Bilim insanlarından olası Marmara depremiyle ilgili art arda açıklamalar gelirken, Prof. Dr. Celal Şengör'ün beklenen büyük Marmara depremine ilişkin çarpıcı uyarılarda bulundu.
Independent Türkçe’ye konuşan Şengör, Marmara Denizi’nde 7.2 ile 7.6 büyüklüğünde deprem olabileceğini ifade etti.
Şengör, "Bizim beklediğimiz 7,2 ile 7,4 diyorlar ama 7,6 olabilir bu. Yani "7,2 ve 7,4 arası" denmesinin sebebi bu Silivri'den itibaren kırılmaya başlayıp İzmit'e doğru gelişebilir. Hemen arkasından Tekirdağ'a doğru giden kol da kırılabilir" uyarısında bulundu.
Prof. Dr. Şengör büyük depremin, hem İstanbul'u hem de Türkiye’nin önemli sanayi bölgelerinde yıkım yapacağını ve Türkiye’nin bağımsızlığını kaybedebileceğini ifade etti. Şengör'ün açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
* Bizim beklediğimiz 7,2 ile 7,4 diyorlar ama 7,6 olabilir bu. Yani "7,2 ve 7,4 arası" denmesinin sebebi bu Silivri'den itibaren kırılmaya başlayıp İzmit'e doğru gelişebilir. Hemen arkasından Tekirdağ'a doğru giden kol da kırılabilir. Çift deprem 1766'da böyle olmuştur. Fatih Camii yıkılmıştır. İstanbul'un epey zarar gördüğü biliniyor. 1509 depreminde büyük bir sunami var. "Sular surlara tırmandı" ifadesi var. Haliç'teki ince donanma tamamen tahrip olmuştur. Ne beklediğimizi tam bilmemiz mümkün değil ama büyük bir deprem olacağı kesin.
"Tekirdağ-İstanbul arasındaki bölüm tamamen gidecek"
* Bakın fay Marmara Denizi'nin neredeyse ortasından geçiyor. İstanbul'a yakın şimdi yeni bir fay daha bulundu. Çınarcık havzasının ortasından gidiyor. Şimdi bunların herhangi bir tanesinin kırılması tabii İstanbul'da büyük yıkım yapacak ama Tekirdağ'da da yapacak. Tekirdağ-İstanbul arasındaki bölüm tamamen gidecek. E, İstanbul'un doğusu gitmeyecek mi İzmit'e kadar? O da gidecek. E, sizin bir sürü sanayiniz var orada. Marmara'nın güneyi etkilenmeyecek mi? Şiddetle etkilenecek. Bir Bursa ovasını, Balıkesir ovasını düşünün. Değil mi? Bunların hepsi etkilenecek. İstanbul depremi, Türkiye'nin bağımsızlığını kaybetmesiyle neticelenebilir.
* Unutmayın, Sevr Antlaşmasının maddelerinden bir tanesi İstanbul'un Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti) ülkeleri tarafından ortak yönetilecek bir şehir olmasıydı. Bu hâlâ gündemde. Biz farkında değiliz ama bu hâlâ gündemde. İstanbul 1204'te yağmalandı Latinler tarafından. Bununla ilgili bir program yapan İngiliz tarihçi "İstanbul’dan çalınan kutsal emanetler Avrupa'ya dağıtıldı ancak ondan sonra Avrupa'nın kendine bir güveni geldi" dedi. Düşünebiliyor musunuz? Bir şehir bütün bir kıtaya dağıtılıyor ve deniyor ki; "İşte ondan sonra bu kıta bir kendine güven duymaya başladı." İşte bu kadar önemli bir yer, İstanbul. Türkiye'de İstanbul'un bu büyük öneminin farkında olan insanlar, büyük bir azınlık. Şu andaki AKP yönetimi bunun farkında değil. Hangi yüzyılda yaşıyorsunuz? Biyoloji biliminin içine dini karıştırırsanız, Ayasofya'ya "Kılıç hakkı" derseniz hangi devirde yaşıyorsunuz? Bu korkunç cehalet İstanbul'u mahkum edecektir. Ben doğduğumda İstanbul'un nüfusu 1 buçuk milyondu. Bugün 20 milyon ya, ben daha 68 yaşındayım. Bu şehir bunu kaldıramaz!