TÜDEF Başkanvekili Sinan Vargı, "İki araç kesilip birbirine eklenerek yapılan araca sağlam raporu verebiliyorlar. Ya da ekspere aynı renk, modelde sağlam aracı götürüp noterde ağır hasarlı aracın satışını yapabiliyorlar" dedi. Vargı, araç alacak vatandaşlara, "TSE Yeterlilik Belgesi olmayan ekspere gitmeyin" uyarısında bulundu.
Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF), hem sıfır hem de ikinci el araç alacak vatandaşları yapılan hileler konusunda uyardı. Perte çıkmış, ağır hasarlı araçların sağlam raporu verilerek satılabildiğine dikkat çeken TÜDEF Başkan Vekili Sinan Vargı, "İki araç kesilip birbirine eklenerek yapılan araca sağlam raporu verebiliyorlar. TRAMER kayıtları kazadan 45 gün sonra sisteme düştüğü için bu süre zarfında tamir ettirilip, hasarsız diyerek satılıyor. Ya da ekspere aynı renk, modelde sağlam aracı götürüp, noterde ağır hasarlı aracın satışını yapabiliyorlar. Eksper raporlarındaki ‘DB’ düzeltme boya değil, değişen boya; ‘ÇB’ de çizik boyası değil çıkma boya. Vatandaş, TSE Yeterlilik Belgesi olmayan ekspere gitmesin" dedi.
BELEDİYEDEN İZİN ALMAK YETERLİ
Hürriyet gazetesinden Aysel Alp'in haberinde görüşlerine yer verilen Vargı, ikinci el piyasasında ayda 400 ila 500 bin aracın el değiştirdiğine, bunların yüzde 70’inin yani 280 bin ila 350 binin ekspertiz firmalarına başvurduğunu belirtti. Vargı, "İşleri iyi gitmeyen bir çok esnaf, ‘bu işte iyi para var’ diyerek, anlamadığı halde oto ekspertiz firması açtı. Bir ekspertiz firması açmak için belediyeden izin almak yeterli oluyor. Piyasada 6 bin ekspertiz firması var ama sadece bin 500 ila 2 bin tanesi TSE Yeterlilik Belgesine sahip. Kötü niyetli veya satıcı ile anlaşan oto ekspertiz firmaları ikinci el araç satın alacak kişiye aracın hatalarını söylemiyor. Hava yastığının patlak olduğunu gizliyor. Emniyet kemeri, direnç atılarak tamir edilmiş gibi gösteriliyor. Sürücü kaza yaptığında hava yastığı ve emniyet kemeri çalışmadığı ölüme yol açabiliyor” dedi.
"ŞİKAYET YAĞIYOR"
TÜDEF olarak son aylarda ekspertiz firmalarıyla ilgili çok sayıda şikayet aldıklarına dikkat çeken Vargı, “Yönetmelik gereği 8 yaş altı veya 160 bin kilometre altı araçlarda ekspertiz raporu zorunlu. Oto ekspertiz firmaları araçtaki hasar ve kusurları raporlarına yansıtmadıkları takdirde satıcı ile birlikte, müteselsilen, sorumlu. Ama açılan davaların en az iki yıl sürmesi, ikinci el araç satın alan tüketicileri mağdur ediyor. Ayrıca oto ekspertiz firması, noter satışı sırasında TSE Yeterlilik Belgesine sahip değilse ileride açılacak davalarda bu belge ne yazık ki geçerli olmuyor” dedi.
"KONTROL EDİLMELİ"
“Satın alınacak aracın mutlaka motor ve şasi numaraları alınmalı, noter devrinde bu numaraların aynı olduğu kontrol edilmeli” diyen Vargı, "Çünkü sağlam aracı ekspere götürüp, aynı marka aynı renk kazalı araçların satıldığı da görülüyor. Yine daha az vergi ödemek için aracın alış bedelinin düşük gösterilmesini kabul ediyorlar. İleride bir dava açıldığında noterde belirtikleri düşük bedel alıcıya geri ödeniyor. Böylece hasarlı araç satanlar aracı geri alsalar bile aradaki gösterilmeyen farkı alıcıya ödemiyorlar. Önemli bir nokta da aracın ruhsatı kimin üzerine ise banka havalesi de o şahsın üstüne yapılmalıdır. Akrabam, kardeşim onun adına gönder, deniliyor. Ama bu ileride ‘ben para almadım’ olayına dönüşüyor. Vatandaş, sonradan mağdur olmamak için mutlaka TSE belgeli oto ekspertiz firmalarına gitmeli” değerlendirmesinde bulundu.
DENETİMLERİN ARTMASI GEREK
TÜDEF Başkan Vekili Vargı, Ticaret Bakanlığı’nın tüketici şikayetleri ve piyasa gözetimi açısından; Sanayi Bakanlığı’nın ise ölçüler ayarlar ve TSE Yeterlilik Belgesi açısından oto ekspertiz firmaları üzerindeki denetimlerini arttırması gerektiğini söyledi. Bayiden bile olsa sıfır araç alanları da TSE belgeli ekspertiz firmalarına gitmeleri konusunda uyaran Vargı, sıfır aracı hasarlı çıkanların iade hakkı bulunduğunu vurguladı. Vargı, “Araç TIR’dan indirilirken düşebiliyor, kaportası çizilebiliyor, TIR içinde birbirine çarpabiliyor. Bu durumda kaporta boyanıp, bazı parçalar değiştirilip tüketiciye yine sıfır diye satılabiliyor. Fabrikadan gelen eksperler hasarı tespit etseler bile, bayii kabul etmezse tüketici mahkemesinde dava açmak zorunda kalınıyor” dedi.
NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Aynı model biri arkadan biri önden hasarlı iki aracın kesilip sağlam raporuyla satılabildiğini, DB’nin düzeltme boya değil değişen boya; ÇB’nin çizik boyası değil Çıkma Boya olduğunu anlatan Vargı, uyarılarını şöyle sürdürdü:
"Can güvenliği açısından hava yastıklarının sağlam, emniyet kemerlerinin çalışır durumda olduğu kontrol edilmeli. Ön tampon, ön kaput ve farların değişimi araçta hasar olduğunu ortaya koyar. Aracın beyni ve diğer birimler kontrol edilerek, kilometresi ile oynanıp oynanmadığı ve TÜV Muayene kayıtları istenmeli. Aracın kaza durumu, parça değişimi, şase ile dikmelerde kaynak olup olmadığına bakılmalı. Araç parçalarının kaynakla birleştirilip birleştirilmediğine bakılmalı. Jantlarda kaynak ve çatlak olup olmadığı kontrol edilmeli. 2020 model hasarlı araçlara 2015-2016 üretim etiketli çıkma parçalar takılıyor. Kötü niyetli oto ekspertiz raporlarında genellikle ‘DB’ ifadesi kullanılıyor. Bu aslında değişen boya. Ama alıcıya bu düzeltme boya denilerek hasar hafif gösteriliyor. ‘ÇB’ olarak yazılan raporlara da çizik boyası deniliyor ama sonradan bunun çıkma boya ve parçanın çıkma olduğu anlaşılıyor."