TÜRKBESD, 2022 yılının ilk üç ayına ilişkin ihracat, üretim ve satış rakamları ile sektördeki gelişmeleri düzenlediği çevrim içi basın toplantısı ile paylaştı. TÜRKBESD verilerine göre 2022 yılının ilk çeyreğinde 6 ana ürün grubunda iç satış ve ihracat olmak üzere toplam satışlar yüzde 2, ihracat ise yüzde 6 artış gösterdi.
TÜRKBESD Başkanı Can Dinçer, toplantıda yaptığı konuşmada, sektörün özellikle salgınla mücadele edilen son iki yılda hem ihracatta hem de iç satışlarda çok iyi bir performans sergilediğini dile getirdi.
Yılın ilk üç ayında yüksek baz etkisi nedeniyle iç satışların gerilediğini, ihracatın hız kesmekle birlikte artmaya devam ettiğini ifade eden Dinçer, "Küresel çapta etkili olan enflasyon, yanı başımızda önemli ham madde tedarikçisi konumundaki ülkelerin dahil olduğu savaş gibi gelişmeler, başta yassı çelik olmak üzere ham madde fiyatlarının daha da yükselmesine neden olarak, ihracatta rekabet gücümüzü olumsuz etkiliyor." dedi.
"Yassı çelikte damping önlemi ihracat kaybına yol açabilir"
Türk beyaz eşya sektörünün üretiminin yüzde 75'ini ihraç ettiğini aktaran Can Dinçer, şunları kaydetti:
"Artan navlun maliyetleri, enerji ve petrol fiyatları, Rusya-Ukrayna savaşı metal, çelik ve plastik fiyatlarının yüksek seyretmesine ve arzda sıkıntılara yol açıyor. Çip tedarikinde devam eden sorun, Rusya-Ukrayna krizi ve hammadde fiyatları nedeniyle zor bir yıl geçiriyoruz. Beyaz eşyanın en önemli girdisi olan yassı çelikteki vergiler sektörümüz açısından büyük endişe yaratıyor. Türkiye’de üretilen yassı çelik, kalite, miktar ve tedarik devamlılığı açısından sektörümüzün ihtiyacına yanıt veremiyor. Bu alanda korumacı politikaların, tedarik ve üretimde maliyet artışlarına neden olarak, enflasyonu da olumsuz etkileme riski bulunuyor."
"Türkiye'de yassı çelik üretimi iç pazarın ihtiyacının altında"
TÜRKBESD Başkan Yardımcısı Semir Kuseyri ise Ticaret Bakanlığı’nın 2021 yılında Avrupa Birliği ve Kore menşeli bazı sıcak sac ürünleri için başlattığı damping soruşturması kapsamında anti damping vergisini değerlendirdiğini dile getirdi.
Olası önlemlerin, sadece beyaz eşya sektörü için değil tüm imalat sektörleri için de kaygı verici olduğunu belirten Kuseyri, "Beyaz eşyada üretim maliyetinin sıcak sac fiyatlarındaki yükselişe bağlı olarak yüzde 16’ya varan oranlarda artacağı hesaplanıyor. Bağımsız bir araştırmadaki hesaplamalar baz alındığında, girdi maliyetlerindeki yüzde 16’lık bir artış, beyaz eşya sektöründe yaklaşık 750 milyon dolarlık ihracat kaybına neden olabilir. Konu ürünü girdi olarak üretimde kullanan diğer imalat sektörlerinin tamamı düşünüldüğünde, ihracattaki toplam kayıpların 4,2-4,9 milyar doların üzerinde olacağı tahmin ediliyor." ifadelerini kullandı.
Türkiye çelik üreticilerinin 2021 yılında Almanya’yı geride bırakarak Avrupa’nın en büyük, dünyanın da 7’nci büyük ham çelik üreticisi konumuna geldiğine dikkati çeken Semir Kuseyri, şunları söyledi:
"Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş ve Rusya’ya uygulanan yaptırımlar, Türk menşeli çelik ürünlerine talebin daha da artmasına neden oldu. Elbette bu olumlu bir gelişme. Öte yandan, ülkemizde üretilen 11,3 milyon ton sıcak sac üretiminin 2,8 milyon tonu ihraç ediliyor. İç pazarın ihtiyacı ise 14 milyon ton. Türkiye’de yassı çelik üretimi iç pazarın ihtiyacının altında. Kullanıcı sektörlerin en önemli tedarik kaynaklarından Rusya ve Ukrayna’da yaşanmakta olan gerilim tedarik kaynaklarının da hızlı bir şekilde çeşitlendirilmesini zorunlu kıldı. Ticaret Bakanlığı’nın soruşturmasına dahil olan ülkelerden tedarik edilen sıcak saclar, üst kalite sacların da üretimine girdi oluşturuyor. Bu ürünlere yönelik damping önlemleri sadece beyaz eşya sektörü için değil üretiminde yassı çelik kullanan tüm imalat sektörleri için yaratacağı muhtemel enflasyonist etki açısından endişe verici."
"Türkiye dünyanın 2. büyük üretim üssü"
TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Özkadı ise sunumunda Türk beyaz eşya sektörünün dünyadaki konumuna ve ekonomiye katkılarına değindi.
Sektörün 60 bin doğrudan ve 600 bin de dolaylı olarak istihdam oluşturduğu dile getiren Özkadı, ayrıca Türkiye’nin dünyanın 2. büyük üretim üssü olduğunu ve dünya beyaz eşya üretiminin yüzde 7’sini karşıladığını bildirdi.
Türkiye’nin zorunlu olarak ithal ettiği sıcak sacın tedarik kaynakları hakkında detaylı bilgiler de veren Özkadı, şunları kaydetti:
“Beyaz eşya üretiminde ağırlıklı olarak kullanılan soğuk ve galvaniz saclar, sıcak sacın ilave işlemlerden geçmesi ile üretiliyor. 2021 yılında iç pazarda yeterli miktarda üretilmediği için zorunlu olarak ithal edilen sıcak sacın yüzde 36’sı Rusya’dan, yüzde 22’si ise Ukrayna’dan tedarik edildi. İki ülke arasındaki savaş nedeniyle bu ithalatın imkansız hale gelmesi fiyatlarda çok sert yükselişlere neden oldu. Geçen yıl yüzde 50 artan metal fiyatlarında yükseliş devam ediyor. Metal fiyatları bu yıl ocak ayından bu yana yüzde 20’nin üzerinde artış gösterdi. Termin süreleri ise 4 aya kadar çıktı. Çin’in dünyanın en büyük beyaz eşya üreticisi olmasını destekleyen en önemli unsurlardan biri aynı zamanda dünyanın en büyük çelik üreticisi olması. Özellikle uluslararası ihracat pazarlarında Çin’e karşı rekabet edebilmemiz; üretim kapasitemizi artırmamıza ve ihtiyaç duyulan farklı kalitelerdeki sacları, en rekabetçi şekilde tedarik edebilmemize bağlı.”
Fatih Özkadı, ihracat yapan sektörlerin, girdi ithalatında vergi avantajlarından yararlanmasını sağlayan Dahilde İşleme Rejimi’nin (DİR) ise yassı çelik için önerilen ek vergi yüküne bir çözüm olmayacağını sözlerine ekledi.
Öte yandan, TÜRKBESD tarafından paylaşılan bilgilere göre, mart ayında Türkiye’nin beyaz eşya ihracatı altı ana ürün grubunda, bir önceki yılın mart ayına kıyasla yüzde 11 artış gösterdi. İhracat, ilk çeyrekte ise adet bazında yüzde 6 yükselişle, 6,5 milyon adete ulaştı. Buna karşılık iç satışlar yılın ilk 3 ayında yüzde 9 geriledi. 6 ana üründe iç satış ve ihracat olmak üzere toplam satışlar ise bir önceki yıla göre yüzde 2 artışla 8 milyon 688 bin 496 adet oldu.