Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akkuyu Nükleer Güç Santrali İlk Nükleer Yakıt Getirme Töreni'ne Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nden canlı bağlantıyla katıldı.
Bugün Türkiye'yi, dünyanın nükleer güç sahibi ülkeleri arasına sokacak büyük bir hamlenin sevincini paylaşmak üzere bir arada olduklarını belirten Erdoğan, bu gurur gününe iştirak eden, başta Cumhur İttifakı ortakları olmak üzere tüm misafirler ve ekranları başındaki tüm vatandaşlara teşekkür etti.
Erdoğan, "Bu törenle aynı zamanda milletimize olan bir sözümüzü, bir ahdimizi daha gerçekleştirmiş oluyoruz." ifadesini kullandı.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin üretime geçmesinden bir önceki aşaması olan nükleer yakıtların santral sahasına getirilmesine şahitlik ettiklerini söyleyen Erdoğan, "Hava ve deniz yoluyla gelen nükleer yakıtların santralimize teslimiyle birlikte artık Akkuyu bir nükleer tesis hüviyetini kazanmıştır. Böylece ülkemiz, 60 senelik bir gecikmenin ardından da olsa dünyada nükleer güç sahibi ülkeler ligine yükselmiştir." diye konuştu.
Bugün dünyada 422 nükleer reaktörün faal halde olduğunu, 57'sinin de yapımının devam ettiğini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Avrupa Birliği elektriğinin yüzde 25'ini nükleerden elde ediyor. Geçtiğimiz yıl Avrupa Komisyonu, nükleer enerjiyi 'yeşil enerji' kabul ederek, bu konudaki tereddütleri gidermiştir. Biz de Akkuyu ile ülkemizi bu gelişmelerin bir parçası haline getirdik. Projemize en başından beri destek veren, Sayın Putin başta olmak üzere tüm Rusya Federasyonu makamlarına şükranlarımı sunuyorum. Santralimizin inşasında ve üretime geçme sürecinde görev alan Türk ve Rus tüm personeli tebrik ediyorum."
"Rusya ile aramızdaki en büyük ortak yatırım"
Akkuyu'da her biri 1200 megavat güce sahip 4 reaktörlü bir nükleer güç santrali inşa edildiğini kaydeden Erdoğan, şu değerlendirmelerini paylaştı:
"Türkiye'nin pek çok önemli projesi gibi Akkuyu da milli bütçemize yük getirmeyen bir finansman modeliyle hayata geçirilmiştir. Akkuyu, Rusya ile aramızdaki en büyük ortak yatırımdır. Yatırım bedeli 20 milyar dolar olan bu proje, Rusya'nın ilgili kuruluşu ROSATOM tarafından tasarlanmış ve inşa edilmiştir. Projenin inşaatıyla birlikte bakım, işletme ve nükleer santraller için büyük önem taşıyan işletmeden çıkarma süreçlerinin sorumluluğu da yükleniciye aittir. Santralin tüm üniteleri peyderpey 2028'e kadar hizmete girecektir. Ülkemizin elektrik tüketiminin yüzde 10'u tek başına bu santral tarafından sağlanacaktır. Tam kapasite devreye girdiğinde burada yılda yaklaşık 35 milyar kilovatsaat elektrik üretilecek. Hiç şüphesiz sadece bu özelliğiyle bile santralimiz, ülkemizin enerji arz güvenliğine yaptığı eşsiz katkıyla stratejik yatırım unvanını hak ediyor. Doğal gaz ithalatımızın düşmesine yıllık 1,5 milyar dolar katkısı olacak bu proje, milli gelirimizin artışına da olumlu yönde etki yapacaktır."
Buradaki birikim ve tecrübenin Türkiye'yi ileride nükleer alanında daha farklı yerlere de taşıyacağını dile getiren Erdoğan, proje kapsamında Rusya'da eğitim görerek santralde görev yapacak mühendis ve teknisyenlerin, Türkiye'nin nükleer güç alanındaki insan gücünü zenginleştireceğini söyledi. Erdoğan, 300'ü aşkın Türk mühendisin bu alanda Rusya'da eğitim gördüğünü bildirdi.
"Önceliklerimizin başında güvenlik gelmiştir"
Akkuyu'da inşa edilen santral planlanırken ve hayata geçirilirken, önceliklerinin başında güvenliğin geldiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Santralimizin 6 Şubat depremlerinden etkilenmemesi, mühendislerimizin ve işçilerimizin işlerini ne kadar titizlikle icra ettiklerini gösteriyor. Santralimiz, ülkemizin bu alandaki mevzuatıyla beraber, Uluslararası Atom Ajansının, Uluslararası Nükleer Güvenlik Danışma Grubu'nun ve Avrupa Birliği'nin şartlarını da karşılıyor. Bu projedeki tecrübemiz ışığında, farklı bölgelerimizde inşa etmeyi planladığımız 2. ve 3. nükleer santrallerimiz için de inşallah en kısa sürede harekete geçeceğiz. Akkuyu projesini yürüten ve burada yüklenici olarak görev yapan firmalarımızın, 6 Şubat felaketinin ardından depremzedelerimize sahip çıkarak gösterdikleri dayanışmayı da daima şükranla hatırlayacağız. Ve şunu özellikle ifade etmek isterim ki Rusya'nın Hatay'da kurduğu sahra hastanesi için özellikle milletim adına teşekkür ediyorum. Akkuyu projemizin üretim öncesi hazırlıklarının son safhası olan nükleer yakıt çubuklarının, nükleer santral sahasına tesliminin bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Santralimizin üretime başlaması sevincinde, bu sefer yüz yüze buluşmak üzere, sizlere sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum."
Putin: Türkiye, artık dünyanın en düşük maliyetli kaynaklarından nükleer enerjiye sahip bir ülke olacak
Törene canlı bağlantı ile katılan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de, Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali Akkuyu’nun tam kapasite çalışmaya başladığında muhtemelen Türkiye’ye daha az doğal gaz tedarik edeceklerini belirterek, "Bildiğiniz gibi bu (doğal gaz) günümüzde pahalı bir ürün ve daha da pahalı olacak. Türkiye ise kendi nükleer sanayisine sahip olmanın avantajıyla, artık dünyanın en düşük maliyetli kaynaklarından nükleer enerjiye sahip bir ülke olacak.” dedi.
Putin, canlı bağlantı yöntemiyle katıldığı Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) İlk Nükleer Yakıt Getirme Töreni’nde konuştu.
Akkuyu NGS’nin, Türkiye ekonomisine önemli katkı sağlayacağını vurgulayan Putin, "Türk-Rus tarihinin en büyük ortak projelerinden birisi olan Akkuyu NGS, ülkelerimiz arasındaki komşuluk ilişkilerine katkı sağlayacak.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bugün kapsamlı bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiklerini dile getiren Putin, “Doğal olarak, barışçıl nükleer enerji sektöründeki işbirliğinin yanı sıra, Rus-Türk ilişkilerinin geliştirilmesiyle ilgili diğer konuları da istişare ettik. Bu konuda temel olarak önemli bazı anlaşmalara da vardık.” diye konuştu.
Putin, anlaşmaya varılan başlıca konuların arasında karşılıklı ticaretin bulunduğunu belirterek, Türkiye ile Rusya arasındaki ticaret hacminin geçen yıl 62 milyar doları aştığına dikkati çekti.
Rusya’nın, Türkiye için güvenilir bir doğal gaz tedarikçisi olmaya devam edeceğini vurgulayan Putin, “Akkuyu NGS tam kapasite çalışmaya başladığında muhtemelen Türkiye’ye daha az doğal gaz tedarik edeceğiz. Bildiğiniz gibi bu (doğal gaz) günümüzde pahalı bir ürün ve daha da pahalı olacak. Türkiye ise kendi nükleer sanayisine sahip olmanın avantajıyla, artık dünyanın en düşük maliyetli kaynaklarından nükleer enerjiye sahip bir ülke olacak.” şeklinde konuştu.
Doğal gazın üçüncü ülkelere aktarılması konusunda da işbirliğini geliştirmeye kararlı olduklarını anlatan Putin, “İlgili yabancı alıcılara piyasa fiyatlarından doğal gaz tedarik etmek için Türkiye'de bölgesel bir doğal gaz merkezi oluşturma önerisi de bu amaca yöneliktir. Tarımda işbirliğinin genişletilmesi, tarımsal sanayi ürünlerinin karşılıklı tedarikinin sağlanması ve uluslararası gıda güvenliği konularında, işbirliği konularında Cumhurbaşkanı Erdoğan’la mutabakata vardık.” ifadelerini kullandı.
Karşılıklı ticaret ve turizm daha da geliştirilecek
Putin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ihtiyacı olan ülkelere ücretsiz un tedarik edilmesine yönelik girişimi üzerinde çalışmaların sürdüğüne işaret ederek, turizm konusunda da Rusya ile Türkiye arasındaki işbirliğinin geliştirileceğini söyledi.
Türkiye’yi geçen yıl 5 milyondan fazla Rus turistin ziyaret ettiğini vurgulayan Putin, “Her iki ülkeyi de birbirinin pazarlarında ve turizmde daha aktif olmaya teşvik edeceğiz ve bunun için uçuş sayısını artırma kararı aldık.” şeklinde konuştu.
Putin, Türkiye’de yaşanan depremler nedeniyle Türk halkına tekrar başsağlığı dileklerini ileterek, hasar gören bölgelerin yeniden inşasında Rusya’nın gereken her türlü desteği vermeye hazır olduğunu belirtti.
Türk inşaat sektörünün son derece gelişmiş bir durumda olduğunu kaydeden Putin, “Ancak bu özel bir durum. Yakın gelecekte Türkiye'ye büyük miktarda Rus inşaat malzemesi sevkiyatı yapılmasına karar verildi.” dedi.
Rusya’nın deprem konusunda Türkiye’ye arama kurtarma ve yardım malzemeleri gönderen ilk ülkelerden biri olduğuna işaret eden Putin, “Sizi temin ederim ki yardımımız kesinlikle samimi ve çıkar gözetmiyoruz. Türk ortaklarımıza her zaman dostça destek eli uzatmaya hazırız.” ifadelerini kullandı.
Putin, Türkiye’nin, Cumhuriyet'in 100’üncü yılında, nükleer sanayiye sahip sanayi ve teknoloji alanında gelişmiş ülkeler kulübüne katılmasının oldukça sembolik olduğuna dikkati çekti.
Akkuyu NGS’nin son derece büyük bir proje olduğunu ve bu tür projelerde özellikle bürokratik karmaşıklıkların çıkabileceğini aktaran Putin, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteği olmadan bunu başarmamızın imkansız olduğunu düşünüyorum. Rus ve Türk nükleer uzmanlarının, mühendislerin ve işçilerin, eş güdümlü ve dostane bir şekilde çalıştıklarını, bu sayede projenin onaylanan programa tamamen uygun olarak inşa edildiğini vurgulamak isterim.” değerlendirmesinde bulundu.
“Dünyanın en büyük nükleer inşaatı”
Putin, Akkuyu NGS’nin 4 ünitesinin tümünün toplam kapasitesinin 4 bin 800 megavat olduğunu belirterek, “Bunun dünyanın en büyük nükleer inşaatı olduğunu vurgulamak istiyorum. Günlük istihdam edilen çalışan sayısı 20 bini aşıyor, aslında 30 bine yaklaşıyor. Üçte ikisi Türk vatandaşı. Bu Akkuyu ile bağlantılı olarak yaratılan istihdamın sadece bir kısmı.” diye konuştu.
Santralin yapımında inşaat işleri, malzeme temini, ulaşım ve diğer hizmetlerde çok sayıda Türk müteahhidin yer aldığını anlatan Putin, Türk sanayi kuruluşlarının Akkuyu'nun ihtiyaçları için ürettiği siparişlerin toplam maliyetinin 4,2 milyar dolar, siparişlerin yerelleştirilmesi potansiyelinin ise 6,5 milyar dolar olduğunu kaydetti.
Barışçıl nükleer enerji alanında lider olan Rosatom'un nükleer enerji santrallerinin inşasında en gelişmiş mühendislik çözümlerini ve teknolojilerini kullandığının altını çizen Putin, aynı zamanda santralin inşası ve işletmeye hazır hale getirilmesinin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın kural ve tavsiyelerine sıkı sıkıya bağlı olarak gerçekleştirildiğini bildirdi.
Putin, “Akkuyu NGS'deki sistem, dünyanın en modern ve güvenilir güvenlik sistemlerinden bir tanesidir.” dedi.
“Büyüyen Türkiye ekonomisinin enerji ihtiyacını temin edecek”
Akkuyu NGS’nin tam tasarım kapasitesine ulaştıktan sonra Türkiye'nin enerji tüketiminin yüzde 10’unu karşılayabileceğini ve büyüyen Türkiye ekonomisinin enerji ihtiyacını temin edeceğini vurgulayan Putin, bu santralin hidrokarbon yakıta dayalı geleneksel enerji santrallerinin aksine, atmosfere karbondioksit salmayacağını ve çevre üzerinde olumlu bir etkiye sahip olacağını ifade etti.
Türk nükleer sektörü için Rusya’da üniversitelerde 300’e yakın Türk öğrencinin nükleer uzmanlık eğitimi aldığını hatırlatan Putin, ayrıca Türkiye’de Rosatom’un Akkuyu NGS’nin teknik elemanlarını yetiştirdiği özel bir merkezin bulunduğunu da dile getirdi.
Putin, “Bu inşa edilen sadece bir santral değil. Türkiye’de ekonomide yeni bir yüksek teknoloji, nükleer sektör, ekonomide yeni bir sektör yaratılıyor. Önemli olan bu.” ifadesini kullandı.
“Akkuyu NGS, Erdoğan’ın çok şey yaptığının örneği”
Türkiye'deki ilk nükleer güç santralinin inşasının ve aslında sıfırdan yeni bir ileri yüksek teknoloji sektör yaratılmasının vurgulanmasının önemli olduğunu söyleyen Putin, şöyle devam etti:
“Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan! Bu, ülkeniz için, ekonomisinin büyümesi için, tüm Türk vatandaşları için ne kadar çok şey yaptığınızın bir başka inandırıcı örneğidir. Açıkça söylemek istiyorum, nasıl iddialı hedefler koyacağınızı biliyorsunuz ve emin olarak bunların gerçekleşmesine doğru gidiyorsunuz.
Bu tören, Sayın Erdoğan’ın şahsen ve Türkiye hükümetinin Rus-Türk ilişkilerinin her alanda gelişimine ne kadar büyük önem verdiğini bizlere gösteriyor. Kendi açımızdan, bu tutumu kesinlikle destekliyoruz. Rusya ile Türkiye arasındaki yakın işbirliği ve ortaklığın karşılıklı olarak fayda sağladığına, ülkelerimizin ve devletlerimizin halklarının temel çıkarlarını karşıladığına ve bir bütün olarak bölgesel ve uluslararası istikrara fayda sağladığına inanıyoruz.”
Ayrıca, nükleer yakıt sertifikasının teslimi esnasında Putin, Akkuyu NGS'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılına yetiştirilmesinin, Erdoğan'ın kişisel başarısı sayesinde gerçekleştiğini söyledi.