ENDER İNELLİ / EY KIDEMLİ MÜDÜRÜ
ender.inelli@tr.ey.com
www.vergidegundem.com
Vergi Usul Kanunu'nun imha edilmesi gereken emtianın değerlemesine yönelik düzenlemelerinde, 7103 sayılı Kanun ile önemli değişiklikler yapıldı. Yapılan düzenlemeyle gıda veya ilaç gibi bozulma, çürüme veya son kullanma tarihinin geçmesi gibi nedenlerle imha edilmesi gereken emtianın emsal bedelinin, takdir komisyonu kararı olmaksızın mükelleflerce belirlenmesine imkân sağlanıyor.
Bir diğer deyişle, şartların sağlanması durumunda; mükellefler, imha edilen mallarının bedelini, takdir komisyonu kararına ihtiyaç duymaksızın gider olarak dikkate alabilecekler.
Bu haftaki yazımızı, hem mükellefler hem de idare açısından çok büyük kolaylıklar sağlayacağı aşikar olan ve de uzun yıllardır süregelen sorunların çözümüne önemli katkı sunması beklenen bu değişikliğe/yeniliğe ayırmak istedik.
ENVANTER ÇIKARMAK
Gerek gelir vergisi gerekse kurumlar vergisi mükelleflerinin Vergi Usul Kanunu düzenlemelerine uygun olarak envanter çıkarmaları zorunlu. Yasada envanter çıkarmak; "Bilanço günündeki mevcutları, alacakları ve borçları saymak, ölçmek, tartmak ve değerlemek suretiyle kesin bir şekilde müfredatlı olarak tespit etmektir" şeklinde tanımlanmış.
İşletmeler dönem sonu itibariyle envanter çıkarma işlemini tamamladıktan sonra elde edilen bilgiler ışığında finansal tablolarını hazırlıyorlar. Envanter çıkarma işleminde üzerinde durulması gereken önemli hususların başında; sayılan, ölçülen ve tartılan şeylerin değerlemesi, bir diğer deyişle parasal olarak ölçümlenmesi gelmekte.
ALTIN KAVRAM: DEĞERLEME
Değerleme; vergi matrahlarının hesaplanması ile ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespiti olarak tanımlanabilir. Vergi Usul Kanunu her ekonomik varlığın özelliğini dikkate alarak hangi değerleme ölçüsüyle değerleneceğini kesin olarak tespit etmiş durumda. Bir diğer deyişle; mükellefler kişisel görüşlerine veya arzusuna uygun olarak değerleme yapmak yerine kanunda belirtilen değerleme ölçülerini kullanmak zorunda.
EMTİADA DEĞERLEME
İşletmelerin değerlemeye tabi tutulacak iktisadi kıymetleri içinde emtia önemli bir kalem olarak yer alıyor. Sözlük anlamı itibariyle "mal" anlamına gelen emtia; vergi uygulamasında işletmelerce satılmak veya bir başka mamulün üretiminde kullanılmak maksadıyla edinilen/ üretilen kıymetlere verilen ad olarak karşımıza çıkıyor. Emtianın dönem sonunda envanterinin çıkarılması ve değerlenmesi, vergi uygulamaları bakımından dönem kârının tespiti açısından çok büyük önem taşıyor.
EMTİA NASIL DEĞERLENİR?
Vergi Usul Kanunu'nda, satın alınan veya imal edilen emtianın; genel olarak "maliyet bedeli" ile değerleneceği belirtilmiş. Ancak bazı hallerde, işletme stoklarında yer alan emtianın "maliyet bedeli" yerine "emsal bedel" ile de değerleneceği konusunda hükümler bulunuyor.
İşletmelerin aktiflerinde yer alan mallar, olağanüstü olaylar sebebiyle zayi olma veya yıpranma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilecekleri gibi; zaman içerisinde olağan fiziki ve buna bağlı değer kayıplarına da maruz kalabilmekteler. Diğer taraftan; satın alınan veya üretilen ürünlerin bir kısmının kullanım ömrünün belirli süreler ile sınırlı olduğu da bir vakıa.
Özellikle, tıbbi ilaçlar ve gıda sektörü gibi alanlarda üretilen ürünlerin son kullanma tarihleri, ürün ambalajları üzerinde yer alıyor. İşletmelerin stoklarında yer alan ve son kullanma tarihi geçmiş bulunan bu tür emtianın satılabilme özelliği kalmadığı için, artık maliyet bedeliyle stoklarda görülmesi ve bu haliyle finansal tablolara yansıtılması mali tabloların gerçek durumu yansıtmasına engel olur.
TAKDİR KOMİSYONU ESASI
Vergi mevzuatımıza göre kıymeti düşen emtianın değerlemesi, normal emtianın tabi olduğu değerleme işlemlerine göre farklılık arz etmekte. Buna göre, bu mallarda değerleme ölçüsü olarak maliyet bedeli yerine emsal bedel uygulamasına başvurulması gerekiyor. İlgili düzenlemelere göre, emsal bedelin takdir komisyonlarınca belirlenmesi icap ediyor.
Takdir Komisyonu; illerde defterdarın, ilçelerde malmüdürünün (müstakil vergi dairesi olan ilçelerde ilgili vergi dairesi müdürünün) veya bunların tevkil edecekleri memurların başkanlığı altında ilgili vergi dairesinin yetkili iki memuru ile seçilmiş iki üyeden kuruluyor. Görevlerini vergi dairesi çatısı altında ifa ediyorlar.
SÜREKLİ İMHADA TAKDİR SORUNU
Son kullanma tarihinin geçmesi nedeniyle iade alınan raf ömrü çok kısa gıda maddeleri ile bozulma veya son kullanma tarihinin geçmesi nedeniyle iade alınan ilaç ve benzeri maddelerin çevreye ve insan sağlığına zarar verecek nitelikte olmaları nedeniyle, ivedi bir şekilde, bekletilmeksizin imha edilmesi zorunluluğu doğabiliyor. Bu durum ise işlemlerin niteliği ve niceliği dikkate alındığında hem mükellefler hem de takdir komisyonları için çok büyük bir iş ve evrak yükü anlamına geliyor.
İşte bu mülahazalar ile 7103 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle; bozulma, çürüme veya son kullanma tarihinin geçmesi gibi nedenlerle imha edilmesi gereken emtianın emsal bedelinin, takdir komisyonu kararı olmaksızın mükelleflerce belirlenebilmesine imkân sağlanmış durumda.
KİMLER YARARLANABİLİR?
Uygulamadan esas itibariyle; yurtiçinde satışa konu olan ancak raf ömrünün çok kısa olması, bozulması veya son kullanma tarihinin geçmesi gibi nedenlerle iade alınan, insan ve çevre sağlığına zararlı olması nedeniyle imha edilmesi mecburiyeti bulunan ve imha işlemleri süreklilik arz eden:
- Her türlü et ve et ürünleri (kıyma, pastırma, sucuk, salam, sosis gibi),
- Her türlü süt ve süt ürünleri (peynir, yoğurt, ayran, kaymak, tereyağı gibi),
- Yumurta,
- Taze sebze ve meyve,
- Pasta, kek, börek, ekmek gibi her türlü unlu mamuller,
- İlgili bakanlık tarafından ruhsatlandırılan veya ithaline izin verilen insan ve hayvan sağlığı için kullanılan her türlü ilaç ve benzeri emtianın bu uygulamadan faydalanması mümkün bulunuyor.
Diğer taraftan uygulamadan, kazançları bilanço usulüne göre tespit edilen gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri yararlanabilecek. Ayrıca, bu mükelleflerin uygulamadan yararlanmak için yapacakları başvuru tarihinden önceki son hesap dönemine ait bilançolarında yer alan rakamlardan; net satışları ile aktif büyüklüğünün aritmetik ortalamasının 10 milyon TL'nin veya öz sermaye büyüklüğünün 5 milyon TL'nin üzerinde olması gerekiyor.
BAŞVURU NASIL YAPILACAK?
Uygulamadan yararlanılabilmesi izni ve imha oranının tespiti için mükellefler tarafından Gelir İdaresi'ne yazılı olarak başvuruda bulunulması gerekiyor. Başvuru dilekçesi ekinde:
- Uygulamadan faydalanılmak istenen ürün grupları, bu ürün gruplarına ilişkin detaylı ürün listeleri,
- Son beş hesap dönemine ilişkin ve miktar bazında yurtiçi satışlar ve satıştan iadeler bilgileri (her bir ürün bazında),
- Son beş hesap dönemi içinde imha edilen emtia miktarını, emtia türü ve dönemler itibariyle gösterir tablo,
- İmha işlemlerine ilişkin belgeler,
- Kendi işletmeleri bünyesinde imha/atık bertaraf tesisleri bulunan ve ilgili mevzuatı dahilinde yetki/lisans sahibi mükelleflerce, yetkilendirme/ lisans belgesinin noter onaylı örneğine yer verilmesi icap ediyor.
BAŞVURUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ
Başvurular önce idare tarafından bir ön değerlendirmeye tabi tutulacak. Ön değerlendirme sonucu olumlu olursa, imha oranının belirlenebilmesine yönelik gerekli araştırmanın yapılması için dosya Vergi Denetim Kurulu'na intikal ettirilecek.
Vergi Denetim Kurulu tarafından; mükellefin geçmiş yıllardaki işlemleri, varsa fiili üretim aşamaları, satış, iade ve imha süreçleri, sektördeki diğer mükelleflerin durumu, yetkili idare, oda ve kuruluşların görüşleri ile uygun görülen diğer hususlar da dikkate alınmak suretiyle yapılacak araştırma sonuçları ve başvuruya ilişkin değerlendirmeyi içerecek şekilde görüş ve öneri raporu hazırlanacak.
Ayrıca söz konusu raporda, başvuruda bulunulan her bir ürün itibariyle uygun görülebilecek imha oranına ilişkin değerlendirmeye/kanaate de yer verilecek.
İMHA ORANININ TESPİTİ
Görüş ve öneri raporunun Gelir İdaresi'ne intikalini müteakiben bir komisyon tarafından yapılan nihai değerlendirme neticesinde başvurunun uygun görülmesi halinde, her bir ürün için tespit edilen imha oranı mükellefin kabulüne sunulacak.
Mükellef tarafından kabul edildiği yazılı olarak bildirilen bu imha oranları, mükellefin kabul tarihinden itibaren uygulanmaya başlanacak. Tayin olunan imha oranı mükellefin kabul beyanında bulunduğu hesap dönemi ve bu hesap dönemini izleyen beşinci hesap döneminin sonuna kadar (imha oranının iptali durumu saklı kalmak üzere) geçerli olacak.
İMHA ORANI NASIL UYGULANACAK?
İmha oranının tayinini müteakiben mükelleflerce, her bir ürün itibariyle imha edilen emtianın emsal bedeli sıfır olarak kabul edilmek suretiyle söz konusu emtia değerlenecek. Bir diğer deyişle imha edilen emtianın bedeli, takdir komisyonu kararına gerek kalmaksızın gider yazılabilecek.
Tayin olunan imha oranı dahilinde gerçekleştirilen imha işleminin, mükelleflerin kendi işletmeleri bünyesinde bulunan atık işleme tesislerinde yapılması halinde, mükelleflerce en az iki nüsha imha tutanağı düzenlenecek. Tutanağın ekinde, imhaya konu mallara ait iade faturalarına ilişkin icmal (iade faturasını düzenleyen mükellefin ad-soyad/unvanı, fatura numarası ve tarihi, iade mal cinsi ve miktar) bilgilerine yer verilecek.
İmha sonucu ortaya çıkan atıkların başka bir atık işleme tesisine gönderilmesi durumunda, mükellefler tarafından düzenlenen tutanak ve icmalin bir örneği sevk irsaliyesine eklenecek.
YILLIK BİLDİRİM, REVİZE VE İPTAL
Bu müessese hükümlerinden faydalanan mükelleflerce; her yıl, ilgili olduğu yıla ait gelir ve kurumlar vergisi beyannamesinin verilme süresi içinde, 496 sıra no.lu VUK Tebliği ekinde yer alan formata uygun şekilde ve her bir ürün itibariyle hazırlanacak imha oranı yıllık takip raporu bir dilekçe ekinde ibraz edilecek.
Yine ilgili tebliğde belirtilen şart ve durumların ortaya çıkması durumunda, imha oranlarının revize edilmesi, yenilenmesi veyahut iptal edilmesi de söz konusu olabilecek.