‘İhracattaki küçülme kritik eşiğe ulaştı’

Dünyanın en büyük ikinci beyaz eşya üreticisi Türkiye, ihracatta kan kaybetmeye devam ediyor. İhracat 2024 yılında bir önceki yıla kıyasla yüzde 3 oranında azaldı. TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, “İhracatta son iki yıldır düşüş devam ediyor. Can damarı ihracat olan sektörümüzde bu küçülme ne yazık ki kritik bir eşiğe ulaştı” dedi.

05 Şubat 2025 | 12:55

Beyaz eşyada Avrupa’nın birinci, dünyanın ise en büyük ikinci üretim merkezi olan Türkiye, ihracatta rekabet gücünü kaybediyor. 

Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği’nin (TÜRKBESD) paylaştığı bilgilere göre, ihracatta 2024 yılında bir önceki yıla kıyasla yüzde 3 oranında bir azalma gerçekleşti. 2024 yılında altı ana ürün grubunda geçen yıla kıyasla iç satışlarda yüzde 7’lik bir artış oldu. 2024 yılı iç piyasa satışları 10 milyon 175 bin 519 adet olarak gerçekleşti. 

Bu dönemde ihracat ve iç satışlardan oluşan toplam satışlar, yüzde -0,4 düşüşle önceki yılla neredeyse aynı seviyede 32 milyon 594 bin 720 adet olarak gerçekleşti. İhracatta devam eden gerilemenin üretim adetlerine de yansıdığı görülürken 2024 yılında üretim miktarında bir önceki yıla göre yüzde 2’lik bir azalma kaydedildi.

Yılın son ay verisine bakıldığında ise tüm değerlerde negatif yönlü sonuçların oluştuğu görülüyor. Aralık ayında, geçen yıla kıyasla iç satışlarda yüzde 1 oranında bir düşüş yaşanırken ihracat tarafında ise yıllardır görülen küçülme devam ederek yüzde 11 oranında bir gerileme kaydedildi. 

Yüzde 7’lik üretim hacmi ile Avrupa’da birinci, dünyada ise en büyük ikinci üretim merkezi konumunda olan Türkiye beyaz eşya sanayinin 32 milyon adetlik üretim ve 22,5 milyon adetlik ihracat kapasitesi bulunuyor. TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, 60 bin doğrudan 600 bin dolaylı istihdam alanı sağlayan sektörün AR-GE, dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm yatırımlarıyla dünya çapında rekabet ettiğini aktardı. 

İÇ PAZAR CAN SUYU OLDU

İhracatta son iki yıldır devam eden düşüşe dikkat çeken Sığın, “Geldiğimiz noktada ihracat hacmimiz pandemi önceki döneme yaklaşmış durumda. Can damarı ihracat olan sektörümüzde bu küçülme ne yazık ki kritik bir eşiğe ulaştı” dedi. Sığın iç piyasada kaydedilen büyümeye rağmen 2024 yılında toplam pazar büyüklüğünün hafif bir düşüşle neredeyse aynı kaldığına dikkat çekti. 

Yeni nesil, enerji verimli ürünlere geçiş ve yüzde 65 büyüyen kurutma makinesi satışları iç pazarın büyümesinin ana dinamikleri oldu. Sektörü dış pazarlardaki dalgalanmalardan koruyan en önemli etmenin her daim iç pazar canlılığı olduğunu vurgulayan Sığın, “Sektörümüz şu ana kadar kapasite kullanımı ve istihdamda bir daralma göstermedi. Ancak, son iki yıldır ihracatta önemli kayıplar yaşıyoruz. Küresel piyasalarda çok önemli bir iyileşmenin beklenmediği gerçeği de göz önünde bulundurulduğunda, ülkemizde ihracatı teşvik edici politikalara daha fazla ihtiyaç duyulan bir dönemdeyiz” dedi. 

Sığın sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle altını çizmek isteriz ki, uzun yıllar içinde ülke olarak elde ettiğimiz kazanımları korumak en büyük önceliğimiz olmalı. İhracat pazarlarında elde ettiğimiz başarı bizi bugün dünyanın en büyük ikinci üreticisi haline getirdi. Ülkemizin ihracatını destekleyen politikalardan geri adım atılmaması büyük önem taşıyor.”

ENERJİ VERİMLİ ÜRÜNLER

Yıl sonu verileri ışığında sektörün üretim yapısının korunmasına yönelik endişelerinin sürdüğüne değinen Sığın, “Üretimdeki düşüşü tersine çevirmek, daha önce de dile getirdiğimiz gibi enerji verimli ürünlere yönelik bir hareket planı ile mümkün olacaktır. Ülkemiz, tüketicilerimiz ve sektörümüzün ortak faydasına olacak bu yaklaşım çevresel, ekonomik ve sektörel sürdürülebilirliğin anahtarı” diye konuştu. 

Sığın enerji verimli ürünlerin kullanımıyla ilgili olarak yakın zamanda yapılan bir çalışmanın da sonuçlarını paylaştı: “Sürekli çalışır durumda bulunması sebebiyle buzdolabı ürününü ele aldığımızda 2014 yılına kıyasla bugün yüzde 16 enerji tasarrufu sağlandığı görülüyor. Bu 10 yıllık sürede buzdolaplarının hacminin de yüzde 18 arttığını düşünürsek sadece bir üründen elde edilen tasarruf hepimiz için büyük bir kazanıma işaret ediyor.” 

Gökhan Sığın sözlerine şöyle son verdi: “2024 yılını ihracatımızdaki düşüş ve iç pazar canlılığı açısından kırılgan bir dengede kapattık. İç pazar dinamizmi en büyük güç kaynağımız olmaya devam ediyor. Diğer yandan önümüzdeki yıl sanayimizin ihracat pazarlarında bugüne kadar büyük emeklerle elde ettiği konumunu korumayı, hatta ileri taşımayı arzu ediyoruz.”

MALİYET YÖNETİMİ KRİTİK

TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı ise, küresel ekonomik zorluklar, enflasyon ve artan hammadde maliyetlerinin sanayiciler üzerindeki baskısını vurguladı ve şunları söyledi: “Küresel ekonomide devam eden zorluklar, enflasyon baskıları ve hammadde fiyatlarındaki artışlar, sanayiciler için maliyet yönetimini kritik hale getirmiştir. Kritik girdilerimizde devam eden ticaret politikaları soruşturmaları ile artan maliyetler, sektörün rekabet gücünü zorlamaktadır. Ayrıca, küresel pazarda rekabet eden ihracatçı sektörler için yürürlükteki GEKAP, sanayiciler üzerinde ciddi maliyet baskısı yaratmakta ve enflasyonist etki doğurmaktadır. 2020’den bu yana GEKAP’ta yüzde 900’e varan artış yaşanırken, aynı dönemde ÜFE ve TÜFE’de artış yüzde 495, işçilik maliyetlerinde yüzde 790, doğal gazda yüzde 650, elektrikte ise yüzde 550 seviyesinde gerçekleşmiştir. Rekabetçiliğin sürdürülebilmesi için girdi maliyetlerinin kontrol altına alınması ve sanayicileri destekleyecek düzenlemelerin hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır.”

ANTİDAMPİNG ETKİSİ

TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz da beyaz eşya ve otomotiv gibi kritik imalat sanayi sektörlerinin, çeşitli çelik ürünlerini temel girdi olarak kullandığına dikkat çekerek “Özellikle farklı türevlerdeki yassı çelik ürünler, sektörlerimiz için stratejik bir öneme sahip olup, toplam maliyetlerimizin önemli bir kısmını, yaklaşık yüzde 17'sini oluşturmaktadır. Yassı çelik fiyatlarındaki artış, maliyetlerimizi doğrudan etkilemekte ve bu artışın enflasyonist bir baskı yaratması kaçınılmaz görünmektedir” dedi. 

Yavuz şöyle devam etti: “Sıcak haddelenmiş yassı çelik ürünlere yönelik anti damping soruşturması ile başlayan paslanmaz çelik ve son olarak galvanizli ve boyalı saca sirayet eden soruşturmalar bu ürünlerin piyasa fiyatlarını daha da yukarı çekerek sektörel maliyetler üzerine ciddi bir yük oluşturmuştur. Soruşturma konusu ürünlerin bazılarının yerli üretim dalı tarafından üretilen ürünler tarafından ikame edilemeyeceğini de belirtmek isteriz. Zira istenen kalite ve ebatlardaki ürünler ancak yurtdışından temin edilebilmektedir.” Sektörlerin rekabetçiliğini koruyabilmesi açısından, girdi maliyetlerinin makul seviyelerde tutulmasının hayati önem taşıdığını belirten Yavuz, aksi takdirde hem iç pazarda hem de ihracat pazarlarında rekabet gücünün zayıflayacağına, üretim kapasitesinin daralacağına ve istihdamın risk altına gireceğine işaret etti. 

YETKİLİ SERVİS TERCİH EDİLMELİ

TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Semir Kuseyri ise, beyaz eşya sektörü olarak, üretim, satış ve satış sonrası hizmetlerle dev bir ekosistemi ifade ettiklerini belirterek sektörün önemli bir bölümünü Türkiye genelinde faaliyet gösteren 3500'den fazla yetkili servisin teşkil ettiğini söyledi. Tüketicilerin satın alım sonrasındaki tüm ihtiyaçlarına cevap veren servislerin her gün binlerce eve ulaştığını belirten Kuseyri, “Ancak ne yazık ki bazı kötü niyetli kişilerin de yetkili servis olmadığı halde bu sıfatı kullanarak tüketicilerimizi mağdur ettiklerine şahit oluyoruz. Tüketicilerimize servis hizmetlerimize erişimde, herhangi bir teknik destek ve/veya onarım ihtiyacı duyduklarında, arama motorları yerine mutlaka markaların resmi web sitelerini veya Ticaret Bakanlığımızın servis.gov.tr adresini kullanarak yetkili servislere ulaşmalarını tavsiye ediyoruz” dedi.