Bilgin, AK Parti İl Başkanlığını ziyaretinde yaptığı konuşmada, Bursa'da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Bursa'da 1 milyonun üzerinde sigortalı işçinin çalıştığını belirten Bilgin, kentin ülke ekonomisine önemli katkı sağladığını vurguladı.
Bakan Bilgin, dünya genelinde özellikle enerji maliyetlerinin artmasının tedarik zincirlerinin kopmasına yol açtığını anlatarak, şöyle devam etti:
"Biz de bunun yansımalarını yaşıyoruz. Elbette enflasyonun yüzde 80'lere doğru gitmesi, bu ciddi bir sorun. Öncelikle enflasyonu kontrol altına alıp bu sorunu belli bir süre içerisinde çözmemiz lazım. Türkiye'nin bu konuda avantajları var. Türkiye üretim gücünün dinamizmi. Bu ne demektir? Sanayideki üretkenliğin artması demektir. Sanayinin büyümesini devam ettirmesi demektir. İmalat sanayisinin büyüme içerisindeki payının artması demektir. Rakamlara baktığımız zaman, işte sanayinin yüzde 9,1 büyümesi yıllık bazda. İmalat sanayisinin yüzde 13'ün üzerinde büyümesi. Bütün bunlar bizim geleceğe ümitle bakmamızı sağlıyor. Çünkü bunun başka bir yolu yok. Yani Türkiye enflasyonu nasıl yenecek? Enflasyonun kaynaklarını biliyoruz. Bunların en başında işte dövizdeki dalgalanmalar ve bildiğiniz gibi enerji fiyatları geliyor. Döviz üretmemiz lazım. Onun da iki yolu var. Birisi üretimi artırarak, ihracat yoluyla döviz gelirlerimizi artırmak. Türkiye'nin en önemli kaynağı odur. Üretim gücüne dayalı büyümenin yarattığı avantajı buradan dış ticaret yoluyla elde etmek. İkincisi de turizm gelirleri. Bursa bunların ikisinin de olduğu yerdir."
"Aralıkta da emekçilerimizi koruyacak kapsamlı bir düzenleme yapacağız"
Türkiye'nin gelecek yıl daha sağlıklı bir zeminde, daha kontrollü bir şekilde, ekonomik üretim faktörlerini daha iyi yönetebilecek bir aşamaya geçeceğini vurgulayan Bilgin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Onun için buradaki en önemli sorunumuz da işsizliği azaltmak, istihdam yaratmak ama emekçilerimizi de çalışanlarımızı da enflasyonun ve bugünkü ekonomik şartların olumsuzlukları karşısında korumak. Enflasyonun toplumsal hayat üzerindeki tahribatını engellemek. Bu konu yani bu görev bize ait. Bizim Bakanlığımıza ait. Emekçilerimizi koruyacak politikaları başından itibaren izliyoruz. Türk tarihinin yakın dönemine, 60 yılına baktığımız zaman hep asgari ücretin vergi dışı bırakılması söylenirdi. Hatta bizim öğrenciliğimizde de bizim çok slogan olarak söylediğimiz bir husustu. Asgari ücret vergi, en azından bütün ücretlerin asgari ücret düzeyindeki gelirleri vergi dışında kalsın. Bunu gerçekleştirdik. Geçtiğimiz yılın sonunda Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu kararlı tavırla Türkiye'nin enflasyona karşı çalışanlarını korumasında tarihi bir adım atıldı."
Çalışanları enflasyona karşı korumak için asgari ücretin bir yıl önceye göre yüzde 94 oranında artırıldığını belirten Bilgin, "Bu bizim çalışanlara karşı sözümüz. Önümüzdeki dönem içerisinde de ya önümüzdeki 5 aylık dönem içerisinde meydana gelen yeni aşamalarda da ücretlerimizi koruyacağımızı ilan ettik. Bu bizim milletimize karşı sözümüz, emekçilerime karşı Türk devletinin sosyal devlet kimliğiyle verdiği bir sözdür. Bunu da hiç kimsenin tereddüdü olmasın uygulayacağız. Aralıkta da yeniden bütün bu şartları dikkate alarak emekçilerimizi koruyacak kapsamlı bir düzenleme yapacağız. Sadece sigortalı işçilerimizi değil, bütün emekçileri, kamu çalışanlarımızı da koruyan kapsamlı düzenlemeler yaptık." ifadesini kullandı.
"Sorun çözme gücü artan bir ülke"
Türkiye'nin demokrasisinin gücüne güvendiğini aktaran Bilgin, şunları kaydetti:
"Türkiye demokratikleştikçe toplumun sorunlarına cevap verme kabiliyeti artıyor. Türkiye büyüdükçe toplumun ekonomik sorunlarına karşı çözme imkanını arttıran bir ülke haline geliyor. Türkiye içinde yaşadığımız bölgenin demokratik ülkesidir, büyüyen ülkesidir. Sanayileşmiş olan ülkesidir. Toplam ihracatının içerisinde sanayi ürünlerinin payının her geçen gün arttığı bir ülkedir. Dolayısıyla milletimiz müsterih olsun. Türkiye'nin ekonomideki büyümesine bağlı olarak sorun çözme gücü artıyor. Sadece ekonomiyle ilgili değil, siyasal anlamda da uluslararası ilişkiler anlamında da Türkiye'nin sorun çözme gücünün dünyaya nasıl yansıdığını hepimiz görüyoruz."
Bilgin, Türkiye'nin tahıl krizinin çözülmesinde önemli bir rol üstlendiğini belirterek, "Türkiye tarafından bu sürecin yönetilmesi siyaset üstü bir konudur. Türkiye'nin gücünü gösterir. Türkiye'nin devlet başkanının da bu sorunu çözmesinin, kimseyi rahatsız etmemesi lazım. Muhalefet partilerimizin de burada Türkiye'nin gücünü alkışlamaları gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla sorun çözme gücü artan bir ülke. Hem uluslararası ilişkilerde hem bölgesel sorunlar karşısında hem de ekonomide. Bu Türkiye'nin bölgede demokrasisine, tarihine, kültürüne ve birikimine bağlı bir olaydır." diye konuştu.