Bakan Varank, SAHA İstanbul Savunma, Havacılık, Uzay ve Sanayi Kümelenmesi tarafından organize edilen dünyanın ilk sanal savunma sanayisi fuarı SAHA EXPO'nun açılışına video konferans yöntemiyle katıldı.
Varank, buradaki konuşmasında, fuar sayesinde, sektörün sahip olduğu kabiliyetleri üç boyutlu modelleme ve interaktif animasyonlarla tüm dünyaya açtıklarını söyledi.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına rağmen Türk savunma sanayisinin hız kesmediğine dikkati çeken Varank, Türkiye'yi dünyada öne çıkaran inovatif işlere imza attıklarını, Ar-Ge ve Ür-Ge'ye harcanan yoğun emeğin sahada karşılığını fazlasıyla bulduğunu dile getirdi.
Varank, savunma sanayisinin yüksek bir teknolojik yetkinlik gerektirdiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Tüm bu yetkinliklerin tek bir firmada oluşması yönetilebilir ve ekonomik değil. Küresel arenadaki güç yarışı, ambargoların sistemde belirleyici olmasına sebep oluyor. Dolayısıyla bu alanda bağımsızlığı yakalamak, ekonomik ve siyasi bağımsızlıkla neredeyse eş değer. Bu bağımsızlığa giden yol da kendi özgün teknolojilerinizi geliştirmekten geçiyor."
Türkiye'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendilerine çizdiği vizyonla savunma sanayisinde büyük sıçrama gerçekleştirdiklerini belirten Varank, "Bizlere verdiği talimat, uluslararası savunma sanayi üreticilerine taşeronluk yapmak değil, tam bağımsız Türk savunma sanayini kurmak oldu. SAHA İstanbul, bu hedefin gerçekleştirilmesinde çok önemli bir rol oynuyor." diye konuştu.
Varank, SAHA İstanbul'da 551 firmanın aynı çatı altında bir araya geldiğini ifade ederek, kümelenme sayesinde, kamu-özel sektör ve üniversitenin, sadece birlikte çalışmakla yetinmeyip, ortak projeler geliştirmek için de gayret gösterdiklerini söyledi. Bakan Varank, bu ruhu harekete geçirdikleri için SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar ile Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede'ye teşekkür etti.
"TÜBİTAK SAGE geliştirdiği ürünlerle birçok ilke imza attı"
Savunma sanayisinin 2005-2020 yıllarında geçirdiği dönüşüme de değinen Varank, şöyle devam etti:
"Dünyanın en fazla ciro yapan ilk 100 savunma sanayi firması sıralamasında hiçbir firmamız yokken, bu sene 7 firmamız listede kendine yer buldu. Sektörde 30 bin kişi çalışıyorken, şu an 73 binden fazla kişi savunma sanayisi için emek veriyor. Toplamda 330 milyon dolar ihracat yapabiliyorken, 3 milyar doları aşan ihracat kapasitesine ulaştık. Yaklaşık 11 milyar dolarlık ciroya sahip sektörün Ar-Ge harcamaları da her geçen gün artıyor. Sadece teknopark firmaları ve Ar-Ge merkezlerinde yapılan harcamaların tutarı 12 milyar lirayı aştı. Ülkemizde en fazla Ar-Ge harcaması yapan ilk 10 firmanın 5'i savunma sanayisinde faaliyet gösteriyor."
Varank, Bakanlık olarak atılan sektörün gelişimini destekleyen adımların elde edilen başarıdaki payını vurgulayarak, "Son 8 senede, savunma alanında toplam yatırım tutarı 13 milyar lira olan 421 projeye teşvik belgesi verdik. Bu projeler sayesinde, 11 binden fazla istihdam oluştu. Sektördeki 48 Ar-Ge ve tasarım merkezinin, çeşitli vergi istisnaları ve prim desteklerinden faydalanmasını sağlıyoruz." dedi.
TÜBİTAK aracılığıyla yürütülen programlarla bugüne kadar 813 savunma sanayisi projesine 5 milyar liraya yakın destek verdiklerini, bunun da önemli bir kısmının hibe olduğunu dile getiren Varank, şunları söyledi:
"TÜBİTAK Savunma Sanayi Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü (SAGE) 2000'li yıllardan itibaren geliştirdiği sistem seviyesi ürünleriyle birçok ilke imza attı. Ülkemizin ilk milli seyir füzesi (SOM), ilk güdüm kiti ailesi (Hassas Güdüm Kiti), ilk kanatlı güdüm kiti ve ilk nüfuz edici bombasını TÜBİTAK SAGE geliştirdi ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin envanterine girdi. Ayrıca ilk hava hava füzelerimiz de şu an yine SAGE tarafından geliştiriliyor. Bu ayın sonunda testlerinin yapılmasını bekliyoruz. Bunlara ek olarak, alt sistem seviyesinde çalışmalarımız da sürüyor. Mühimmat sistemlerinin kalbi olan ısıl pili, küresel konumlama sistemi antenini, küresel konumlama sistemi alıcısı KAŞİF'i, ataletsel ölçüm birimi ATLAS'ı ve piroteknik sistemleri SAGE'de yerli ve milli olarak ürettik, yurt dışı bağımlılığını tamamen ortadan kaldırdık. Bundan sonra da alt sistemlerin yerlileştirilmesi çalışmalarına tüm hızımızla devam edeceğiz."
"Sanayi-Doktora Programı'yla sektörde 27 projeyi destekliyoruz"
Varank, savunma sanayi firmaları için sanayi bölgeleri oluşturduklarının altını çizerek, Kırıkkale Silah Sanayi İhtisas OSB, Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas OSB ve BAYKAR İstanbul Özel Endüstri Bölgesi ile yatırım ve planlama çalışmaları devam eden Konya Teknoloji Endüstri Bölgesi'ne ilişkin bilgi verdi. Bakan Varank, "Kalkınma ajanslarımızın desteğiyle Konya'da Türkiye Silah Test Merkezini, Kalecik'te Hava Araçları Test Merkezini ve Manisa'da Savunma Sanayi Teknoloji Geliştirme Kümesini kuruyoruz." dedi.
TÜBİTAK Sanayi-Doktora programıyla, sektördeki 27 projeyi desteklediklerini anlatan Varank, bu projelerle savunma sanayisine uzmanlaşmış 115 doktora öğrencisinin yetiştirileceğini bildirdi.
Varank, TEKNOFEST ile Türkiye’nin dört bir yanında farkındalık oluşturduklarını belirterek, gençlerin kabiliyetlerini keşfetmelerini ve mücadele azimlerini artırmalarını istediklerini anlattı.
Bütüncül bakış açısı ve doğru yönlendirme sayesinde, savunma sanayisinde 2000'lerde yüzde 20 olan yerlilik oranının bugün yüzde 70'lere ulaştığını vurgulayan Varank, şu ifadeleri kullandı:
"Sektörün geleceği ve tam bağımsızlık için, kritik bileşenlerde yüzde 100 yerlileşme şart. Ana ve alt sistemleri yerlileştirmenin yanında, daha alt seviyelere de inmek gerekiyor. Bu alanlarda malzeme ve teknoloji üretebilen yerli firmaları bulmak ya da yenilerinin çıkmasına fırsat vermek gerekiyor. Bu noktada Bakanlık olarak tüm teşvik ve desteklerimizle, savunma sanayinin yanında olmaya devam edeceğiz."
"SAİK ile Türkiye sanayisine seviye atlatacak kararları alacağız"
Savunma sanayisinin kendileri için iyi bir rol model olduğuna işaret eden Varank, buradan hareketle Milli Teknoloji Hamlesi anlayışını tüm politikalarda uygulamaya başladıklarını vurguladı.
Varank, sektörde başarıyı getiren yönetişim modelinin sanayinin diğer alanlarında kendilerine referans olduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
"Kamunun alım ve yönlendirme gücü doğrudan kullanıldığında, hedefi tam 12'den vurabiliyorsunuz. Sanayileşme İcra Komitesini (SAİK) bu maksatla kurduk. SAİK ile Türkiye sanayisini ve teknoloji üreticilerini daha da geliştirecek politikaları planlayacak üst düzey bir karar mekanizmasını hayata geçiriyoruz. Sanayimize seviye atlatacak ve ülkemizi geleceğe hazırlayacak kararları ilgili bakanlıklarla beraber bu komitede alacağız. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kararlı, sonuç odaklı ve istikrara odaklanan ekonomi politikalarımız hız kesmeden devam edecek. Pandeminin, global üretim ve yatırım alanlarında getirdiği fırsatları en iyi şekilde değerlendireceğiz. Küresel şirketlerin, üretim merkezlerini çeşitlendirmeye başladığı bu dönemde Türkiye büyük fırsatlara sahip. Yatırım ortamını daha güçlü hale getirmek için, kamu ve özel sektördeki paydaşlarımızla çalışmalarımıza devam ediyoruz. Yatırım teşvik sistemimizde de son 1 senede önemli düzenlemelere imza attık. YOİKK ile öngörülebilirliği daha da artıracak, Türkiye'nin güvenli liman olduğunu tüm dünyaya bir kez daha kanıtlayacağız."
Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı'nın da devam edeceğini dile getiren Varank, gelecek aylarda programın yeni çağrılarını açacaklarını bildirdi.
Bakan Varank, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile dün gerçekleştirdikleri açılışlara da değinerek, Türkiye'de yatırım iştahının hız kesmeden sürdüğüne dikkati çekti.
Savunma sanayisinde elde edilen teknolojik birikimin diğer sektörlere transfer edilmesini önemsediklerine dikkati çeken Varank, "Sivil yaşamda kullandığımız birçok buluş, aslında askeri ihtiyaçlar sonucunda elde edilmiş durumda. Dolayısıyla savunma sanayi, diğer sektörler için de bir Ar-Ge merkezi olma görevini üstleniyor. Geliştirilen teknolojilerin, sivil alanda kullanılabilirliğini arttırmak için sektörler arası etkileşimi artıracak mekanizmaları hayata geçireceğiz. Türkiye, sanayinin her alanında çok güçlü bir potansiyele sahip. Geliştirdiğimiz ürün ve teknolojilerle pek çok ülkenin gıptayla takip ettiği yenilikler inşallah bu topraklardan çıkacak. Bu dönüşümü daha da hızlandırmak için herkesin fikrine, bilgisine ve özgün bakış açısına ihtiyacımız var. Milli Teknoloji Hamlesi'ni topyekün bir seferberlik ruhuyla hayata geçireceğiz." ifadelerini kullandı.