Geçtiğimiz hafta e-ticaret konusunda iki önemli yasal değişiklik yapıldı. Bunlardan biri Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikti. İkincisi ise Cumhurbaşkanlığı kararı ile devreye giren e-ticaret şirketleri için 150 milyon TL’ye kadar ihracat desteği verilmesi oldu. Artık pahalı ve çok ünlü influencer’ların yerini ürünü daha iyi anlatan ve deneyimlerini paylaşabilen influencer’lar tercih edilecek. Verilen desteklere bağlı olarak da şirketler etnik pazarlama yapar ve doğru influencer ile çalışırsa önemli bir ihracat geliri elde edebilecekler.
Geçtiğimiz hafta e-ticaret konusunda iki önemli yasal değişiklik yapıldı. İlk uygulama Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikti. Buna göre internetten yapılan alışverişteki 14 gün içindeki cayma hakkına bağlı tüm iadelerin kargo ücretini tüketici ödeyecek. Cep telefonu, bilgisayar, tablet ve akıllı saat ürünleriyse bozuk olmadığı sürece iade kabul edilmeyecek. İkinci değişiklik ise Cumhurbaşkanlığı kararı ile devreye giren e-ticaret şirketleri için 150 milyon TL’ye kadar ihracat desteği verilmesi oldu. Türkiye’de ve dünyanın birçok ülkesinde influencer marketing ile e-ticaret sitesi yönetimi yapan Digital Exchange’in CEO’su Emrah Pamuk’a sorduk.
İade düzenlemesi e-ticaret yönetimi ve pazarlamasında ne tür değişikliklere yol açabilir?
Türkiye’de e-ticaret kurallarının/düzenlemelerinin tüketiciyi koruyacak şekilde yapıldığını ve uygulandığını biliyoruz. Fakat e-ticaret konusunda Covid19 sonrası ciddi bir rekabet başladı. Ciro 400 milyar TL’yi aştı, site sayısı da 490 bin civarına ulaştı. Bunların birçoğu mütevazı iş hacimlerine sahip olsa da ortada büyük bir rakam söz konusu. Tüketiciler kendilerine verilen kolay iade hakkından dolayı birçok cep telefonu, akıllı saat, tablet gibi ürünleri alıp bunların paketini açıp, kullanıp, performansını, rengini ya da işlevselliğini beğenmeyince iade yoluna gidiyordu. Birincisi gidiş geliş kargo ücreti e-ticaret sitesine aitti. En kısa mesafe için bile kargo ücretlerinin 40 TL’den başladığı düşünüldüğünde bu ciddi bir maddi külfet yaratıyordu. İkincisi orijinal paket açıldığı için ürünün satışı zorlanıyordu, bu yolla ithal ürün noktasında servet kaybı da oluyordu. E-ticarette iadesi en çok yapılan elektronik ürünlere dönük bu tür bir iade iptali tüketicinin bundan sonra tercihini daha iyi yapmasını sağlayacaktır. Bunun için e-ticaret sitesine görevler düşüyor.
Ne gibi görevler?
Bu ürünlerin influencer marketing’in iyi yapılması. Tüm özelliklerinin anlatılması. Tüm kullanıcı deneyiminin sunulması. Görsellerinin, videosunun eksiksiz şekilde çekilmesi. Tüketicinin aklındaki tüm sorulara yanıt verecek şekilde dizayn edilmesi. Kullanıcı yorumlarının eksiksiz şekilde sunulması ve doğru ürün tercihine dönük olabildiğince fazla seçenek sağlanması gerekir. Yani hem marketing hem de e-ticaret sitesi yönetiminin profesyonelleşmesi, müşteri, ciro ve itibar kaybetmek istemeyen şirketlerin gitmesi gereken bir yol olarak önlerine çıkıyor. Bir bakıma artık ‘Ürünü iyi anlat ki iade olmasın’ dönemine girdik.
Yani artık marketing daha önemli hale geldi diyebilir miyiz?
Kesinlikle öyle. Bizim gibi ajanslara düşen görev de arttı. Bu ürünler kampanyaların cazibesi nedeniyle fiziksel mağaza yerine e-ticaretten satın alınıyor. Yılbaşı, anneler günü, Ramazan/Kurban Bayramı, babalar günü, Şahane Cuma gibi yıl içinde birçok kampanya dönemi var. Bunun dışında e-ticaret siteleri de birbirleriyle ciddi rekabet halinde. O nedenle de ürünün aramasını Google’dan yapan bir tüketicinin karşısına istediği telefon, tablet, akıllı saat, bilgisayar ile ilgili bu siteler çıkıyor. Bizim de influencer marketing başta olmak üzere tüm kampanyalarımızda bilgilendirici, ürünü tanıtıcı yönü daha ön plana çıkarmamız gerek. Artık pahalı ve çok ünlü Influencer’lerın yerini ürünü daha iyi anlatan ve deneyimlerini paylaşabilen Influencer’ler alacak diyebilirim.
Bu iade sisteminin değişmesi e-ticaret cirolarını düşürür mü?
Sanmıyorum. Çünkü tüketicinin internetten alışveriş noktasında fiyat performans ürününü bulma, evine iş yerine teslim alma, birçok modeli karşılaştırma gibi avantajları halihazırda sürüyor. Bunu kaybetmek istemeyecektir. Daha temkinli hareket edecek, ürünle ilgili daha çok bilgi ihtiyacı duyacak. Mesela büyüyecek alanlardan biri de video marketing olacak. Daha önce videosu yapılmayan ürünler için de bu ihtiyaç artacak ve pazarlamada bu alan hayli gelişecektir.
Cumhurbaşkanlığı Kararı ile e-ticaret sitelerine verilen mikro ihracat desteğinin artırılması nasıl bir etkiye yol açar?
Önemli bir destek açıklandı. E-ticaret kuruluşlarına 15 milyon TL’ye, çatı kuruluşlara 150 milyon TL’ye kadar destek. İçinde dijital reklamlar için 7.5 milyon TL ile -25 milyon TL’ye kadar destek var. Destek harcamanın y arısı kadar olacak. Pazarlama faaliyeti için 15-30 milyon TL destek yine yüzde 50’si oranında. Öte yandan yurt dışı depoları için kira desteği de 25 milyon TL’ye kadar söz konusu. Bu mikro ihracatı ciddi oranda artıracaktır. Yerel işletmelere, kooperatiflere büyük avantaj sağlayacaktır. Pazarlama alanından bakınca bir Türk ürününü, yerli ürünü yurt dışında satmak büyük bir ekonomik katkı getirir. Bir yerli şirket bizim pilav yaptığımız bulguru Avusturalya’da diyet ürünü olarak satıyor ve ciddi gelir elde ediyor. Bu nedenle verilen desteklere bağlı olarak şirketler etnik pazarlama yapar, doğru influencer ile çalışırsa o zaman önemli bir ihracat geliri elde ederler. Yine biz marketing şirketlerine burada hayli iş düşüyor. Şirket hangi pazara girmek istiyor, hangi ürünü sunacak bunun iyi tespit edilmesi, doğru bölgeye dönük çalışma yapılması şart. Ancak bu sayede ekonomik başarı elde edilebilir.
Bu düzenlemeyle yurt dışına dönük marketing faaliyetleri de hayli artacak diyebilir miyiz?
İfadeyi kullanmak mümkün. Olması gereken de bu. Yurt dışında hangi ülkede hangi sosyal medya mecrası önde, hangi influencer’ın kitlesi o ürün ve hizmeti satın almaya dönük, ürünün satışı ile lojistiği arasındaki bağ nasıl kurulmalı ve pazar yeri nasıl yönetilmeli gibi sorulara verilecek doğru yanıtlar başarının kapısını açar. Şirketler burada profesyonel pazarlama ekipleriyle çalışırlar ve devletin verdiği önemli destekleri alırlarsa, o zaman ülkemiz de ciddi anlamda ihracat geliri elde eder. Şirketler de ekonomik olarak ayağa kalkarlar. Biz de yurt dışı marketing faaliyetlerinde daha aktif olur ve Türk ürün ile hizmetlerini tanıtmaya katkı sunmanın gururunu yaşarız.