Levent GÖKMEN DEMİRCİLER / lgokmen@ekonomist.com.tr
1) Pandeminin süresi alışkanlıkların değişmesinde belirleyici olacak. Bir alışkanlığın kazanılması için belirli bir sürenin geçmesi gerekiyor. Eğer Mart ortası gibi başlayan süreç tahminimiz 90 gün içerisinde normale dönmez ise pazarda kalıcı bir daralma olacak. Bu daralmanın en çok hissedileceği alan, alternatif satış kanalı olan sektörler olacak. Tekstil, çocuk ürünler, oyuncak, kozmetik, gibi alanlar başta geliyor. Tüketicilerin bu ürünlere alternatif kanallardan ulaşabiliyor olmaları onlarda yeni bir satın alma alışkanlığı yaratacak ve fiziksel perakende de ciddi bir daralma yaşatacak. Bir çok markanın bu ihtimale karşı önlem aldığını görüyoruz.
2) Yeme içme işletmelerinin bir kısmı çok hızlı toparlanacak Diğer bir alan ise yeme içme perakendesi. Doğrudan diğer perakendelerin performansına bağlı işletmelerde yine bir daralma bekliyoruz. Ancak AVM’lerdeki tekstil, kozmetik gibi perakende kollarına bağlı olmayan cadde işletmeleri ve tatlıcı dükkanları gibi alanlarda çok hızlı bir toparlanma bekliyoruz. Bunun temel nedeni sokağa duyulan özlem. İnsanların alışveriş deneyimine duydukları özlemi, alternatif kanallardan giderebildiklerini görüyoruz, ama fiziksel olarak bir araya gelme fonksiyonu olan gıda işletmelerinin henüz alternatifi yok.
3) Yeme içme sektöründe hijyen; lezzet ve standart ürün beklentisi kadar önemli hale gelecek. Belki de yeme içme işletmelerinin pandemi sonrası için kendilerini en iyi hazırlamaları gereken alan burası. Hijyen, bununla ilgili tüketici farkındalığı çok üst seviyelere çıktı. Tüketiciler artık bu alandaki uygulamaları daha görür olacak. İşletmelerin çok iyi eğitim ve işbirliği programları üretmesine ihtiyaç var. Eskiden iyi yemeği olan bir yer için tercih edilen bir restoran bundan sonra hijyen kurallarına bağlılığıyla da tercih edilecek.
4) Yeni oyunculara yer açılacak. Mevcut işletmelerin yeni dönemin oyuncuları olarak kalmalarını mümkün kılacak bir diğer önemli atılım da verimlilik alanında olacak. Daralan hacim, işletmeleri daha verimli yönetilebilir olmaya doğru zorlayacak. Teknolojinin yardımı, ambalajlamanın önemi, operasyonun verimliliği gibi alanlarda yenilik yapmak ve verimliliği artırmak için geç kalmamak gerekiyor. Hantal ve büyük yapılarak için çok zor bir süreç bizi bekliyor. Pazarda bu tür önceliklerin farkında olan yeni yatırımcılar için büyük fırsatlar olduğunu düşünüyoruz.
MARKALARA ÖNERİLER
Perakende sektörünün var olduğu günden beri bir çok değişime şahit olduk. Bu dönem de önemli bir değişim dönüşüm süreci. Perakendecilik bisiklet sürmeye benzer pedaldan ayaklarınızı çekerseniz düşersiniz. Bu dönem bekleyelim bitsin ve devam edelim dönemi değil. Hazırlanalım, adapte olalım ve uygulayalım dönemi. Onun için;
1) Dükkanlar kapalı olabilir ama siz halen var olan bir markasınız. İletişiminizi artırarak sürdürün. Çünkü bir çok rakibinizin sustuğu bir yerde konuşmaya devam etmek. Sizi daha fark edilir kılacak ve normalleşme sürecinde akıllarda siz olacaksınız.
2) Eğitim programlarınızı ve operasyonel verimliliğinizi gözden geçirin ve iyileştirme alanlarını tespit edin. İnanın insanların bu kadar ev ekonomisine odaklandıkları bir dönemin sonunda sizin için harcadıkları miktarda da bir azalma olacak.
3) Dijitalleşmek zorundayız. Belki yıllarca direndiniz. Yüz yüze gelmenin kültürel kodlarımızda ne kadar önemli olduğunu sürekli savundunuz ama artık savunulamayacağını anladık. Uzak mesafeler için dijitalleşme artık kaçınılmaz. Her hafta gittiğiniz yüzlerce kilometrenin savurganlığına son verme zamanı. Zaman dijital adaptasyon dönemi. Hepimiz buna ikna olduk, tecrübe ettik ve öğrendik, bundan sonra uygulama zamanı.
4) Sektörel örgütlenme ve birlikte hareket etme dönemi. Rakip olarak gördüğünüz markalar aslında sizin müttefiklerinizdir. Birlikte sektörünüz için neler yapabileceğinizi artık konuşma zamanı. Yüz yıllardır söylenen birlikten kuvvet doğar lafını artık uygulama dönemi. Ama bu sefer laf olsun diye değil. Gerçekten bir araya gelmek zorundasınız. Ortak; lojistik, insan kaynakları, eğitim, sektörel regülasyon konularına birlikte kafa yormanın zamanı geldi. Son olarak; zamanın ne getirip ne götüreceğini hiç birimiz bilemeyiz ama beklemenin ve bu dönemi uykuda geçirmenin en kötü seçenek olduğunun hepimiz farkındayız. Evden çıkıp mağazaların yeniden dolacağı güzel günleri hayal etmek kadar güzel bir şey yok. Ama bisikletin pedallarını çevirmekten de hiç bir zaman vazgeçmememiz gerekiyor. Dünya tarihi yerinde sayan markaların hazin sonlarıyla dolu, bunu unutmayalım. Bu sadece bugün için değil her zaman geçerli olan bir kural.