KOBİ’lerde döviz kuru riski ve yönetmenin yolları: 9 öneri

27 Ekim 2022 | 23:51
Prof. Dr. Volkan Demir Galatasaray Üniversitesi İİBF, İşletme Bölümü ve Kurumsal Yönetim, Denetim ve Uyum Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (GSUKUYDEM) vdemir@gsu.edu.tr

Son zamanlarda ekonominin kur penceresi oldukça hareketli gelişmelere sahne olmaktadır. Pandemi ile birlikte değişen ekonomik konjonktür, bölgemizde artagelen jeopolitik riskler ve siyasi belirsizlikler, bütün dikkatleri uzunca bir süredir bu pencerede odaklayan ekstra etkenler olarak karşımıza çıkmaktadır.

KOBİ Girişim Aralık 2021 tarihli sayıdan

Bu gelişmeler, her ne kadar bütün paydaşları dolaylı olarak etkiler nitelikte olsa da, döviz ile işlem yapan işletmeleri doğrudan etkilemek suretiyle reel ekonomide varlığını hissettirmektedir.

Her ne kadar kur riski, hem aşağı hem de yukarı yönlü değişimleri ifade etse de yazımızın devamında, güncel kur artışları göz önünde tutularak, kur artışı perspektifinden kur riski yönetimi anlatılacaktır.

KUR ARTIŞINDAN KİM/NASIL ETKİLENİR?


Yabancı paraların TL'ye karşı değer kazanması (yani kur artışı) ilk etapta ihracatçılar lehinde bir ortam sunuyor gözükse de bu ortamın sürdürülebilirliği perspektifinden çekinceleri de beraberinde getirmektedir. Zira ülkemiz gibi üretimde dış girdi bağımlılığının yüksek olduğu pazarlarda öngörülemeyen kur artışları, maliyet kontrolünü zorlaştırarak ihracatçılara sunulan lehte ortamı zedeleyebilmektedir.

Özellikle petrol ve doğalgaz gibi fiyatı uluslararası piyasalarda yabancı paralar cinsinden belirlenen enerji maliyetlerine ek olarak ithal hammadde ve diğer girdilerin fiyatlarındaki belirsizlik, orta ve uzun vadede ihracatçılar başta olmak üzere bütün ekonomik paydaşlar üzerinde olumsuz bir etki bırakacaktır.

Uluslararası ticarette fiyat rekabetinin had safhada olduğu gerçeğinden hareketle, satış fiyatlarını değiştirebilme gücü çok fazla bulunmayan ihracatçıların kârları, artan üretim maliyetleri nedeniyle bir şekilde aşınarak bu işletmeler için olumsuz bir tablo oluşmasına sebebiyet verecektir.

Diğer taraftan kur artışı, ithalatçılar için de olumsuz bir ortam doğurmaktadır. Zira yurtdışından mal veya hizmet getiren bu işletmeler, getirdiklerini yurtiçinde satmaktadır. Burada bu ürünlerin satın alıcısı perspektifinden bakmak daha doğru çıkarımlara işaret etmektedir.

Kur artışları, ithal ürünlerin yurtiçindeki satış fiyatlarını artıracak ve gelirleri kur artışı ile benzer oranlarda artmayan hanehalklarının tüketim davranışlarında negatif bir etki ile reel ekonomide vücut bulacaktır. Diğer bir deyişle, alım gücü düşen kişiler, ithal ürünleri almakta zorlanacakları için ithalatçı işletmelerde reel olarak bir ciro daralması yaşanması muhtemeldir.

Bu daralmayı yaşamak istemeyen ithalatçı işletmeler, kur artışlarını satış fiyatlarına benzer oranlarda yansıtmayı istemediklerinde ise kar aşınması gerçeği ile karşı karşıya kalacaktır. Dahası, kur artışları, bu işletmeler için yeniden sipariş verilmesinde (yani stokların yenilenmesi) noktasında da olumsuz bir tablo oluşmasına sebebiyet verecektir.

TÜREV FİNANSAL ENSTRÜMANLAR KORUNMAK İÇİN TEK ÇÖZÜM MÜ?


Kur artışı, yalnızca türev finansal enstrümanlarla yönetilmemeli ve işletme üst yönetimi düzeyinde alınacak aksiyonlarla elimine edilmelidir.

Örneğin, bir yabancı para ile oyuncak ithal eden ithalatçı bir işletme, sektörün doğası veya müşteri ile olan ticari ilişkisi gereği, bir müşterisine TL cinsinden vadeli bir çek (ya da benzeri kıymetli evrak) ile satış yapıyorsa, hem kur riskine hem de paranın zaman değeri riskine maruz kalıyor demektir.

Bu riskler, bu tip kıymetli evrakların TL cinsinden ödemeler için ciro edilmesi ile elimine edilebilir. Eğer bu tarz bir çözüm üretilemiyorsa, bu tip kıymetli evrakların kırdırılarak (iskonto ettirilerek) ya da bu evraklar karşılığı teminatlı kredi kullanılarak nakde çevrilmesi ve elde edilen nakit ivedilikle yabancı paraya çevrilerek yabancı para cinsinden yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerekir.

Böylelikle işletmeler, kur artışına karşı türev finansal enstrümanlara ek olarak yönetsel düzeyde bir refleks geliştirerek bu süreci sürdürülebilir bir şekilde yönetebilir. Bu örnek, işletmeler için kur artışına yönetim düzeyinde alınabilecek alışılagelen aksiyonlar haricindeki bir tedbiri göstermesi açısından oldukça önemlidir.

KUR ARTIŞINDAN NASIL KORUNULUR?


Kur riski bir finansal risk türü olup, türev finansal enstrümanlar kullanılarak bu risk elimine edilebilir. Uygulamadaki ismi ‘hedge yapmak’ olan bu korunma yönteminde, işletme için zarara sebebiyet verecek senaryo dahilinde riski yaratan unsurun tam tersi bir pozisyon alınarak korunma sağlanmış olur.

Bu pozisyonu almamızı sağlayan ürünler olan türev finansal enstrümanlar, çeşitli emtialar, döviz kurları, faiz oranları, hisse senetleri, endeksler, enerji ve tarımsal ürünler gibi başka finansal varlıklardan veya finansal göstergelerde türetilmektedir. Türetilme gamındaki çeşitlilikten ötürü türev finansal ürünler, işletmemiz için zarara sebebiyet veren senaryonun tam tersi pozisyon alabilmemize olanak sağlayabilir.

TÜREV FİNANSAL ENSTRÜMAN ÇEŞİTLERİ


Her ne kadar çok sayıda çeşidi bulunsa da türev finansal enstrümanlar aşağıda sunulan dört ana başlık altında özetlenebilir:

  • Vadeli İşlem Sözleşmeleri (Forward Contracts): Bir işletme vadeli işlem sözleşmesi satın aldığında, bir varlığın bugünden belirlenen bir fiyat üzerinden belli bir tarihte ve belli bir yerde kendisine teslimini sağlayan anlaşmayı imzalamış olur. İşletme, teslim zamanında, sözleşmede yazan fiyatı ödeyerek varlığı teslim alır. İşletmenin teslim zamanındaki karı ya da zararı, varlığın piyasa değeri ve sözleşme fiyatı arasındaki farktır. Bu sözleşmenin karşı tarafı, sözleşmeyi satan işletmedir.

  • Organize Vadeli İşlem Sözleşmeleri (Futures Contracts): Organize vadeli işlem sözleşmesi, vadeli işlem sözleşmesi ile benzer özellikler taşımaktadır. Ancak, bu sözleşmeler organize piyasalarda (borsalarda) alınıp satılmakta olup, belirli standartlarda (vade ve değer) ihraç edilmektedir. Bu sözleşmelerde fiyat değişimleri günlük olarak aracı kurumlar tarafından takip edilerek teminat güvencesinin korunması esastır. Ayrıca bu sözleşmelerin kayda değer bir kısmı, vade tarihinden önce ters pozisyon alınmak suretiyle sonlandırılır.

  • Seçimlik Hak Sağlayan Sözleşmeler (Options Contracts): Opsiyon sözleşmeleri, sözleşmeyi satın alan tarafa sözleşmeyi kullanma veya cayma hakkı veren ve sözleşmeyi satan tarafa yükümlülük veren sözleşmelerdir. Satın alan taraf, pozisyonunun karda veya zararda olmasına göre kullanma veya cayma hakkını kullanabilir. Satın alan tarafın hakkını kullanmak için satan tarafa ödediği prime opsiyon primi denir.

  • Vadeli Takas Sözleşmeleri (Swap Contracts): Vadeli takas sözleşmeleri; tarafların genellikle faizi ya da döviz cinsini değiştirmek suretiyle yaptıkları takas sözleşmesidir. Bu sözleşmelerde, sözleşmenin tipine göre bütün nakit akımları değiştirilebilir veya mahsuplaşma sonunda kalan kar/zarar değişimi gerçekleşebilir.


TÜREV FİNANSAL ENSTRÜMANLARIN ALIM-SATIM SEBEPLERİ


Türev finansal enstrümanlar, kar (al-sat kazancı) güdüsü veya finansal riskten korunma güdüsü ile alınıp satılmaktadır. İlk güdü ile işlem yapılması işletme yönetiminin beklentileri dahilindedir. Ancak, ikinci güdü, işletme gerçekleriyle uyumlu bir şekilde alınması gereken pozisyon dahilinde gerçekleştirilmelidir.

Örneğin, hiç yabancı paralı cirosu ve/ veya yabancı paralı borcu olmayan bir işletme için türev finansal piyasalarda girilecek yabancı para cinsinden bir işlem, risk eliminasyonu işlevi göremez. Bu işlem, ilk güdü ile yapılan işlemlere örnektir.

Diğer taraftan, cirosunun büyük bir bölümü yabancı para cinsinden olan bir işletmenin, kur düşüşüne karşı türev finansal piyasalarda yabancı para cinsinden bir pozisyon açması, risk eliminasyonu işlevi görür ve ikinci güdü ile yapılan işlemlere örnektir.

KOBİ’lerin türev finansal enstrümanları finansal riskten korunma amacıyla kullanmaları daha yerinde olacaktır.

KOBİ’LER İÇİN ÖNERİLER



  1. KOBİ’ler türev ürünler ile ilgili işlemler yaparken mutlaka bir finansal danışmandan bilgi almalıdır.

  2. KOBİ’lerin bütçe yapmaları ve nakit akışlarını (en azından 12 aylık) tahmin etmeleri gerekmektedir.

  3. Yapılacak işlemlerin türü ve vadesi iyi belirlenmelidir.

  4. Teminatlandırma yapılırken dikkat edilmelidir.

  5. Sabit türev finansal enstrümanlar yerine (örneğin forward ve opsiyonu içinde barındıran) bazı ürünler kullanılabilir.

  6. Teklif alınan finansal kuruluş sayısı çoğaltılmalıdır. İşlemlerin birçoğu (back to back) yurtdışındaki bir finansal kuruluş ile yapıldığı için fiyatlar karşılaştırılıp uygun fiyat alınabilir.

  7. Türev finansal enstrümanlardan zarar kaydedilse dahi bu zarar iyi yönetildiğinde ötelenebilmektedir.

  8. Türev finansal enstrüman alıp satarken spot piyasadaki fiyat mutlak surette göz önünde tutulmalıdır. Zira gelecekteki fiyat bugünkü spot fiyat üzerinden hesaplanır.

  9. Büyüyen KOBİ’ler yönetim kurullarını finansal risk farkındalığı perspektifinden çeşitlendirip güçlendirmelidir.

Etiketler
Manşet