Tüketici enflasyonu yüzde 15,4, üretici enflasyonu yüzde 23,7, gösterge tahvil faizi yüzde 20’ye dayandı. Bankaların Merkez Bankası’ndan sağladığı fonların maliyeti yüzde 17,75.
Bankaların başlıca fon kaynağı olan mevduat faizi oranları da paranızın tutarına ve pazarlık gücünüze bağlı olarak 32 gün için yüzde 16,5 ile yüzde 19 arasında değişiyor.
500 bin liranın altındaki mevduat için bankalar yüzde 17’nin altını önerirken, 500 bin TL civarındaki mevduata yüzde 17-18 arasında oranlar öneriliyor. Mevduat tutarı 1 milyon TL’yi aştığında ise yüzde 19’lar dillendiriliyor.
Mevduat faiz oranları bu seviyelerde değişirken, bu oranların kredi faizlerine yansımaması mümkün mü? Tabii ki değil. Bankacılar, “Kredi faiz oranlarının yükselmesi kaçınılmaz” diyor.
Edindiğimiz bilgilere göre, bir ay öncesinde faktoring şirketlerinin uyguladığı yüzde 25’lik kredi faiz oranları, geçen hafta boyunca ticari bankaların oranına dönüştü.
Bir bankacı, “Maliyetler ortada, dolayısıyla kredi faizlerinin de yüzde 25’lere dayanması sürpriz değil” demekle yetiniyor. KGF kaynaklı kredilerde bile bu oranların uygulandığına dikkat çeken bir iş insanı, “Maliyetler artıyor, tahsilat vadesi uzuyor.
Bu maliyetlerle şirketlerin bilançoları nasıl sağlıklı olacak?” sorusunu yöneltiyor. Seçimler öncesinde Hazine’nin “Yüzde 17’nin üzerindeki faiz oranlarına garanti vermem” diyerek yüksek faizli KGF kaynaklı kredi sözleşmelerini onaylamaması uygulaması da ortadan kalkmış görünüyor.
Bir bankacı, “Seçimler öncesinde öyle bir durum vardı. Ama şimdi hiçbir banka yüzde 17-18’le kredi vermez ki. Yüzde 19’luk mevduat faizlerinin olduğu yerde, kredi faizlerinin ne olacağı belli. Hazine de bunu biliyor ve bu yüzden faiz ısrarı ortadan kalktı” diyor.
Büyük bir bankanın kredilerden sorumlu genel müdür yardımcısı da kredi faizlerindeki yükselişe iki neden gösteriyor. Birincisi, yurtiçindeki mevduatın sınırlı olması. Reel olarak yükselişten ziyade son iki aylık süreçte hem TL hem de döviz mevduatında bir miktar azalma var.
Bu azalışın ne anlama geldiği gayet iyi biliniyor. Azalışın nelere yol açacağı da… Örneğin, mevduat faizi için bankalar daha fazla pazarlık yapacak ve daha iyi faiz rekabeti yapacakları kesin.
Doğal olarak da 32 gün ile 45 gün aralığına sıkışan mevduat için bankalar müşterilerine daha iyi oranlar vermek zorunda kalacak gibi görünüyor. İkincisi, yurtdışı kaynaklarında görülen maliyet artışı.
Türkiye’nin düşen rating notları ve Türkiye algısındaki bozulma, Türk bankalarının borçlanma maliyetlerine yansıyor. Bir bankacı, “Borç her zaman bulunur, yenilenir. Önemli olan maliyetinin ne olduğudur. Koşullar maalesef bizden yana değil” değerlendirmesinde bulunuyor.