Koronavirüste vakaların arttığı ve azaldığı iller hangileri?

27 Ekim 2022 | 15:52
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün Sağlık Bakanlığı Bilkent Yerleşkesi'nde, Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı sonrasında düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Peki, koronavirüste hangi illerde vakalar arttı, hangi illerde vakalar azaldı?

HANGİ İLLERDE VAKALAR ARTTI?


1 Mart'tan bu yana Türkiye'deki toplam vaka sayısının 199 bin 906 olduğunu belirten Koca, vakaların yüzde 53,74'ünün tüm şehirlerle irtibat halinde olan İstanbul'da tespit edildiğini aktardı.

Son 1 hafta içinde İstanbul'daki vakaların tüm vakalara oranının yüzde 51,16 olduğunu kaydeden Koca, şu bilgileri paylaştı: "Son iki hafta içinde 5 ilimizin günlük vaka sayılarında dikkat çekici düzeyde artış olmuştur. Bu iller Ankara, Gaziantep, Bursa, Konya ve Diyarbakır'dır.

HANGİ İLLERDE VAKALAR AZALDI?


Peki, hangi illerde vakalar azalıyor. Bakan Fahrettin Koca, bu konuda şu bilgileri paylaştı: Salgın boyunca nüfusa kıyasla toplam vaka sayılarının en düşük olduğu 5 il ise şunlardır, Gümüşhane, Tunceli, Kars, Burdur ve Bartın.

Vaka sayısında istikrarlı şekilde azalma gösteren, tedbirleri uygulama başarısı ile örnek olan 5 ilimizi de anmak istiyorum diyen Bakan Koca bu illeri de şöyle sıraladı:

  • Tekirdağ

  • Balıkesir

  • Samsun

  • Kırşehir

  • Düzce


Bakan Koca şu bilgileri paylaştı: Tekirdağ 2 hafta içinde günlük ortalama vaka sayısını yüzde 31,35, Balıkesir yüzde 21,72, Samsun yüzde 20,42, Kırşehir yüzde 20,27, Düzce yüzde 19,91 oranında azaltmıştır. Gümüşhane'de ise 2 haftadır hiç vaka görülmemiştir. Verdiğim bilgileri tüm şehirlerimizi kapsayacak şekilde diğer bazı kriterleri de içeren ayrıntılarıyla yarından itibaren Bakanlığımızın web sitesinde bulabilirsiniz."

HASTALIĞIN GÜNDEMDEN DÜŞMESİ MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR


Bakan Fahrettin Koca'nın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

"Hastalığın gündemden düşmesi mevcut şartlarda mümkün görünmüyor. Hastalığın bütün hayatı yönetmesi de aynı şekilde insanlığın kabul edebileceği bir sonuç değil. Bütün dünya için makul ve ortak çözüm yolu günlük hayatı önlemlerle bir düzene kavuşturmaktır. Zaman kazanmak için kısıtlarla elde edilen sonuçlar bir mücadele üstünlüğü sağlamamıştır. Aslolan ise artık hayatın içinde elde edilecek sonuçtur. Başarının yeni kıstası budur." değerlendirmesinde bulundu.

Koca, "Tedavi başarımız yüzde 2,57'ye kadar düşen ölüm oranımız, büyüklerimizi ve ilave kronik hastalığı olanları riskten korumamız, tedbirlere uyum kabiliyeti, dünyanın takdir nedenlerinden bazılarıdır." ifadesini kullandı.

Dünyaya örnek olan başarının kaldığı yerden sürdürülmesi gerektiğini belirten Koca, "Yeni vaka sayılarımızda binin altına inme başarısından sonra yakın günlerdeki artışlarla bazı tedirginlikler yaşamaya başladık. Bu artışların dünyadaki gelişmelerle tam olarak paralel ve dramatik olmadığını bilmeliyiz. Vaka sayılarındaki artışlar kolaylıkla kontrol altına alınabilecek artışlardır. Birazcık çabayla uyulması çoğu kere kolay olan tedbirlerdir. Yapmamız gereken gündelik hayatımızda tedbire uygun seçenekleri aramaktır. Salgınla mücadele bizlerden imkansız olanı istemiyor. Virüs gerçeğini dikkate alarak hayatımıza elden geldiğince bir düzen vermemizi gerektiriyor." ifadesini kullandı.

YANLIŞ BİLİNEN NOKTALAR VAR


Virüsler ve tedbirler konusunda yanlış bilinen bazı noktalar bulunduğunu dile getiren Koca, "virüsün yayılma hızının azaldığı" düşüncesinin yanıltıcı, "virüsün hasta etme gücünün zayıfladığı" yönündeki düşüncenin bilimsel dayanaktan yoksun olduğunu vurguladı.

MASKE NASIL KULLANILMALI?


Maske mecburiyeti getirilen il sayısının 60'ın üzerinde olduğunu anımsatan Koca, uygulamanın düşünce olarak büyük destek bulduğunu, uyumunsa aynı düzeyde olmadığına değindi. Maskenin gerekli her durumda kullanılmadığına işaret eden Koca, maske kullananların bir kısmının ise kullanım koşullarında dikkatli olmadığının görüldüğünü bildirdi.

Maskelerin kullanım sürelerinin sınırlı olduğunu, günlük maskelerin ertesi gün koruyuculuk özelliklerini kaybettiğini ve tekrar kullanılmaması gerektiğini anlatan Koca, "Pek çok durumda ise tedbirlerden biri yeterli sayılmaktadır. Maskemizi takarak kazandığımız üstünlüğü mesafeden ödün vererek kaybetmemeliyiz." dedi.

POZİTİF VAKALARIN YAŞ ORTALAMASINDA DÜŞÜŞ VAR


Koca, son bir ayda Kovid-19 testi pozitif çıkan vakaların yaş ortalamasında düşüş eğiliminin göze çarptığına dikkati çekerek, en fazla vakanın 25-45 yaş arasında göründüğünü bildirdi. "Hareketlilik arttıkça daha fazla gencimizin taşıyıcı olduğu anlaşılıyor. Hastalığı hafif atlatmak bahane olamaz, virüsü bu yolla bir başka yakınına, annesine, babasına taşınmış oluyor." diyen Bakan Koca, şunları kaydetti:

ENTÜBE HASTALARIN YAŞ ORTALAMASI YÜKSELİYOR


"Büyüklerimizi, dün evde izole ederek korumayı başarmıştık. Sabırla, sebatla kurallara uyarak bize destek oldular ancak bugün dünden daha fazla risk altındalar. Salgın boyunca vefat edenlerde 60 yaş üzeri ve en az bir alt hastalığı olanların oranı yüzde 72'ye yakındır. Son günlerde yoğun bakım hastalarımızın sayısındaki artışla birlikte entübe hastaların yaş ortalaması daha da yükselmektedir. Entübe hastalarımızda bir önceki ay 65,2 olan yaş ortalaması, bu ay sonunda 67,4'e yükseldi.

VEFAT EDEN VATANDAŞLARIN YAŞ ORTALAMASI


Salgının 29 Mayıs-29 Haziran arasındaki seyrine ilişkin tabloları da paylaşan Bakan Koca, bu tabloda vefat eden vatandaşların yaş ortalamasının 74, entübe vatandaşların yaş ortalamasının 67,4, yoğun bakımda yatan hastaların yaş ortalamasının 64,9, hastanede yatan vatandaşların yaş ortalamasının 47,5, evde takip edilenlerin yaş ortalamasının 37,4, iyileşen hastaların yaş ortalamasının ise 36 olduğunu dile getirdi.

Koca, bu rakamların yaş arttıkça daha dikkatli olunması gerektiğini gösterdiğini belirterek, bir aylık süreçte zatürre gelişen vatandaşların yaş ortalaması başlarda 36 iken giderek arttığını, ortalama 52,9'a kadar çıktığını hatırlattı.

AĞIRLIKLI OLARAK ERKEKLERDE ETKİLİ


Salgının ağırlıklı erkeklerde etkili olduğuna dikkati çeken Fahrettin Koca, uzun süre kontrol altına alınan 20 yaş altı ve 65 yaş üstü vatandaşlarda hastalığın şu an daha az görüldüğünü ifade etti.

Virüs enfeksiyonunun erkeklerde ve ileri yaşlarda daha ölümcül olduğuna değinen Koca, hastalığa yakalanma riski yüksek olan 20-60 yaş arası grubun iyileşme oranının da yüksek olduğu bilgisini verdi.

BU İLAÇ İYİ BİLDİĞİMİZ BİR İLAÇ


"Almanya'nın Türkiye'ye yönelik seyahat kısıtlamasının Kovid-19 tedavisinde kullanılan ilaç sebebiyle olduğuna dair iddialar var. Bu ne kadar gerçeği yansıtıyor? sorusu üzerine Türkiye'nin tedavideki başarısını dünyanın da bildiğini vurgulayan Koca, Kovid-19 tedavisinde belirlenen rehber çerçevesinde Türkiye'deki tüm hekimlerin hastalara uyguladığı hidroksiklorokin ilacının dünyadakinden daha farklı uygulandığını anlattı.

İlacın dünyada daha çok geç dönemde, yoğun bakımda, solunum sıkıntısı olan hastalara uygulandığını aktaran Fahrettin Koca, "Bu ilaç çok iyi bildiğimiz, 15 yıldan daha fazla zaman diliminde hem romatizmal, hem sıtma gibi durumlarda kullandığımız, yan etkilerini bildiğimiz bir ilaç. Bu ilacın erken dönemde kullanılmasının faydalı olduğunu söylüyoruz. Ne kadar erken dönemde başlanırsa virüsün hücreye girişini engellediğini düşündüğümüz, ne kadar erken dönemde kullanılırsa sonucun o kadar fazla olacağını, geç dönemde kullanılmasının bir faydası olmadığını zaten bildiğimiz için erken dönemde uyguladık." diye konuştu.

Koca, "İlacı yoğun kullandığımız kendi vaka serimizde de sonuçları çıktı. Önümüzdeki günler biraz bu konudaki yayınla ilgili de toparlandıktan sonra gönderilmiş olacak, yayınlanmak üzere. Kendi vakalarımızın bu anlamdaki sonuçlarından da elde ettiğimiz sonuç, bu ilacın erken dönemde faydalı olduğu." bilgisini paylaştı.

SUNUMDAN SONRA KAYGININ ORTADAN KALACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM


Almanya'nın ise ilacın zorunlu olarak her hastaya uygulanmamasını önemsediğini, erken dönemde hastalarda özellikle kalp üzerine yan etkilerin olabilme ihtimali kaygısını taşıdığını belirten Bakan Koca, Türkiye'de hastaların eğer zaten kardiyak bir sorunu varsa bu ilacın kullanılmadığını, gerektiğinde de EKG ile takibinin yapıldığını dile getirdi.

Fahrettin Koca, şöyle devam etti:

"Bizim hastanın izni dışında bir tedaviyi uygulamak gibi bir zorunluluğumuz yok. Hatta daha ötesi Almanya bu anlamda kendi tedavi protokolleriyle ilgili bize Türkiye'ye gelen Alman vatandaşlarına uygulanmasını talep ederse, ona da açık olacağımızı çok rahat söyleyebilirim. Dolayısıyla bu anlamda bir sorun olmadığını ve yarın bu anlamda bilimsel olarak giden bakan arkadaşımızın da bir sunumu olacak. Bu sunumdan sonra kaygının ortadan kalkacağını düşünüyorum."

OKULLAR AÇILACAK MI?


Koca, okulların açılmasıyla ilgili kaygıların bulunup bulunmadığına ilişkin soruya da "Okulların açılmasına daha zamanımız var. Bilim Kurulunda bu konu bugün için gündeme gelmemiş oldu. Bunu salgının seyri belirler. Önümüzdeki haftalar salgının seyrine göre okulların açılmasına yakın dönemde Bilim Kurulunda salgının, rakamların seyrine göre bu tartışılır. Alınması gereken öneri anlamında bir yaklaşım olursa zaten bunu da paylaşırız." yanıtını verdi.

Okulların her ihtimale karşı önümüzdeki dönemde dijital ortamda eğitimi yapmak noktasında hazırlık içinde olduklarına değinen Fahrettin Koca, "Bu sadece salgına yönelik değil genel anlamda söylüyorum." ifadesini kullandı.

Koca, şu an bu konuyla ilgili herhangi bir gündemin olmadığını vurguladı.

65 YAŞ ÜSTÜ İÇİN KISITLAMA KARARI DEĞİŞECEK Mİ?


Sağlık Bakanı Koca, 65 yaş üstü vatandaşların 10.00-20-00 saatleri arasındaki sokağa çıkma serbestisinin değişip değişmeyeceğine yönelik soruya karşılık, "Bununla ilgili herhangi bir gündem olmadı ama şunu söyleyebilirim; Büyüklerimizle ilgili özellikle bu kısıtlamanın devam etmesi gerektiğini Bilim Kurulu öneri olarak söylüyor. Çünkü özellikle vefat edenlerin, yoğun bakım ve entübe olan hasta sayımızın yaş ortalamasının giderek arttığını görüyoruz." açıklamasında bulundu.

Gençlerin bu virüsü kolay ve hatta belirtisiz taşıdığını ve bunun yaşlılar açısından daha büyük risk oluşturduğuna işaret eden Koca, bu nedenle de kısıtlamanın devamından yana olduklarını bildirdi.

ÇİN'DEKİ YENİ VİRÜS


Çin'de domuzlarda tespit edilen ve pandemi potansiyeli taşıyan yeni bir virüs olduğu iddiaları hatırlatılarak, bu konuda bir çalışmaları olup olmadığının sorulması üzerine ise Koca, "Çin'de domuz giribi soyundan olduğu bilinen, GH1N1 olarak adlandırılan insana bulaşma potansiyeli olduğu söylenen bir virüsten bahsediliyor. Bu virüsün insandan insana geçtiğiyle ilgili şu an bir bilgi yok ama mutasyonla insandan insana geçme potansiyelinin olduğu biliniyor." diye konuştu.

Konuya ilişkin bilim insanlarının ve Bilim Kurulu'nun yer yer Çin'le bilgi alışverişinde de bulunduğunu, yakın takip içinde olduklarını söyleyen Koca, "Farklı bir durum söz konusu olursa bunu da açıklamış oluruz. Yani özetle domuz gribi H1N1 dediğimiz soyundan olan, GH1N1 olarak adlandırılan insana bulaştığı ortaya konan ama insandan insana bulaştığı daha bilinmeyen ama insandan insana bulaşma potansiyeli olan mutasyonla bunun olabileceği düşünülen bir virüsten bahsediyoruz. Bununla ilgili gelişmeleri yakın takip ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

CİZRE'Yİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUM


Cizre'de vakaların kontrolden çıktığı ve hastanelerin yetersiz duruma düştüğü iddiaları hatırlatılan Bakan Koca, "Şunu çok rahat söyleyebilirim Cizre özelinde ben şahsen çok yakın takip içindeyim. İstismar edilmeye açık olduğunu düşünerek, özellikle bu anlamda bir sorunun olup olmadığı noktasında yakın takipteyim." ifadesini kullandı.

Bakan Koca, şöyle devam etti:

"Cizre ve Şırnak özelinde vaka sayılarımızın arttığını, komşu ülke nedeniyle Hakkari dahil olmak üzere biraz daha ortalamanın üzerinde bir artış olduğunu, sağlık kuruluşlarımızın da bu anlamda eksikliklerini tamamlama noktasında bir gayret içinde olduğumuzu ve şu an için sağlık kuruluşlarımızda bu ihtiyacı karşılamayacak durumda olmadığını, bunun için alınması gereken bütün tedbirleri aldığımız ve yakın takipte olduğumuzu, bahsedilen şekli ile bir sorun olmadığını söyleyebilirim. Özellikle de daha yakın birlikteliklerin, sosyal kültürel etkinliklerin, cenaze, nişan ve benzeri etkinliklerle bunun daha da arttığını görüyoruz. Sahada filyasyon çalışmasını da temaslı çalışmasını da yoğun bir şekilde yapıyoruz ve anlatmaya gayret ediyoruz. Yani endişe edildiği gibi bir durumun olmadığını söylemek istiyorum."
Etiketler
Koronavirüs