira KGF fonundan kredi kullandı, 100 bin lirasını babası aldı."
Sanık Erzan, "Tek amacının iyi bir banka müdürü olmaktı. İşim konusunda çok hırslıydım. Her şeyi işim olarak düşünüyordum." diyerek, MASAK'ın herkesin hesaplarını incelemesini ve bahsedilen dönemde kendisine verilen paralardan hangi müştekinin ne kadar aldığının ortaya çıkarılmasını talep etti.
"Herkes yer içer hesabı Seçil öder"
Erzan, "Herkes yer içer hesabı Seçil öder." ifadesini kullanarak, Semih Kaya'nın yüksek miktarda para kazanması nedeniyle menajeri Fırat Özdemir'in de kazanmasını istediğini, Özdemir'in kendisine teslim ettiği 700 bin doları 30 Kasım 2022'de 1.5 milyon dolar olarak geri aldığını, Kaya'nın yüksek miktar faiz alması nedeniyle borçlandığını iddia etti.
Mahkeme heyeti başkanının, "Sanki sadece Semih'e ödemişsin gibi anlatıyorsun, ya diğerleri?" sorusu üzerine Erzan, "Diğerlerini zaten ödemiştim." yanıtını verdi. "Kimler ne aldıysa, sizden yardım istiyorum; çıksın, bulunsun." ifadesini de kullanan Erzan, gözyaşı döktü.
"Banka müdürü olmasaydım bu insanlar bana para vermezdi"
Müşteki Emre Çolak'ın kendisine teslim ettiği paranın yüzde 80'ini Fırat Özdemir'in aldığını da öne süren Erzan, "Ben banka müdürü olmasaydım bu insanlar tabii ki bana para vermezdi. Seçil Erzan iyi bir bankacıydı, beni seviyorlardı, kiminin kardeşiydim kimilerinin iyi bankacısıydım. Nazlı da her şeye şahit. Lütfen her şeyi anlatsın, Ali de anlatsın. Emre Belözoğlu; çocuğun ne günahı var. Semih Kaya fazla fazla aldı." diye konuştu.
Duruşma sanık Erzan'ın savunmasının alınmasıyla devam ediyor.