Elvan, Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) 64. Genel Kurul Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, bankacılık sektörünün son 20 yıldır Türkiye’nin kalkınmasında ve büyümesinde kritik bir fonksiyon üstlendiğini belirtti.
Türkiye Bankalar Birliği’nin de yürüttüğü faaliyetlerle, sektörde verimliliğin artması, büyümenin ve derinleşmenin hız kazanması için dikkate değer adımlar attığını ifade eden Elvan, şunları kaydetti:
“Malumunuz güçlü bir makroekonomik yapının en temel sac ayaklarından birisi, istikrarlı, sağlam ve kapsayıcı bir finansal ekosistemdir. Hükümetimiz, bankacılık sektörünün sağlıklı çalışmasına her zaman çok büyük önem verdi. Sektör bugün, uluslararası rekabet gücüne sahip olmanın yanında, bölgenin en güçlü ve en gelişmiş sektörü konumunda. Bu performansta emeği geçen tüm sektör temsilcilerine ve Türkiye Bankalar Birliğine teşekkür etmek istiyorum. Bugünkü toplantının da sektörün geleceği açısından önemli fırsatlar sunacağını inanıyorum. Oldukça zorlu bir 2020 yılını geride bıraktık. Yaşam standartlarımızı, sosyal ilişkilerimizi ve ekonominin işleyişini derinden etkileyen bu sağlık krizi, küresel ekonominin yüzde 3 ve dünya ticaretinin ise yüzde 8’in üzerinde daralmasına sebep oldu. Salgınla mücadelede pek çok ülke eşi benzeri görülmemiş politikaları devreye soktu. Belki de liberal sistemin, küresel çapta bugüne kadarki en müdahaleci dönemine hep birlikte şahit olduk.”
Elvan, her ülkenin kendisi için en iyi olanı yaparken, başka ülkelere yönelik zararların göz ardı edildiğini aktararak, uluslararası alanda koordineli ve kapsayıcı bir yaklaşımın gösterilemediğini söyledi.
“Ekonomi yönetimi olarak, salgınla mücadele ediyor, yeni döneme en iyi şekilde hazırlanmaya çalışıyoruz”
Bakan Elvan, bu zorlu dönemde, küresel sinerjinin kaybolduğunu belirterek, 2021 yılının ilk dört aylık öncü göstergeleri, küresel ekonominin üretimde ve ticarette salgın öncesi seviyeleri geçtiğini gösterdiğini, ancak bu gidişata temkinli bir iyimserlikle yaklaşılması gerektiğini dile getirdi.
Toparlanmanın hızının bölgeler arasında farklılaşmış durumda olduğunu aktaran Elvan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şu an pek çok ülke, istihdam kayıpları, bütçe açıkları, borç stokları ve aşırı parasal genişlemenin beraberinde getirdiği sorunlarla mücadele ediyor. Emtia ve enerji fiyatları yükseliş eğiliminde, jeopolitik riskler artıyor. Küresel tedarik zincirleri yeniden şekilleniyor, bununla birlikte bazı sektörlerde arz kısıtlarının olduğunu görüyoruz. Önümüzdeki dönemin temel belirleyicileri, salgının seyri ve aşılamaya ilişkin gelişmeler olacak. Dolayısıyla içinde bulunduğumuz dönemde, hem salgını iyi yöneten hem de salgın sonrası sürece en iyi şekilde hazır olan ülkeler, rakiplerine üstünlük sağlayacaktır. İşte biz de ekonomi yönetimi olarak, bir taraftan tüm çabamızla salgınla mücadele ediyor, diğer taraftan da yeni döneme en iyi şekilde hazırlanmaya çalışıyoruz.”
Elvan, Türkiye’nin böylesine zorlu ve belirsizliği yüksek bir süreçte, başarılı bir yönetim gösterdiğini, salgının ilk anlarından itibaren hükümetin tüm imkanları seferber edip, toplum sağlığını önceleyen kararlar aldığını, sanayi ve işgücü piyasalarını ayakta tutmaya büyük bir özen gösterdiklerini anlatarak, “Salgının başından bugüne kadar Merkezi Yönetim Bütçesi'nden 79 milyar liralık bir harcama yaptık. Yıl sonunda bu tutarın 109 milyar liraya ulaşmasını öngörüyoruz.” ifadelerini kullandı.
“9,5 milyon vatandaşımıza 55 milyar liralık bir destek sağladık”
Hazine ve Maliye Bakanı Elvan, desteklerin sadece bütçe imkanlarıyla da sınırlı kalmadığını belirterek, işgücünü kaybetmemek adına İşsizlik Sigortası Fonu’nun devreye girdiğini kaydetti.
Kısa çalışma ödeneği, işsizlik ödeneği, nakdi ücret desteği ve normalleşme desteği mekanizmalarıyla 9,5 milyon vatandaşa 55 milyar liralık destek sağladıklarını ifade eden Elvan, “İşgücü piyasasına sunduğumuz bu desteklerin de katkısıyla, toplam istihdam 2020 yılı haziranına göre 1,5 milyon kişi artarak 28 milyona çıktı. Bu gelişmeyi müspet görmekle beraber, elbette yeterli bulmuyoruz.” dedi.
Reform programında yer aldığı gibi kadın ve genç istihdamı başta olmak üzere, işgücü piyasalarını canlandıracak adımları hızla hayata geçireceklerini belirten Elvan, merkezi yönetim bütçesi, işsizlik sigortası fonu ve sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı destek fonu bir bütün olarak düşünüldüğünde bugüne kadar bu üç kalemden toplam 136 milyar lira harcadıklarını, yıl sonuna kadar bu tutarın yaklaşık 183 milyar liraya, yani milli gelirin yüzde 3,2’sine ulaşmış olacağını söyledi.
Bakan Elvan, bu yıl bütçe açığı hedefini, yüzde 4,3’ten yüzde 3,5’e revize ettiklerini anımsatarak, şunları kaydetti:
“Çok hassas olduğumuz bir konu var, bunu da kamuoyuyla sizlerin huzurunda tekrar paylaşmak istiyorum. Salgın nedeniyle gerekli olabilecek her türlü harcamayı yapmakta kararlıyız. Odaklı, seçici ve geçici nitelikteki desteklerle vatandaşımızın yanında olacağız, kimsenin bundan en ufak bir şüphesi olmasın. Elbette bunu yaparken de orta vadeli bütçe hedeflerimizden sapmayacağız. Salgın döneminde kamu maliyesinin yanı sıra bankacılık sektörümüz de önemli sorumluluklar ve görevler üstlendi.
Kredi kanalları sürekli açık tutuldu, sektörel bazda özel paketler uygulandı. Yapılandırmalar yoluyla reel sektöre ve hane halklarına kolaylıklar sağlandı. Borç/teminat oranı iyileştirilip, esneklikler getirildi. Açıklanan kredi paketleriyle 315 milyar liralık, yani milli gelirin yüzde 6’sına ulaşan bir destek sağlandı. İşte bu bütüncül politikalar sayesinde, reel sektörde çarklar döndü ve 2020’yi pozitif büyümeyle kapattık. Ancak sorunlarımız yok mu? Elbette var. Şu an en temel önceliklerimiz, fiyat istikrarının sağlanması, cari açığın kontrol altında tutulması ve işgücü piyasalarının canlanmasıdır.”