Ekonomistler TCMB faiz kararı için ne diyor?

27 Ekim 2022 | 17:24
Merkez Bankası, politika faizini artış beklentilerinin aksine yüzde 10,25 seviyesinde bıraktı. Bununla beraber, faiz koridoru ile en yüksek borç verme oranı olan Geç Likidite Penceresi (GLP) arasındaki marjı artırarak 300 baz puana çıkardı ve GLP oranını yüzde 14,75 seviyesine getirdi.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun kararlarına ilişkin değerlendirme yapan Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan, "Merkez Bankası’nın bu hamlesiyle politika faizini arka planda bırakarak efektif fonlama oranı ile ayrışmasını derinleştirdiğini; GLP’nin aktif kullanılması ile beraber sade para politikası zemininden uzaklaşarak arka kapı sıkılaştırmasını sürdüreceği sonucuna varıyoruz" dedi.

Enflasyon beklentilerinin hızlı bir bozulma içerisinde olduğu dönemde, Merkez Bankası'nın fonlama oranı ile politika faizi arasındaki ilişkiyi zayıflatarak TRY’nin daha fazla değer kaybetmesini ve enflasyon görünümünde ilave bozulma olması riskini artırdığını belirten Erkan, şöyle devam etti:

"Ağustos ayında TRY’de değer kaybının hızlandığı dönemde dolaylı yönden sıkılaşmaya başlayan Merkez Bankası, yüzde 7’lerde olan fonlama maliyetini Ekim ayı itibariyle yüzde 12,5 seviyelerine kadar çıkarmıştı. Günlük fonlama geleneksel repo ihaleleriyle GLP’nin ağırlığı artmış, aynı zamanda gecelik borç alma imkanları kısıtlanan bankalar daha fazla GLP kullanmak durumunda kalmıştı. Bu aralıkta ise, Eylül PPK’sında 200 baz puanlık faiz artışı ile güncellenen faiz koridoru, TCMB’nin fiili olan durumu resmileştirmekle beraber ilave sıkılaşma için alan açmasını da sağlamıştı. Ancak, Ekim PPK’sında politika faizi etrafında hareket etmemesi sade para politikası yönlendirmesinde değişim anlamına gelmekle beraber, politika faizi ile efektif fonlama oranlarının da birbirinden kopması demek olacaktır."

Merkez Bankasının  bankaları en yüksek borç verme oranına yönlendirerek dolaylı sıkılaşma yapmaya devam edeceğini kaydeden Erkan, "GLP’de meydana gelen artış, günlük fonlama maliyetinin yüzde 14,75’e kadar gidebileceğini gösteriyor. Faiz koridorunun etkin kullanılması, Merkez Bankası’na fonlama oranları arasında geçiş yapma anlamında esneklik sağlamakla beraber, para politikasını geleneksel olmayan bir zemine oturtmaktadır. Bundan önceki dönemlerde de faiz koridoru üst bandı ve GLP’nin politika faizi gibi kullanıldığını görmüştük. Örtülü olarak faiz artmaya devam edecek. Merkez Bankası’nın direkt sıkılaşma patikasından, arka kapı politikasına doğru kayması ve bunu devam ettirme durumunun fiyat istikrarı açısından risk oluşturabileceğini ve enflasyon beklentilerinde ilave bozulmaya neden olabileceğini düşünüyoruz." dedi.

"Karar oldukça önemli ve pozitif bir sürpriz oldu"


Yatırım Finansman'dan yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi:

"TCMB, geçen ayki kararına karşın, dolaylı adımları tercih etti. TCMB geçen ay doğrudan politika faizinde 200 baz puanlık bir artışa gitmişti. Beklentilerin politika faizinde doğrudan bir artırım yerine, ortalama fonlama faizinde dolaylı artırımı sağlayacak bir adım atılacağı yönünde şekillendiği süreçte alınan bu karar oldukça önemli ve pozitif bir sürpriz oldu. Bu adım, TCMB’nin para politikası operasyonel çerçevesinde yeniden sadeleşmeyi sağlayacağı (1 hafta vadeli reponun yeniden ana fonlama kanalı olarak aktifleştirilebileceği) yönündeki beklentilerin canlanmasına yol açtı. Arka arkaya alınan sürpriz kararlar ve operasyonel çerçevede devam eden karmaşık görüntünün TCMB’nin iletişim politikası ve enflasyon beklentilerinin yönetilmesi açısından zorluk oluşturabileceğini değerlendiriyoruz. Görüşümüz, politika faizinde doğrudan yapılacak artışın; enflasyon beklentilerinin çıpalanması, dezenflasyon sürecinin yeniden tesis edilmesi ve TL varlıkların oynaklığının kontrol edilmesi açısından daha etkili olacağı yönünde. Politika faizini sabit tutarken, likidite yönetimi esnekliğini artırma yönünde alınan karar bir ikilemin sonucu olarak yorumlanabilir: Eş anlı olarak enflasyon görünümünde/beklentilerinde bozulmayla birlikte; salgın kaynaklı olarak iktisadi faaliyet üzerinde devam eden belirsizlikler ve artan ikinci dalga endişelerinin mevcut toparlanma eğilimini bozma riskinin ortaya çıkması. TCMB’nin, para politikasında gereken sıkılığı sağlamak adına Ağustos ayından bu yana olduğu gibi, fonlamayı 1 hafta vadeli repo ihaleleri (maliyet: %10,25) yerine, gecelik repo (maliyet: %11,75), GLP (maliyet: %14,75) ve 3 hafta / 1 ay vadeli geleneksel yöntemli ihaleler (maliyet: piyasa talebine göre oluşuyor) üzerinden sağlamayı sürdürmesi beklenebilir. Bu kararın enflasyon beklentilerini kontrol altına alma ve enflasyon görünümündeki riskleri baskılama açısından yeterli olup olmayacağını önümüzdeki süreçte izleyeceğiz. Bir sonraki PPK toplantısı 19 Kasım’da gerçekleştirilecek."