Peki piyasalardaki yangın nasıl sönecek? Ekonomi yönetimi hangi adımları atabilir? Dövizdeki yükseliş sürecek mi? İstanbul Kültür Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Sinan Alçın, merak edilenleri ekonomist.com.tr’ye anlattı:
Aram Ekin Duran
eduran@ekonomist.com.tr
"BUGÜNÜN DEĞİL, SON 20 YILIN SONUCU"
“Aslında bugünlerde yaşanan kur artışı, bir anda yaşanmadı. Çok uzun zamandır kademe kademe sıçrayan bir kur var. Bunun en önemli nedeni de özel sektörün son 20 yıldır dövizle borçlanarak ülkedeki dolarizasyonu yukarıya taşıması diyebiliriz. Dövizle borçlanan şirketler, borçlarını ödemek için döviz karşılıklar biriktirmeye de başladı. Bu nedenle Türkiye’deki 204 milyar dolarlık döviz tevdiat hesaplarının yaklaşık yüzde 35’i firmaların gelecekte ödeyecekleri borçları için kenara koydukları dövizlerden oluşuyor. Böylelikle, şimdi bir yıl içinde ödenmesi gereken 170 milyar dolarlık dış borç ile karşı karşıyayız. ”
"DÖVİZE BAĞIMLILIK ZAYIFLATILMALI"
“Kurlardaki ani çıkışları önlemenin ve TL’ye yeniden değer kazandırmanın yegane yolu orta ve uzun vadede ülkede dövize olan bağımlılığı zayıflatmak olacaktır. Bunun yolu da üretim ve ihracatta ithal girdi bağımlılığından kurtulmaktan geçiyor. Dövize bu kadar bağımlılık, Türkiye’nin dış ticaretini ve cari dengesini de çok olumsuz etkiliyor. Bu yıl pandemi nedeni ile turizmin de çökmesi, cari açık açısından ilaç gibi olan 30 milyar dolarlık turizm gelirinin de sıfırlanmasına neden oldu. Merkez Bankası rezervlerinin de güçlü şekilde azalması da bir başka ciddi sorun olarak karşımızda. Tüm bu koşullar, Türkiye’yi ciddi bir finansal riskle karşı karşıya getirdi. ”
HANGİ ADIMLAR ATILABİLİR?
“Şu an kritik olan, döviz kurunun değeri değil ne kadar volatil olduğudur. Yani tansiyon gibi ne hızda çıkıp indiği önemli… Asıl tahribatı bu yaratıyor. Yoksa TL için olması gereken dolar kurunun 7,5 TL civarında olduğu söylenebilir. O yüzden “TL’nin değeri çok düştü” demek tam olarak doğru değil. Asıl sorun bundan daha önemli. Bundan sonraki süreçte Merkez Bankası yeniden faiz artırımına gidebilir. Öte yandan yakın geçmişte olduğu gibi, Katar gibi ülkelerle yeni swap anlaşmaları yapılarak ülkeye sıcak para girmesi sağlanabilir. Ancak şu aşamada IMF seçeneğinin gündeme gelmeyeceğini öngörebiliriz. Hükümetin böyle bir eğilimi olmadığını söyleyebiliriz.”