İstanbul Maden İhracatçıları Birliği'nin (İMİB) geçen ay gerçekleştirilen olağan seçimli genel kurulunda göreve gelen Rüstem Çetinkaya ve yönetim kadrosu, yeni döneme ilişkin planlarını, hedeflerini ve vizyonunu açıkladı. Madencilik sektörünün 2022'nin ilk dört ayında 2,2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdiğini söyleyen Çetinkaya, geçtiğimiz yıl toplamında 6,1 milyar dolar olan ihracatı bu yılın sonunda en az 7 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Madenciliğin Türkiye ekonomisi için öneminin özellikle pandemi döneminde aksayan tedarik süreçleri ile çok daha net bir şekilde ortaya çıktığının altını çizen Çetinkaya, sektörün kronikleşen sorunlarına kısa vadede kalıcı çözümler getirmek için çalışacaklarını belirtti.
Madencilik sektörünün en önemli problemlerinden birinin ruhsat güvencesi ve uzayan izin süreçleri olduğunu vurgulayan Çetinkaya, bu konuya özel önem verdiklerini kaydetti. İzin süreçlerinin ve ruhsatların takibi, kamu ile ilişkilerin yürütülmesi ve sorunların daha hızlı çözülmesi adına Ankara ofisini hayata geçireceklerini anlatan Çetinkaya, "Dışarıdan bakıldığında keyfekeder her yeri kazıyoruz, eşeliyoruz sanılıyor. Madencilerin önündeki bürokratik engelleri azaltmak için elimizden geleni yapacağız." dedi.
KİL KRİZİ KAPIDA
Göreve geldikten birkaç gün sonra Ukrayna'daki savaş nedeniyle oluşan kil arzı krizinin önlerine geldiğini belirten Çetinkaya, "Yönetim kurulumuzla birlikte hiç vakit kaybetmeden sorunu yerinde tespit etmek istedik. İstanbul'un Şile ilçesindeki kil ocaklarını ziyaret edip burada ülke ekonomimize ve sektör ihracatımıza nasıl katkı sağlayabileceğimize baktık. Şile’deki kil gerçekten çok özel, nitelikli kil Türkiye’de sadece Şile’den çıkıyor. Şu anda dünyadan ciddi bir talep oluştu fakat seramikçilerin ham madde güvenliğimiz tehlikeye girer endişesiyle ihracat kayda alındı. Şile'de ciddi bir kil rezervi var fakat Orman Bakanlığı’nın ilan ettiği bir kısıtlı alan var. Üreticiler 30 hektar yeni alan için izinlere başvurdu, bunların hepsi reddedildi. Burada hem kil ihracatı yapamamış oluyoruz hem de seramik üreticilerimizin ham madde kaynağıyla sorun yaşamasına sebep oluyoruz." dedi.
KONTEYNER HASARLARINA SİGORTA ÇÖZÜMÜ
Sektör için önemli olan bir diğer konunun da konteyner hasarları olduğuna işaret eden Çetinkaya, mermer blok yüklemelerinde ihracatçıların fahiş hasar bedelleri talep edilerek ciddi bir şekilde mağdur edildiğini ve bu sorunu tamamlayıcı sigorta ile çözeceklerini belirtti. Çetinkaya, şunları söyledi: "Örneğin 30 konteyner malınız var, bunun 2-3 tanesinde hasar olduğu söyleniyor. Burada iki şey yapıyorlar; birincisi 30 konteyneri birden gemiden indiriyorlar. Zaten konteyner bulamıyorsunuz, bir de siz hasarlı olanı çıkart dediğinizde karşı taraf ben hepsini iptal ediyorum diyor. Bununla ilgili ardiye, indirme bindirme masrafını ihracatçıya yüklüyorlar. İkincisi, hasar olduğu söylenen konteynerler için konteynerin satın alma bedelinden bile yüksek hasar bedelleri talep ediyorlar. Üyelerimiz arasında konteyner tamiri için 250 bin dolara kadar talep edilen rakamlar var. Burada sorumluluk alıcıya ait bile olsa uygulamada tamamıyla bize yüklüyorlar. Gerçekten zor bir süreç var ve bunun hukuki mücadelesi yapılacak. Ancak daha hızlı bir çözüm bulmak adına öncelikle sigorta sistemini hayata geçirip ihracatçıları rahatlatacağız ve diğer yandan da hukuki takiplerini yapacağız."
"MADEN ÜZERİNDEKİ ALGIYI DEĞİŞTİRECEĞİZ"
Maden sektörünün olumsuz algı çalışmaları nedeniyle sürekli sanık sandalyesinde oturduğunu ve bir diğer önemli hedeflerinin de bu algıyı gerçekler ışığında kırmak olduğunu söyleyen Çetinkaya, "Gündelik hayatımızda kullandığımız ürünlerin ham maddeleri madenlerden çıkıyor. Madenler olmadan dünyada üretimden bahsedilemez. Sektörümüzde yatırım, üretim ve ihracat potansiyeli bize göre mevcut rakamların iki katı. Bu potansiyeli olumsuz algılarla sekteye uğratmak yerine ülkemize fayda sağlayacak bir enstrüman haline getirmeliyiz." dedi.