Bir hakim, borsada halka açık şirketlerin hisselerine sahip olmasının veya bu tür şirketlerin hisselerinin alım satımını yapmasının uygun olup olmadığına dair tavsiye kararı verilmesi için Yargıtay Yargı Etiği Danışma Kuruluna başvurdu.
Başvuruyu inceleyen Kurul, hakimlerin borsada halka açık şirketlerin hisselerine sahip olmasının etik açıdan uygun olduğuna ancak şirket hisselerinin, ticaret ve kazanç getirici faaliyet anlamına gelecek sıklıkla veya süreklilik gösterecek şekilde alım satımını yapmasının etik açıdan uygun olmadığına karar verdi.
Kararın gerekçesinden
Yargıtay Yargı Etiği Danışma Kurulunun kararında, borsada hisse alım satımı yapılmasındaki temel motivasyonun maddi kazanç elde etmek olduğu belirtildi.
Bu piyasaların, nitelikleri itibarıyla belirli bilgi birikimi isteyen teknik piyasalar olduğu, buradaki gelişmelerin yakından takip edilmesi gerektiği ifade edilen kararda, tüm bu faaliyetlerin bilgi birikiminin yanında büyük ölçüde zaman ve emek harcanmasına yol açabileceği kaydedildi.
Hakimin tüm faaliyetlerinde, hem mesleğe yaraşır şekilde davranması hem de bunu görüntü olarak ortaya koymasının, etik bir yükümlülük olduğuna işaret edilen kararda, hakimin normal bir vatandaşa göre külfet olarak nitelendirilebilecek kişisel sınırlamaları kabullenmesi gerektiği de aktarıldı.
Kararda, hakimin yargı dışı faaliyetlerine ayırdığı emek, zaman ve çaba nedeniyle yargı görevini ihmal etmemesi gerektiği de vurgulandı.
Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 48'inci maddesinde, hakim ve savcıların meslekleri dışında kazanç getirici faaliyetlerde bulunmayacağının hüküm altına alındığı anımsatılan kararda, Yargıtay Yargı Etiği İlkeleri'nin 6.1'inci maddesinde de "Yargı görevi, hakimin diğer tüm faaliyetlerinden üstün ve önceliklidir." ifadelerinin yer aldığı hatırlatıldı.
Açıklanan nedenlerle hakimin "çok fazla zamanını alacak şekilde" borsada alım satım işlemi yapılmasının etik olmadığı değerlendirmesine yer verilen kararda, şu tespitler yapıldı:
"Menkul kıymet alım satımı için harcanan zaman ve emeğin yanı sıra daha çok kazanç elde etmek için gösterilen çaba, yargı dışı faaliyete ölçüsüz şekilde özen gösterilmesi ve zaman harcanması riski doğurabilir. Böyle bir durum da hakimin yargısal görevini yerine getirme kapasitesinin azalmasına yol açar. Hakimin genel ilke olarak İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında halka açık şirketlerin hissesine miras, satın alma, bağış gibi çeşitli yollarla sahip olmasında etik açından bir sakınca bulunmamaktadır. Ancak söz konusu hisselerin alım satımına ilişkin süreklilik arz eden veya sıkça yapılan bir faaliyet söz konusu olduğunda, hakimin görevlerini uygun şekilde yerine getirmesini güvence altına alan sınırlılıkların farkında olması gerekir. Nitekim aile işletmesi dahi olsa hakimin 'çok fazla zamanını' alması halinde söz konusu ekonomik faaliyetin yapılması uygun görülmemiştir."