Türkiye İstatistik Kurumu, ocak ayına ilişkin sektörel güven endekslerini yayımladı.
Buna göre, mevsim etkilerinden arındırılmış hizmet sektörü güven endeksi Aralık 2020'de 99 iken bu ay yüzde 2,9 artarak 101,9'a yükseldi.
Hizmet sektöründe bir önceki aya göre, son üç aylık dönemde iş durumu alt endeksi yüzde 5,4 yükselerek 103 oldu.
Son üç aylık dönemde hizmetlere olan talep alt endeksi de yüzde 1,4 artışla 98 değerini aldı. Gelecek üç aylık dönemde hizmetlere olan talep beklentisi alt endeksi ise yüzde 2,1 artarak 104,6 olarak hesaplandı.
Perakende ticaret sektörü
Mevsim etkilerinden arındırılmış perakende ticaret sektörü güven endeksi ocak ayında yüzde 0,1 azalarak 108,5 değerine geriledi.
Perakende ticaret sektöründe bir önceki aya göre, son üç aylık dönemde iş hacmi satışlar alt endeksi yüzde 3,7 azalarak 118,8 oldu.
Mevcut mal stok seviyesi alt endeksi yüzde 1,4 azalarak 90,1 değerini aldı. Gelecek üç aylık dönemde iş hacmi-satışlar beklentisi alt endeksi ise yüzde 4,9 artarak 116,7 oldu.
İnşaat sektörü
Mevsim etkilerinden arındırılmış inşaat sektörü güven endeksi geçen ay 88,8 iken, ocak ayında yüzde 5,2 azalarak 84,2 oldu.
İnşaat sektöründe geçen aya göre, gelecek 3 aylık dönemde toplam çalışan sayısı beklentisi alt endeksi yüzde 7,4 azalışla 92,6 olarak gerçekleşti. Alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyi endeksi de yüzde 2,5 düşerek 75,7'ye indi.
İnşaat sektöründe ocak ayında girişimlerin yüzde 46,9'u faaliyetleri kısıtlayan herhangi bir faktörün olmadığını, yüzde 53,1'i ise faaliyetlerini kısıtlayan en az bir temel faktör bulunduğunu bildirdi.
İnşaat sektöründe faaliyetleri kısıtlayan temel faktörlerden "finansman sorunları" 2020 Aralık ayında yüzde 30,5 iken ocakta yüzde 26,3, "talep yetersizliği" geçen ay yüzde 24,9 iken ocakta yüzde 22,4 ve "diğer faktörler" 2020 Aralık ayında yüzde 27,5 iken ocakta yüzde 30 oldu.
Yöntemde güncellemeye gidildi
Öte yandan TÜİK, iş yeri eğilim araştırmalarında bu yılın ocak ayından başlamak üzere, anketlerin uygulanacağı girişimlerin belirlendiği yöntemde güncellemeye gitti.
Bu kapsamda, hesaplamalarda girişim cirosu ve sektörlerin gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) katma değer ağırlıkları kullanılmaya başlandı.