İlk kez 1954 yılında Yunan armatör bir ailenin özel gezi yatı olarak suyla buluşan Istros, Feadship’in Makkum’daki tersanesinde yeniden hayat buldu. 42 metrelik Istros eski ihtişamına kavuşurken, yeni nesil teknolojilerle de donatıldı.
Yunancada “ilham” anlamına gelen Istros, 1950’li yılların başında Hollanda’da üretilen en büyük yat olarak ün kazandı. O zamanlara göre birçok yenilikçi özelliğe sahipti; süperyatlarda bile zor bulunan radar sistemi, beyaz ankesörlü telefonları, mavi banyoları ve dekorasyonuyla 50’lilerde moda olan her şeye sahipti.
Yunan aile birçok gezide Istros’u kullandıktan sonra İngiliz bir denizci tarafından satın alındı. Klasik bir yelkenliye de sahip olan denizci, birkaç milyon dolarlık bir projeyle Istros’un tüm iç düzenlemesini yeniledi. Yat, 2001 yılında Monaco Yacht Club’ın düzenlediği Classic Yacht Show’da En İyi Restorasyon ödülünü kazandı.
Daha sonra ise unutuldu ve Malta’nın Valetta limanında kaderine terk edildi.
2015 yılında şimdiki kaptanı Tristan LeBrun tarafından Malta’da keşfedildiğinde çürümeye yüz tutmuş bir hurda olmaya yakındı.
Bir süredir patronuyla birlikte klasik bir yat arayan deneyimli kaptan, sonunda aradığı hazineyi bulduğundan emin oldu. Daha önce üç farklı yata sahip olan patronun isteği çok netti:
“Gövdeyi korumak ve geri kalan her şeyi yeniden tasarlamak.” 1950’lerde inşa edilmiş bir yatı 2020’nin teknik özellikleriyle kalibre etmek, aynı zamanda da yatın sahip olduğu klasik karakteri korumak zor da olsa başarılmış.
Alt güvertede dört adet iki kişilik kamara var. Yat sahibinin ana güvertedeki kamarası banyo ve giyinme alanlarıyla genişletilmiş.
Ana salon ve kuzine alanı da geniş bir plana sahip. Bridge güvertesinde de iki kişilik bir misafir kamarası mevcut.
Yazının devamı Yatch Türkiye'de..