Avrupa Birliği'nin (AB) Rusya'dan deniz yoluyla ham petrol ithalatına yönelik yaptırımları için geri sayım başlarken, yaptırımların yürürlüğe girmesiyle günlük 1,1 milyon varil Rus petrolünün küresel piyasalarda alıcı bulamayabileceği değerlendiriliyor.
Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başladığı şubat ayının hemen öncesinde Rusya'dan günlük ortalama 2,4 milyon varil ham petrol ve 1,4 milyon varil petrol ürünleri ithal eden AB, 3 Haziran'da Rusya'dan deniz yoluyla ham petrol ve petrol ürünleri ithalatını durdurma kararı aldı.
Rus petrolünün üçüncü ülkelere taşınmasına da kısıtlamalar getiren yaptırımlar, pazartesi günü Rusya'dan deniz yoluyla ham petrol ithalatının yasaklanmasıyla devreye girecek. AB, Rusya'dan petrol ürünü tedarikini ise 5 Şubat itibarıyla sonlandıracak.
Avrupa'nın içinde bulunduğu enerji krizini daha da derinleştireceği değerlendirilen yaptırım kararı kapsamında, Macaristan, Slovakya ve Çekya gibi denize kıyısı olmayan ve boru hattıyla alım yapan ülkelere geçici süreyle istisna uygulanacak. Bu ülkeler Rusya'dan Avrupa'ya petrol taşıyan Druzhba boru hattıyla petrol almaya devam edecek, ancak aldıkları petrolü diğer üye ülkelere veya üçüncü taraflara satamayacak.
Rafinerileri yalnızca Rus ham petrolünü alacak şekilde tasarlanan Bulgaristan, 2024'ün sonuna kadar Rusya'dan deniz yoluyla ham petrol ve petrol ürünleri ithal edebilecek. Hırvatistan ise rafinerilerin yakıt üretme süreçlerinde kullandığı bir yakıt türü olan vakum gazı (VGO) ithalatını 2023'ün sonuna kadar sürdürebilecek.
Almanya ve Polonya'nın tanınan muafiyete rağmen Druzhba petrol boru hattı üzerinden ithalatını gönüllü olarak durdurmasıyla, yaptırımların AB'nin Rusya'dan petrol ithalatını büyük oranda azaltacağı hesaplanıyor.
Söz konusu yaptırımlara ek olarak, AB ve G7 ülkelerinin deniz yoluyla taşınan Rus petrolüne varil başına 60 dolar tavan fiyat uygulamasının da aynı gün devreye girmesi bekleniyor.
Ayrıca, 2 ayda bir yeniden değerlendirecek tavan fiyata ilave olarak yeni bir fiyat sınırlama mekanizması kurulması da söz konusu olacak. Mekanizma, Rus petrolü için tavan fiyatın dünya piyasası fiyatlarının yüzde 5 altında tutulmasını sağlayacak.
AB yaptırımları, Rus petrolünü taşıyan gemilere nakliye, sigorta, reasürans ve aracılık hizmeti sunulmasını da yasaklıyor. Petrol taşımacılığı sektörüne bu hizmeti veren şirketlerin çoğunun yaptırımlara taraf Avrupa ülkelerinde veya İngiltere'de bulunduğu hesaba katıldığında, yaptırımlarla Rusya'nın petrol ticaretinde hareket alanının kısıtlanması hedefleniyor.
Tavan fiyat uygulaması ise Rus petrolünün belirlenen fiyattan daha düşük bir seviyede satılmadığı durumlarda, G7 ve AB ülkelerindeki sigorta şirketlerinin taşınan bu petrole söz konusu hizmetlerin sunulmasına engel oluyor.
Norveç merkezli bağımsız araştırma kuruluşu Rystad Energy'ye göre, Rus petrolüne yönelik yaptırımlar tam olarak uygulandığı takdirde, Ocak 2023 itibarıyla yalnızca günlük 600 bin varillik Rus petrolünün AB'ye ulaşacağı tahmin ediliyor.
"Tavan fiyat uygulaması gerçeklikten uzak bir halkla ilişkiler çabası"
Energy Intelligence Group Petrol Piyasaları Ekonomisti Julien Mathonniere, AA muhabirine, yaptırımların Rus petrol sektörüne ve ekonomisine 'zarar vereceği' konusunda şüphelerinin bulunduğunu söyledi.
Mathonniere, "Paradoks şu ki, yaptırımlar Avrupa'ya Rusya'dan daha çok zarar verebilir. Çünkü Avrupa'nın dizel bağımlılığı sorunu var. Bu dizel talebinin yüzde 25'ini ithal etmesi gerekiyor. Bunun yarısı da Rusya'dan geliyordu. Buna ek olarak, orta distilat açısından zengin Ural kaynaklı Rus ham petrolü, dizel üretmek için ideal ve bunun yerine koyacağınız başka bir ham petrol bu verime ulaşamaz." diye konuştu.
Rusya'nın gelirini ortadan kaldıracak gerçek bir çabanın ortaya konulmadığına dikkati çeken Mathonniere, "Bazı petrol yatırımcılarına göre, tavan fiyat uygulaması gerçeklikten uzak bir halkla ilişkiler çabası ve bunun yaratacağı tek etki de Rusya'nın ham petrolünü satmayı reddetmesi olabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Rus petrolüne alternatifler çeşitli endişeleri de beraberinde getiriyor
Mathonniere, Avrupa'nın Rus Ural petrolünden boşalan yeri çoktan doldurduğunu belirterek, "Yalnızca Lukoil'in İtalya'daki ISAB rafinerisi gibi Rusya'nın sahip olduğu Avrupa rafinerileri AB yasağından muaf veya AB dışında deniz yoluyla taşınan Ural petrolünü satın almaya devam ediyor." bilgisini paylaştı.
Avrupalı rafinerilerin deniz yoluyla tedarik edilen günlük yaklaşık 750 bin Rus Ural petrolünü ekimde Norveç, Irak ve ABD ile ikame ettiğini kaydeden Mathonniere, "Avrupa ülkelerinin Rusya’ya alternatif ham petrol tedarikçisi listesinde Norveç ilk sırayı alırken, onu Irak ve ABD takip ediyor. Kompleks rafineriler için ise diğer tedarikçilere geçiş beklenenden daha hızlı oldu." diye konuştu.
Mathonniere, diğer potansiyel tedarikçilere de değinerek, şu ifadeleri kullandı:
"Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, yeterli ham petrol kaynağına sahip diğer potansiyel tedarikçiler arasında yer alıyor. Ancak bu ülkeler, petrolü seçili alıcı ülkelere ve sadece uzun vadeli kontratlarla satıyor. Öte yandan, Norveç, Kuzey Irak, Brezilya ve Guyana, spot alım noktasında Avrupa’nın alternatif tedarikçi listesine girebilecek yerler arasında."
Rus Ural petrolünün Avrupa'nın elindeki en hızlı erişilebilir kaynak olduğuna ve nakliyeden 10-15 gün önce satın alınabilmesinden ötürü rafinerilere esneklik sağladığına dikkati çeken Mathonniere, "AB'nin ihtiyaç duyduğu ham petrolü sağlayabilecek piyasa, nakliye akışları açısından daha az verimli hale geldi. Ham petrolü tedarik etmek için artık çok daha uzak mesafelere gitmeniz gerekiyor." dedi.
Yaptırımlar, Rus ham petrol ticaret rotalarında kaymalara sebep olacak
Yaptırımların Rus petrol ticaretine etkisine de dikkati çeken Mathonniere, "Rusya AB üyesi olmayan alıcılara artık daha fazla petrol satmakta zorlanacak. Bu, günlük yaklaşık 7,5 milyon varil ham petrol ve petrol ürünü ihracatının bir kısmının 2023'te tehlikeye girebileceği anlamına geliyor. Energy Intelligence, AB ham petrol yasağının 5 Aralık'ta yürürlüğe girmesinden sonra, günlük 1,1 milyon varil Rus petrolünün küresel olarak alıcı bulamayacağını tahmin ediyor. Piyasa tahminleri de bu yönde." bilgisini paylaştı.
Mathonniere, şimdiye kadar yalnızca Çin, Hindistan ve Türkiye’nin indirimli Rus ham petrolü alımlarını büyük ölçüde artırdığını ve böylece Rusya'nın en büyük alıcıları haline geldiğini söyledi.
AB yaptırımlarının Rus ham petrol ticaret rotalarında kaymalara sebep olacağının da altını çizen Mathonniere, Türkiye, Hindistan ve Çin gibi alternatif alıcıların daha ne kadar Rus ham petrolü alabileceği konusunun belirsizliğini koruduğunu ifade etti.
Rusya'nın petrol satışını durdurması fiyatları yükseltebilir
Petrol ve doğal gaz şirketi Mazarine Enerji'nin Finanstan Sorumlu Üst Düzey Yöneticisi (CFO) Valery Konyushenko da yaptırım ve kısıtlamalar karşısında Rusya'nın muhtemel tepkisine ilişkin farklı senaryolara dikkat çekti.
Konyushenko, Rusya'nın daha önce açıkladığı gibi yaptırımlara taraf ülkelere petrol satışını tamamen kesebileceğinin altını çizerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Rusya'nın nasıl bir tepki vereceğini tahmin etmek zor. Ancak, eğer Rusya söz konusu ülkelere petrol sevkiyatını tamamen durdurursa üretimini de azalacaktır. Bu da piyasaya daha az petrol sürüleceği ve fiyatların yükseleceği anlamına geliyor. Rusya’nın bu ülkelere petrol sevkiyatına devam ettiği bir senaryoda piyasa dengede kalacaktır. Benim öngörülerime göre Rusya bu yaptırımlara boyun eğmektense üretimini azaltmayı tercih edecek."