Birol, Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi tarafından "Enerji Güvenliği, Temiz Enerji ve Finansmanın Rolü" başlığıyla düzenlenen konferansta, dünyanın global enerji krizinin ortasında bulunduğunu söyledi.
Bu enerji krizinden kısa bir sürede çıkılmasının mümkün görünmediğini belirten Birol, 23 Şubat itibarıyla dünyadaki enerji sisteminin bir daha geri dönmemek üzere değiştiğini kaydetti.
Birol, gelecek dönemde ticaret yollarının değişeceğini, enerjide yeni ortaklıkların gündeme geleceğini, bazı ortaklıkların biteceğini ve yeni teknolojilerin beklenmedik şekilde güçleneceğini anlattı.
"Kömüre yönelim artacak"
Birol, enerjide bir savaş halinin olduğunu ifade ederek, Avrupa'nın enerji verimliliğini artırma, başka doğalgaz kaynakları bulma ve kömür santrallerinin kullanımını artırma gibi adımlarının sorunu çözmede tam yeterli olamayacağını dile getirdi.
Bu yüzden Avrupa ülkelerinin acil durumda hayata geçirilecek doğalgaz dağıtım kısıtlama planlarını hazırlaması gerektiğini vurgulayan Birol, "Bir yandan Avrupa Rusya'dan doğalgazı azaltmak için adımlar atarken, Rusya da Avrupa'ya doğal gaz ihracatını tamamen kesebilir. Böyle bir olasılık bence masada duruyor. Enerji ile jeopolitik her zaman için iç içedir ama bu kadar iç içe olduğu bir dönem hatırlamıyorum." dedi.
Birol, enerji ve gıda krizinin yanı sıra dünyanın karşı karşıya kaldığı bir diğer krizin de iklim olduğunu anımsatarak, "İklim krizine neden olan sektörlerin başında enerji geliyor. Dünyada iklim krizine neden olan emisyonun yüzde 80'i enerji sektöründen geliyor." diye konuştu.
Özellikle enerji üretimde kömüre yönelimin artacağına işaret eden Birol, "2022'de dünyadaki kömür yatırımlarının yüzde 10 yükseleceğini görüyoruz. Yani 2 haneli bir artış söz konusu ve gelecek yıllara baktığımız zaman bu artışın düşeceğine dair bir emare de yok." değerlendirmesinde bulundu.
Birol, öte yandan temiz enerji yatırımlarında da bu yıl yüzde 12'ye varan ciddi bir büyüme görüldüğünü belirterek, "Şimdiye kadar olmamış bir şey. Bu yatırımlar 4 ana alandan geliyor. İlk üç alan güneş ve rüzgar, enerji verimliliği, bataryalar. Bu sene ABD başta olmak üzere batarya yatırımlarının ikiye katlanacağını görüyoruz. Dördüncüsü de elektrikli araçlar. Yaşadığımız enerji krizi birçok temiz ve güvenilir enerji teknolojilerinde beklenmedik bir sıçramaya da yol açacak gibi." dedi.
Elektrikli araçlarla ilgili de önemli gelişmelerin yaşandığını kaydeden Birol, "2019'da dünyada satılan her 100 araçtan 2'si elektrikli araçtı. Bu sene bizim beklentimiz her 100 araçtan 15'inin elektrikli araç olması. Yani yüzde 2'den 15'e çıkabilir. Bunun iki nedeni var. Birincisi maliyetlerin düşmesi, ikincisi teşvikler." ifadelerini kullandı.
Enerji güvenliği dünya gündeminin en üst sırasında yer alıyor
Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı da son dönemde küresel ve bölgesel gelişmelerle birlikte enerji güvenliğinin dünya gündeminin en üst sırasında yer aldığını söyledi.
Sabancı, petrol, doğalgaz, elektrik, temiz enerji teknolojileri ve yakıt sektörünün tedarik zincirlerini kapsayan çok boyutlu bir enerji güvenliği paradigmasıyla karşı karşıya olunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"İklim güvenliği ve temiz enerji konularında gezegenimizin daha sürdürülebilir geleceğini temin etmek için önemli adımların kesintiye uğramaması gereken bir dönemdeyiz. Daha sürdürülebilir bir gelecek için enerji güvenliğini güçlendiren, temiz enerjide büyümeyi destekleyen bütüncül bir perspektif gerek. Verimliliği, rekabetçiliği, yenilikçi iş modellerini ve temiz enerji teknolojilerini odağına alan sürdürülebilir yatırım ve finansmanla büyümemiz gerekiyor."