Türk Ekonomi Bankası (TEB), Türkiye’de KOBİ deyince ilk akla gelen bankalardan biridir. TEB’in ekonomiye ve müşterilerine sağladığı desteğin en önemli göstergesi olan dağıttığı krediler, 2016’da aktiflerinin yüzde 71’ini oluşturdu.
Bankanın aktif toplamı ise geçen yıl yüzde 11 artarak 79,7 milyar TL’ye ulaştı. 2017’de gerek makroekonomik performansta gerekse yatırım iştahında kayda değer artışlar yaşanacağını savunan TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, bu yıl hem banka bilançosunda hem de ülke ekonomisinde çok daha iyi bir performans bekliyor.
Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde muhabir arkadaşımız Aram Ekin Duran’a konuşan Leblebici, ekonomide iyiye gidişatı şu başlıklarla anlatıyor:
■ 2016 çok zor bir yıl olmasına rağmen, Türkiye bütün kurumlarıyla, bankacılık sektörüyle, düzenleyici kurumlarıyla, özel sektörü ile çok iyi koordine oldu.
Bu koordinasyon sonucunda da zaten 2017’nin ilk çeyreğinden itibaren hafif hafif toparlanmaya başladık. 80 milyon nüfusa sahip bir ülke olarak o kadar çok sorunla bir arada uğraştık ki, herhangi bir Avrupa ülkesi bizim karşılaştığımız sorunların yarısıyla karşılaşsa çok kötü durumda olurdu. Biz karşılaştığımız sorunların büyük kısmını halletmiş durumdayız.
Evet, bu süreçte işsizlikte birtakım olumsuzluklar yaşanıyor ama bu ayrışmalar o kadar sert değil. Şimdi bu sorunları çözmeye başladık. Çözdükçe istihdam ve büyümede geriye dönüşler başlayacak.
■ Merkez Bankası’nın veri seti, benim veri setimden çok daha fazla ve asimetrik bir bilgi haznemiz var. Bu nedenle Merkez Bankası’nın faiz politikasını kendi elimdeki veri setiyle değerlendirmek benim açımdan tam mümkün değil. Ama bu politikaların sonucuna baktığımızda, fiyat istikrarı sağladık mı? Sağladık. Enflasyonun belirli nedenlerden dolayı geçişkenliği oldu ama onun da yavaş yavaş gerileyeceğini düşünüyorum. Elde ettiğimiz sonuç fiyat istikrarının sağlanmış olmasıysa, demek ki iyi yöne doğru gidiyoruz. O nedenle Merkez Bankası başarılıdır diye bakıyorum. Yani ben öncesinden daha çok sonuca bakıyorum. Şu anda kullanılan araçlar çalışıyor gözüküyor.
■ Geçen yılın son çeyreğinde KOBİ kredilerinde bayağı bir düşüş görmüştük. 2017’nin ilk çeyreği ile beraber bir artış görmeye başladık. Bu artışın bilançolarımıza yansıması olacaktır. Sektör için söylemek gerekirse, bu yıl kredi büyümesinin yüzde 20’leri bulacağını düşünüyorum. Bu ciddi bir büyümedir. Bunun içinde kurumsal krediler de vardır ama büyük payı ekonominin bel kemiği olan KOBİ’ler alacaktır. Tabii ki verimli şirketlerimiz de var, daha az verimli şirketlerimiz de...
Hep beraber ülkenin daha iyiye gitmesi için daha çok çaba sarf edeceğimiz bir döneme girmeye başladığımızı düşünüyorum.
■ Yakın zamanda Anadolu’daki yatırım iştahında artış gözlemleyeceğiz. Bu tıpkı inşaata kat çıkmak gibi. Ekonomide her şey önce temel ihtiyaçları karşılamakla başlar. Sonra ekonominize yeni şeyler, inovasyon katıyorsunuz. Daha sonra da rekabetçi ürünler üretiyorsunuz.
Türkiye geçmiş yıllarda bu ilk katmanları inşa etti. Şimdi bundan sonraki katman ne? Anadolu’daki KOBİ’leri daha girişimci, daha global platforma taşıyabilmek. Geçen yıl politik gelişmelerden biraz tıkandık ama bu yıl olumsuzluklar aşılıyor gibi. Hemen katman çıkamayabiliriz ama katman çıkmaya başladık diye düşünüyorum. Önümüzdeki 2-3 yıllık dönemde KOBİ’lerde daha fazla yatırım göreceğiz.