Bu konulara ilişkin son haberleri, kulis bilgilerini, Hazine Müsteşarlığı ve sigorta şirketlerinin yöneticileri arasındaki ilişkileri bu köşeden sizlere aktarmaya çalışıyoruz.
Hatırlanacağı gibi, trafik sigortası tarafında nisan ayında tavan fiyat, temmuz ayında da havuz sistemi uygulamasına geçilmişti. Bu uygulamayla, hasar frekansı yüksek basamak ve araç grupları için, 12 Nisan 2017’den itibaren geçerli olmak üzere, ‘Riskli Sigortalılar Havuzu’ kuruldu.
Bu havuz sistemine göre, hasar riski yüksek araçlar ile taksi, minibüs, otobüs gibi araç gruplarındaki prim ve hasarların yüzde 50’si sigorta şirketleri arasında eşit olarak paylaştırılıyor. Kalan yüzde 50 ise sigorta şirketlerinin trafik sigortası primlerinden son üç yıllık dönemde aldıkları paya göre hesaplanıyor.
ZARARLAR BÜYÜYOR
Söz konusu havuz sistemi, ilk günden beri sigorta sektörünün oyuncuları arasında bazı endişelere yol açmıştı. Bu endişelerin en önemli nedenini, trafik sigortasındaki tavan fiyatın ortalama primleri aşağı çekmesi ve bu durumun sigorta sektörüne finansal etkisinin ‘zarar’ olarak yansıması oluşturuyor.
Bu uygulama, trafik sigortası poliçesi pazarlayan 30 şirketin genel müdürünün mahkemelik olmasına da yol açmıştı. Yine bu sayfada size aktardığımız gibi, yerli ve yabancı 30 şirketin genel müdürüne soruşturma açılmış, ifadeleri istenmişti.
Ancak son dönemde, Hazine yönetimiyle sigorta şirketleri arasındaki soruşturma, ifade istenmesi, ceza tehdidiyle birlikte artan gerilim, iletişim kanallarının çalışmasıyla yerini yumuşamaya bıraktı. Geçen ay Hazine Müsteşarı Osman Çelik ile sigorta şirketlerinin genel müdürlerinin buluşmasının ardından geçen hafta yeni bir buluşma daha gerçekleşti.
Geçen hafta Türkiye Sigorta Birliği ve Rekabet Kurumu işbirliğiyle gerçekleşen, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in de katıldığı toplantıda bu konu yeniden gündeme getirildi.
Trafik sigortasındaki 11 yıllık zararın 7,3 milyar TL’ye ulaştığını söyleyen Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Can Akın Çağlar, trafikte tavan tarifeye geçişle bu branşta 2017 yılının sonuna kadar 2,1 milyar TL zarar oluşacağını hesap ettiklerini aktardı.
Havuzun zarar etmemesi için çalışmalar yapılması gerektiğinden bahseden Çağlar, bu nedenle trafik tarifesi sisteminde 2018 yılında en azından enflasyon kadar bir artış talep ettiklerini kaydetti.
Çağlar, diğer talepleri ise şöyle sıraladı: “Havuz dışındaki araç gruplarında ve basamaklarda serbest tarifeye geçilmesini ve genel koşullarda maliyet artırıcı düzenlemelerin yapılmamasını istiyoruz. Ayrıca eşdeğer parça kullanımının desteklenmesi ve değer kaybı sorununun çözülmesi de önerilerimiz arasında yer alıyor."
OTOMATİK KATILIM TALEPLERİ
Sigorta sektörünün, BES ve Otomatik Katılım tarafında da eksik bulduğu bazı noktalar var. BES’te katılımcı sayısı 6,9 milyona, fon büyüklüğü de devlet katkısı dahil 74,8 milyar TL’ye ulaşmış durumda.
Can Akın Çağlar, bu yıl başlatılan Otomatik Katılım’da son rakamlara göre cayma oranının yüzde 57 olduğu bilgisini verirken, bu oranın düşürülmesi gerektiğine dikkat çekti.
Çağlar’ın Otomatik Katılım’da yapılmasını önerdiği revizyonlar ise başlıklar halinde şöyle:
- İşveren katkısının cüzi ve tedrici olarak sağlanmaya başlanması,
- Bin TL devlet katkısının nemalandırılması,
- Portföy yönetiminde yüzde 40 kuralının kaldırılması,
- 18 yaşından küçüklerin sisteme girmesine yönelik mevzuat değişikliği.
Toplantının ardından konuştuğumuz bir sigorta şirketinin genel müdürü, “İlk yapmamız gerekeni son anda yapıyoruz. İletişimin bu kadar kopuk olmaması gerekiyordu, şimdi yeni yeni kuruluyor.
Sektör ceza tehdidiyle çalışamaz ki. Bütün bunlara rağmen, olumlu bir iletişim köprüsü kuruldu ve Ankara, eskisine göre daha olumlu bir yaklaşım içinde. Bu yaklaşımı uygulamada da görmek istiyoruz” diyor.